Kredi daralması 2018-19’a göre daha yavaş
Enflasyonla mücadelede iç talep ve ekonomik aktivite açısından büyük önem taşıyan kredi genişleme hızını QNB ekonomistleri kur etkileri ve enflasyondan arındırarak oluşturdukları reel net kredi kullanım endeksiyle takip etmeye başladı. Endeks son haft alarda sıfırın altında kalarak yavaşlamaya işaret etse de 2018-2019 yıllarındaki dezenflasyon sürecine göre daha güçlü seyrediyor.
Şebnem Turhan |ŞEBNEM TURHAN
Türkiye’de 2023 Mayıs’taki genel seçim sonrası değişen sıkı para politikası, yüksek politika faizi ve reel değerli TL ile enflasyonla mücadele ederken hem bireysel hem de ticari kredi büyümesini de kontrol altına almayı hedefledi. Yüksek faizler koşulları sağlayan reel sektörün yabancı para kredilere yönelmesini sağlarken TL ticari kredi büyümesi hız kesti. Merkez Bankası verilerine göre bankacılık sektöründe son haftada ticari kredi büyümesi kur etkisinden arındırılmış ve 13 haftalık yıllıklandırılmış olarak yüzde 21,74 seviyesine geldi. Kredi kullanımında reel değişim ise QNB Ekonomisti Deniz Çiçek tarafından geliştirilen reel net kredi kullanım endeksiyle ortaya çıktı. Endeks sonuçlarında son dönem gelişmelerine bakıldığında, TCMB’nin devam eden sıkı politika duruşunun kredi kullanımını 2018-2019 yıllarındaki dezenflasyon dönemine göre çok fazla kısıtlamadı ama düşüş eğiliminde olan reel kredi kullanım endeksi yavaşlamaya işaret etti.
QNB Ekonomisti Çiçek, bankacılık sektöründeki kredi kullandırma eğiliminin iç talep ve ekonomik aktivite açısından önemli bir gösterge olduğunu kaydederek ancak döviz kuru ve enflasyonda büyük dalgalanmaların yaşandığı son yıllarda nominal bir büyüklük olan kredi stokundaki değişimleri yorumlamanın zorlaştığını vurguladı. Çiçek, bu nedenle çalışmasında bu zorluğu aşmak ve kredi kullanımındaki reel değişimleri takip etmek üzere “Reel Net Kredi Kullanımı” (RENKK) endeksini oluşturduklarını dile getirdi. Kur ve enflasyon etkilerinden arındırmanın yanı sıra tarihsel olarak oluşturulan reel net kredi kullanım endeksinde -0.8 değeri eşik değer olarak belirlendi, bu rakamın üzerindeki veriler kredi kullanımında genişlemeyi altındaki değerler ise gerilemeyi gösteriyor. Son haftalarda RENKK endeksi -0.8 eşik değerinin üzerinde kalsa da sıfır seviyesinin altında kalarak yavaşlamaya işaret etti.
Kredi kullananlara doğru servet transferi
QNB’nin notuna göre endeksi oluştururken gerçekleştirdikleri ÜFE ve TÜFE düzeltmeleri son yıllara kadar belirgin bir fark göstermedi. Ancak iki göstergede de 2008-2009 ve 2018-2019 yıllarındaki kredi daralmalarıyla, 2020 sonrasındaki dönemsel genişlemeler net şekilde görüldü. Özellikte, 2022 yılında kredi genişlemesi dikkat çekti. Bu dönemde kredi stokunun reel değeri sert şekilde geriledi. Aynı dönemde reel net kredi kullanımının tarihsel olarak çok güçlü şekilde arttı. İlk gözlem bu dönemde, yüksek enflasyonla birlikte tasarruf sahiplerinden kredi kullananlara doğru bir servet transferine işaret etti. İkinci gözlemse, parasal genişleme ve borçların enflasyon karşısında erimesiyle birlikte, kredi kullanımının enflasyonun ötesinde güçlendiğini gösterdi.
2024 yılında ise bunun tersi yönünde, kredi stokunda ÜFE’ye göre reel artış olurken, reel net kredi kullanımı hem ÜFE hem de TÜFE’ye göre yavaşlayarak sıkı para politikasının etkisini yansıttı. ÜFE ve TÜFE bazlı hesaplamalar son yıllarda, yön olarak paralel hareket etmekle birlikte, seviye olarak fark gösterdi. ÜFE’yi esas alarak hesaplanan reel kredi kullanımındaki trendden fark oranları, Ocak 2003-Kasım 2024 dönemindeki standart sapması 1.3 oldu. Burada farkın bir dönemde -1 birim olması, o dönem reel kredi kullanımının durduğu anlamına geliyor. 1 birimlik fark, yaklaşık 0.8 standart sapma büyüklüğünde. Bu yüzden, RENKK endeksinin -0.8 seviyesi, reel net kredi kullanımının pozitiften negatife dönmesi için eşik değer olarak oluştu. Özetle, RENKK eşik değerin altındaysa kredi kullanımında daralmaya, eşik değerle sıfır arasındaysa trende göre yavaş ama pozitif bir genişlemeye, sıfırın üzerindeyse de trendden hızlı genişlemeye işaret ediyor.
22 Kasım 2024 haftasına kadar olan verilerle son dönem gelişmelerine bakıldığında, TCMB’nin devam eden sıkı politika duruşunun kredi kullanımını 2018-2019 yıllarındaki dezenflasyon dönemine göre çok fazla kısıtlamadığı görüldü. Ancak düşüş eğiliminde olan RENNK endeksi yakın dönemde sıfır seviyesinin altına gelerek reel kredi kullanımında yavaşlamaya işaret etti. Bu yavaşlama, manşet enflasyonun ve reel sektörün enflasyon beklentilerinin gerilemesi ve buna bağlı olarak hem gerçekleşen hem de beklenen reel faizlerin yükselmesiyle uyumlu bir gelişme olarak yorumlandı.
TCMB’nin kredilere uyguladığı büyüme sınırları da özellikle yabancı para krediler üzerinde etkili olarak yavaşlamayı destekledi. İlerleyen dönemde, TCMB’nin politika faizi ve enflasyon beklentilerine bağlı olarak oluşacak reel faizler ile makroihtiyati düzenlemeler, kredi kullanımının seyri açısından belirleyici olacak.
RENKK endeksi nasıl oluşturuldu?
Kur etkisinden arındırılmış, enflasyona göre düzeltilmiş, kredi kullanımındaki değişimleri yansıtan bir gösterge olarak, “Reel Net Kredi Kullanımı” (RENKK) endeksini oluşturduklarını belirten Çiçek yayımladığı notta bunun için BDDK’nın haftalık bankacılık sektörü verilerini kullandıklarını kaydetti. Nota göre BDDK’nın 2014’ün son haftasından bu yana yayımlanan güncel haftalık veri setini daha uzun vadeli karşılaştırmalar yapabilmek için 2002 yılında başlayan önceki veri setiyle birleştirildi.
Hesaplamada, yabancı para kredi değişimlerindeki kur etkileri, sonraki aşamalardaki enflasyon düzeltmesiyle tutarlı bir yöntemle arındırıldı. Bunun için, ABD ve Türkiye fiyat endekslerinin ara değerlerini hesaplayarak, 2003 yılında başlayan haftalık frekansta fiyat endeksleri oluşturuldu. Bunlarla satın alma gücü paritesine göre döviz kuru değerleri hesaplandı. Yabancı para kredilerin dolar değerini bununla TL’ye çevrildi ve TL kredilere eklenerek kur etkisi arındırılmış toplam kredi büyüklüğü elde edildi. Akım veri olarak, bu büyüklüğün haftalık değişim tutarlarından net kredi kullanım değerleri hesaplandı.
Ardından bu veri fiyat endeksine bölünerek enfl asyon etkisi düzeltildi. Elde edilen seri reel bir büyüme trendi boyunca dalgalı bir seyir izledi. Doğrusal bir regresyon modeliyle bu seriyi trendden ayrıştırdıktan sonra, çıkan sonucu 2003 yılından itibaren hesaplanan ortalama ve standart sapma değerleriyle normalize edildi. Son olarak, göstergedeki oynaklığı yumuşatmak için, haftalık değerlerin uygun frekanslarda hareketli ortalamaları hesaplandı.
ÜFE ve TÜFE’ye göre ayrı ayrı hesaplanan 13 haftalık ortalama endeks değerleri oluşturuldu. Endekslerin sıfır değerini alması, net kredi kullanımının reel olarak tarihsel eğilimiyle uyumlu olarak arttığı anlamına gelirken, pozitif değerler tarihsel eğilimin üzerinde, negatif değerlerse altında bir reel artış hızını gösteriyor.