Kur artışı, merkezi yönetimin borcunu 1 ayda 700 milyar liradan fazla artırdı

Merkezi Yönetim’in borç stoku, yılbaşından mayısa kadar aydan aya değişmekle birlikte aylık ortalama 140 milyar liralık artış gösterdi. 2022 yılı 4 trilyon 35 milyar lira ile kapatılmıştı. Mayıs 2023 itibariyle, yani 5 ay sonra stok 4 trilyon 735 milyar liraya ulaştı. Toplamda 700 milyar liralık artış oldu.         

Haber Merkezi |

İBRAHİM EKİNCİ

Merkezi Yönetim’in borç stoku, yılbaşından mayısa kadar aydan aya değişmekle birlikte aylık ortalama 140 milyar liralık artış gösterdi. 2022 yılı 4 trilyon 35 milyar lira ile kapatılmıştı. Mayıs 2023 itibariyle, yani 5 ay sonra stok 4 trilyon 735 milyar liraya ulaştı. Toplamda 700 milyar liralık artış oldu.         

Ancak seçimlerden sonra döviz kurlarına müdahalenin gevşetilmesi ile birlikte tablo da hızla değişti. Dolar kurunun 20 TL seviyelerinden 26 TL seviyelerini aştığı haziran ayında, yani sadece 1 ayda stokta 880 milyar liralık artış oldu. Toplam stok da 2022 sonuna göre 1.6 trilyon lira artış göstererek 5,6 trilyona geldi.        

Son bir ayda (haziran) oluşan 880 milyar liralık artışın 810 milyarı döviz cinsi stokta meydana geldi. Eğer kur artışı olmasa ve stoktaki artış önceki aylar ortalamasında kalsaydı, haziran ayında da 140 – 150 milyarlık bir artış görülecek, toplamda 5.6 trilyon liralık bir stok değil, yaklaşık 4.9 trilyonluk bir stok rakamı oluşacaktı. Buna göre döviz kurlarındaki hızlı artış borç stoku yükünü de 700 milyar lira civarında artırmış oldu.         

Merkezi Yönetim’in borç stokunun son rakamlara göre yüzde 67’si döviz cinsinden. Daha da dikkat çekici olan bunun bir kısmı da içerden yapılan döviz borçlanmasından kaynaklanıyor.         

Merkezi Yönetim’in iç borç stoku ile TL borç stoku arasındaki fark, içerden yapılan döviz cinsi borçlanmaları ifade ediyor. Haziran ayı itibariyle iç borç stoku 2 trilyon 575 milyar lira gözükürken, toplam TL borç stoku 1 trilyon 845 milyar lira. Aradaki 730 milyarlık fark içerden döviz cinsi borçlanmadan. Bilindiği gibi hükümet içerden dövizle borçlanmayı bitirmişti. Ancak son yıllarda yeniden başladı. Dolayısıyla toplam borç stokunda döviz cinsi borçların yüzde 67 paya ulaşıyor olması, stokun kur artışlarına duyarlılığını artırıyor. Borç stokunun bir başka kırılganlığını da TÜFE’ye endeksli borçlar oluşturuyor. Bu kısımda faiz ödeme tarihinde muhasebeleştirildiğinden stokta gözükmüyor ve enflasyona da duyarlı bir yapıda. Uzmanlar, bu şekilde oluşmuş ancak muhasebeleştirilmemiş faizleri katınca, borç stoku rakamlarının çok daha yüksek olduğunu, iç borçta faiz yükünün anaparayı geçtiğini belirtiyorlar.

Papara Holding, yatırım teknolojileri şirketi Finfree’yi satın aldı Fiyat/kazanç oranı ile hisse senedi seçimi stratejileri! Kırmızı et tüketimi alarm veriyor: Kişi başı tüketim 10 kilonun altına indi İzmir depreminin 4. yılında kritik uyarı: '7 büyüklüğünde deprem üretebilir' Naci Görür'den Antalya depremi açıklaması Beşiktaş'tan Emre Kaplan ve Sezgin Gülnar açıklaması