Pamukta ithalat sınırlaması yanlış

Tüm paydaşların katıldığı video konferansta Türkiye’de pamuğun stratejik bir ürün olarak kabul edilmesi ve yeni bir yol haritası oluşturulması istendi.

Geçtiğimiz hafta DÜNYA gazetesinde yer alan 'Cumhurbaşkanı'ndan pamukçuların 7 talebi' manşeti ile ilgili olarak pamuk ve tekstil üreticileri bir video konferansta bir araya geldi. Toplantıda pamuk sektörünün zor bir yıl geçirdiği, ihtiyaçlarının karşılanması gerektiği ancak pamuğa ithalat sınırlaması getirilmesi yönündeki çabaların sorunu çözmeyeceği bunun tekstil ve hazır giyim sektörüne zarar vereceğinin altı çizildi.

Pamukta yaşanan sorunların çözümü için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sunulan ve 7 talep içeren rapor, ticaret borsası başkanları, sanayi odası başkanları ve temsilcileri, ihracat birliklerinin başkan ve temsilcileri, Ulusal Pamuk Konseyi Başkanı ve Türkiye Tekstil Sanayi Meclis Başkanı'nın katıldığı geniş bir platformda değerlendirildi. Video konferans olarak gerçekleşen toplantıda, taraflar Türkiye'de pamuğun stratejik bir ürün olarak kabul edilmesi ve üretimi, kalitesi ve verimliliğinin artırılması için bir yol haritasının oluşturularak hassasiyetle izlenmesi gerektiğini vurguladılar. Pamuk sektörüne ilişkin güncel gelişmelerin ele alındığı toplantıda, Cumhurbaşkanı'na ve Tarım Bakanlığı'na sunulan raporda yer alan, “ithalatın durdurulması ya da sınırlandırılması” yönündeki talebin ise, her bakımdan yanlış bir talep olduğu yönünde fikir birliği oluştu. Toplantıda, ithalata getirilecek kısıtlamaların pamukta hiçbir sorunu çözmeyeceği gibi, milyarlarca dolarlık tekstil ve hazır giyim ihracatını da engelleyeceğine dikkat çekildi. Taraflar, sorunların çözümü için birlikte hareket edilmesi ve ortak açıklama yapılması konusunda da anlaştı.

DÜNYA Gazetesi yöneticisi Hakan Güldağ'ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen video konferansta özetle şu görüşler dile getirildi:

“Destekleme primi bir sezon önce belli olsun”

Pamuğun stratejik bir ürün olduğunu vurgulayan TOBB Türkiye Tekstil Meclisi Başkanı Adil Sani Konukoğlu, pamuk ithalatının kısıtlanmasının doğru olmayacağını belirterek, “Sanayicinin toplam ihtiyacı 1.6 milyon ton civarında. Üretimin ortalama 700-750 bin civarında olduğu söyleniyor. Üretim, tüketimi karşılamıyor. Pamukta esas konu devlet desteklerinin erken açıklanması. Bir sonraki sezonun destekleme primi, ekimden önce bu sezonda açıklanmalı. Pamukta hasat başlamış, çırçırcılara mal girmiş ama ama destekleme primi açıklanmamış olabiliyor. Bu koşullarda pamuk üretmemiz nasıl beklenir? Kesinlikle ekim ayından önce açıklanmalı. Pamukta bugünden 2021 sezonunun fiyatı, destek primi önceden belli olmalı. Çiftçi de desteklere baksın, pamuk mu ekiyor, buğday mı ekiyor karar versin. Çiftçiyi kendi başına bırakıyoruz. Pamuk ekiyor, zarar ediyor. Sonraki yıl bakıyor buğday kârlı, herkes buğdaya dönüyor. Üretimi desteklemek için pamuk stratejisi belirlenmeli. Lisanslı depoculuk gibi konuları da destekliyoruz. Ama ithalatın ksıtlanması gibi yaklaşımlara kesinlikle karşıyız. Doğru değil. 25 milyar dolar ihracatı olan tekstilin önüne engel koymuş oluruz. Gelin hep birlikte yetkilileri ikna etmeye çalışalım. Bir sonraki sezonun fiyatlarının şimdiden açıklanmasının yolunu arayalım. Ayrıca pamuğun ucuz olması bizim işimize gelen bir durum değil. Pamuk ucuz olunca fiyatlarımız da etkileniyor. Cumhurbaşkanı'na iletilen taleplerde yer verilen 60-70 bin ton pamuğun devretmesinin sebebi iplikçi değil. Pandemide iplik iplikçinin elinde kaldı. Sorunlar tek taraflı değil. Hepimiz toplanalım. Gerçekler üzerinden birlikte hareket edelim. Meseleyi doğru ortaya koyup, bütün müracaatlarımızı birlikte yapalım. Pamuğun ekiminden, çırçırlanmasına kadar neler yapılması gerektiği, işimizi nasıl iyileştireceğimiz konusunda hep birlikte çalışalım” çağrısında bulundu.

“İthalat durdurulmalı talebi tehlikeli”

İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçılar Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz, “Pamuğu sadece bir tarım ürünü olarak görmek yanlış. Pamuk aynı zamanda sanayinin hammaddesi. Daha fazla üretilmesi bizim içinde önemli. Sanayici olarak öncelikle yerli pamuk kullanıyoruz. Türkiye’nin tarım ülkesi olduğu yıllarda pamuk bizim ihraç ürünümüzdü. Şimdi işler değişti. Artık ürettiğimiz pamuk yerli sanayicinin bile ihtiyacını karşılamıyor. Bu da iyi bir şey. Gelişmemizin göstergesi. Şimdi daha fazla üretmek için çalışmamız gerek. Bu yıl hesaplanan üretim miktarı olan 550 bin ton pamuğun karşılığı 1 milyar dolar. Yani Türkiye’nin 1 milyar dolarlık pamuk hasılatı var. Ama bugün Türkiye’nin sadece 25 milyar doları hazır giyim olmak üzere, toplam 65 milyar dolarlık tekstilden ürettiği bir ciro var. Bu çerçevede, "ithalat durdurulmalı" talebi çok tehlikeli. Cumhurbaşkanı'na pamuk üreticilerinin sunduğu raporda güzel, doğru birçok talep de var ama öyle bir madde yazıyorsunuz ki, hepsinin önüne geçiyor. O yedi talep içinde bizim de desteklediğimiz noktalar var. Ama 60-70 bin ton pamuk kalmış. Bu kadar zaman neden bekledi acaba? Pamuk altın gibidir. Piyasası, borsası var. Uluslararası değeri var. Pamuk elde kaldıysa fiyatı beğenmemiştir, tüccar ya da üretici. Fiyatın artacağı yönünde beklentisi vardır ki, olabilir. Pamuk bu özelliğiyle diğer tarım ürünlerinden ayrılır, bekletebilirsiniz. Tercih kullanmıştır, beklemiştir. 60-70 bin ton bizim tüketimimiz içinde çok önemli bir rakam da değil. İthalatı engellemeyi, durdurmayı, kısıtlamayı hiçbirini, hiçbir yerde telaffuz etmememiz gerek” diye konuştu.

“Pamuk ithalatına hiçbir birliğin karşı olmadığını bildirelim”

"Tekstil ve konfeksiyon sektörü olarak 1 milyon 60 bin kişiyi istihdam ettiklerini" vurgulayan Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç, "Pamuk bizim hammaddemiz. Türkiye’de yeterli pamuk olsa hiçbirimiz pamuk ithal etmeyiz. Ne borsacıların ne de iplikçilerin pamuğun ithalatına karşı olduğunu düşünmüyoruz. Biz etle tırnak gibiyiz. Pamuk üretilmese bu ülkede sanayi olmaz. Bugün sanayileşmemizin en önemli sebeplerinden biri ülkede pamuk yetiştirilmesidir. Sanayi pamukla başladı. Türkiye’de pamuğa bu kadar prim verilirken, pamuğun ihraç edilmesinin doğru olmadığını düşünüyordum. Ancak pamuk fiyatlarını dengelediğini de gördüm. Yeterli pamuk olsa da keşke bu toplantıyı yapmasak. Bugün bizim ihtiyacımız 1.6 milyon ton ise ithal etmemiz gerekiyor. Bunun başka yolu yok. Eğer hükümetimiz bu sektörün çalışmasını istemiyorsa vazgeçeriz. Pamuğun ithalatına hiçbir birliğin karşı gelmediğini basın bildirgesiyle belirtmemiz gerekir. Pamuğun desteklenmesi ile ilgili biz tekstilciler, pamuk konseyi kadar mücadele ediyoruz. Ben her platformda söylüyorum. Pamuğu ektirmezseniz, bu ülkede iş yapamayız. Pamuğun her şeyi değerli. Her şeyi para... Pamuğun sapını yakıp enerji elde eden arkadaşım var. Çiftçimizi ne kadar mutlu edersek o kadar pamuk ekileceğine inanıyorum.”

“Uluslararası markalar nezdinde de kötü duruma düşeriz”

İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Mustafa Gültepe, “18 milyar dolar ihracatı yapan sektörün başkanı olarak, bizim bakışımız net. Herkes pamuğun desteklenmesi, ekimin genişletilmesi, tarlada verimin artırılmasını istiyor. Tarım politikası ile ilgili olan tüm maddelere itirazımız yok. Açıkçası başka şansı da yok. Pamuk sanayi ürünü... İthalatın durdurulması gibi bir talep varsa, hepimiz bunun arz-talep tarafından baktığımızda yanlış olduğunu söylüyoruz zaten. Ayrıca, bu tip bir kısıtlama ya da yasaklama bizi uluslararası markalar nezdinde de kötü duruma düşürür. Pamuk üreticileri ihtiyaç duydukları destekleri almak için farklı bir yönden konuyu gündeme getirmek istediler sanıyorum. Yoksa bu konuda, ancak pamuk üreticileri, tekstil üreticileri, perakende konfeksiyon üreticileri bir araya gelerek, hepimizin çıkarına toplu ses çıkarabilirsek ulaşmamız gereken noktalara çok daha kolay ulaşabiliriz. Pamuğun ithalatına yasak koyalım diye bir şey söylediğinizde düşünmeniz lazım. Hazır giyim olarak 18 milyar dolarlık ihracatı biz nasıl, neyle yapacağız? En büyük problemimiz şu; birlik, oda, borsa olarak bir araya gelmeden, incelemeden bakanlıklara ulaştığınızda bu sadece güç kaybı yaratıyor. Biz ‘Türkiye’deki pamuk üretimini nasıl 1 milyon tonun üzerine çıkarabiliriz’i konuşmalıydık. Çünkü katma değerli, kaliteli üretim için iyi pamuğa da ihtiyacımız var” dedi.

“Pamuğu 100 lira ucuza alsa ipliği 200 lira değer kaybeder”

Akdeniz Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçı Birlikleri Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Doğan, şunları söyledi: “Net pamuk ihracatçısı olduğumuz dönemde iplikçinin hissi davranıp devletin desteği ile üretilen hammaddenin yurt dışına gitmemesi mücadelesi vardı... Şimdi resim tersine döndü. Bugün ana mesele çiftçi, tüccar, çırçırcıdan ziyade iplikçi. İplikçi bu işin lokomotifi. Bu lokomotif, bu vagonları çekmezse oradan kalkar. Çiftçi tekrar dönemez, Çukurova’da narenciyeye dönmüş pamuk tarlalarının tekrar pamuğa dönme şansı yok. Bundan sonraki çiftçinin pamuk ekilebilir alanlarının muhafazası için hep beraber bütün gücümüzle çiftçinin üretebilir ve kâr edebilir hale geçmesini sağlamamız lazım. Kütlüğün fiyatı 6.35 liraya çıktı. TARİŞ katkıda bulunup ben ithal fiyatından alıcıyım dedi. Çiftçinin, çırçırcının pamuğunun satılamadığına dair güncel bir problem kalmadı. Bizim iplikçimiz hiçbir zaman pamuğu ucuza almak istemez. Çünkü pamuğu 100 lira ucuza alsa ipliği 200 lira değer kaybeder. İplikçinin önünde iplik alıcısı var. Herkes birbirini kontrol ediyor. Türkiye’de üretilen pamuğun doğru kalitede üretilmesi, doğru çırçırlanması, doğru tasnif edilmesi, doğru ürüne de doğru fiyatın verilmesi... Devlet maalesef tasnif ve standardizasyon işinde görevi üstünden attı. Şu anda çırçır fabrikalarının çoğunda üretilen balya çıplak. Üstünde ne bölge, ne çırçır ne parti numarası yok. Filan şehirdeki bir balya çok kolay şekilde İzmir’deki çırçır fabrikasında İzmir pamuğu diye pazarlanabilir bir duruma geldi. Doğru kalite, doğru tohum, doğru çırçırlama işinde bu yanlışlıkların giderilmesi, bu üretimin artırılmasında ana enstrümanlar. Amerikan pamuğunun rutubeti yüzde 5, içerden aldığımızın yüzde 9. İthalat sadece içerdeki üretim yetmiyor diye yapılmıyor. Nitelikli pamuk için de yapılıyor. Amerikan pamuğuna uygulanan yüzde 3 vergi de çok yanlış bir karardı. Doğrudan iplikçinin ithal maliyeti arttı. Müdahalelerde karşı çıktığım şey şuydu; herkesin menfaatini korumak gerekir. Üretimi artırmak adına hep beraber çalışmamız lazım.”

“GDO'suz pamuğumuzu dünyaya satalım”

İTHİB Başkan Yardımcısı Mehmet Fatih Bilici, “Burada en önemli iş üretimi artırmak. Hep birlikte buna odaklanmamız gerekir. Çiftçinin dertlerini anlatmamız lazım. Türkiye’nin ihracat birim değeri bugün 1 dolar. Tekstilde bu 4.5 dolarda. Türkiye ortalamasının üzerinde. Enerjimizi daha iyi yerlere verip, hep beraber, bir an evvel ‘Türk çiftçisine daha fazla nasıl pamuk ektiririz’in çalışmasını yapmamız lazım. Türkiye'nin pamuğu GDO’suz. Dünyada bunu tanıtarak, daha yüksek fiyatlı ürün geliştirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Şansımız yüksek. Bir an önce hataların üzerine gitmemiz lazım. İstifleme sıkıntısı var. 2 liralık pamuğu 4 liralık pamukla karıştırıp, 3.5 liradan satılmaya çalışılıyor. Bunları düzeltmemiz şart. İthalata yasaklama tekstil sektörünü zorda bırakır. Yabancı markalara üretim yapıyoruz. Onların şartları zaten en baştan belli. Bize kullanmamız gereken pamuğu da söylüyor. Bizim talepleri karşılayabilmemiz için kalitemizi de üretimimizi de artırmamız lazım” dedi.

“Pamuğu kurtaralım derken tekstili batırmayalım”

Güneydoğu Anadolu Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Fikret Kileci, “Bu ülkenin topyekün bir tarım politikası olması gerekiyor. Tekstil ülkesiyiz, tekstil üreticisiyiz, tekstil bizim en önemli kaynaklarımızdan bir tanesi... Dünyada söz sahibi olduğumuz sektörlerden biri. Bu sektörün paydaşları kendi içinde bazı kararlar alırken lütfen büyük resme baksınlar. Bir tarafta ortalama birim değeri 1.5 dolar olan pamuğun tabii ki artması gerekiyor. Öbür tarafta hazır giyimde birim değeri 14 doların üzerine çıkmış, tekstilde iplik, kumaş vs. birim değeri 4 doların üzerine çıkmış bir sektörden bahsediyoruz. Böyle bir sektörü yanlış yönlendirmek doğru değil. Bu konuda talepleri, bazı yazıları üst mercilere iletenlerin iki defa düşünerek yazması, iletmesi gerekir. Tekstil konusunda bir şey talep ederken tüm paydaşların fikri alınmalı. Pamuk üreticisi desteklenmeli. Herkes hemfikir. Ama pamuk üreticisini bir noktaya taşıyacağım diye tekstil sektörünü yok sayamazsınız. Bugün 30 numara yerli ipliğin fiyatı 2.75 dolar, ithalatta 2.20-2.40 dolar. Biz ‘yerli iplik üreticisini nasıl destekleriz’ derken, yerli iplik üreticisini hammaddesini yasaklama çabasını doğru bulmuyoruz” diye konuştu.

“Tekstilin hammaddesini kısma lüksüne sahip değiliz”

Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği Pınar Taşdelen Engin, “Ekstra vergilendirmeler ya da sınırlandırmalarda fevri değil, çok daha hassas, dengeli ve dikkatli hareket edilmesi gerekiyor. İçerde pamuk yeterli değilse, tekstil ve konfeksiyoncunun hammaddesini kısma lüksüne sahip değiliz. İçerde üretimin kalitesini artırmak için ne gerekiyorsa tabii ki yapılmalı. Dahası, içerde üretimi olmayan hammaddelerin de üretimi yapılmalı. Ancak bunlar bugünden yarına hemen olacak işler değil. Bizim planlı programlı bir şekilde hareket ederek, gayet başarılı olan tekstil ve konfeksiyon sektörümüzü beslemeye devam etmemiz gerekiyor. Politikalarımızı da buna uygun olarak düzenlememiz gerekiyor. Yoksa içerde üreticilerimizin yerli malını kullanmayalım, illa ithal edelim hırsları da yok. Doğru politikalarla, planlamalarla çok daha başarılı olacağımızı düşünüyorum” dedi.

“Devlet desteği değişken olmalı”

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “Konunun taraflarının birlikte yaptığı bu yararlı toplantıda ithalatın kısıtlanmasını destekleyici bir yaklaşım olmadı. O zaman bu tartışmaya bir nokta koyup, ortak bir bildiri hazırlayıp, ithalatın durdurulması, sınırlanması gibi taleplerin karşısına çıkmamız lazım. Pamuk dünyada global bir ürün. Bunun fiyatını biz tespit edemeyiz, üretici de tespit edemez. Bugün devletin arada tampon olması lazım. Bu ürün 1.30 dolara düşerse, devletin vereceği 2 lira destek bir işe yaramaz. Ama fiyat 2 dolara çıktığında artık desteğe de ihtiyaç kalmadı demektir. Belirli ve fiks bir para ile değil arada oynayabilen, esnek bir destekleme modeline geçilmesi lazım. Bunu da Tarım bakanlığı'nın organize etmesi lazım. Dünyada, bilhassa Amerika’da bu böyle hallediliyor. Fiyat düşerken devlet desteği artıyor, fiyat çıkarken devlet desteği azalıyor. Ancak bu şekilde biz üreticiyi korur ve destekleriz. Bunun baremini biz hep beraber çalışıp, bakanlığı da sunabiliriz. Herkese faydalı olur” diye konuştu.

“İthalatın yasaklanmasını kimse istemiyor”

Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Ertuğrul Korkut Tanrıverdi, “Burada uzlaştığımız iki nokta var. İthalatın yasaklanmasını kimse istemiyor ve herkes pamuğa olan desteklerin artırılmasını istiyor. 3 aylık pamuk birikti çünkü pandemi bizi de vurdu. Bir, bir buçuk ay fabrika kapattık. Kısa çalışma ödeneğine başvurduk. Nedenler budur. Yoksa pamuğu ucuza alırsak, bizim ürünümüzün de fiyatını düşüyor. Ben 1 dolara pamuk almak istemiyorum. O zaman para da kazanamıyoruz. Ulusal Pamuk Konseyi’nin daha kapsayıcı olması gerekir. 'İplikçi ne istiyor' diye de sormalı. 'İplikçi neden Amerika pamuğu, Brezilya pamuğu alıyor' diye bakması lazım. Benim ocak ayında kullanacağım pamuğu bugün almam lazım. Ben yerli pamuk kullanmayı isterim ama her pamuktan bizim yaptığımız ipliği yapamıyoruz. İplikçi gözünden bakmak da lazım” dedi.

“İlaçlama suistimale açık”

Türkiye'nin pamuğunu kurtarma ve geliştirme konusunda herkesin mutabık olduğunu ifade eden İTHİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Fatih Bilici, “Benim gönlümden geçen 2 milyon ton pamuk üretilsin. Fazlasını da ihraç edelim. Türkiye GDO’suz pamuk üreten 3 ülkeden biri. En çoğunu da biz üretiyoruz. Bunu dışarıya da satalım. Üreticimiz para kazansın. Yunanistan 250 bin ton, İspanya 60 bin ton GDO’suz pamuk üretiyor. Ama Yunanistan pamuğu çok daha pahalıya satabiliyor. Bize de satıyor. Bizim pamukta kalite ve verimi artırmamız şart. Siz bembeyaz gömlek üreteceksiniz ama bir bakıyorsunuz pamuğun içine jüt karışmış. Bembeyaz gömlekte siyah bir çizgi olsa müşteri satın alır mı? Ekim yapılan arazilerin büyümesi de gerekiyor. Bin dönümün altında makineli tarım olmuyor. Makineli tarımın miktarı çok az pamukta. Çırçırlama tesislerinde de, makine parkurları yenilenmeli. Devletin araya girmesi gerekiyor. Pamuğu stratejik ürün ilan etmeliyiz. İlaçlama konusu da çok mühim. Suistimale açık. Devlet versin ilaçları, yanlış kullanımın da önüne geçilsin. Tarladan, 600 bin ton ürün alacakken sahte ilaç yüzünden 250 bin ton ürün alanlar oluyor. Ancak ithalat yasağıyla olmaz. Bu sorunları 'ithalat yasaklansın' diyerek çözemezsiniz. İhtiyaçlar da farklı. Mesela bugün yerli pamukla ince gömleklik iplik üretilemiyor. Yunan, Amerikan pamuğu ihtiyaçtan geliyor. Tekstil sektörü, Laleli, Merter, Osmanbey’de 12 milyar dolar satış yapıyor. Direkt ihracatı ise 30 milyar dolarlarda... Yasaklama ile önünü kesmek hangi akla sığar? Hermes gibi büyük markalara ürün yapıyorsun ama gömleğinde bir istenmeyen çizgi var. Kabul edilebilir mi? Kaliteli pamuk, kaliteli iplik alman lazım. İthal pamuğu ucuz diye almıyoruz ki. Bazen daha bile pahalı oluyor” diye konuştu.

Sanayicinin pamukta tespit ettiği sorunlar ve çözümleri

✓ Pamuk stratejik ürün olarak belirlenmeli
✓ Pamuk üreticisine sahip çıkılmalı
✓ Pamukta üretici önünü görebilmeli. Destekler ve primler erkenden açıklanmalı
✓ Atıl durumdaki çırçırlama tesislerinin makine parkurları yenilenmeli
✓ Araziler büyüyüp, makineli tarıma geçilmeli
✓ Devlet ilaçlamaya standart getirmeli, hatta kendisi dağıtmalı
✓ Devlet tasniflemeye, istiflemeye standart getirmeli
✓ Üreticiye ve çırçırlama tesislerine lisanslı depo desteği sağlanmalı
✓ Devlet desteği fiyat düşerken artmalı, fiyat çıkarken azalmalı
✓ Sezon destekleri bir önceki sezonda belirlenmeli, ödemeler geç kalmamalı

"ÜRETİCİNİN TALEBİ ANCAK SANAYİCİ İSTERSE GERÇEKLEŞİR"

Pamuk üreticileri, tekstil ve hazır giyim sanayicileri ve ihracatçıların bir araya geldiği video konferansta söz alan Ulusal Pamuk Konseyi Başkanı Bertan Balçık, “Pamuk ile ilgili sorunlar ülkemizdeki üretimi merkeze alarak ele alınmalı. Cumhurbaşkanına sunulan raporun birikimi 3 yıllık bir birikim. Üreticiler, 2018 yılından beri, Çin-ABD ticaret savaşı, dövizdeki atak, maliyetler derken çok ciddi etkilendi. Pamuktaki fiyatları bugünden kalkarak değerlendirmeyin lütfen. Pamuk ekmek istemiyor üretici, kendisini sahipsiz, desteksiz hissediyor. Sektörden bürokratlara yapılan bariz hatalar var. İthalat üreticinin fobisi. Türkiye’de çok ön planda olan bir şey ve üretici en kısa yoldan çözüm olarak onu görüyor maalesef. Bulmak istediği desteği bulamıyor çünkü. İstanbul Sanayi Odası’nın çalıştayında da konuştuk. Artık sanayicinin hammaddenin üretimi konusunda aktif olması gerekiyor. Üreticinin taleplerinin uç noktada ne olursa olsun, ancak sanayici talep ederse gerçekleşeceğini biliyoruz. Üreticilerin, çırçırcıların eksikleri var. Doğrudur. Ama kabul edelim ki, bu sektör başıboş kaldı. Sadece prim desteği ile ilgili değil, yapısal problemlerimiz var. Buralara hep beraber odaklanalım” diye konuştu.

“Destek politikaları en az 5 yıllık olmalı"

Bir süre önce kamuoyuyla paylaşılan İstanbul Sanayi Odası'nın tüm tarafların katılımıyla düzenlediği Tarladan Markaya Pamuk Çalıştayı'nı hatırlatan İzmir Ticaret Borsası Başkanı Barış Kocagöz şunları söyledi: “O çalıştayın sonuç raporunda pamukta neler yapılması gerektiği, nasıl hareket edilmesi gerektiği var. Tarladan gömleğe kadar büyük çerçevede baktık pamuğa... Ülke çıkarlarını önde tuttuk. Bu yıl çok zor bir yıl yaşıyor pamuk üreticileri. Geçen yıldan bu yana yüzde 30-35 ekili alan daralması var. Bu yıl 550-60O bin ton rekolte tahmin ediyoruz. Geçen 10 yılda yapılan çalışmalarla 1 milyon ton hedef koymuştuk. 950 bin tona ulaşmaya başladık. Ama 400 bin ton pamuk hesapsızca ithal edildi. Son iki yıldır atılan yanlış adımlarla, son 7 yılda ulaşmış olduğumuz başarı yerle bir oldu. Bunda sektörün farklı hataları da etkili oldu. Nisanda primlerin ödenmemesi en büyük sorunlardan biri. Çiftçi nisanda yeni ekime giriyor, paraya ihtiyacı var. Ayrıca destekleme politikalarının en az 5 yıllık yapılması gerek. Üreticinin 5 yıl boyunca pamuktan ne alacağını bilmesi lazım. Devletin şunu demesi gerekiyor: Ben bir milyon ton hedef koydum, buna ulaşana kadar şu kadar destek vereceğim. Hedefe ulaşınca, fazla geliyorsa o zaman desteklemeyi kısmaya başlayacak. Üretici nisan ayında ne parayı aldı ne de üreteceği pamuğun desteğini biliyor. Hasat bekliyor yine bilmiyor. Sonunda Cumhurbaşkanı'na kadar bu sorunları iletildi. İthalat yasağını savunmak ancak matematiği bilmeyenlerin işi olabilir. Mantıklı değil. Tekstil sanayisini rekabet edebilir kılmak için sıfır gümrüğü var bu ürünün... Ama üretici de canlı kalmak zorunda. Üretici ayakta kalmazsa en başta bu ülkenin sanayicisi kaybedecek. Mısır, buğday, ayçiçekte gümrük vergileri üreticiyi koruyor. En çok destek pamuğa veriliyor deniyor ama destek miktarını gümrük miktarı ile çarpın. Neyle rekabet ediyor pamuk üreticisi görün. Bu yıla gelince iplik sanayicisine de eleştirim olacak. Temmuz sonu, ağustos başı 60-70 bin ton pamuk depoda kaldı. Bu Türkiye’nin bir aylık tüketimi bile değil. Ama millet pamuk satamıyor. Herkes alıcıdan çekilmiş, iplikçinin ihtiyacı yok. Fiyatlar oldu 10,20. Bakıyorsunuz Brezilya pamuğu, 11,70. Ucuza pamuk alarak üreticiyi öldürüyorsunuz. Sadece bakanlığın değil, iplik-tekstil sanayicisinin pamuk politikası olmalı. Ucuza almak için çalışmamalı, üreticiyi de düşünmeli.”

“İthalat yasağı aritmetiğe aykırı”

Çukurova'nın 150 yıllık bir pamuk tarihi olduğunu belirten Adana Ticaret Borsası Başkanı Şahin Bilgiç, “Bugün Adana’da pamuk ekim alanları, 3 milyon dekar alandan 300 bin dekara düşmüş. Pamuk üreticisi zamanında pamukla zengin olmuş. Ancak pamuk üretimi artık hem zahmetli hem de maliyetli bir haline geldi. Üretici alternatif ürünlere yöneldi. 'Bu yıl ekmedim, gelecek yıl ekerim' deme durumu yok. Biz ithalata karşı değiliz. İthalat yasağı aritmetiğe aykırı. Pamuk ithalatı serbest olmalı. Sanayici mecburen karşılamak zorunda ihtiyacını. Ama Türkiye'de pamuk üretilsin istiyorsak, stratejik ürün diyorsak ona göre hareket etmek lazım. Pamuk ekilen topraklar narenciyeye dönmeye başladı. Adana’da narenciye ekilen alanlar 3-4 yıl önce hiç yokken 3. sıraya yükseldi. Üretici para kazanamadığı zaman pamuktan kaçıyor. Para kazanırsa geri döner. Tarımda planlama eksikliğinden bazı değerleri kaybediyoruz” dedi.

80 kuruş olan prim desteği 1,1 liraya yükseldi

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, geçtiğimiz cuma günü pamuk prim desteğini açıkladı. Pakdemirli, şunları söyledi: "Pamuk üretiminde dünyada 6'ncı, verimde 3'üncüyüz. Kütlü pamuk verimi, dekarda yüzde 40 artarak 500 kilograma ulaştı. Bildiğiniz gibi pamukta prim desteği kilogram başına 80 kuruştu. Üreticilerimizden gelen talepler ve yaptığımız analizler sonucu kütlü pamuk primini yüzde 37,5 artırarak kilogram başına 1,1 liraya çıkardık. Ayrıca pamuk üreticilerine, mazot ve gübre desteğiyle birlikte kilogram başına 1,23 lira destek ödeyeceğiz. Hayırlı uğurlu olsun. Mazot ve gübre destekleriyle prim destekleri içinde en yüksek destek tutarını pamuk çiftçisine ödüyoruz."

Petrol fiyatları tırmanıyor! İran rafinerileri hedef tahtasında Borsa düşerken paniklemek yerine fırsatları yakalayın YouTube hesaplarına erişim sorunu yayılıyor! Kanallar silindi Eylül ayında WhatsApp’a gelen yeni özellikler! Dükkân kiraları esnafı da batırıyor! Artışlar ürünlere zam olarak yansıyor Kiracının enflasyonu ikiye katlandı: Zam farkı 30 puan...