İş dünyasından uyarı: Kayıt dışılık artabilir!
İşçilik maliyetlerinin yanı sıra son vergi artışları piyasada kayıt dışının büyüyeceği endişesini artırdı. Özellikle emek yoğun sektörler risk altında… Üretimin korunması gerektiğini belirten reel sektör temsilcileri aksi halde sisteme sadık firmaların azalacağını, yurt dışında üretimi düşünenlerin artacağı uyarısında bulunuyor.
Haber Merkezi |MERVE YİĞİTCAN
Bir yanda yüksek işçilik maliyetleri diğer yanda artan vergi yükü kayıt dışı ekonominin zeminini güçlendiriyor. Vergi ve işçilik maliyetlerindeki artışın üretimi baskıladığını vurgulayan reel sektör temsilcileri, bu durumun kayıt dışılığı artıracağından endişe ederken; halihazırda kayıtsız bir şekilde piyasada varlığını sürdürenlerin de ‘ekmeğine yağ süreceğine’ dikkat çekiyor. Özellikle hazır giyim, ayakkabı, mobilya ve gıda gibi emek yoğun sektörlerde kayıt dışılığın artma riski yüksek… Yanı sıra TÜİK’in önceki gün açıkladığı istihdam verilerine göre, işsiz sayısının mayıs ayında 193 bin kişi azaldığı, bu gruptaki 130 bin kişinin de işgücü piyasasından çekildiği görülüyor. 130 bin kişinin tamamının bir ayda işgücü piyasasından çekilmesi akıllara büyük bölümünün ‘kayıt dışı’ bölgeye geçtiği şüphesini getiriyor.
İş dünyası temsilcileri ise imalat sanayii işletmelerine kurumlar vergisinde pozitif ayrımcılık isterken finansmana erişimin de acilen açılması gerektiği uyarısında bulunuyor. Kayıt altında olmayanların sisteme çekilmesinin önemine dikkat çeken sektör temsilcileri, aksi halde rekabette iyice zayıf düşen firmaların istihdam azaltma, iş yeri kapatma ve işletmelerini yurt dışına taşıma ihtimalinin kuvvetli olduğunu belirtiyor.
Berke İçten: Kayıt dışılığı tetikleyecek
Konuyu geçtiğimiz günlerde gündeme getiren ve “Kendi ellerimizle içimizde bir Çin yarattık” diyen Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı Berke İçten, EKONOMİ’ye yaptığı açıklamada kurumlar vergisine getirilen 5 puanlık artışın işletmeleri endişelendirdiğini, bu durumun kayıt dışı ekonomiyi büyüteceğini dile getirdi. Mevcut maliyetlere dayanamayıp kapanan işletmelerin yerini Suriyeli üreticilerin doldurduğunu hatırlatan İçten, adil olmayan bu rekabet koşullarının devam etmesi halinde işini düzgün yapan firmaların ayakta kalmasının mümkün olmadığını kaydetti. Bütçe açığının azaltılabilmesi için kamunun gelir kalemlerinde birtakım artışlara gidecek olmasının beklenen bir durum olduğunu söyleyen İçten, “Fakat bu durumun yol açacağı riskleri göz ardı edemeyiz. Özellikle emek yoğun sektörlerde arzu etmediğimiz bir kayıt dışılık zaten vardı. Son maliyet artışlarının kayıt dışılığı daha da tetikleyeceğine inanıyoruz. Yanı sıra sistemin içinde kayıtlı olarak yer alan, tabiri caizse ‘kümesteki tavuklar’ üzerine yük bindirmek yerine kümes dışındaki hiçbir kurallara tabi olmayan ciddi büyüklükteki ekonominin kontrol edilmesi lazım. Tabii ki onlar polisiye yöntemlerle basılsın ve kapatılsın demiyoruz ama bir şekilde kayıt altına alınsın” şeklinde konuştu.
Ramazan Kaya: Palyatif değil kalıcı önlem gerekli
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Ramazan Kaya da artan maliyetlerin işin sürdürülebilirliğini tehdit ettiğini dile getirdi. Enflasyonun altında kalan bir kurla maliyet tutturulamayan, çalışan maliyetinin kişi başına brüt 610 dolar seviyesine geldiği ve talepsizliğin hatta karsızlığın olduğu bir ortamda sektörün gelen vergi artışlarını ve gelecek yeni yükleri kaldıracak güçte olmadığını vurgulayan Kaya, “Bunların hepsinin ayrı ayrı birer yumruk gibi üst üste gelmesi bizi nakavt etti. Kayıt dışılık bir sorun ancak ondan önce işin sürdürülebilirliği riske giriyor. Bir işin devam etmesi için o işletmenin para kazanıyor olması lazım. Bir-iki ay kar etmeyebilirsiniz, ama ortalamada kar ederseniz çarkı döndürüşünüz. Maliyet artışları ve talepsizlik derken giderlerimiz çok ciddi arttı. Ancak gelirlerimiz bu kadar artmadığı için şu an açık pozisyondayız. Paraya ihtiyacımız var, sermayeyi tükettik, bunun için kredi başvurularında bulunuyoruz ama musluklar tamamen kapalı. Eğer para muslukları açılmazsa sektör işçilik, enerji ve vergi faturalarını ödeyemez duruma gelecek; işverenle işçi, işverenle devlet arasında cari hesapla ilgili ciddi problem çıkacak” ifadelerini kullandı.
Kriz ortamının 9 aydır sürdüğünü ve en az 15 ay daha süreceğini öngördüklerini belirten Kaya, “Buna önlem almalıyız ancak palyatif değil kalıcı. Çok acil finansmana erişime ihtiyacımız var. Yüzdürülmezsek sistem tıkanacak, işten çıkarmalar daha da artacak. Hepimiz biliyoruz ki ülkemizde bir kayıt dışı harekatı var, bu kayıt dışı harekatın da bizim gibi emek yoğun sektörlerde olduğunu biliyoruz. Otoritenin görevi kayıt içine girenle girmeyeni ayırıp bunun tespitini yapmak...” şeklinde konuştu.
İlker Önel: Rekabet ortamı bozuluyor
İstanbul Tüccarlar Kulübü Başkanı İlker Önel, kayıt dışılığın daha da artacağından endişe ettiklerini söylerken, özellikle pandemiden sonra şirketlerin işletme sermayesi anlamında ciddi şekilde zayıfladığını, bu durumun enflasyonist ortam ve finansmana erişim sorunlarıyla birleşmesiyle zorlu bir sürece girildiğini anlattı. Vergi artışlarının imalat yapan firmaların üzerine ciddi yük bindirdiğini vurgulayan Önel, “Birçok firmada kaçak çalıştırılan yabancı var. Zaten bir kayıt dışılık vardı. Bu durum daha da artacak. Maalesef Türk işçilerin de bir bölümü kayıt dışına çıkarılabilir önümüzdeki süreçte” dedi.
"Kurumlar vergisinde imalata pozitif ayrımcılık şart"
Bu noktada vergilerin iyi analiz edilmesi gerektiğini savunan Önel, “İmalatçıların kurumlar vergisini 5 puan yükseltmek çok ciddi sorun. Firmalar ya fatura kesmeyecek, ya şahıs hesaplarından ilerleyecekler. Yani ‘arka yolları’ deneyecekler. Bunun önüne geçmek için en azından kurumlar vergisinde tıpkı ihracatçılara yapıldığı gibi imalatçılara da pozitif ayrımcılık yapılmalı. Vergisini düzgün ödeyenlere indirim tanımlanmalı. Bunları yapmadan vergi düzenlemesi yapılması tahsilatı artırmaz” şeklinde konuştu. Kayıt dışının genişlemesinin rekabet ortamını daha da bozacağına dikkat çeken Önel, “Sektörde elektriği, doğalgazı, çalışanı tamamen kaçak olanlar var. Onlarla rekabet edemiyoruz. Kayıt dışılık nedeniyle piyasada çift fiyat oluşuyor. Kendi işimden örnek vermem gerekirse biz 25 kilogram susamı 2150 TL’ye satıyoruz, ama piyasada 1950 TL’ye satanlar var. Böyle bir kg fiyatının oluşması imkansız ama kayıt dışılık buna fırsat veriyor. Kayıt dışı olanların tespiti ve kayıt altına alınması çok önemli” şeklinde konuştu.
Akyüz: İşletmeler yurt dışında üretime yönlenebilir
Geçmiş dönemde İKMİB başkanlığı da yapan Akyüz Plastik Yönetim Kuru Başkanı Murat Akyüz, alınan önlemlerin bütçeyi destekleyici olduğunu, ancak reel sektörü tedirgin ettiğini kaydetti. Vergilerin artırılmasının piyasadaki kayıtsız ekonomiyi destekler nitelikte olduğuna işaret eden Akyüz, “İşlerini etik şekilde yapan firmaların üzerindeki yük daha da artarken, artan maliyetler kayıtsız ekonomiyi sürdürme içinde olan firmaları daha da destekler bir hal aldı. Firmaların sigortasız ve kaçak işçi çalıştırma ihtimalleri artıyor. Bu durum firmaların rekabet gücünü zayıflatıyor. Önlem alınmazsa yurt içinde kayıtlı işlem yapan firmaların sayısında düşüş olma ihtimali yüksek. Bir diğer risk işlerini düzgün yapan firmaların artan maliyetlerden dolayı işlerini ülke dışındaki teşvikli bölgelere taşıması… Son maliyet artışlarıyla, bizdeki üretim koşulları Doğu Avrupa’daki koşullara yaklaştı” ifadelerini kullandı.
Duran: İşini düzgün yapanlar cezalandırılmasın
Karton Ambalaj Sanayicileri (KASAD) Derneği Başkanı Alican Duran, şu anda piyasada her işlemini yüzde 100 kayıtlı yapanlarla, kaçak yapma eğiliminde olanlar arasında adaletsiz bir durum olduğunu söyledi. İlgili kurumların sıkı denetimlerle buna müsaade etmemesi gerektiğini kaydeden Duran, “Yoksa bu maliyet artışları adeta düzgün çalışan şirketlerin cezalandırılması anlamına gelir. Çünkü işlerini kayıtlı yapanlar rekabette büyük bir dezavantaja sahip olacaklar. Ambalaj sektörü gibi diğer sektörlere göre daha fazla makine olan bir sektörde bile işçilik maliyeti çok yüksek oranlara geldi. Hala finansmana erişim çok zor. Sanayi her türlü yapısal yükün altına girmiş durumda. Resesyon kaynaklı piyasa daralıyor, arz-talep bozulmuş durumda. Dolayısıyla bir de etik dışı şirketler artarsa bu rekabetin altından kalkmak mümkün değil” ifadelerini kullandı.