'Kaliteli buğday, en az savunma kadar stratejik'
İthal ürün stoklarının yüksek olması, buğdayda sancılı bir hasat dönemi yaşanmasına neden oluyor. Süreçle ilgili EKONOMİ’ye konuşan Eskişehir Ticaret Borsası Başkanı Ömer Zeydan, kaliteli buğday üretiminin Türkiye için en az savunma sanayi kadar stratejik olduğunu belirtti.
Haber Merkezi |ABDULLAH SÖNMEZ / ESKİŞEHİR
Buğdayda hasat dönemi, sancılı başladı. İthal buğday stokunun yüksek olması nedeniyle TMO’nun alım kapasitesinin düşmesi, üreticiyi sevindirmedi. TMO’ya satamayan buğdayını açıklanan fiyatın altında tüccara satmak zorunda kalan üretici, başta akaryakıt olmak üzere gelen zamlarla hasat döneminde de sıkıntıya girdi. Artan maliyetler çiftçi ve üreticiyi ekim döneminde de zorlayacak.
Gelinen süreci EKONOMİ’ye değerlendiren Eskişehir Ticaret Borsası (ETB) Başkanı Ömer Zeydan, kaliteli buğday üretiminin Türkiye için en az savunma sanayi kadar stratejik olduğunu belirterek, rekoltenin ihtiyacı karşılamasına rağmen vasıfsız üretim nedeniyle 2022 yılında yaklaşık 7 milyon ton buğday ithal edildiğine dikkat çekti. Zeydan, “Buğday ürünlerindeki ticaret açığını kapatmak için çiftçiyi kalitesi yüksek üretime teşvik etmek çok önemli” dedi.
Buğdayda 10 milyon ton arz fazlası oluştu
Türkiye’de üretilen buğdayın büyük bir bölümünün vasıfsız buğday denilen ekmeklik özelliği olmayan buğdaylardan oluştuğunu açıklayan Ömer Zeydan, üretimdeki kaliteyi önemli ölçüde artırmak gerektiğini söyledi. Türkiye’nin kendine yetecek buğdayı üretmesine rağmen kaliteden kaynaklı ithalat ihtiyacının olduğunu aktaran Zeydan, “Sanayicimiz enerjisi ve proteini yüksek buğdayı Rusya ve Ukrayna’dan almak zorunda kalıyor. Dolayısıyla oranın çiftçisini desteklemiş oluyoruz. Eğer üretimde kaliteyi artırırsak buğday ve buğdaya bağlı ürünlerdeki ithalatımızı sonlandırıp kendi çiftçimizin gelirini artırabiliriz. Eskişehir Ticaret Borsası (ETB) olarak yılda yaklaşık 40 bin adet buğday analizi yapıyoruz. Bu analizlerin ortalamasına baktığımızda kalite yavaş yavaş yükseliyor ama istediğimiz ivmede değil. Tarımın doğru yapılmasının ve yüksek gelir elde edilmesinin hangi yöntemlerden geçtiği çiftçiye çok iyi anlatılmalı” diye konuştu.
Tarımdaki destekleme politikasının çok doğru olmadığına değinen Zeydan, çiftçinin vasıfsız buğdayda da en kaliteli buğdayda da aynı primi aldığını belirterek bu modelle üretimde kaliteye ulaşmanın zor olduğunu bildirdi. Kaliteli buğday üretimine diğerlerine nazaran yüzde 50 daha yüksek prim verilmesi gerektiğini vurgulayan Zeydan, çiftçiyi iştahlandıracak yüksek prim uygulamasıyla tarımsal üretimin istenen kaliteye yoğrulacağının altını çizdi.
Geçen yıldan bu yıla devreden yaklaşık 8 milyon buğdayın olduğunu kaydeden Ömer Zeydan, ETB olarak yaptıkları tahminlere göre 2023’te beklenen 23 milyon tonluk rekolteyle birlikte bu rakamın 30 milyon tona ulaşacağını ifade etti. Türkiye’nin ihtiyacının yaklaşık 20 milyon ton olduğunu dile getiren Zeydan, buğday piyasasında 10 milyon ton arz fazlası oluştuğunu aktardı.
“Dane mısırda suyla ilgili planlama yapılmalı”
Türkiye’nin su fakiri bir ülke olduğunu ve dünya genelinde su bazında her yıl fakirleşmeye devam ettiğini açıklayan Ömer Zeydan, Eskişehir’de son dönemde ekim alanı artan ve üretim esnasında en çok su isteyen dane mısırda bir planlama yapılması gerektiğini belirtti. Zeydan, şunları söyledi: “Eskişehir’de bundan 6 yıl öncesine kadar yediğimiz süt mısırın dışında mısır üretimi yoktu. Bu yıl yaklaşık 700 bin ton rekolteye ulaşmayı bekliyoruz. Diğer emtialarla karşılaştırdığı zaman daha fazla gelir elde edebildiğini gören çiftçi mısır üretimine yöneliyor. Çiftçinin sermayesi tarlasıdır. Bir tarlada 10 yıl mısır üretirseniz 11. yıl ne kadar sularsanız sulayın hiçbir ürün alamazsınız. Ama içinde bulunduğumuz ekonomik koşullar bu gerçeği bilse dahi çiftçimizi yine de mısır üretimine yönlendiriyor. Bu gerçekleri göze alarak bir planlama yapılmalı ve katma değeri yüksek üretime geçilmeli. Her ürün her bölgede olmamalı ya da sıra konmalı.”