İTO Başkanı Avdagiç: Enflasyonla mücadelede sadece iç talebin baskılanması yeterli değil
İTO Başkanı Şekib Avdagiç, enflasyonla mücadelede sadece iç talebin baskılanmasının yeterli olmayacağına dikkat çekerek, “Potansiyel enflasyonist etkisi yüksek alanlarda üretimi destekleyecek finansal mekanizmaları da harekete geçirmeliyiz. Buna paralel olarak verimlilik artırıcı teşvik ve destekleri de günün koşullarına göre yeniden tasarlamalıyız” dedi.
Haber Merkezi |MERVE YİĞİTCAN
İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) kasım ayı olağan meclis toplantısı dün gerçekleşti. Meclisin açılışında konuşan İTO Başkanı Şekib Avdagiç, ekonomik görünüme ve gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Enflasyonla mücadele programının ekonomi üzerindeki kısıtlayıcı ancak geçici olduğunu düşündükleri etkilerinin belirginleşmeye başladığını söyleyen Avdagiç, “Bir yandan iç talebin kısılması, diğer yandan dış pazarlarda ekonomik aktivitenin yavaşlaması hem üretim hem de ihracat üzerindeki baskıyı artırıyor. Yatırım eğilimi zayıf seyrederken, özellikle emek yoğun kimi sektörlerde de rekabet gücü giderek zayıflıyor. Sanayi üretimimiz Eylül’de aylık bazda sınırlı da olsa bir toparlanma kaydetti, ancak yıllık bazda daralma sürüyor. 10 aylık ihracat yüzde 3,2 oranında artarak 216,4 milyar dolara yükseldi. İthalat ise yüzde 7,2 daraldı ve 282 milyar dolara geriledi. Mevcut trendin sürmesi halinde 2024 yılı ihracatının 264-265 milyar dolar, ithalatın 343-344 milyar dolar, dış ticaret açığının da yüzde 25 düşüşle 80 milyar doların altında gerçekleşmesini bekliyoruz” diye konuştu.
“Kararlılık ve sabır en önemli silah”
Enflasyon tarafında ise TÜFE’nin aylık bazda yüzde 2,88 artış kaydettiğini, yüksek bazın etkisiyle düşüşünü sürdüren yıllık enflasyonun ise yüzde 48,58’e indiğini ve Temmuz 2023’ten bu yana en düşük seviyesine gerilediğini hatırlatan Avdagiç, şunları söyledi: “Enflasyondaki düşüş hızının yavaşlaması, dezenflasyon sürecinin uzayabileceğini gündeme getirdi. Nitekim Merkez Bankası, enflasyon tahminlerini yukarı yönlü revize etti. TCMB 2024 sonu için yüzde 38 olan enflasyon orta nokta tahminini yüzde 44’e yükseltti. 2025 yılı tahminini de yüzde 14’ten 7 puanlık artışla yüzde 21’e çıkardı. Biliyoruz ki, kararlılık ve sabır enflasyonla mücadelenin en önemli silahı. Fedakarlıklarımızın karşılığını almak için sürecin tamamlanmasına odaklanmalı ve eksiklik görülen alanlarda tahkimatı süratle güçlendirmeliyiz.”
Emek yoğun sektörler için dönüşüm planı…
Avdagiç, kritik geçiş döneminde, zayıf iç talep koşullarını da dikkate alarak ihracatın finansmanınadaha güçlü destek sağlanmasının yerinde olacağını, teşviklerin etkinliğini artırmak ve hedef sektörlerde rekabet gücünü korumak için selektif desteklere yönelmenin doğru bir yaklaşım olacağını kaydetti. Konuşmasında Türk sanayinin katma değer odaklı dönüşümü amacıyla emek yoğun sektörler için bir dönüşüm planı hazırlanması gerektiğini söyleyen Avdagiç, bu süre içinde de istihdam kaybını önleyecek desteklerin güçlendirilmesinin önem taşıdığını vurguladı.
Avdagiç, “Enflasyonla mücadelede elbette sadece iç talebin baskılanması yetmez. Potansiyel enflasyonist etkisi yüksek alanlarda üretimi destekleyecek finansal mekanizmaları da harekete geçirmeliyiz. Buna paralel olarak verimlilik artırıcı teşvik ve destekleri de günün koşullarına göre yeniden tasarlamalıyız” dedi.
‘İleri teknoloji’ye cömert yatırım çağrısı
İleri teknolojili yabancı sermaye yatırımlarına da cömert teşvikler sağlama zamanının geldiğini belirten Avdagiç, “Doğrudan yabancı yatırım çekmek için mevcut teşvik sistemini bütünsel bir yaklaşımla gözden geçirmeli, yatırımın niteliğine, büyüklüğüne ve stratejik önemine göre uzun dönemli vergi teşvikleri sağlamalıyız. Bu kapsamda ayrıca teknoloji transferine hız kazandıracak politikaları yeniden tasarlamalı ve Teknoloji Transferini Hızlandırma Fonu Türkiye Projesi’ni işlevsel şekilde hayata geçirmeliyiz” ifadelerini kullandı.
“Dünya sübvansiyon savaşlarına doğru gidiyor”
Avdagiç, ABD’de Donald Trump’ın kazandığı seçim sonrasındaki gelişmelerin dünyanın yeni korumacılığın sonucu olarak bir ‘sübvansiyon savaşları’na doğru gittiğini gösterdiğini vurguladı. Avdagiç, “Nihayetinde tüm bu sübvansiyonlar sadece küresel ekonomiye zarar vermekle kalmayacak, aynı zamanda gelişmiş ve gelişen ya da yoksul ekonomiler arasındaki uçurumu daha da derinleştirecektir” değerlendirmesinde bulundu. Avdagiç, yeniden ABD Başkanı seçilen Donald Trump’ın ikinci döneminde uygulaması beklenen politikaların küresel ekonomide de derin etkileri olacağına dikkati çekti. Avdagiç, “Trump’ın verdiği sözlerin bir kısmını hayata geçirmesi halinde bile ‘maliye politikaları, enflasyon, ekonomik büyüme ve faiz oranları’ üzerinde oluşturacağı baskı, dünyanın her ülkesinde hissedilecek” dedi. Trump’ın ajandasında 2 önemli başlık bulunduğuna dikkati çeken Şekib Avdagiç, “İçeride vergi indirimleri ve ithalatta yüksek gümrük vergilerinin yön vereceği daha katı korumacılık bulunuyor. Aynı şekilde yeni ve daha şiddetli ticaret savaşlarının başlaması, Rusya ile uzun yıllardır savaşı sürdüren Ukrayna’ya desteğin çekilmesi, küresel güvenlik ve jeopolitik gerginliklerin seyrinin değişmesi bekleniyor” dedi.