İş Bankası Genel Müdür Aran: Kurun patlamaması için KKM'ye dört elle sarılmalı

İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, bankacılık sektörünün haziran ayında normalleşme beklediğini dile getirerek uygulanan düşük faiz ekonomisinin kuru patlatmaması için dört elle sarılınması gereken tek ürünün KKM olduğunu vurguladı.

Haber Merkezi |

YENER KARADENİZ

İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, kur korumalı mevduatın şu andaki düşük faiz ekonomisinin kuru patlatmaması için dört elle sarılınması gereken tek ürün olduğunu vurgulayarak “KKM’de dönen mevduat o kadar büyüdü ki şu an bitirirseniz kurun hangi seviyeye geleceğini hiçbirimiz bilemeyiz. Bu üründe kalıp, bunun kademeli olarak bitirilmesi lazım. Kademeli olarak bitirilmeden önce de TL’ye olan güvenin sağlanması ve yabancı para konusundaki beklentinin kırılması lazım. Yabancı parada artış olmayacak. ‘Türk lirasındaki faizler benim için daha cazip’ düşüncesi tasarruf sahibinde uyandırıldıktan sonra bu biter” dedi.

Seçim sonrası çıkış öngörmüyorum

Geçen hafta düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Aran, , KKM’nin 2001’deki gibi bir kur krizinin çıkmasının güvencesi olduğunu dile getirdi. Seçim sonrasında KKM’den çıkışın öngörülüp görülmediği konusunda ise Aran, “Öngörmüyoruz. Çünkü aklı başında ekonominin başına gelen her yönetici, mutlaka onun bir çıkış stratejisini yapar. Ben hiç kimsenin bile bile böyle bir krize sebebiyet vermeyeceğini düşünüyorum. Herkes de zaten ortak akılla hareket edeceğini, aktörleri dinleyeceğini, dinlediğini söylüyor. O yüzden öyle bir risk görmüyorum” dedi.

Yüzde 8,5’e inen politika faizinin ne mevduatta ne de kredi tarafında bir karşılığı olmadığını dile getiren Aran, “Kredi faizlerinin indirilmesi sırasında bunun daha fazla kredi verilmesi ya da krediye erişilmesi için mi yapılıyor konusundaki tereddüdümü ifade etmiştim. Bu, korktuğum şekilde oldu. Bankacılığın mevduat / kredi arasındaki marjı, makası bozulduğu için bankalar kredileri azalttılar” dedi. Aran, bankaların ana bankacılık konusunda zarar ettiklerini de vurguladı.

Aran, yüzde 8,5 politika faizine çıpalanmış bir kredi politikası izlendiğini hatırlatarak şunları söyledi: “Bunun 1.4 katı, 1.8 katı aralığında kredi vermezseniz bu durumda ceza ödemeniz gerekiyor. O yüzden kredilerde sınırlamalar var. Ama mevduatta sınırlama kalkınca, şu anda Türkiye’deki mevduat faizleri yüzde 30’lu seviyelere gelince, o kredideki sınırlama da öyle olduğu yerde kalıp yüzde 13,80 - 17,80 bandında ancak kredi verebilir durumda olduğunuzda sizin müşteriden 30 ile mevduatını alıp 13,80 ile kredi vermeniz gerekiyor. Bu yapılamadığı için, bankacılığın mevduat / kredi arasındaki marjı, makası bozulduğu için bankalar kredileri azalttılar.”

Haziran ayından sonra sistem rahatlar

Kredilerin azaltılmasının nedenini ise Hakan Aran şöyle anlattı: “Niye azalttılar? Sizin 700 milyarlık bir kredi portföyünüz varsa ve 70 milyarını siz bu şekilde verirseniz, 10 ay sonra külliyen zarar eden bir banka konumuna gelirsiniz. Sene sonuna geldiğinizde bilançonuzda zarar çıkar. O yüzden 70 milyar değil de bunu 7 milyara indirirseniz daha uzun süre dayanırsınız. Bankalar da artık topladığı mevduat ve verdiği krediden zarar ettiği miktarı, kendi kredi büyüklüklerine göre azaltarak politikanın düzelmesini ve normalleşmesini bekliyor.”

Aran, kredi faizleri ve sıkışıklığı konusunda normalleşme için haziran ayını işaret ederek, “Haziran ayından sonra sistem rahatlar. O yüzden ekonomideki tüm aktörler, hazirana kadar olan dönemi geçirebilecek güçteler. Hepsinin ekonomik gücü, esnekliği var. Bankalar da uzun dönemli destekleyemiyor belki ama şu andaki 30 gün, 45 gün gibi sürelerde bir sıkıntı olmuyor” diye konuştu.

Bankalar bankacılık konusunda zararda

Bankalar sürekli yüksek karları ile de gündemde. Bu da kredi sıkışıklığının had safh ada olduğu dönemde okların bankalara çevrilmesine yol açıyor. Bu konuda bankaların kar ettikleri kalemlere dikkat çeken Aran, “Bankalar sürekli kar etmiyor. Karın nereden geldiğini, karın kalemlerini ayrıştırmadan konuşursak ‘sürekli kar ediyor’ diyebilirsiniz. Ama bankalar ana faaliyetlerinden, mevduat toplama ve krediden dolayı ne kar ediyor? Elinde bulundurduğu enflasyona endeksli kağıtlardan dolayı ne kar ediyor? Bunun yanında diğer borsanın hareketli olmasından, kurlarından bu şekilde oynak olmasından ne kar ediyor diye ayrıştırdığınızda, bankaların ana bankacılık konusunda zarar ettiğini görürsünüz” ifadelerini kullandı.

Enflasyonla biraz yaşamak zorundayız

Genel Müdür Aran, 1 yıl sonra başka bir seçimi düşünen hiçbir iktidarın enflasyonla o kadar kararlı mücadele edemeyeceğini de dile getirerek, şöyle devam etti: “O yüzden seçim sonucu ne olursa olsun, kim hangi politikayı getirirse getirsin bu enflasyonla biraz yaşamak durumunda kalacağız. enflasyonla mücadele etmenin toplumsal bedelleri var. O bedelleri siz ancak çok güçlü olduğunuz zaman topluma anlatabilirsiniz. Hele bir de bu kadar yaralı ve bu kadar örselenmiş bir topluma şimdi hiç kimse anlatamaz. O yüzden mecbur enflasyonu biraz uzun vadeli çözmek gerekecek diye düşünüyorum.”

MB'YE HER AY 200 MİLYON TL KOMİSYON ÖDÜYORUZ

Dönemin para politikasının gereği olarak en az 5 yıl vadeli sabit TL faizli kâğıdı en fazla olan bankanın İş Bankası olduğu bilgisini veren Aran, “Çünkü yabancı para mevduatı bilançosundan kovamayan en büyük banka İş Bankası. Yabancı para mevduat 131 milyar dolar ve şu andaki politikalar yabancı para mevduatı olan bankayı cezalandırıcı nitelikte. Öyle olduğu için en çok komisyon ödeyen bankayız, en çok tahvil tutan bankayız bu alanda. O nedenle müşterinin tercihine, yabancı para mevduatı seçen müşterilerin tercihine saygılıyız. Yabancı paraysa yabancı para, TL ise TL. Cezası neyse öderiz dedik. O cezayı da her ay ödüyoruz. Her ay Merkez Bankası’na 200 milyon TL bundan dolayı komisyon ödüyoruz. Ne kadar kağıt almamız gerekiyorsa o kağıdı alıyoruz. Dolayısıyla şu andaki müşterilerimizin bu tercihinin banka olarak bize bir bedeli var” diye konuştu.

BİZ PARA HARCAMAYI BİLMİYORUZ

İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, enflasyonun 5 yıldan önce sağlıklı bir şekilde tek haneli rakamlara inemeyeceğini söyleyerek “Tek haneye indirirsiniz ama her şeyin kafasını, gözünü yararak indirirsiniz. enflasyon 5 yıldan önce sağlıklı olarak tek haneye inmez. Çünkü o fırsatı biraz kaçırdık. Bunu enflasyon yüzde 19 iken konuşuyor olsaydık başka şeyler söylerdim. Ama yüzde 85’e çıkmış, şimdi 43’e inecek olan bir enflasyondaki başarımızla övünürken bunları konuşunca işler gittikçe zorlaşıyor. Bir de artık 40-50 bandındaki enflasyonun yapışkanlık etkisi oluştu. Ben en az 2, 3 yıl 40-50 bandındaki enflasyonun devam etmesinden endişe ediyorum daha çok” ifadelerini kullandı.

Enflasyonun 3 yılda yenebileceğini dile getiren Aran, “Çünkü içerdeki katma değerli üretimi desteklemek için yatırım yapmak lazım. Bunun da kendi süresi var. Sonra bunun geri dönüşü de faz faz olur. Sonra üretimi artırdığınızda, üretimdeki katma değeri arttırdığınızda birtakım şeylerin düzelmeye başladığını görürsünüz. Biz para harcamayı bilmiyoruz. Parayı doğru yerde harcarsak ve o parayı doğru yerde harcadığımızın, paranın geri dönüşlerini ekonomide faydasını görürsek, ekonomide düzelmeyecek hiçbir şey yok. Yeter ki parayı yanlış yerde, yanlış ve zamansız projelerde harcamayalım” şeklinde konuştu.

TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu istifa mı etti? Resmi açıklama geldi Finansal performansın anahtarı: Dupont analizi Bitcoin 100 bin dolar rekorunu ne zaman kırar? Dünyanın en pahalı alışveriş caddeleri açıklandı: İstiklal Caddesi kaçıncı sırada? Sıfır araçlarda kampanya yarışı başladı! İşte yılsonu fırsatları... Sıfır faiz, takas desteği! AKOM açıkladı: İşte fırtına ve yağışın İstanbul'a bilançosu