İthalat ödemeleri peşine döndü, iç piyasada satış vadeleri uzuyor
Reel kesimin ortak gündemi olan finansmana erişim, her geçen gün daha da güçleşirken, firmalar ödeme ve tahsilatlarda yeni piyasa koşullarına adapte olmaya çalışıyor. Türkiye’nin yüksek CDS’leri nedeniyle ithalatta ödemelerin vadesi kısalıp neredeyse peşine dönerken; içeride, tek çaresi ticaretini sürdürebilmek olan firmalar müşterisine daha uzun vade tanımak zorunda kalıyor.
Merve Yiğitcan |Merve YİĞİTCAN
Finansman darboğazındaki reel kesim, başta Türkiye’nin yüksek CDS’leri olmak üzere, küresel emtia fiyatlarındaki artışın da etkisiyle ithalat ödemelerinde vade avantajını yitirdi. Türkiye’nin yüksek risk primi nedeniyle Türk alıcılara vade açamayan yabancı ihracatçılar vadeleri kısaltıp peşine dönmeye başladı. İçeride ise ticaretini canlı tutabilmek için tek çaresi malını satmak olan firmaların, müşterilerine daha uzun vade açma eğiliminde olduğu öğrenildi. Konuyla ilgili DÜNYA’ya konuşan iş dünyası temsilcileri, kaynak sıkıntısı yaşayan işletmelerin peşine dönen ithalat ödemeleri nedeniyle nakit akışlarını yönetmenin çok daha fazla zorlaştığında hemfikir.
Eroğlu: Yabancı vade vermek istese de sigorta izin vermiyor
TOBB Plastik, Kauçuk ve Kompozit Sanayi Meclis Başkanı Yavuz Eroğlu, ithalat ödemelerinin peşine dönmesinin başlıca nedeninin Türkiye’nin 800 puanı aşan CDS’leri olduğuna dikkat çekerken, gelinen noktayı şöyle tarif etti: “Yurtdışındaki firmalarının Türk firmalarına vade tanırken uyguladıkları metotlar var. Birincisi, bankacılık sektöründen sizin verdiğiniz garantilerle vade yapıyorlar. Gidiyorsunuz onlara bir akreditif açıyorsunuz. Tabii burada CDS’ler devreye giriyor. Yüksek CDS’lerden dolayı vadeyi düşürüyorlar. İkinci bir metot daha var. Yabancı ülkelerle ithalatımızda o firma bizi kendi ülkesindeki ihracat bankasına sigorta ettiriyor. Firmanın sigortasıyla da vadeli şekilde malını bize gönderiyor. Şimdi o ihracat bankası diyor ki, ‘biz Türkiye’ye o kadar vade vermeyiz.’ Yani o yabancı firma vade vermek istese de veremiyor.” Eroğlu’na göre, iç piyasada vadelerin uzamaya başlaması da ithalat ödemelerinin peşine dönmesiyle bağlantılı. Eroğlu, “Firma, yurtdışından kısa vadeli malını almak zorunda kalıyor, içeride krediye ulaşım zorlaştı. Tek çaresi ise malını satmak… Malını satmak için de vade tanıması gerekiyor” diyerek firmaların içinde bulunduğu açmazı özetledi.
Önel: Firmalar sermaye yükünü birbiri üzerine yüklüyor
İstanbul Tüccarlar Kulübü (İTK) Başkanı İlker Önel de Türkiye’nin yüksek CDS primlerinin şirketlerin dışarıdaki kredi kullanımları için maliyetleri yükselttiğini, aynı zamanda vesaik ve vadeli akreditif gibi mal ve hizmet alışverişini peşine çevirerek işletme sermayesi zayıfl ayan işletmelere ek bir yük daha oluşturduğuna işaret etti. Önel, şöyle konuştu: “Pandemi sonrası 2022 yılının ilk çeyreği özellikle talep anlamında küresel anlamda yaşanan yükseliş, tam düzelmeyen tedarik zinciri sıkıntıları ve özellikle ülkelerin gevşek para politikası tüm ülkelerde enflasyon oranlarını son 40 yılın en yüksek rakamlarına ulaştırdı. Bizim tarafımızda özellikle ekim ayından itibaren faiz indirim süreci enflasyonu rekor seviyelere çıkarırken özellikle CDS primini 850 civarına yükseltmesi uluslararası piyasalarda risk primimizin yükselmesine ve şirketlerin dışarıdaki kredi koşullarında maliyetlerinin artmasına neden oldu. Bunun yanında vesaik ve vadeli akreditif gibi mal ve hizmet alışverişini peşine çevirerek zaten işletme sermayesi zayıfl ayan işletmelere ek bir yük oluşturdu.”
İç piyasada ise makro ihtiyati tedbirler çerçevesinde hem BDDK hem de Merkez Bankası’nın aldığı kararların işletmelerin kredibilite kabiliyetini zayıfl attığına işaret eden Önel, “Bu durum da maalesef mal ve hizmet alışverişlerinde vade süresini pandemi önceki koşullara döndürmüştür. Şu an yine işletmeler birbirilerinin üzerine sermaye yükünü eklemeye başladılar” dedi. Önel’in verdiği bilgiye göre, vade süreleri tekstil ve plastik gibi sektörlerde 8-12 ay, gıda sektöründe ise 4-6 ay civarında oluşmaya başladı.
Akyüz: Nakit akışı sıkışıklığımız arttı
Geçmiş dönemlerde İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’ne başkanlık yapan Akyüz Plastik Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, firmaların birçoğunun kendi ellerinde olmayan nedenlerden dolayı ithalatta peşin ödeme talepleriyle karşı karşıya kaldığını söyledi. Akyüz, “Siz Türkiye’de ne kadar güçlü olursanız olun ülkenizin notu sizi bir yere götürüyor. Bizim burada bir riskimiz var. Bundan dolayı da iş yaptığımız yabancı tedarikçiler peşine dönüyorlar. Örneğin eskiden 90 gün vade ile ödüyorsanız, şimdi ‘yüzde 30’unu peşin gönder, kalanını evraklar hazır olunca tamamla’, diyorlar. Bu anlamda ciddi sıkıntı yaşanıyor. Bu durum nakit akışı sıkışıklığını da arttırıyor. Bulamadığımız finansman da bu sıkışıklığı artırıyor” diye konuştu.
“Hammadde almak için önden ödeme yapıyoruz”
Jumbo Genel Müdürü Sami Hotak da Rusya-Ukrayna savaşının sektörde yarattığı hammadde krizini hatırlatarak, “Ukrayna hem nikel hem de porselen hammaddesi zenginleştirilmesi konusunda çok iyi bir tedarikçi. Polonya’da ise çok başarılı cam tedarikçilerimiz var. Son dönemde yaşanan olaylar karşısında o bölge ile olan çalışmalarımızda kesintilere neden oldu. Kısa süreli yaşanan bu sıkıntıyı mevcut stoklarımızla çözdük. Ancak gelinen noktada hammadde tedarikçilerine önden ödeme yaptığınız takdirde ürün veriyorlar. Eskiden taksit veya vade yaparken şimdi peşin ve önden verirseniz hammaddeyi alabiliyorsunuz. Bu da işletme sermayesine ciddi bir yük getiriyor” ifadelerini kullandı.
Emtia fiyatlarındaki artış da peşin ödeme beklentisini artırdı
Türkiye’nin yüksek CDS’lerinin yanı sıra küresel emtia fiyatlarındaki artışlar ve hammadde tedarikinde yaşanan sıkıntılar da ithalat ödemelerinin peşine dönmesine neden olan yan faktörler olarak dikkat çekiyor. TOBB Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektör Meclisi Başkanı Şeref Fayat, emtiaya döviz bazında da zam gelmesi nedeniyle yabancı firmaların satışlarını kısa vadeli ya da peşine dönmelerine neden olduğunu söylerken, “Onlar da hemen malını satıp yerine yenisini koyabilmek için peşin ya da kısa vadeli ödeme istiyor. Tedarik zinciri nedeni ile malını tekrar yerine koyamama endişeleri var. Ama bizim sektörümüz için şimdilerde emtia fiyatlarında da düşüşler var. Dolayısıyla peşin ödeme eğilimi yavaşlayabilir” diye konuştu.
Rusya'dan sonra en yüksek CDS primi Türkiye'de
Kredi risk primi olarak anılan “CDS”, Credit Default Swap’ın kısaltılmış hali. CDS, herhangi bir ülke hazinesine ya da şirketine borç verirken o borcun geri ödenmemesi ihtimaline karşı alınan sigorta poliçesine deniyor ve genellikle herhangi bir b orsa düzenlemesine tabi olmayan piyasalarda işlem görüyor. Güçlü ekonomilerin CDS primi düşerken ödeme güçlüğü çekebileceğine inanılan ülkelerde bu prim yükseliyor. 28 Haziran itibariyle CDS’i en yüksek ülke 13 bin 775 CDS primiyle Rusya. Bu ülkeyi 803 CDS primiyle Türkiye, 284 ile Brezilya, 166 Meksika, 165 ile Yunanistan izliyor.