İş dünyasında gündem; asgari ücret
Asgari ücrete 2022 yılı için yapılacak zam oranının görüşmeleri aralıkta başlayacak. Ancak şimdiden tüm kesimlerde zam oranı tahminleri yüksek sesle dile getirilmeye başlandı. İş dünyasının önde gelen STK'ları enflasyonun üzerinde bir zam oranında hemfikir. İşveren ise üzerindeki vergi yükünün hafifletilmesi için 'fedakarlık' bekliyor.
Haber Merkezi |Merve YİĞİTCAN
Gelecek yılın asgari ücret zammı konusunda tartışmalar bu yıl erken başladı. Yüksek enflasyona bağlı zayıfl ayan alım gücünün iyileştirilmesi adına bu yıl asgari ücret zammı kritik bir önem taşırken, iş dünyasının önde gelen temsilcileri, enflasyon üzerinde bir zam oranıyla asgari ücrette artışa gidilmesi konusunda birleşiyor. Ancak işverenler, asgari ücretteki işveren payında devletten destek adımları bekliyor.
Önceki gün TÜSİAD Baş Ekonomisti Gizem Öztok Altınsaç’ın, asgari ücrete 2016 yılındaki gibi yüklü bir zam beklentisini dile getirmesinin ardından dün de MÜSİAD’ın yeni başkanı Mahmut Asmalı, ilk basın toplantısında asgari ücret vurgusu yaparak, çalışanların daha iyi maddi koşullar altında çalışmasının, hayatlarını daha müreff eh bir şekilde sürdürmelerinin, alım güçlerinin artmasının en az çalışanlar kadar, işverenleri de memnun edeceğine dikkat çekti. İSO Başkanı Erdal Bahçıvan ise enflasyonun ekonomik bir sorun olmanın ötesinde, sosyolojik bir soruna dönüştüğüne vurgu yaparak, çalışan kesimin hayat pahalılığı nedeniyle yüksek ücret beklentilerinin haklı olduğunu vurguladı. İTO Başkanı Şekib Avdagiç ise, refahın tabana yayıldığı bir büyüme modelinden yana olduklarını, ücretler üzerindeki vergi ve SGK primi yükünün azaltılması konusunda adım atmak gerektiğini dile getirdi.
“Ekonomik rasyonaliteden kopulmamalı”
DÜNYA’ya konuşan İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan da tüm kesimler için önemli bir belirsizlik ve endişe kaynağı olan enflasyonun, bugün geldiği nokta itibarıyla ekonomik bir sorun olmanın ötesinde, sosyolojik bir soruna da dönüştüğüne dikkat çekti. Bahçıvan, asgari ücret görüşmeleri süreci öncesi ‘ekonomik rasyonaliteden kopmama’ uyarısında bulunarak, “Bir tarafta hayat pahalılığı nedeniyle alım gücü zayıfl ayan çalışan kesimin haklı yüksek ücret beklentileri, diğer tarafta artan girdi maliyetleri nedeniyle üreticilerin karşılaştığı kar marjı baskısı aynı anda yaşanıyor. Bu durum, bugünün en sıcak gündem maddelerinden biri haline gelmiş bulunuyor. Bu sıcak süreçte ekonomik rasyonaliteden kopmamanın tüm tarafl ar için önemli olduğu da dikkatlerden kaçırmamalıyız” ifadelerini kullandı.
“Gelir vergisi dilimleri de güncellensin”
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç ise DÜNYA’ya yaptığı değerlendirmede, iş dünyası olarak her daim refahın tabana yayıldığı bir büyüme modelinden yana olduklarını vurguladı. Son süreçte tüm dünyayı saran ve hem üreticiyi, hem de tüketiciyi zorlayan fiyat artışlarına karşı birtakım önlemler alınmasının fayda getireceğine dikkat çeken Avdagiç, “Bu noktada uzun zamandır dile getirilen ücretler üzerindeki vergi ve SGK primi yükünün azaltılması konusunda adım atmanın tam zamanı olabilir diye düşünüyoruz. Bu da çalışanların maaşlarında belirli bir iyileşme sağlayacaktır. Ayrıca gelir vergisi dilimlerinin enflasyon dikkate alınarak güncellenmesini de önemli buluyoruz” ifadelerini kullandı.
“Akılcı seviyede uzlaşı sağlayacağımıza inancımız tam”
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu, asgari ücretle ilgili 7 Kasım tarihinde yaptığı açıklamada, başta Türk-İş olmak üzere işçi konfederasyonları ve işveren kuruluşlarıyla istişare halinde olduklarını belirterek, şu açıklamayı yapmıştı:
“Refah seviyelerini, istihdamı korumak, salgında zor durumda kalan sektörlerin üzerindeki baskıyı azaltmak için dönemin koşullarını ve uzun vadeli ekonomik etkileri dikkate alan, dengeli bir asgari ücretin belirlenmesini bu yıl her zamankinden de önemli buluyoruz. Çalışma arkadaşlarımızın hayat kalitesini kalıcı şekilde artıracak her türlü kararın en büyük destekçisiyiz. Gerek küresel enflasyon, gerek ülkemizin rekabetçiliğini etkileyen faktörler de değerlendirilerek optimal ve akılcı seviyede uzlaşı sağlayacağımıza inancımız tamdır.”
Asgari ücret beklentileri araştırılıyor
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, asgari ücretle ilgili çalışmanın bir üniversite tarafından yürütüldüğünü, emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) için de çalışmaların sürdüğünü ve maliyet üzerine durduklarını söyledi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen kabine toplantısının ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu. Bilgin, emeklilikte yaşa takılanlara (EYT) yönelik mevcut kademeli geçişten daha erken yaşta emekli olunması şeklinde çalışma olduğu bilgilerinin hatırlatılması üzerine, “(Düzenlemeye konu olacak yaş grubu konusunda) Şu anda herhangi bir şeyi tartışmıyorum. Çalışmamız bütün bu konularla ilgili. Ayrıntılı bir açıklama yaparız. Bütün bu konular gündemimizde. Henüz bakanlık bünyesinde ilgili maliyetleri ve kapsamları çalışıyoruz. Bunlar bitince ilgili bakanlıklar ve sendikalarla paylaşacağız” dedi. Bakan Bilgin, asgari ücretle ilgili çalışmanın ismini vermediği bir üniversite tarafından yürütüldüğünü, sadece asgari ücretle çalışanları değil, daha yüksek ücretle çalışan kişileri de kapsayan geniş bir beklenti araştırması yapıldığını söyledi. İşyeri bazlı yapılan anket çalışmasında, çalışan sayısına göre de sınıflama yapıldığını belirten Bakan Vedat Bilgin, “Kamuoyuna bilgi verilecek. Araştırma ve anket sonucunu açıklayacağız. Hangi meslek gurupları ne bekliyor geçim durumları hayata bakış tarzları, hayat standartları (gözetilecek). Asgari ücretli olmayanlar da var ankette. Onların beklentileri de var. Onlar asgari ücretli çalışanlarla kurulan ilişkilerin sürdürülebilirliği açısından önemli” dedi. Çalışma Bakanı Bilgin, sonuçların aralık ayında toplanacak Asgari Ücret Tespit Komisyonu öncesi tamamlanacağını bildirdi. Asgari ücretin gelir vergisi ve diğer vergi yüklerinin kaldırılması yönünde taleplere ilişkin çalışma olup olmadığı sorusuna ise Vedat Bilgin, alternatif vergi modelleri üzerinde durduklarını, çeşitli vergi oranlarının etkisini çalıştıklarını kaydetti. Bakan Bilgin olası vergi düzenlemelerinin hepsinin yasa gerektirmediğini, Cumhurbaşkanı kararı ya da Asgari Ücret Tespit Komisyonu kararıyla uygulamaya girebilecek düzenlemeler de bulunduğunu belirtti.
Memurların maaş ve emekli maaşlarında artış sağlayacak katsayının 3600’a yükseltilmesi konusunda da Bilgin, Kamu Personeli Danışma Kurulu ve Üçlü Danışma Kurulu’nda bu konunun değerlendirileceğini kaydetti.
Asgari ücrete enflasyon üzerinde zam gerekiyor
MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı, 2022 asgari ücret zammının, işveren üzerindeki vergi yüklerinin bir kısmı azaltılarak mutlaka yılsonu enflasyon oranının üzerinde olması gerektiğini söyledi. Asmalı, zammın enflasyon oranı kadar kısmını işveren, kalan kısmını da devletin üstlenebileceğini belirtti. Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği’nin (MÜSİAD) yeni başkanı Mahmut Asmalı, ilk basın toplantısında faiz ve asgari ücret vurgusu yaptı. MÜSİAD’ın genel merkezinde tüm yönetim kurulunun yer aldığı toplantıda konuşan Asmalı, çalışanların daha iyi maddi koşullar altında çalışmasının, hayatlarını daha müreff eh bir şekilde sürdürmelerinin, alım güçlerinin artmasının en az çalışanlar kadar, işverenleri de memnun edeceğine dikkat çekti. Asmalı, “Bu bağlamda 2022 yılı için belirlenecek asgari ücret zammının, işveren üzerindeki asgari ücret vergi yüklerinin bir kısmı azaltılmak sureti ile mutlaka yılsonu enflasyon oranının üzerinde olması gerektiğini düşünüyoruz” dedi. Asmalı, işverenin asgari ücret yükünün hafifl etilmesi noktasında da yapılacak zammın enflasyon oranı kadarlık kısmı işverenin, üzerindeki kısmın da devlet tarafından üstlenilmesinin iyi olacağını dile getirdi. Faiz indirimlerini de gündeme getiren Asmalı, faizin getiri ve maliyet olmak üzere iki yönü bulunduğunu, sanayiciyi ilgilendirenin maliyet yönü yani krediler olduğunu ifade etti. Faizlerin yüksek olmasının üretim maliyetlerinin yüksek kalmasına ve enflasyonun yüksek çıkmasına neden olduğunu savunan Asmalı, şöyle devam etti: “Sanayici ve iş insanları derneği olarak bizi ilgilendiren kısmı da burasıdır. Faizler ne kadar düşerse üretim maliyetleri de kredi faizlerinin gevşemesine bağlı olarak aynı miktarda düşecektir. Bu durum enflasyonun düşmesine katkı sağlayacaktır. Bu bağlamda yatırımların, üretimin ve istihdamın önündeki en büyük engel olarak gördüğümüz faiz oranlarının düşürülmesini destekliyoruz.” Kurdaki artışların hammadde fiyatlarına yansıyarak ihracatçıları da ciddi anlamda etkilediğini aktaran Asmalı, kur artışlarını tek dizginleme aracının faiz artışı olarak görülmesini ve faizin enflasyonun 5-6 puan üzerinde olması gerektiği gibi bir algıyı kabul etmediklerini ifade ederek, Brezilya, ABD ve Avrupa’daki bazı ülkeleri buna örnek olarak gösterdi.
Döviz tasarruf aracı olarak görülmemeli
Tüm dünyada talep patlaması ve enflasyon artışı olduğunu vurgulayan Asmalı, hammadde ve ara mamul teşviklerinin artırılması gerektiğini söyledi. Asmalı, “Türkiye’nin stratejik hammaddelerini yurt dışına belli kota ile satması gerektiğini düşünüyoruz. Ara mamul ve hammadde tedarikinde yaşanacak olumsuzluğun ekonomiye ciddi bedeli olur. Hammadde ve ara mamul yatırımlarının teşvik edilmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi. Bireysel tasarrufl arda yeni enstrümanlara ihtiyaç olduğunu kaydeden Asmalı, “Vatandaşımız ya altını ya da dövizi tasarruf aracı olarak görmemeli. İnsanların şunu bilmesi lazım bugün alınan her döviz hayat pahalılığı olarak karşımıza çıkıyor. Elektriği, otomobili, doğalgazı pahalı alıyor” ifadelerini kullandı.
Yeni dönemde 7 ana başlık
Türkiye’nin yerli ve milli üretim gücüne, her açıdan katma değer sağlayabilmek amacı ile yeni dönem hedefl erini yedi ana başlık altında kurguladıklarını aktaran Asmalı, bunları şu şekilde sıraladı: “G-20 ülkelerinin tamamında MÜSİAD ofislerinin güçlendirilmesi ve ticari diplomasinin artırılması, Körfez İşadamları İrtibat Ofisi’nin kurulması, yurt dışında en az bir MÜSİAD Expo Fuarı’nın düzenlenmesi, MÜSİAD Uluslararası Tahkim Merkezi’nin kurulması, mikro ihracatın desteklenmesi, bu doğrultuda her üyemizin lojistik, insan kaynakları, ödeme sistemleri gibi altyapı süreçlerinin güçlendirilmesi, ekonomi diplomasisi faaliyetleriyle büyükelçi ve ticari ataşelerin Anadolu’daki iş insanları ile bir araya getirilmesi, MÜSİAD Ticaret Ofisi’nin (MTO) kurulmasını ana başlıklarımız olarak belirledik.”
300 milyar dolar ihracat mümkün
MÜSİAD olarak Türkiye ekonomisinin; özellikle hizmet ihracatının artması ile birlikte 2023 yılında, 250 milyar dolarlık ihracat hedefini aşacağına inandıklarını dile getiren Asmalı, “Hatta bu rakamın 300 milyar dolar seviyesine çıkabilmesini de pekala mümkün görüyoruz. Bunun için MÜSİAD üyesi ihracatçılar ile gerçekleştirdiğimiz özel araştırma kapsamında 3 temel strateji belirledik. Bu stratejilerimiz katma değerli, yüksek teknolojili ürünlerin ihracatına yönelik stratejilere ağırlık vermek, yurt dışı lojistik merkezlerine odaklanmak, bu kapsamda her türlü altyapı sürecini güçlendirmek olarak sıralayabiliriz” diye konuştu.