Muğla’nın vizyonu 'kırsalda üret, kıyıda tüket' olacak

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, ‘kırsalda üret, kıyıda tüket’, ‘tarlanı satma, ürününü sat’ sloganlarıyla kıyı ve kırsal arasında birbirini tamamlayan bir bağ kurmak için çalışıyor. Gürün, bunu gerçekleştirirken de en çok kooperatifler ve kadınlarla ortaklığı ön plana çıkarıyor.

Ahmet USMAN

Muğla’da uzun yıllar hekim olarak görev yapan, 3 dönem Muğla Tabip Odası başkanlığı görevini yürüten Osman Gürün, 1999’da Muğla Belediye Başkanı seçildi. 15 yıl bu görevi sürdüren Gürün, 2014’te Muğla büyükşehir statüsü kazandıktan sonra da Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin kurucu başkanlığı gibi zor bir görevi ifa etti. Başkanlıkta 20 yılı geride bırakan Gürün, bu süre boyunca en büyük çabayı kentin doğal yapısının korunması, kırsal kesimin ilin zenginliklerinden daha fazla pay alması, turizmin çeşitlenmesi gibi konularda harcadı. Geçen 5 yıllık dönemde borç ödemeleriyle birlikte 1 milyar 424 milyon TL’lik yatırım yapan büyükşehir belediyesi, bu 5 yıllık dönemde ise 2 milyar 737 milyon TL’lik yatırım öngörüyor. Gürün, şimdiye kadar yaptıkları çalışmaları ve önümüzdeki dönem için planlarını DÜNYA Gazetesi Ege Bölge Temsilcisi Yaşar Kuş’a anlattı.

● Turizm bölgelerinde yaz ve kış nüfusu arasındaki farklar nedeniyle belediyecilik hep zor olmuştur. Siz de Bodrum, Marmaris, Fethiye gibi hepsi ayrı bir marka olan önemli ilçelere sahipsiniz. Bu durum sizi zorluyor mu?

Sadece yaz-kış farkı değil, Muğla nüfusunun coğrafi dağılımı da bizim için büyük bir dezavantaj. 13 bin 297 kilometrekare alana sahibiz. Diğer büyükşehirlerde nüfusun üçte ikisi merkezde yaşadığı için altyapı hizmetleri dar bir alanla sınırlanmış olur. Oysa bizde merkez nüfus diye bir şey yok. Merkez nüfusumuz neredeyse büyükşehir toplamının onda biri. Fethiye, Marmaris, Menteşe, Bodrum, Milas gibi ilçelerimiz de 100 bin ve üzerinde. Biz, bu yaygın coğrafyaya altyapı hizmeti vermek zorundayız. Bu da yatırım maliyetlerimizi çok yükseltiyor. Bir diğer handikabımız da yazkış arasındaki nüfus uçurumu. Bizim nüfusumuz 983 bin ama altyapının projelendirmesini 5 katına göre yapmak zorundayız. Çünkü yazın bu rakam 5 milyona çıkıyor. Altyapıyı hem daha geniş coğrafyaya, hem de daha yüksek kapasiteli yapmak zorunda oluşumuz maliyetlerimizi büyük ölçüde artırıyor. İller arasında nüfus artışı hızında 6'ncı sıradayız. Nitelikli göç istiyoruz.

● Bu handikabları aşmanın yolu nedir?

Biz kendi olanaklarımızla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Fakat bu yeterli değil. Mesela bu 5 yıllık dönemimizde en büyük yatırımı Bodrum’a yapacağız. Çünkü Bodrum’un altyapısı sıfır. 322 milyon TL’lik yatırımın startını geçtiğimiz günlerde verdik. Merkezi hükümet turizmde üçüncü sırada olan Muğla’ya özel yaklaşıp, altyapı yatırımları için finansman temin etmeli. Bunu da hibe şeklinde yapmalı. Çünkü altyapı tamam olunca turizm gelirleri artacak, bu da ülke ekonomisine yansıyacak. Muğla’nın eksiklerinin tamamlanması için 5 milyar TL lazım. Sürdürülebilir Kentler Projesi için iki etap halinde 83 milyon euro'luk kredi aldık, üçüncü etap için de müracaat ettik ama bunlar geri ödemesi olan kaynaklar. Devletin bunları hibe etmesi lazım ama maalesef öyle bakılmıyor.

● Altyapı sorunlarına rağmen Muğla’nın pek çok alanda potansiyeli var. Bunları harekete geçirmek için ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?

Bir yarışma programında Muğla ekonomisinin hangi sektöre dayandığı sorulsa, herkes tereddütsüz turizm der. Ama öyle değil. Nüfusun yüzde 60’ı kırsal kesimde yaşıyor ve hayatını tarımla idame ettiriyor. Biz de ekonomik girdilerini yükselterek onları orada yaşamaya devam ettirmeye çalışıyoruz. Üniversite bünyesinde yaprak, toprak ve su tahlili yapan bir laboratuvar kurduk. Bütün Muğla’nın toprak haritasını çıkardık, kitap olarak yayımladık. Çiftçiyi eğitiyoruz, hangi bitkiyi ekmesi gerektiğini söylüyoruz. Kabul ederse yarı parasını karşılayarak fidan desteği veriyoruz, kontrol ediyoruz, ürünün katma değerini artırabilecek öneri ve destekler sunuyoruz. Örneğin türüf mantarı deneme istasyonu kurduk. Verimsiz topraklarda yetişen bu ürünün kilogramı 300 ile 3 bin euro arasında satılıyor. Denemeyi yapıp prototip oluşturacağız, sonra da uygun tarlalarda onu teşvik edeceğiz. Lavanta tarlaları ve bunu işleyecek tesis kurduk.

● Tarımın en önemli sorunlarından biri pazarlama. Bu konuda desteğiniz var mı?

Pazarlamada belediyemize ait Mensa şirketi görev alıyor. Atalık tohumları yetiştirdiğimiz bir merkez kurduk. 800’den fazla sebze, meyve ve tahıl tohumunun bulunduğu bu merkezden 72 ile tohum gönderiyoruz. Genetik saflığı onaylanan tohumları eksi 193 derecede koruyoruz. Şimdi herkes yerel tohumları konuşuyor ama biz bu konuda çalışmaya 5 yıl önce başladık. Bunları yaparken de en önemli partnerlerimiz kooperatifler ve kadınlar. Kadınlar işi sahiplenince başarı peşinden geliyor. 2015’te kadın kooperatiflerine 2 serada alım garantili çiçek üretimi yaptırdık. Şimdi bu sayı 25’e çıktı. Pazarlamaya belediyelerle başladık, arkasından oteller geldi, şimdi diğer şehirlere de satış yapıyorlar. Süt, balık, bal, çiçek gibi pek çok konuda kooperatiflerle çalışıyoruz. Kooperatiflerle protokol yaparken gerektiğinde hesapları inceleme, genel kurula katılma şartı koyuyoruz. Belediyenin verdiği güven üye artışına neden oluyor. Şarap, elma sirkesi üreticilerini de kooperatif çatısı altında birleştireceğiz.

● Pazarınız nereler?

Bizim bir avantajımız da sahildeki oteller. Sürekli tüketim var. İstikrarlı, nitelikli ve yeterli üretim varsa onun pazarı hazır. Fakat kıyıda tüketenler, kırsalda bulamadıkları için ihtiyaçlarını dışarıdan alıyor. Onun için Muğlalılara, “kırsalda üret, kıyıda tüket” diyoruz. Kırsalın çıktısının kıyının girdisi olduğu simbiyotik, yani birbirini tamamlayan bir yaşam kurguluyoruz. Bir diğer sloganımız da, “toprağını satma ürününü sat”. Bunun için kırsalda ekonomik olarak gençleri tatmin edecek, yaşam kalitelerini belli seviyelerin üzerine taşıyacak bir ürün yelpazesi oluşturmamız lazım. Hayvancılık için soğuk tanklar veriyoruz, böylelikle üretici alıcıya bağımlı kalmıyor. Yüzde 68’i orman olan Muğla’da büyükbaş yerine keçi ve koyunun ağırlıklı olduğu bir hayvancılık daha uygun. Aile işletmelerine, kadınlara kıl keçisi dağıtıyoruz. O keçilerin yavrularını alıp başkaillarına dağıtıyoruz. İpekböcekçiliği ile ilgili çalışmamız var. Sakız ağacı için denemeler yapıyoruz. Halin içinde sebze-meyve kurutma tesisi kurduk. Dökülecek olan sebze meyveleri kurutup pazara sunuyoruz.

● Turizm Muğla için çok önemli. Kentte turizmin geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Turizm master planı yaptırıyorum. Bununla 'turizmde neredeyim, kaç yatağım var, bunların kalitesi nedir, yeterli mi, fazla mı, 20 yıl içinde nerede ne kadar yatak kapasitesi lazım, altyapı ihtiyacı nedir' gibi soruların yanıtlarını belirleyeceğiz. Önümüzdeki 20 yıl deniz-kum-güneş turizmi elbette devam edecek ama turizme müşteri gönderecek en büyük ülkeler Çin ve Hindistan olacak. Bunu fütüristler çok net ifade ediyor. Onlar da deniz, kum, güneşe değil yerel yaşam, arkeoloji ve tabiat varlıkları gibi kültür değerlerine bakıyor. Bizde bunların hepsi var. Şu an Muğla’da tespit edilmiş 110 antik kent var ama gerçek rakam bunun çok üstünde. Bunu önce Muğlalıların fark etmesi ve sahiplenmesi lazım. Bunun için bir bölge müzesi yaptırıyoruz. Amacımız öncelikle Muğlalılara, Muğla’nın kültürel değerlerini göstermek. Çocuklarımızda, gençlerimizde kendi değerlerini bilme, bilerek sahip çıkma duygusu uyandırmak istiyoruz. Kırsalın gelir düzeyinin yükselmesini, kıyı ile kırsal arasında ilişki kurulmasını, alışverişin sağlanarak birlikte kazanmayı, kişi başına düşen harcamanın yüksek olduğu bir turizm anlayışının hakim olmasını sağlamaya çalışıyoruz.

Kaç maden ruhsatı olduğu söylenmiyor

Madencilik Muğla için önemli ama büyük bir vahşet şeklinde uygulanıyor ve adeta bağımsız hareket ediliyor. Ben bu şehrin yerel yöneticisi olarak Muğla için ne kadar arama ve işletme ruhsatı verildiği bilgisini alamıyorum, bize görüş sorulmuyor. 1. Derece Doğal Sit olan Karabağlar Yaylası’nda kömür arıyorlar, bizim haberimiz olmuyor. Buradan çıkan mermerlerin çok büyük bölümü blok olarak satılıyor ve ocaklar doğayı perişan ediyor. Maden Yasası değiştirilip, madeni yüzde 40-50 işlenmiş olarak satma koşuluyla ruhsat verilmeli.

Sanayi kalkınma için vazgeçilmez değil

Biz şehrimize sanayinin gelmesini istemiyoruz. Kalkınmak ve para kazanmak istiyorsam sanayinin negatif etkilerinden soyutlanmam lazım. Potansiyelimi harekete geçirdiğimde ben zaten o ekonomik getiriyi elde ediyorum. Sanayi niteliksiz göçü de davet ediyor, gettolaşmalara, çatışmalara neden oluyor. Milas’ta bizden önce bir OSB çalışması başlamış ve şu an sürüyor. Oysa Milas’ın altı muhteşem bir arkeolojik değer. Biz üstüne sanayi kuruyoruz. Sanayi kalkınmanın vazgeçilmez bir faktörü değil. Ben Muğla’da bilgi üretmeliyim. Bilişim ile ilgili ortam hazırlamalıyım. Silikon Vadisi gibi alanlar kurmalıyım. İki havalimanı, denizi, doğası ile bilgi üretecek kişiler için olağanüstü bir zemin var. Burada inşallah onu kuracağız.

Baraj gölü üzerine GES kuracağız

Bütün çöp deponi alanlarında elektrik üretiyoruz. Metan gazı boşa gitmiyor. Türkiye’de ilk lisanssız santrali kuran belediyeyiz. Belediyeye ait pek çok yapının çatısına güneş enerjisi santrali kurduk. Şimdi de Marmaris’teki Atatürk Barajı’nın sathına güneş enerjisi panelleri kurmak için çalışıyoruz. Bunun için Tarım ve Orman Bakanlığı’nın iznini bekliyoruz. Bakanlık göl sathının da orman olduğunu söylüyor. Oysa ormanda tahribat yapmıyoruz, ağaç kesmiyoruz. Mevzuatı aşınca hemen başlayacağız.

Marina, mavi turu bitirir

Bakanlar Kurulu Kararı’yla yapılan plan değişikliği ile Gökova Körfezi’nde 70 tane büyük marina yapılmaya çalışılıyor. Buna karşı çıkıyoruz, dava açıyoruz. Mavi tur dünyada çıkış noktası Bodrum olan bir turizm şekli. Bu planın hayata geçmesi halinde mavi tur biter. Çünkü koylarının güzelliğinden dolayı mavi turun ana güzergahı burası.

İPA Başkanı Buğra Gökçe: 784 bin kişi yasal takip altında Mert Başaran’dan finansal özgürlük yolunda altın ipuçları İstanbullular dikkat! Hava bir anda soğuyacak, tarih belli oldu Bankaların promosyon yarışı kızıştı: Emeklilere uyarı geldi: 'Acele etmeyin' Birleşik Krallık bu Türk yatırımını konuşuyor: 1 milyar sterlinlik yatırım İstanbul’dan daire fiyatına Roma'dan ev alınıyor