Maliyetler makinede 'ikinci el'i başlattı

Sanayici, acil makine ihtiyacını yüksek döviz kurları ve pandemi nedeniyle ikinci elden karşıladı. Yılın ilk yarısında makine imalat sektörü yüzde 30 daraldı. Bu gidişe 'dur' denmesi için sanayici destek bekliyor.

HASAN KUŞ 

Yüksek döviz kurları ve pandeminin yarattığı belirsizlik ortamında ‘işleri durmasın’ diye sanayici ikinci el makine piyasasına yöneldi. Sanayici ileri teknoloji yatırımlarını da öteledi. Makine sektörü yılın ilk yarısında yüzde 30 daraldı. Makine sanayicileri, bu gidişe ‘dur’ denilmesi için devletten teşvik ve düşük faizli finansal destek bekliyor. Sektör, böylece Türkiye’nin ileri teknolojili makinelere yatırım yapabileceğini ve rekabetçiliğini kaybetmeyeceğini savunuyor.

Öte yandan makineciler ihracat pazarlarında da kan kaybetti. İkinci çeyrekte yüzde 27’lik ihracat kaybı yaşayan Türkiye makine sektörü, temmuz ayında 2019 yılının aynı ayındaki 1,5 milyar dolarlık ihracat performansını yakalayarak olumlu sinyaller verdi. Ancak sektörün ilk 7 aylık ihracatı, bir önceki yıla göre yüzde 11,9 düşüşle 9,1 milyar dolar oldu. Dış pazarda Türk makineciler, global makine pazarındaki daralmaya rağmen uzun vadeli ödeme kolaylıkları ve düşük faizli kredi sunan Avrupalı rakipleri ile de mücadele ediyor.

Bakır: Makinede yerliye destek sağlanmalı

Yüksek teknolojiye yönelik teşviklerin artması ve uzun vadeli, düşük faizli finansman çözümlerinin sanayici tarafında yeni makine ve ekipmana yatırım iştahını artıracağını vurgulayan Makine İmalat Sanayi Dernekleri Federasyonu (MAKFED) Genel Sekreteri Zühtü Bakır, “Pandemi makine ve teçhizat yatırımlarını da dönemsel olarak daralttı. Bu daralmayla birlikte ikinci ele talep arttı” dedi. Bakır, makinelerin büyük bölümü için yatırımcıya sağlanan KDV istisnası uygulamasının sürdüğüne dikkat çekerek, İvme Finansman Paketi ve Yatırıma Destek Kredisi gibi kamu bankaları programlarının uygun finansal imkanlar sağladığını söyledi. Bakır, “Ancak yatırımcının makine yenilemesindeki ana motivasyonu iç ve dış talep durumudur. 2020 yılı ilk 6 ayında TÜİK Makine Sanayi Yurtiçi Ciro Endeksi de dikkate alındığında iç pazarda yüzde 30’a yakın bir daralma söz konusu. Makine imalatçıları olarak açık talebimiz, yatırım teşvik uygulamaları dahil olmak üzere kamu kaynakları ile finansmanı sağlanan hiçbir yatırımda yerlisi varken ithal makineye destek sağlanmaması yönünde” diye konuştu.

Diğer taraftan makinelerinTürkiye’de  muhasebe anlamında 5 ila 10 yıl aralığında değişen amortisman sürelerinin bulunduğunu belirten Bakır, buna karşın pratikte elde tutma sürelerinin değişebildiğini dile getirdi.

Bakır, bir takım özel imalat ve madencilik makinelerinde yaştan ari olarak bakım ve modernleştirmelerle devam etme gereği bulunurken bazı makinelerde ise teknolojik gelişime bağlı verimlilik ihtiyaçları bakımından daha sık değiştirme ihtiyacının olduğunu ifade etti. Artık Endüstri 4.0 döneminin yaşandığına dikkat çeken Bakır, dünya ile rekabet edebilmek için makinelerle iletişimi ve uzaktan izlenebilirliği mümkün kılan teknolojilerin, makinelerin yenilenmesini veya bu teknolojilerle adaptasyonunu gerekli kıldığını belirten Bakır, şöyle devam etti: “Eski makineler iş güvenliği bakımından riskler barındırabilirken düşük verimleri nedeniyle işletmelerin rekabet güçlerini olumsuz etkileyebiliyor. Bununla birlikte iş ve inşaat makineleri ve traktör örneklerinde olduğu gibi yüksek emisyon değerleri yönünden çevresel etkileri de olabiliyor.”

Karavelioğlu: Önemli konu yerliyi korumak

Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Başkanı Kutlu Karavelioğlu da kullanılmış ithal makinelerin ayrı bir GTIP altında tasnif edilmediğini belirtti. Karavelioğlu, “Asıl önemli konu, yerli imalatçıyı korumak. Bizim elimizde 2 liralık ithal kullanılmış makinenin 5 liralık yeni yerli makine imalatına engel olduğuna dair bir çalışma dört beş yıl öncesinden var idi. Alabildiğine serbest olsa, yine bu oranda bir travmaya sebep olacakları kesin” açıklamalarını yaptı.

Varlık: Yatırım ortamının güvensizliği makinede ikinci el devrini başlattı

İmalat olan her sektörde takım tezgahlarının da yer aldığını kaydeden Takım Tezgahları Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Varlık, “Ülkemizde otomotiv, savunma ve havacılık, kalıp, beyaz eşya, medikal başta olmak üzere tüm imalat süreçlerinde, takım tezgahları veya takım tezgahları tarafından üretilmiş makineler kullanılır” dedi. Takım tezgahlarında Avrupa’da 10-15 yıl olan yenileme süresinin Türkiye’de 20-25 yılı bulabildiğini vurgulayan Varlık, eski makine kullanımını sürdürürken, yedek parça tedarikinde ciddi problemler doğabildiğini söyledi. Varlık, teknolojiyi de yakından takip etmenin rekabetçilik açısından önemli olduğunu ifade ederek, “Takım tezgahları dediğimiz teknolojilerin kullanım için yaş ortalamasının 8-10 yıl olması makbul” şeklinde konuştu.

Yeni teknolojiden uzak kalan makine ve ekipmanın üretim maliyetlerinde rekabetçi olma şansını da azalttığını anlatan Varlık, “Eski makine kullanımında bakım giderleri ve plansız duruşlar artar; yüksek yedek parça maliyetleri doğar ve üretimde verim düşer. Kısacası, teknolojisini uygun ortalama süresinde yenilemeyen sanayici, üretimini ve kalitesini riske atar” açıklamasını yaptı.

Yatırım aciliyeti olan firmaların yüksek döviz kurları ve pandeminin yarattığı belirsizlik ortamında işleri durmasın diye ikinci el piyasasına yöneldiğini bildiren Fatih Varlık, “Pandemi döneminde üretimin aksaması nedeniyle ileri teknolojili ürünler hususunda bir stok sorunu var. Bankaların leasing politikaları, faiz oranlarının yüksekliği; geri ödeme konusunda sanayiciyi düşündürdüğünden ikinci el makineler, hiç olmadığı kadar rağbet gördü. Ancak bu durum, ikinci el teknolojileri bir cazibe merkezi haline getirmedi. Sadece, ‘yatırım ortamının güvensizliği bir mecburiyeti doğurdu’ diyebiliriz. Türkiye’de sanayi üreticileri, sıkıntılı koşullara rağmen üretmekte diretiyor” ifadesini kullandı. Varlık, öte yandan fabrikalarda pandemi etkisiyle otomasyon çözümlerindeki ihtiyaçların da büyüdüğünü ve bu sürece adapte olacak makinelerin de ileri teknolojili takım tezgahlarıyla olacağını belirtti.

Aydoğdu: Teknoloji kiralama pandemi döneminde %20 büyüdü

Takım tezgahları sektörünün sadece havacılık, savunma, otomotiv, beyaz eşya ve kalıpçılık gibi Türkiye ihracatının lokomotif sektörlerine katkısının 2019 yılında değer bazında 21 milyar dolara ulaştığını ifade eden Tezmaksan Genel Müdürü Hakan Aydoğdu,sanayide kilit rol oynayan takım tezgahlarının Türkiye’de kullanımında ise yaş ortalamasının 14 ila 18 yılı bulduğunu vurguladı. Türkiye’de ilk defa ikinci el satılık makinenin kalmadığı bir dönemin yaşandığını anlatan Aydoğdu, “Hem dövizdeki artış hem faizlerin cazip olmayışı yatırım maliyetlerini artırdığından koronavirüs döneminde ikinci ele bir kayış oldu. Bunlar yurtdışından gelen makineler olmayıp çoğunlukla iç piyasada el değiştiren makineler oldu” şeklinde konuştu.

Bu dönemde Türkiye’de sadece Tezmaksan olarak hayata geçirdikleri teknoloji kiralama finansman modeline de büyük bir yönelimin yaşandığını söyleyen Aydoğdu, “Yeni makine yatırımı yapamayan ama fabrikasını teknolojik bir altyapıya kavuşturmak isteyen şirketler daha avantajlı olduğu için teknoloji kiralamaya yöneldi ve talepte büyük bir patlama ile karşı karşıya kaldık. Teknoloji kiralama bu dönemde yüzde 20 büyüdü” yorumunda bulundu.

Kapasite artışına yönelik yatırımlar azalmış durumda

Otomotiv alanında da makine yatırımlarının azaldığına dikkat çeken Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Alper Kanca, çok acil olmayan yatırımların ötelendiği bir dönemden geçildiğini vurguladı. Kanca, "Şu anda bambaşka önceliklerimiz var. Çalışanların sağlığı, kapasite kullanım oranlarının normal seviyeye getirilmesi ve maliyet artışlarının azaltılması gibi birçok kanayan sorun var. Sektörde daha çok verimlilik artışı ve maliyet düşüşü gibi gerekli yatırımlar yapılıyor. Bunun yanında kapasite büyütmeye yönelik yatırımlar azaldı" dedi.

Talep düşünce tekstilde makine yatırımı durdu

İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Öksüz, yeni makine yatırım açısından ilk ayların iyi geçtiğini ancak pandemi sürecinin başlamasıyla birlikte hazır giyime olan talebin düşmesinden dolayı tekstil sektöründe de kumaş ve iplik makine yatırımlarının durduğunu söyledi. Maskeye yönelik yatırımların ise pandemide arttığını kaydeden Öksüz, ancak bu yatırımların da hazirandan itibaren hız kestiğini söyledi. Öksüz, talebin canlanmasına bağlı olarak yeni yılda makine yatırımlarında artış olabileceğini söyledi.

Yeni makine yatırımının önündeki başlıca engeller

● Kurdaki dalgalanmalar
● Pandemi sürecinde gümrüklerde doğan sıkıntılar ve termin sürelerinin uzunluğu
● İlave Gümrük Vergisi
● Finansman çözümlerinin yetersizliği, yüksek faiz oranları
● İthalata bağımlı olunan alanlarda dövize bağlı yüksek maliyetler
● Teşviklerin üreticiler için yeterli olmayışı

Aydın Doğan Vakfı'ndan açıklama: Kağıt üzerinde kalmıştı Finansal okuryazarlığınızı ücretsiz eğitimlerle geliştirin! Hangi banka ne kadar faizsiz kredi veriyor? İşte liste... Merkezi yönetim brüt borç stoku 8,3 trilyon lira oldu İmamoğlu'dan Beyoğlu tepkisi Asgari ücret, memur ve emekli maaş zam tahminini açıkladı