Kilde 1 yıllık rezerv kaldı
İhracatta yerli kaynakları en çok kullanan sektörler arasında yer alan seramik sektörünün gözü Şile’de 39 hektara kadar daraltılan kil yataklarının tamamında. Hem yurtiçi hem de yurtdışından artan talep nedeniyle kilde fiyatlar artarken, 1 yıl sonra mevcut rezerv alanlarının yetmeyeceği ifade ediliyor.
Haber Merkezi |LEYLA İLHAN
Seramik sektörünün hammaddesi olan kilde sıkıntı büyüyor. Sorun, 2 yıl önce yapılan düzenleme ile en büyük kil rezervlerinin olduğu Şile sahalarının daraltılarak 103 hektardan 39 hektara düşürülmesiyle başladı. Bu yıl Avrupalı üreticilerin en büyük kil pazarı Ukrayna’nın kapanmasıyla kil temininde rotalarını Türkiye’ye kaydırmasıyla kil konusu daha görünür oldu. Ayrıca yerli üreticilerin de 1 yıl içinde yeni fabrika açacak olmasıyla ihtiyacın daha da artacağı ifade ediliyor. Sektör temsilcileri, artan talep nedeniyle kil fiyatları hızlıca artarken, bir yıl içinde mevcut hammaddenin fiilen yetmeyeceği kaydediyor. Bu nedenle sektörün globalde yerini koruyabilmesi için Şile’de izin verilen eski yataklara dönülmesi gerektiği talep ediliyor.
Yeni fabrikalarla kapasiteler yüzde 50 artıyor
Sektörün gündeminde yer alan kil konusuna değinen Türkiye Seramik Federasyonu (TSF) Başkanı Erdem Çenesiz, “Savaş nedeniyle Ukrayna’dan ithal edilen kil hammaddesinin durması üzerine yerli kaynaklardan temin yoluna gidiliyor. Bu alanda, ülkemizin en önemli rezervleri Şile de bulunmakta. Maalesef Şile’de maden sahasının daraltılması söz konusu” dedi. Buna karşın Türkiye seramik sektörünün çok hızla büyüdüğünü söyleyen Erdem Çenesiz, “Sektörde yeni yatırımlar yapıldı. Yeni fabrika demek aynı zamanda yeni hammadde ihtiyacı demek. Dolayısıyla bu yatırımların hammadde ihtiyacı için yeni hammadde sahalarına ihtiyaç var. Şile bölgesinde de bu hammadde var. Fakat son 2 yıldır Şile bölgesi kil hammadde sahası 103 hektardan 39 hektara düşürüldü. Tekrar eskisi gibi 103 hektarın tamamında arama izni verilmesi hammadde için önem arz ediyor” diye konuştu.
Fiyatlar ÜFE’nin üstünde arttı
Yerli üreticinin yanı sıra Ukrayna pazarının kapanmasından dolayı Avrupalı seramik firmalarının da kilde Türkiye’ye yöneldiğini söyleyen Çenesiz şunları söyledi: “Talep artarken, üretim yetersizliğinden dolayı aşırı fiyat artışlar yaşanmaya başladı. Bu nedenle son 1-1.5 yılda kil hammaddesindeki artış Üretici Fiyat Endeksi’nin çok üstünde gerçekleşti.” Halihazırda deneme üretimleri yapan yeni fabrikaların 2023 yılında devreye girmesiyle sektördeki kapasitelerin yüzde 20 artacağına dikkat çeken Erdem Çenesiz, “Ayrıca yeni yatırıma başlayan bir yüzde 20’lik kısım daha var. Yani 1 ila 1,5 yılda sektörde kapasiteler yüzde 50 artacak. Dolayısıyla yakın zamanda hammadde fiilen de yetmeyecek. Bu nedenle Şile sahalarında alan daraltmanın iptal edilip eskisi gibi 103 hektarda kil üretilebilmenin önü açılmalı. Sonuçta bu fabrikalar teşviklerle hayata geçti, doğru da oldu. Çevreci çözümlerle bu karardan geri dönülmediği takdirde, tamamen dışa bağımlı hale gelinecek ve sektör elindeki avantajları tamamen kaybedecek” diye konuştu.
Ayrıca temel girdileri olan enerjinin maliyetlerdeki payının da giderek yükseldiğine dikkat çeken Erdem Çenesiz, “Enerji bizim temel girdimiz. Maliyetlerdeki payı yüzde 50-60 bandına gelmiş durumda. AB’de olduğu gibi; enerjiye dayalı sektörler listesine alınarak, fiyatlarda bir avantaj sağlanmalı” talebini dile getirdi.
Orman izni sorunu devam ediyor
İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Başkanı Rüstem Çetinkaya da kilde olabilecek sorunlara işaret ederek şöyle konuştu: “Kil konusunda Türkiye’nin gerekli rezervleri var. Şu anda talebi karşılayacak kadar bir üretim mevcut. Ancak ileriki yıllarda yeni maden faaliyet alanı izni verilmezse problem olabilir. Bunu tıkayanda Şile bölgesindeki orman izinleri sorunu. Orman Bakanlığı hala izin vermedi. Bundan dolayı sorun da henüz çözülmedi.”
Avrupa’da KOBİ’ler, Türkiye’de büyükler hakim
Dünyada önemli konuma sahip olan Türk seramik sektöründe yerli üretici oranı yüzde 95. Seramik sektörünün başlıca üretim merkezleri Eskişehir, Bilecik, Kütahya, İzmir, Çanakkale, Uşak, Manisa, Aydın, İstanbul, Ankara, Kocaeli, Konya, Yozgat, Çorum, Zonguldak, Bartın, Samsun, Ordu, Diyarbakır, Kayseri, Adıyaman, Tekirdağ ve Konya olarak öne çıkıyor. Sektörde öncü büyük üreticiler bulunmakta. Türkiye Seramik Federasyonu verilerine göre Avrupa seramik üreticilerinin yüzde 80’i KOBİ ölçekli üreticiler ile üretim yaparken, Türk seramik üretiminde KOBİ’lerin oranı yüzde 20.
İhracatta miktar düşüyor
Üretimin yaklaşık yüzde 40’ını ihraç eden seramik sektörü, yıllık 2 milyar dolar seviyelerinde ihracat gerçekleştiriyor. Ana pazarları AB, ABD ve İngiltere olan sektör, 2022 yılına hem üretim, hem de ihracat olarak çok iyi başladı. Ancak temmuz ayından sonra enerji fiyatlarındaki artış ve dünyadaki resesyounn sektörü olumsuz etkilemesiyle üretim ve ihracatta(miktar) olarak düşüşler başladı. Daralmayı değerlendiren Türkiye Seramik Federasyonu (TSF) Başkanı Erdem Çenesiz, “Yılsonunda parasal olarak yüzde 5’ler civarında ihracat büyümesi olsa da miktar olarak yüzde 10’lar seviyesinde bir daralma olacak. Daralmayı telafi etmek üzere alternatif pazarlar aransa da, maalesef ihracatta başka pazarlar bulmak ve hemen satış yapmak çok olası değil. Uzun dönemli bağlantılar, hizmet, sevkiyat vb. hepsi birer parametre olduğu için, bu çalışmalar önümüzdeki dönemlerde etkisini gösterecek” dedi. Çenesiz, sektörün içerde şu sıralarda büyüme alanının ağırlıklı renovasyon pazarı olduğunu da belirterek, yeni inşaatlarda yavaşlama gördüklerini kaydetti.
Avrupa’da ikinci büyük üretici
Türkiye Seramik Federasyonu verilerine göre, Türkiye seramik karo üretiminde, 435 milyon m2 üretim ile Avrupa’nın 2’inci, dünyanın 7’inci büyük üretici durumunda. Seramik sağlık gereçlerinde ise; 22 milyon adetlik üretim ile Avrupa’da ilk ve dünyada 4’üncü sırada yer almakta. Sektör doğrudan 35 bin ve dolaylı olarak 200 bin kişiye istihdam sağlamakta.