Kurumlar vergisinde geri adım yok
İş ve ekonomi dünyasından gelen eleştirilere ilişkin olarak AK Parti ekonomi kurmayları, ilk geçici vergi döneminin istisna tutulmasının tartışma konusu olmadığını ifade ederek, bu konuda bir değişikliğin gündemlerinde bulunmadığını belirttiler.
ANKARA Haber Merkezi |CANAN SAKARYA - HÜSEYİN GÖKÇE
Cuma günü TBMM’ye sunulan torba kanun teklifinde öngörülen kurumlar vergisinin yüzde 25’e çıkarılmasına ilişkin hükmün, geriye dönük yürüyecek olmasına yönelik gelen eleştirilere rağmen, ekonomi yönetiminin bu alanda geri adım atmayacağı öğrenildi. AK Parti kaynakları düzenlemenin 2021 yılı başından itibaren geçerli olacağını ilk geçici vergi döneminin istisna tutulması konusunda bir çalışmalarının bulunmadığını ifade ettiler.
Geçtiğimiz hafta Meclise sunulan ekonomiye ilişkin düzenlemeleri içeren torba teklifte; kurumlar vergisi 2021 yılı için yüzde 25, 2022 için ise yüzde 23 olarak öngörülüyor. Bugün Meclis Plan Bütçe Komisyonu’nda görüşülecek yasa teklifinin en dikkat çekici maddesini kurumlar vergisindeki artış oluşturuyor. Kurumlar vergisindeki sürpriz artış tartışılmaya devam ederken, iş dünyası ve konunun uzmanlardan vergi oranlarındaki artışın kanunun yayım tarihinden sonraki dönemi kapsaması gerektiği, geriye yürümesi halinde ihtilaf konusu olabileceği konusunda uyarılar geliyor.
Yasa teklifinin nisan ayında yasalaşması durumunda, kurumlar vergisindeki artışın ilk geçici vergi döneminde uygulanmayarak, sonraki geçici vergi dönemini kapsaması gerektiğini ifade ediyorlar.
İş ve ekonomi dünyasından gelen eleştirilere ilişkin olarak AK Parti ekonomi kurmayları, ilk geçici vergi döneminin istisna tutulmasının tartışma konusu olmadığını ifade ederek, bu konuda bir değişikliğin gündemlerinde bulunmadığını belirttiler.
Yasa çıkmadan ödeme yapanların durumu ne olacak?
“İhtirazli kayıtla ödenip ilerde dava açılabilir”
Kurumlar vergisindeki yeni durum, vergi artışı yanı sıra geçerli olduğu dönemle ilgili başka bir tartışmaya daha sebep oldu. 2021 yılı birinci dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyanname verme ve bunların ödenmesine ilişkin süreç başladı. Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 2021 yılı vergi takvimine göre, Ocak, Şubat ve Mart aylarına ilişkin geçici vergi beyannamelerinin verilme ve ödeme işlemleri 1 Nisan-17 Mayıs tarihleri arasında yapılabilecek. Gelir İdaresi, özel yazılım ve programları henüz beyanname ve ödemeler için açmasa da internet üzerinden doğrudan başvuru yapma ve ödeme imkanı bulunuyor. Bu durumda, isteyen mükellef ilk çeyreğe ilişkin beyannamesini verip ödemeyi yürürlükteki yüzde 20’lik oranı üzerinden yapabilecek.
“Ek tarhiyat yapılabilir”
Gazetemiz yazarlarından Bumin Doğrusöz, isteyen mükellefin beyannamesini şimdi verebileceğini, ancak yasanın 17 Mayıs’tan önce çıkması halinde, vergi dairelerinin ek tarhiyat yapabileceklerini söyledi. Doğrusöz, başka bir alternatif olarak da mükellefin kendiliğinden ek beyanname vermesinin mümkün olduğunu kaydetti. Öte yandan DÜNYA’ya bilgi veren vergi hukukçuları, geçici verinin ilk dönemine ilişkin beyanname verip yüzde 20 oranı üzerinden ödeme yapacakların, bunu ‘ihtirazi kayıtla’ gerçekleştirebileceklerini söylediler. Hukukçular, teklifin olduğu gibi kabul edilmesi durumunda, vergi artışının geriye yürütülmesi noktasında dava açılabileceğini, konunun Anayasa Mahkemesi’ne kadar gidebileceğini anlattılar.
“Yatırım iklimini bozar, Türkiye’nin büyüme hedefiyle uyumlu değil”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Ekonomi Reformları Paketi’nde yatırım ve üretimi desteklemeyi temel alan bir anlayışın hakim olduğunu belirten ATO Başkanı Gürsel Baran, vergi oranındaki artışın yatırımları desteklemekten uzak bir adım olacağını söyledi.
Vergi artışının Türkiye’nin yatırım, üretim, istihdam ve ihracat temelinde büyüme hedefi ne uygun bir gelişme olmadığını da anlatan Baran, genel vergi geliri düzeyini büyük ölçüde etkilemeyecek bu kararın, işletmeler açısından önemli bir yük oluşturacağını ifade etti.
Olağanüstü bir dönemden geçildiğinin altını çizen Gürsel Baran, “Bu süreçte işletmeler bir yandan değişime ayak uydurmak, bir yandan varlıklarını devam ettirmek bir yandan da istihdamı korumak için çalışıyor. Bu süreçte üretim için gerekli dinamizmi kazanmak açısından vergi yükünün azaltılması beklenirken tam tersine artış yönünde çalışma yapılması yatırımcının moralini bozan bir gelişme oldu” diye konuştu. Küresel ekonomideki sorunlara rağmen büyümeyi sürdürmek, istihdamı artırmak, enflasyonla mücadeleye devam etmek ve nihayetinde makroekonomik istikrarı güçlendirmenin yollarından birinin de vergi politikaları olduğunun altını çizen Baran, “Vergi oranlarının, yatırımı teşvik ederken kayıt dışılığı azaltacak ve üretim ve istihdamı artacak şekilde düzenlenmesi gereklidir. Bunun da yolu vergi oranlarını düşürmektir” dedi.
Baran, vergilendirme dönemi başlamışken yapılacak artışın, yatırım planlamasını önceden yapan yatırımcılar için moral bozucu bir gelişme olduğunu, bunun yabancı yatırımcı için de caydırıcı etki yapabileceğini söyledi.