Merkez Bankası PPK’dan 3 yeni üyeyle şok faiz artırımı
Hafize Gaye Erkan başkanlığında toplanan ve yeni isimlerden oluşan Para Politikası Kurulu yüzde 17,5 olan politika faizini, beklentilerin çok üzerinde bir hamleyle yüzde 25'e çıkardı.
Şebnem Turhan |Şebnem TURHAN
Üç yeni üyeyle toplanan Merkez Bankası Para Politikası Kurulu şok bir faiz artışına imza attı ve 750 baz puan artışla politika faizini yüzde 17,5’ten yüzde 25’e yükseltti. Uzmanlar artışın hafta sonu alınan TL mevduatı güçlendirme hamlesini desteklediğini vurgularken dolar/TL'de dün gün içinde yüzde 7’yi aşan düşüş gözlendi, bankacılık endeksi yükseldi, sanayi, ulaştırma ve ticaret endeksi sert düştü.
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu yeni üç üyesiyle ilk toplantısında 250 baz puan olan beklentileri alt üst ederek politika faizini tam 750 baz puan arttırdı ve yüzde 17,5’ten yüzde 25’e çıkardı. En son bu büyüklükte bir faiz artışı Haziran 2018’de Murat Çetinkaya’nın başkanlığı döneminde 850 baz puan olarak yapılmıştı.
Dolar/TL 2 liraya yakın düştü
PPK’da hafta sonu mevduat ve kredi faizlerini yükseltmeyi öngören kur korumalı mevduattan çıkış hedefl eyen adımların ardından bu denli güçlü bir faiz artışı gelmesi sonrası piyasanın tepkisi çok olumlu oldu. Dolar/TL karar öncesi 27.23 seviyelerinde iken kararla birlikte 25.27’e kadar geriledi, yüzde 7’ye varan günlük düşüş yaşandı. Euro/TL ise 29.56 seviyesinden 27.37’ye kadar indi, yani neredeyse 2 liradan fazla geriledi. Döviz kurları haziran sonu seviyelerine geri döndü. Borsa İstanbul’da bankacılık endeksi yüzde 2,7 yükselişle kararı beklerken karar sonrası yüzde 9,6 getiriyle tavana dayandı. Sanayi ve ulaştırma endeksleri ise sert satış yedi. Türkiye'nin 5 iflas risk primi CDS'leri faiz artırımının ardından 29 baz puan düşüşle 382 baz puana geriledi.
Faiz artışlarının devamı gelebilir
Uzmanlar PPK’nın sürpriz artırım miktarını enflasyon beklentileri ile alınan makroihtiyati kararları destekleyici olması nedeniyle oldukça olumlu bulurken bundan sonrası için de kararlı olacağının sinyalini verdiğini vurguladı. Merkez Bankası PPK kararıyla bankaların hem kredi hem de mevduat faizlerinde politika faiziyle daha uyumlu hareket edebileceğine işaret eden uzmanlar kredi kanallarının da açılmasının sağlanabileceğine dikkat çekti. Faiz artışlarının devamını öngören uzmanlar bu denli şok artırımlar beklenmese de verilen mesajın enflasyonu ön plana alan ve enflasyonla mücadelede kararlı bir Merkez Bankası olduğunu vurguladı.
Piyasanın kafası karışıktı
Merkez Bankası ağustos ayı Para Politikası Kurulu toplantısı için beklentiler oldukça karışıktı. Hafta sonu öncesinde anketler 250 baz puan artırım beklerken hafta sonu gelen kur korumalı mevduattan TL mevduata dönüşüm hedefi sonrasında ise PPK’da daha düşük bir faiz artışı yaşanabileceği fikri öne çıkmıştı. Öte yandan PPK’ya yeni atanan Cevdet Akçay, Hatice Karahan ve Yaşar Fatih Karahan’dan da beklenti yüksekti. Üç yeni üyesiyle toplanan PPK son yılların en güçlü faiz artışına imza attı. 750 baz puanlık faiz artışı ile birlikte yeni Merkez Bankası yönetiminin üç toplantıda yaptığı artış 1650 baz puana geldi.
Yüzde 62 seviyesine yakın seyredebilir
PPK metninde kurulun parasal sıkılaştırma sürecinin devamına karar verdiği belirtildi, ikinci paragrafı ise değiştirildi. Göstergelerin enflasyonun ana eğiliminde yükselişin sürdüğüne işaret ettiği kaydedilen metinde “Bu gelişmede yurt içi talepteki güçlü seyir, ücret ve kur kaynaklı maliyet yönlü baskılar, hizmet enflasyonundaki katılık ve vergi düzenlemeleri belirleyici olmaktadır. Bu unsurlara ek olarak, akaryakıt fiyatlarındaki yükselişin de etkisiyle enflasyon beklentilerinde ve fiyatlama davranışlarında öngörülenin üzerindeki bozulma, enflasyonun yılsonunda Enflasyon Raporu’ndaki tahmin aralığının üst sınırına yakın seyredeceğine işaret etmektedir. Bununla birlikte Kurul, parasal sıkılaştırma adımlarının etkisiyle, dezenflasyonun 2024’te raporla uyumlu şekilde tesis edileceğini öngörmektedir” denildi. Yüzde 58 yılsonu tahmini olan raporda üst sınır ise yüzde 62 seviyelerinde bulunuyor.
TL mevduatın artış hedefi PPK metninde
PPK metninde yüzde 5 hedefi ve parasal sıkılaştırmanın gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirileceği ifadesi korundu. Hafta sonu alınan kararlar da PPK metninde kendine yer buldu. Metinde sadeleşme sürecinin kademeli devam edeceği belirtilerek “Türk lirası mevduat payının artırılmasına yönelik düzenlemeler parasal aktarım mekanizmasını güçlendirecektir. Kurul, faiz artırımının yanı sıra, parasal sıkılaştırma sürecini destekleyecek seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma kararları almaya devam edecektir” denildi. Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek ise faiz kararının ardından sosyal medya hesabından "Kararlıyız. Fiyat istikrarı en büyük önceliğimiz" dedi.
MERKEZ BANKASI PPK KARARINI UZMANLAR NASIL YORUMLADI
GELECEK TOPLANTILARDA SÜRMESİ ÖNEMLİ
* Ekonomist Fatih Özatay: Merkez Bankası’nın kararına birkaç açıdan bakmak gerekiyor. İlki beklentilerin üzerinde bir faiz artırımı olduğu için para politikası açısından olumlu. Çünkü piyasada kırmızı ışık olarak yüzde 25 faiz üst sınırı olduğu konuşuluyordu. Bu oranı bir toplantıda geldik. O zaman bir sonraki ve ondan sonraki PPK önemli hale geldi. Merkez Bankası yüzde 25’te duracak mı yoksa politika faizi yüzde 30’a gelecek mi? Eğer yüzde 30’a gelirse gelecek toplantıda piyasada kırmızı ışık sarıya döndü yeşile doğru gidilecek belki ilerde algısı oluşabilir. Ve bu çok daha olumlu olur. Bu çerçeveden bakıldığında karar olumlu. İkinci olarak tersten bir şey söyleyeceğim. Merkez Bankası PPK metninde enflasyon raporunda yılsonu yüzde 58 olan enflasyon tahmininin daha yüksek çıkabileceğini belirtti bu yüzde 60-62 seviyeleri olacak. Piyasaları şaşırtan, olumlu havaya sokan faiz ise yüzde 25. Yüzde 25 nerede yüzde 60 nerede? Bu ikinci nokta ve bu olumsuz kısmı. Üçüncü kısım ise olumsuzun nasıl azaltabiliriz. Gelecek PPK’da politika faizi yüzde 30’a, bir sonrakinde de yüzde 32,5-35’e çıkabilirse 2024 yılsonu enflasyon tahminiyle uyumlu hale gelmiş olur ve o zaman herkes rahatlar. Yoksa şu haliyle yüzde 25 politika faizi yetersiz.
TEDBİRLERİN ETKİSİNİ GÜÇLENDİRME ADIMI
* TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Atılım Murat: Geçen hafta sonu açıklanan makroihtiyati tedbirlerin etkisini güçlendirmek için Merkez Bankası böylesi yüksek bir faiz artırımına gitmiş olabilir. Piyasa beklentisinin çok üzerinde geldi ancak bundan sonra 750 baz puanlık faiz artırımlarının devam edeceğini düşünmüyorum. Yüklü, önden yüklemeli bir faiz artışı yapıldı devam eden Merkez Bankası etkilerini görmeyi bekleyebilir ve bundan sonraki aylarda bu kadar yüklü faiz artırımları gelmeyebilir. Merkez Bankası piyasaya bir nevi şok etkisi yaratmak amacıyla bu denli yüklü artış yaptı. Ve piyasaya net bir mesaj verdi. Bu kararda üç yeni üyenin etkisi olmuş olabilir diğer toplantıdan hemen sonra açıklanmıştı enflasyon raporundan piyasaların yeni yönetime başkan yardımcılarına başkana güvenmeleri için bu şekilde mesaj verilmek istenmiş olabilir.
BUNDAN SONRAKİ ARTIŞLAR SINIRLI KALACAK
* Ekonomist İnanç Sözer: TCMB yeni yönetimiyle beraber sürpriz etkisini kullanarak politika faizini yüzde 17,5’ten yüzde 25’e yükselterek kredibiliteyi güçlendirmeyi tercih ederken, faiz artırımlarının süreceği yönündeki sözle yönlendirme ile de risk primlerindeki iyileşmeyi destekledi. Kararın muhtemelen hafta sonundaki gelişmelerin arzu edilen etkiyi yapmayabileceğine dair endişelerin çok etkili olduğunu düşünüyorum. Yıllar sonra bir tahminimin tutmamış olmasından memleketini seven bir ekonomist olarak mutluyum, bu sürpriz karara rağmen TL’deki değer kayıpları sürebilir ancak esas katkısı uç risklerin azalmasını sağlayacak iç talebin durmasına imkan tanıyan mevduat ve kredi faizlerindeki yükseliş olacaktır. Bunun ne süreyle mümkün olabileceği ve TCMB'nin önümüzdeki ay nasıl bir faiz artırımı yapmayı tercih edeceği ise kısa vadedeki kritik belirsizlikler... TCMB’nin bundan sonraki faiz artırımlarının daha sınırlı kalacağını öngörüyor ve bu sayede olası riskleri makroihtiyati politikaları daha sıkılaştırarak mümkün olduğunca yönetilebileceğini düşünüyorum.
SÖYLEMDE KALMADI AKSİYONA DA DÖKÜLÜYOR
* Orca Marco Finansal Danışmanlık Kurucusu ve Stratejist Evren Kırıkoğlu: PPK metninde çok doğrudan gözlemlenebilir ve son derece net olan noktalar dışında hiçbir gereksiz ve muğlak cümle değişikliği, temenni, varsayım, ve söylem kullanılmaması itibariyle, “orthodoks” olarak nitelenen politika yaklaşımının olması gerektiği gibi söylemde kalmayarak aksiyona da dökülmeye başlandığını yorumluyoruz. Sadece bu net iletişim bile, reel ve finansal piyasa katılımcıları ve yatırımcı algısı açısından olumlu. Ayrıca faiz kararını takip eden cümlede özel olarak “Türk lirası mevduat payının artırılmasına yönelik düzenlemeler parasal aktarım mekanizmasını güçlendirecektir” diye belirtilmesi: “Düz TL mevduat faizlerinin ve mevduat cazibesinin daha da artırılacağı, kredi faizlerinin normalde olması gerektiği gibi mevduat faizlerinin üzerine çıkacağı” anlamına geliyor. Dolayısıyla artışını, kredi/ mevduat piyasasını normalleştirebilmek için atılması gereken bir ön hazırlık adımı olarak okumak lazım. Faizler normalleşse bile miktar tarafında henüz gevşemeye hazır olunmadığının anlaşılması gerekiyor. Bunun için önce enflasyon görünümünün ve beklentilerinin sürdürülebilir biçimde iyileşmeye başlaması lazım. O zamana kadar, yalnızca yatırım ve ihracat odaklı olarak hedefli kredi büyüme politikası devam edecektir.
OLMASI GEREKEN DE BUYDU
* Gedik Yatırım Baş Ekonomisti Serkan Gönençler: TCMB geçen aydan farklı olarak, fiyatlama davranışlarında öngörülenin üzerindeki bozulmaya ve enflasyonun yılsonunda Enflasyon Raporu’ndaki tahmin aralığının üst sınırına yakın seyredeceğine dikkat çekiyor. Beklentinin üzerindeki faiz artışının arkasındaki gerekçeler olarak bu iki unsuru öne çıkarabiliriz. Bununla beraber, hafta sonu açıklanan düzenlemelerin de işaret ettiği üzere, mevduat faizlerinin artmasını amaçlayan TCMB’nin, bunun aktarım mekanizmasının doğru çalışması yoluyla, politika faizi üzerinden olmasını tercih ettiğini anlıyoruz, ki faiz kararındaki temel motivasyonun bu olduğunu düşünüyoruz. Mevduat faizlerinin artması hedefleniyorsa, olması gereken de buydu. TCMB bu görüşümüzü destekler nitelikte, Türk lirası mevduat payının artırılmasına yönelik düzenlemeler parasal aktarım mekanizmasını güçlendireceğini ifade ediyor. TCMB’nin bu adımının ardından, TL mevduat faizlerinin de önümüzdeki günlerde %40 ve hatta üzeri seviyelere doğru yükseldiğini görebiliriz. Bir diğer not olarak, politika faizinin üst sınır olduğu varsayılan %25 seviyesine yükseltilmesine karşın, parasal sıkılaştırmanın gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirileceği ifadesinin metinde tutulması, faiz artışlarının devam edebileceğine işaret ediyor. Bu beklenti de önümüzdeki günlerde TL’nin seyri açısından destekleyici olacaktır.