İş dünyası temsilcileri büyüme verilerini değerlendirdi: Ekonomik istikrar için stratejik adımlar gerekli
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2024 yılı üçüncü çeyrek GSYH sonuçlarını açıkladı. Türkiye ekonomisi, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 2,1 büyüme kaydederken, ikinci çeyreğe kıyasla yüzde 0,2 daraldı. İş dünyası temsilcileri yılın üçüncü çeyreğinde gerçekleşen yüzde 2,1'lik ekonomik büyümeyi değerlendirdi.
Haber Merkezi | AA |Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), bu yılın üçüncü çeyreğine (temmuz-eylül dönemi) ilişkin Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) sonuçlarını açıkladı. Buna göre, GSYH 2024 yılı üçüncü çeyrek ilk tahmini, zincirlenmiş hacim endeksi olarak geçen senenin aynı çeyreğine göre yüzde 2,1 arttı.
Üretim yöntemiyle GSYH tahmini, cari fiyatlarla geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 53,3 artarak 11 trilyon 893 milyar 252 milyon lira oldu. GSYH'nin üçüncü çeyrek değeri, cari fiyatlarla ABD doları bazında 357 milyar 989 milyon olarak gerçekleşti.
TOBB/Hisarcıklıoğlu: Emek yoğun sektörlere ek destekler verilerek üretimin yurt dışına kaymasının önüne geçilmelidir
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan bu yılın üçüncü çeyreğine ilişkin büyüme rakamlarını değerlendirdi. Türkiye ekonomisinin yılın üçüncü çeyreğinde yıllık yüzde 2,1 büyüdüğüne işaret eden Hisarcıklıoğlu, ekonominin çeyreklik bazda yüzde 0,2 ve sanayinin yıllık yüzde 2,2 daraldığını aktardı.
Hisarcıklıoğlu, piyasalardaki durgunluğun kalıcı hale gelmemesinin, ülkenin üretim, yatırım, istihdam ve ihracat kapasitesinin korunmasıyla mümkün olabileceğine dikkati çekti.
Artan üretim maliyetlerinin, sanayi üretimine ve ihracat hacmine olumsuz yansıdığını belirten Hisarcıklıoğlu, "Bu noktada, tüm sektörlerde mevcut istihdam destekleri korunmalı, maliyetlerde artışa ve dolayısıyla enflasyonla mücadeleye olumsuz yansıyacak adımlarda dikkatli olunmalı, emek yoğun sektörlere ek destekler verilerek üretimin yurt dışına kaymasının önüne geçilmelidir. Finansmana erişim kanallarında sıkıntılar yaşayan KOBİ'lerimizi ayakta tutalım ki ekonomimizin daha güçlü ve sürdürülebilir bir zeminde büyümesine katkı sağlasınlar. Ekonomiye yönelik alınacak kararlarda, iktisadi faaliyetlerin sürdürülebilirliğinin ve sektörlerin küresel rekabet gücünün zarar görmemesine azami dikkat gösterilmesi gerekiyor. El ve akıl birliğiyle kamu ve özel sektörün eş güdüm içinde daha çok çalışma zamanı." dedi.
İTO/Avgadiç: İhracata çalışan sektörlerin rekabetçiliği koruyacak adımların atılması iş dünyasının öncelikli beklentisidir
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, sosyal medya platformundan yaptığı paylaşımda "Üçüncü çeyrekte sıkı para politikasının özellikle etkilediği sanayi ve yatırım verileri, 2025’te ‘üretim ve ihracatı önceliklendiren reformların’ baş aktör olacağı yeni bir faza geçilmesinin yararlı olacağına işaret ediyor." ifadelerini kullandı.
Avdagiç, paylaşımında üçüncü çeyrekte ihracatın yüzde 0,8 büyüme ile pozitif bölgede kalmasını ve üçüncü çeyrekte büyümeye 2,2 puan katkı vermesini olumlu karşıladıklarını belirterek, "2025 yılında özellikle ihracatçının ve ihracata çalışan sektörlerin 'rekabetçiliğini koruyacak' adımların atılması ve tedbirlerin alınması, iş dünyasının öncelikli beklentisidir. Üçüncü çeyrekte sıkı para politikasının özellikle etkilediği sanayi ve yatırım verileri de 2025’te ‘üretim ve ihracatı önceliklendiren reformların’ baş aktör olacağı yeni bir faza geçilmesinin yararlı olacağına işaret ediyor. İstanbul Ticaret Odası olarak her daim vurguladığımız gibi, enflasyonda kalıcı düşüşe asıl ve en büyük desteği üretim, istihdam, ihracat ve yatırımlar verecektir. Böylece hedeflediğimiz istikrarlı büyüme oranlarına, üretimin gücüyle adım adım ilerleyebiliriz." dedi.
İSTİB/Kopuz: İktisadi bileşenlerin tekrar normal mecrasına döneceğine inanıyorum
İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kopuz da büyüme oranının yüksek enflasyona karşı halihazırda uygulanmakta olan sıkı para politikası ve maliye politikasının bir yansıması olarak değerlendirdiklerini anlattı.
Üretim ve ticaret tarafında sahada olduklarından dolayı imalat sanayisindeki seyri ve talep eğilimlerini yakından takip ettiklerine dikkati çeken Kopuz, "Sıkı para politikası dolayısıyla hane halkı ve reel sektörün katlandığı yüksek finansman maliyetleri sebebiyle, ekonomik aktivitenin ılımlı seyrettiği bir süreç içindeyiz. Dolayısıyla, süreci bu aşamaya getirmişken, enflasyonla mücadelede kararlılık ve beklenti yönetimi her zamankinden daha fazla önem arz etmektedir. Fiyat istikrarının tesisi edilmesi ile ekonomik aktivite başta olmak üzere diğer iktisadi bileşenlerin de tekrar normal mecrasına döneceğine inanıyorum." görüşünü kaydetti.
Kopuz, diğer taraftan ikinci çeyrekte yüzde 3,7 büyüyen tarım sektörünün üçüncü çeyrekte de yüzde 4,6 artış oranı ile toplam gayri safi milli hasılaya katkı veren sektörler arasında yer aldığını bildirdi.
Geçen ay bazı işlenmemiş gıda kalemlerinin enflasyon görünümünü bir miktar bozduğuna şahit olduklarını aktaran Kopuz, "Bu noktada elimizdeki tüm araçlarla, tarımsal üretim ve gıda sektörlerindeki yapısal sorunlarımızın üzerine ısrarla giderek, tarımın sezonluk değil uzun ömürlü bir faaliyet alanı olması için adımlar atılmalıdır. Zira tarım ve gıda sektörü hem çok stratejik hem de tüm iklimsel sınamalara rağmen milli hasılaya önemli katkılar vereceğine inandığımız bir alandır." değerlendirmesini yaptı.
ATO/Baran: Üretimi ve istihdamı destekleyecek tedbirlere ağırlık verilmeli
Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, yılın üçüncü çeyrek büyüme verilerine ilişkin yazılı açıklamasında, Türkiye İstatistik Kurumunca (TÜİK) açıklanan bu yılın üçüncü çeyreğine ilişkin büyüme rakamlarını değerlendirdi.
Türkiye ekonomisinin yılın üçüncü çeyreğinde yıllık yüzde 2,1 büyürken bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 0,2 daraldığını belirten Baran, "Enflasyonla mücadele sürecinde reelde hissettiğimiz, büyüme rakamlarıyla teyit edildi. Bu tablonun geçici bir durum olması için üretime, ticarete, ihracata ve istihdama devam etme azmimizi geriye düşürmememiz gerekiyor. Durmak yok, yola devam." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye ekonomisinin yükseliş sürecinin yüksek enflasyon nedeniyle kesintiye uğradığına dikkati çeken Baran, "Küresel düzeyde gelişmiş ülkeler açısından da sıkıntılar yaşandığına tanık oluyoruz. Gerçeği olabildiğince net bir biçimde önümüze koyup, bu tabloyu yeniden ilerleme yönüne nasıl çevireceğimize bakmamız gerekiyor. Üretimi ve istihdamı destekleyecek tedbirlere ağırlık verilmeli, bazı sektörlere yönelik destekler hayata geçirilmelidir." dedi.
ASO/Ardıç: Reel sektörün finansman açısından desteklenmesi gerekiyor
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç da üretim ve ihracat odaklı sektörlere yönelik atılabilecek adımlara dikkati çekti. Ardıç, "Üretim, istihdam ve ihracatın daralmaması için reel sektörün finansman açısından mutlaka desteklenmesi gerekmektedir. Bu süreçte, başta KOBİ'lerimiz olmak üzere sanayicilerimizin acil beklentisi, uygun faizli ticari kredi mekanizmalarının devreye alınmasıdır. Özellikle üretim ve ihracat odaklı sektörlere yatırım ve işletme sermayesi ihtiyacı için düşük faizli bir kredilendirme politikası, sıkılaştırıcı politikanın büyüme üzerindeki olumsuz geçişini yumuşatabilecektir." dedi.
ASKON/Aydın: Üretim maliyetindeki artışlar, rekabetçilik ve tasarruf tedbirlerinin buna tesiri olmaktadır
Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Orhan Aydın ise üçüncü çeyrek gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) rakamlarında 2,1'lik büyümenin yanı sıra sanayi sektöründe yüzde 2,2'lik bir küçülme görüldüğü belirterek, "Bu rakam yatırım, üretim, istihdam, rekabetçilik, ihracat ve gelişme anlamında ayrı bir başlık altında ele alınmalı ve sanayi sektörümüz desteklenmeli." ifadesini kullandı.
Mevcut ekonomik koşullar dolayısıyla üçüncü çeyrekte bir önceki çeyreğe göre küçük de olsa bir daralmanın yaşanacağını öngördüklerini belirten Aydın, açıklanan 2,1 oranın bu beklentiyi doğruladığına işaret etti.
Aydın değerlendirmesinde "Bir önceki çeyreğe göre 0,2 oranında ekonomide bir daralmayı gördük. Üretim maliyetindeki artışlar, rekabetçilik ve tasarruf tedbirlerinin buna tesiri olmaktadır. İnşaat, finans sigorta faaliyetleri, tarım sektörü, gayrimenkul faaliyetleri büyümeye pozitif yönde katkı sunarken özellikle gelişen ekonomimizin lokomotifi sanayi sektöründe yaşanan 2,2 oranındaki daralma sanayicilerimizin sorunları ile yakından ilgilenmemiz gerektiğini ortaya koymaktadır. Ayrıca sanayicilerimizin yanı sıra KOBİ’lerimizin de bu süreçte finansmana erişim sorunu ortadan kaldırılarak ekonomik aktivitenin güvenli sahillerde sürdürülmesi gerekmektedir. Çok dengeli politikalar ile el ele vererek dayanışma içerisinde olmamız gereken süreçleri yaşıyoruz. Şüphesiz kamusuyla, özel sektörü ile ortak akıl ile ülke ekonomimiz açısından en iyiyi bularak, sağlıklı bir büyüme ortamında ülkemizin gelişimine ve ekonomik büyümesine katkı sunacağımız aşikardır." sözlerine yer verdi.
ÖNSİAD/Kap: Büyümek çok kıymetli, artık olgunlaşma zamanı
Önder Sanayici İşadamları Derneği (ÖNSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Kap da Türkiye ekonomisinde ihracatın hayati öneme sahip olduğunun altını çizerek, Ukrayna-Rusya savaşı ekseninde gerek Avrupa’da gerekse Orta Doğu'nun bulunduğu kaotik ortamda ihracatın katkısıyla büyüme performansının devam etmesinin çok kıymetli olduğunu bildirdi.
Başta Avrupa pazarı olmak üzere önemli pazarların daralma gösterdiği bu dönemde, iç piyasa hareketlerinin özellikle hizmet, inşaat sektörü ve kamusal hizmetlerin de büyümeye katkı verdiğini vurgulayan Kap, bununla birlikte sanayi sektörü ve ihracatın ciddi anlamda düşüş gösterdiğini anlattı.
Kap, "Makro ekonomik dengelerin iyileştirilmesi amacıyla uygulamış olduğumuz sıkı para politikasının da yüksek kredi faiz oranları nedeniyle, özellikle sanayi tarafının büyümesini yavaşlattığını görmekteyiz. Tüm bunları üst üste değerlendirdiğimizde, büyüme rakamımızı başarı hikayesinin devamı olarak değerlendiriyoruz. Gerektiğinde kendi kendimize yettiğimizi görüyoruz. Ancak kapasitemizi, enerjimizi ve dinamizmimizi göz önüne getirdiğimizde çok çok daha iyi rakamlar yakalayacağımıza inanıyoruz." dedi.