Merkez Bankası küresel baskı altında
Dolar endeksinin 92 seviyesini aşması gelişen ülke para birimlerinde sert kayıplara neden oldu. Dolar-TL 7.78 liraya kadar çıkıp TL en çok değer kaybeden para birimi olarak öne çıkarken analistlerin 18 Mart’taki toplantıda Merkez Bankası’ndan 50-100 baz puan faiz artışı beklentileri güçlendi.
Şebnem Turhan |Şebnem TURHAN
Son haftalara damgasını vuran ABD tahvil faizlerindeki yükselişin tekrar güç kazanması, ABD’nin 1.9 trilyon dolarlık paketinin yaratacağı bütçe açığı konusundaki endişelerin artması ve tüm bunların ışığında dolar endeksinin yükselişi gelişmekte olan ülke piyasalarını vurdu. Gelişmekte olan ülke para birimleri sert satış dalgasıyla karşı karşıya kalırken Türk Lirası da dolar karşısında hızla değer kaybetti. Dün dolar Aralık 2020 ortasından bu yana görmediği 7.78 liraya doğru yükselirken Euro da 9.22 lira seviyesini aştı. Türkiye kredi risk primi 5 yıllık CDS’ler ise 340 puanı aştı. Analistler 18 Mart’taki Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısının artık çok daha kritik bir öneme olduğu görüşünde. Geçen hafta oldukça zayıf dillendirilen PPK’da faiz artırımı ihtiyacı haftanın ilk işlem gününde güç kazandı. Analistler 50-100 baz puan arası faiz artışı beklentisinde. Politika faizi yüzde 17 seviyesinde bulunuyor. Ayrıca haftaya Amerikan Merkez Bankası (Fed) 17 Mart’ta PPK’nın hemen öncesinde toplanacak.
JP Morgan ve Citi artış bekliyor
ABD Hazinesi’nin 10 yıl vadeli tahvilinin getirisi geçen hafta cuma günü tarımdışı işsizlik verisi açıklanmadan önce 1 yıllık zirvesi olan yüzde 1,625 seviyesine çıkmıştı. Dün ise 10 yıllık tahvil getirileri yüzde 1,6’in hemen üzerinde. Dolar endeksi ise 92 seviyesini geçti. Bu seviyeler en son Kasım 2020’de test edilmişti. TL dün dolar karşısında yüzde 2.5’yi aşan değer kaybı yaşarken bu yılki kayıp yüzde 3.5’i aştı. Morgan Stanley de dün yaptığı açıklamada gelişmekte olan piyasalar için kur ve tahvil duruşunu son iki haftada ikinci kez aşağı çekerek FX endeksinde yüzde 4-5 zayıflama beklediğini açıkladı. Borsa İstanbul da güne yükselişle başlasa da bankacılık endeksindeki düşüşün öncülüğünde öğleden sonra yönünü aşağıya çevirdi. Citi ve JPMorgan da mart PPK'sında politika faiz oranında 100 baz puana kadar artış bekliyor.
Dünya Gazetesi yazarı Tuğrul Belli18 Mart’a kadar belli bir süre olduğunu ve 24 saat içinde bile çok şeyin değişebildiğini dile getirerek “Tüm gelişen ülke para birimlerinde satış baskısı yaşanıyor. Son 1 haftada TL daha çok zayıfladı ama kasımdan bu yana bakıldığında tüm para birimleriyle zayıflama aynı derecede. Özellikle TL ön plana çıkmadı. Petrol fiyatlarının yükselmiş olması nedeniyle ve Türkiye petrol ithal eden ülke olması nedeniyle ayrışıyor ama en yüksek nominal faizi veren ülke de biziz. Satış baskısı ne kadar kalıcı olacak onu görmemiz lazım. Dolar endeksinin güçlenmesi böyle bir duruma yol açıyor ama kalıcılık olduğu takdirde enflasyon beklentilerine etki yapabilir” dedi.
17 Mart Fed toplantısı önemli
Gelecek hafta Merkez Bankası üzerinde baskının biraz daha artabileceğini kaydeden Belli, şunları söyledi: “17 Mart’ta Fed toplantısı var. Fed’in nasıl hareket edeceğini de görmek lazım. ABD tahvil faizlerinin yükselmesi nedeniyle piyasalar Fed’i sıkıştırmış vaziyette. Ayrıca 1.9 trilyon dolarlık paket bütçe açığı anlamında zorlayacak. Finansman ihtiyacı var ve bu yine Fed’in Hazine tahvili alarak kendi içinde finanse etmesini sağlayacak. Bu piyasaları biraz yatıştıracaktır. Zaten doların güçlü olması ABD’nin de işine çok gelen bir şey değil. Bugünden söylemek zor ama şu anki gelişmeler biz politika faizini yükseltsek bile TL üzerinde etkili olur mu pek bilemiyorum. Sadece dalganın geçmesini bekleyeceğiz gibi. Bu yüksek kur devam eder ve enflasyon beklentileri kur geçişkenliği ile alakalı olarak bozulursa o zaman belki bir 50-100 baz puan biraz da sembolik olarak bir artırım yapabilir.”
Erken bir faiz artırımı görebiliriz
ALB Forex Araştırma Müdürü Emre Çayırlı: Geçen hafta 91 üzerine yükselen dolar endeksinde yaşanan hızlı değer artışı, hafta başı itibariyle 92 seviyesinin üzerine çıkmış olması dolar/TL paritesinin de yükselmesine zemin hazırladı. 2021 yılı başında 7.54 seviyesinin üzerine uzun süre geçmeyen kur hareketliği bugün ABD 10 yıllık tahvil faizinin 1.61 düzeyine yükselmesiyle birlikte 7.66 seviyesinin üzerini test etti. Kurda yaşanan hızlı yükseliş, kalıcı olması halinde enflasyon tahminleri üzerine olumsuz etki yaratabilir. Diğer yandan enerji ve emtia fiyatlarındaki yükseliş enflasyon üzerinde riski arttırmaya devam ediyor. Şubatta yüzde 15,6 olarak açıklanan yıllık enflasyon ilerleyen süreçte mart, nisan aylarında yükselmeye devam edebilir. Bu durumları göz önünde bulundurarak 18 Mart’ta yapılacak olan PPK toplantısında kısmi faiz artışına gidilme ihtimali artmış gözükmekte. Faiz oranının enflasyonun yüzde 1-2 üzerinde olmasının ideal olarak kabul görüldüğünü düşünürsek, artırım olasılığının bu bandın üzerinde olsa da risk durumlarının ilerleyen aylarda kur tarafında hareketliliği arttıracağı beklentilerini de göz önüne alarak 50-100 baz puan gibi bir erken faiz artırımı görebiliriz. 50 baz puan gibi bir artırımın daha sınırlı etki edeceğini, 100 baz puanın ise TL varlıklarına pozitif etki edebileceği söylemek mümkün.
18 Mart toplantısı önemli konuma geldi
A1 Capital Araştırma Müdürü Eren Can Umut: Dolar/TL’de yaşanan yukarı yönde fiyatlamalar dikkatlerin bir kere daha TCMB toplantısına çevrilmesini beraberinde getirdi. Tabii kur tarafında yaşanan yükseliş TCMB’ye ilişkin beklentilerin bir ayağını oluşturuyor. Daha önemlisi ise enflasyon… Bu unsura üç önemli etkeni daha eklemek gerekiyor; küresel ölçekte enflasyonist beklentiler, kurlarda yaşanan yükseliş ile önümüzdeki aylarda geçişkenlik etkisinin yeniden görülmeye başlanacağı, petrol fiyatlarında yaşanan yükseliş hareketi… TCMB’nin birinci ve üçüncü maddeye yapabileceği bir şey yok. Yalnız kurda istikrarı sağlama ve çekirdek enflasyonu kontrol altında tutmak adına para politikasını etkin kullanması gerekmekte. TCMB Başkanı Naci Ağbal, gerektiğinde ek sıkılaştırıcı politik adımlar atılabileceğine yönelik söylemini unutmamak gerek. Mevcut şartlar dahilinde 18 Mart tarihli PPK toplantısı önemli bir konumuna geldi. Politika faizi yüzde 17 enflasyon ise yüzde 15,60 açıklandı. Nisan ve Mayıs aylarında yüzde 17 üzerinde bir enflasyon ile karşılaşma ihtimalimiz bulunuyor. Dolaysıyla etkin politik adımların devam ettiğine dair güçlü bir sinyal olması ile TCMB’nin minimum 100 bp faiz artırma ihtimalinin bulunduğunu düşünüyorum.
Zor gol atıyoruz kolay gol yiyoruz
Tera Yatırım Ekonomisti Enver Erkan: ABD tahvil faizlerindeki artış devam ediyor. Fed Başkanı Powell net bir duruş ortaya koymayınca artış baskısı daha fazla ortaya çıktı. Fed aktif olana kadar tahvil faizlerindeki artış sürecek gibi görünüyor. Mali teşvikin geçmesiyle de enflasyon beklentilerini daha fazla artıracak. Gelecek hafta Fed’den hemen sonra Merkez Bankası toplantısı var. Kritik bir döneme girdik. Risk primi CDS’ler 2021 yılının en yüksek seviyesinde. Kur artışlarının körüklediği bir hareket olarak görünüyor, riskin algılanışı da bu. Merkez Bankası’nın proaktivite baskısı da artıyor. Enflasyon sıkıştıracak, kur artışının ilave enflasyon yaratma riski ve re-dolarizasyon sürecinin aşınması, global faizlerdeki artış ve petrol fiyatları hepsi fiyat istikrarı bakımından negatif sinyaller gönderiyor. Merkez Bankası’nın faiz artırma ihtimali arttı. 100 baz puan faiz artırımı bekliyorum. Artış ihtimali geçen hafta ortadaydı ama baskılar arttı. Kasımdan sonra 1.5 lira gerileyen kur vardı neredeyse yarısına yakını geri alınmış durumda. Yukarı çok hızlı gidiyor. Yani zor gol atıyoruz kolay gol yiyoruz.