İlaç pazarı 211 milyar TL’ye dayandı

Türkiye’de ilaç pazarı 2023 yılında yüzde 92,2 büyüyerek 211 milyar TL’ye ulaştı. Buna tıbbı sağlık ürünleri de eklendiğinde pazarın büyüklüğü 231,5 milyar TL’ye çıkıyor. Yine geçen yıl ilaç pazarı kutu ölçeğinde yüzde 4,6 büyüyerek 2,67 milyar kutuya yükseldi. Ancak artan maliyetler ve ilaç kurunun düşük kalması sektörün büyüme hızını yavaşlatıyor. Zira 9 yıllık bir dönemde hacimde yüzde 29,8 büyüyen sektörün değer bazında reel büyümesinin yüzde 12,7’de kalması üretimde nabzın düşmeye başladığına işaret ediyor.

Merve Yiğitcan |

İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) 60’ıncı yaşını kutlarken, Türkiye’de ilaç sektörünün 2023 yılı performansına ilişkin kapsamlı bir rapor hazırladı. Rapora göre, 2023 yılında hastane ve eczanelerde Türkiye ilaç pazarı değer ölçeğinde yüzde 92,2 büyüme ile 211 milyar TL’ye ulaştı. Tıbbi sağlık ürünleri de eklendiğinde pazarın büyüklüğü 231,5 milyar TL’ye dayanıyor. İlaç pazının kutu ölçeğinde büyüklüğü ise 2022’ye göre yüzde 4,6 artış ile geçen yıl 2,67 milyar kutu seviyesine yükseldi. Hastane kanalına ait 2023 yılı pazar payı değerde yüzde 11,4 olurken, kutu ölçeğinde ise yüzde 7,2 seviyesinde gerçekleşti. Raporda ayrıca 2015-2023 yılları arası dönemin de analizine yer veriliyor. Buna göre söz konusu 9 yıllık dönemde ilaç pazarının 17,6 milyar TL düzeyinden yüzde 1102 oranında artışla 211 milyar TL düzeyine ulaştığı görülüyor. Bu büyüme, bileşik bazda yıllık yüzde 36,5 düzeyinde bir artış ifade ederken aynı dönemdeki yüzde 967 düzeyindeki üretici fiyatları enflasyonu göz önüne alındığında reelde sadece yüzde 12,7 oranında bir büyümeye işaret ediyor.

Yıllık hacim 2,67 milyar kutu

İlaç pazarı 2015-2023 yılları arasında hacim ölçeğinde incelendiğinde ise pazarın 2,06 milyar kutudan yüzde 29,8 artışla 2,67 milyar kutuya ulaştığı görülüyor. Bu artış, bileşik bazda yıllık yüzde 3,3 seviyesinde... Bu konuya ilişkin raporda şu ifadelere yer verildi: “2023 yılında da 2022 yılında olduğu gibi döviz kurlarında ve maliyetlerde yaşanan hızlı artışlardan kaynaklı olarak temmuz ve aralık aylarında ilaç kurunda güncelleme yapılmasına rağmen ilaç sektörünün içinde bulunduğu şartlarla mücadele gücü yıldan yıla zayıflıyor. Sektörün 9 yıllık bir dönemde hacimde yüzde 29,8 oranında büyümesine rağmen değer bazında reel büyümenin yüzde 12,7 seviyesinde kalması her geçen yıl güç kaybettiğinin göstergesidir.”

İlk 50 firmanın payı yüzde 85

Rapora göre ilaç pazarı yoğunlaşma açısından incelendiğinde, 230 distribütör firmanın pazarda ilaç satışının bulunduğu görülüyor. Türkiye ilaç pazarında 38 firmanın ürün yelpazesi sadece ithal ilaçlardan oluşurken 121 firma sadece imal ilaçlarla pazarda bulunuyor. Pazarda yer alan ilaçların yüzde 60‘ına sahip 71 firmanın ise hem ithal hem imal ilacı bulunurken, aynı zamanda pazarın değerde ve hacimde yüzde 68’ini temsil ediyor. 2023 yılında değer sıralamasında ilk 50 firmanın pazar payı değerde yüzde 85, hacimde ise yüzde 82 seviyesinde. İlaç pazarı içinde geri ödeme kapsamında yer alan ilaçların pazar değeri de 2023 yılında 199 milyar TL olarak gerçekleşirken, pazarda satılan ilaçların değer bazında yüzde 94,3’ünün geri ödeme kapsamında kullanılan ilaçlardan oluştuğu anlaşılıyor. Raporda, bu konuya ilişkin, “Geri ödeme kapsamında olmayan reçeteli ilaçlarla geri ödeme kapsamında olan reçeteli ilaçların ortalama fiyatları arasında oluşan dört kat fark dikkat çekici seviyededir” şeklinde değerlendirme yapıldığı görülüyor.

‘Referans’ kutu bazında küçüldü

Pazarın yapısına ilişkin olarak ‘referans-eşdeğer’ ilaçlara mercek tutulduğunda, referans ilaç pazarı geçen yıl yüzde 83,4 oranında artışla 71,4 milyar TL’den 131 milyar TL’ye ulaştı. Kutu ölçeğinde ise yüzde 1,8 oranında gerileyerek 0,99 milyar kutudan 0,97 milyar kutu seviyesine düştü. Eşdeğer ilaç pazarı ise 2023 yılında yüzde 108,4 büyüme ile 38,4 milyar TL’den 80 milyar TL’ye ulaşırken, kutu ölçeğinde ise eşdeğer ilaçlar yüzde 8,7 oranında büyüyerek 1,7 milyar kutu hacme ulaştı. Referans ilaçlarda 2015-2023 yılları arasında değer bazında toplam büyüme yüzde 976,1 olarak gerçekleşti. Bu büyüme bileşik bazda yıllık yüzde 34,6 artışı gösterirken enflasyondan arındırıldığında yüzde 0,9’luk bir büyümeyi ifade ediyor. Kutu ölçeğinde ise ilgili dönemde referans ilaçlarda büyüme oranı yüzde 8,5 seviyesinde. Eşdeğer ilaçlar 2015-2023 yılları arası dönemde referans ilaçların üzerinde bir performansla toplam yüzde 1387,5 oranında büyüme gösterirken, bileşik bazda yıllık büyüme oranı incelendiğinde yüzde 40,1’lik artış hesaplanıyor. Buna karşılık, enflasyondan arındırıldığında ise 2015- 2023 yılları arasındaki reel büyümenin yüzde 39,4 seviyesinde kaldığı anlaşılıyor. Aynı dönemde eşdeğer ilaçlarda kutu ölçeğinde yaşanan büyüme ise yüzde 46,2 seviyesinde. Referans-eşdeğer ürünlerin ithal-imal ayrımına bakıldığında da 2023’te referans ürünlerin değer ölçeğinde yüzde 65,7’si, eşdeğer ürünlerin ise yüzde 3,5’ini ithal ürünlerin oluşturduğu görülüyor.

◼️ Yeni ruhsat sayısı 421’e geriledi

Raporda sektörün ilaçların ruhsatlandırılmasında yaşadığı sorunların etkileri de masaya yatırılıyor. Raporda ‘sektörün önünü tıkayan başlıca konulardan biri’ olarak bahsedilen ruhsatlandırma ile ilgili olarak 2020 yılında en üst seviyesine ulaşan bu sorunun sonraki iki yılda toparlanma eğilimine girse de 2023’te yaşanan gerilemenin sektörün endişelerinin artmasına sebep olduğuna dikkat çekiliyor. Raporda şu ifadelere yer veriliyor: “Nitekim 2023 yılında çıkan yeni ruhsat sayısı 421’ye gerileyerek 2011-2023 dönem ortalaması olan 640 ruhsat sayısının çok altında kalmıştır. Ruhsat sürecinin uzaması ve yeni ilaçların piyasaya sunulamaması hem firmaların ileriye dönük yatırım ve planlamalarına darbe vurmakta hem de tüketicinin alternatif ilaçlara ulaşımını geciktirmektedir. Buna ilave olarak yeni ilaçların piyasaya sunulamaması; üretim, istihdam, SGK alımları nedeniyle kamu maliyesi ve ihracat üzerinde de olumsuz yönde etki yapmaktadır. Ülkemizde yaşanan pandemi ve deprem felaketinde üzerine düşen ağır görevleri zamanında ve layıkıyla yerine getiren ilaç endüstirisi, bir taraftan hızlı bir şekilde artan maliyetler ve kur problemleriyle mücadele ederken çözüme ulaşmasını beklediği ruhsatlanmada yaşanan problemlerin tekrar artmaya başlaması endüstrimizin en önemli sorunlarından biri haline gelmiştir.”

◼️ 109 üretim ve 13 hammadde tesisi bulunuyor

Öte yandan, rapora göre ilaç endüstrisi Aralık 2023 itibarıyla Türkiye’de uluslararası standartlarda 99 adet ilaç ve 10 radyofarmasötik ilaç olmak üzere 109 üretim tesisi ve 13 adet hammadde üretim tesisi bulunuyor. Ayrıca son yıllarda hastalık veya tıbbi durumdan etkilenerek beslenme bozukluğu olan kişilerin beslenmesine ve tedavisine destek amacıyla kullanılan özel tıbbi amaçlı gıdaların da 4 tesis ile üretimine başlandı. Sanayi üretim endeksi verilerine göre de, 2023 yılında imalat sektörü yüzde 1,4 büyüme ile 149 puana ulaşırken, kimya sektörü yüzde 7,7 gerileme ile 143 puan seviyesine indi. İlaç sektörü ise yüzde 2,6 büyüme ile 181 puana ulaşarak üretimini artırmaya devam etmiştir. 2015-2023 yılları arası dönemde imalat sektöründe üretim yüzde 48,6, kimya sektöründe üretim yüzde 43,2 büyürken ilaç sektöründe üretim yüzde 81,3 oranında arttı. Sektörün istihdamına bakıldığında ise 2022 yılında, Türkiye toplam istihdamında 2021 yılına göre yüzde 6,6 artış gerçekleşirken, aynı dönemde ilaç endüstrisi istihdamı ise yüzde 7,8 artışla 47 bin 511 kişiye ulaştı. 2015-2022 yılları arasında istihdam verileri endekslendiğinde, ilaç sektörünün yüzde 46 büyüme ile aynı dönemde yüzde 23 olan Türkiye istihdamının üzerinde güçlü bir performans sergilediği görülüyor.

◼️ 2,23 milyar dolarlık ihracat

Sektörün dış ticaret performansına bakıldığında ise son üç yılda yatay bir seviyede ilerleyen ilaç ihracatı 2023’te yüzde 16,2 büyüme oranıyla 2,23 milyar dolar ile tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Ayrıca, Türkiye’nin toplam ihracatının yüzde 69,4 oranında büyüdüğü son 9 yıllık dönemde ilaç ihracatı tüm zorluklara rağmen yüzde 102,9 artışla Türkiye ortalamasının üzerinde güçlü bir performans sergiledi. 2023 yılında ilaç ithalatı, yüzde 7,8 oranında artarak 5,74 milyar ABD doları seviyesine çıktı. 2015-2023 arasında ilaç ithalatının büyüme oranı ise yüzde 16,2 olarak gerçekleşti. Aynı dönemde ilaç ihracatının ithalatı karşılama oranı ise yüzde 22 seviyesinden 2023 yılında yüzde 39 düzeyine kadar yükseldi. Raporda ilaç sektöründeki yatırımlara da yer veriliyor. Buna göre, sektörde 2015-2023 arasında toplam 140,5 milyar TL tutarında sabit yatırım teşviki alındı. 2015’te 3,4 milyar TL, 2022’de ise 5,7 milyar TL olan sabit yatırım tutarı 2023’te 27 milyar TL’ye seviyesine ulaştı.

◼️ İmal ilaçta büyüme yüzde 103,5 ile ortalamanın üzerinde

İthal ilaçların pazar büyüklüğü 2023’te yüzde 78,5 artışla 88,9 milyar TL’ye ulaştı. 2015-2023 döneminde ise ithal ürünler değerde yüzde 782,1 oranında yükseldi. Bu artış bileşik bazda yıllık yüzde 31,3 büyümeyi ifade ederken 2015-2023 döneminde enflasyondan arındırıldığında yüzde 17,3’lük bir gerilemeyi gösteriyor. 2023’te imal ilaçlar yüzde 103,5 büyüme oranı ile ortalama büyümenin üzerinde kalarak 122,1 milyar TL’ye ulaştı. 2015- 2023 döneminde de imal ilaçlar değerde yüzde 1533,5 artış gösterirken, bileşik bazda yıllık büyüme yüzde 41,8 düzeyinde gerçekleşti. 2015-2023 yılları arasındaki enflasyondan arındırılmış reel büyüme ise yüzde 53,1 seviyesinde oldu. Hacim ölçeğinde incelendiğinde, ithal ilaçlarda yüzde 6,7 gerileme ile 0,23 milyar kutu satışı gözlemlenirken, imal ilaçlarda yüzde 5,9 büyüme sonucu 2,44 milyar kutu satışı gerçekleşti.

Retro İlaç, Türkiye'nin sağlıkta güçlü yüzü olmayı hedefliyor

MUHAMMET YİĞİTOĞLU/KONYA

Pandemi sonrası dönemde yerli üretim ve sağlık sektörüne katma değer sağlama hedefiyle yola çıkan Konya merkezli Retro İlaç, geliştirdiği yenilikçi ürünlerle global pazarda Türkiye'yi temsil etmeye hazırlanıyor. Retro İlaç’ın Kurucusu ve CEO’su Sadık Uysal, sağlık sektöründeki 20 yıllık tecrübesi ve pandemi sonrası girişimleri hakkında EKONOMİ’ye açıklamalarda bulundu. Uysal, sağlık alanında katma değer yaratma misyonuyla hareket ettiğini ve bu doğrultuda Retro İlaç'ı kurduğunu belirtti. “2020 yılında yaşanan pandemi sonrasında özellikle çocuk bağışıklığı konusunda ne yapabiliriz diye düşündük. Kendi ürünümüz olsun, ülke ekonomisine katkımız olsun diyerek Retro İlaç’ın temellerini attık" diyen Uysal, bu süreçte geliştirdikleri ilk ürün olan Atlantic’in isimlendirilmesinde, eski dünya ile yeni dünyayı ayıran Atlantik Okyanusu'ndan esinlendiklerini ifade etti. Retro İlaç’ın başarılarının hem Türkiye hem de Konya için bir gurur kaynağı olacağını belirten Sadık Uysal, global pazarda elde edecekleri başarılarla Türkiye'yi temsil etme hedefinde olduklarını vurguladı.

“Ürünlerimizi sürekli geliştiriyoruz”

Retro İlaç’ın global anlamda güçlü bir marka olma hedefi doğrultusunda çalıştıklarının altını çizen Uysal, "Konya’da tamamen yerli üretimle faaliyet gösteren ve bölgesel pazarda yüzde 50'lik hakimiyeti olan bir firmayız. Ürünlerimizin formüllerini oluştururken alanında uzman profesörler ve doktorlarla beraber çalıştık. Ürettiğimiz şuruplarımız benzersiz formülasyonlarımızla hem doktorlarımızın teveccühünü kazandı hem de etki olarak istenen sonuçlar alındığı için aileler tarafından kısa sürede benimsendi. Hocalarımızın tecrübesi ve kullanıcılarımızın geri dönüşleriyle ürünlerimizi sürekli geliştiriyoruz” dedi. Şirketin piyasadaki önemli ürünlerinden olan Atlantic Omega-3 ve Appetizer hakkında da bilgi veren Uysal, “Atlantic Omega- 3 şurubumuz kullanıcılarından çok güzel geri dönüşler aldı. Yetişkinler için ürettiğimiz Atlantic Omega-3 Softjel kapsülümüzü de kullanıcılarımızın beğenisine sunduk. “Yemeyen çocuk kalmasın” mottosuyla ürettiğimiz Appetizer ise iştah açıcı ve kemik gelişimini destekleyici formülüyle doktorlardan ve ebeveynler büyük ilgi gördü. Bağışıklık güçlendirici Immunizer ve özellikle beden işlerinde çalışan bireyler için geliştirdiğimiz Energizer ürünleriyle de geniş bir kullanıcı kitlesine hitap ediyoruz. Bu ürünlerin de kapsülleriyle birlikte toplam yedi ürünümüz şu an piyasada” dedi.

“İhracat odaklı yatırımlarımız sürüyor”

Geleceğe yönelik planlarını da paylaşan Uysal, ihracatın sektör için kritik bir rol oynadığını söyleyerek, “Şu anda formülasyon ve marka bilinirliği konularında yatırımlarımızı sürdürüyoruz. İç Anadolu interlandında büyüyerek globale açılma hedefimiz var. Ürünlerimizin marka patent hakları ve MSDS Belgelerini aldık. Mersin Limanı'nda ihracat hazırlıklarımızı tamamladık" diye konuştu.

 

Orzaks İlaç kapasitesini iki katına çıkaracak

Reçetesiz ilaç sektöründe (OTC) Türkiye’nin önde gelen firmalarından Orzaks İlaç, yaklaşık 1,2 milyar TL’lik yeni yatırımla üretim kapasitesini yıllık 60 milyon kutuya çıkarmayı hedefliyor. Orzaks İlaç Genel Müdürü Yunus Emre Alimoğlu, önümüzdeki 5 yılda şirket cirosunun yüzde 70’inin de ihracattan gelmesini hedeflediklerini söyledi

Türkiye’de takviye gıda sektörünün önde gelen firmalarından olan Orzaks İlaç, yeni yatırımıyla hem iç pazarda hem de ihracatta büyümesini hızlandıracak. Orzaks İlaç Genel Müdürü Yunus Emre Alimoğlu, EKONOMİ’ye yaptığı açıklamalarda, firmanın üretim faaliyetlerini ve ihracat performansını anlattı. Alyors Grup iştiraklerinden Orzaks İlaç’ın 2004’te daha sağlıklı bir yaşam için gerekli mikro besinler geliştirmek amacıyla kurulduğunu hatırlatan Alimoğlu, yıllar içinde bünyesine katılan grup şirketleriyle gıda takviyelerinde kullanılan hammaddeler, dermokozmetik ve tıbbi cihazların üretimiyle de ilgili yatımlar gerçekleştirdiklerini kaydetti. Orzaks İlaç’ın bugün takviye gıda sektörünün lider firmalarından biri konumuna geldiğini dile getiren Alimoğlu, “Grup şirketlerimizden Nuvita İlaç, üretim teknolojisindeki yenilikçi ve çağdaş yaklaşımları, yüksek kalite anlayışı, bilim odaklı sürdürdüğümüz Ar-Ge faaliyetleri ile Orzaks İlaç’ın üretim alanındaki iş ortağıdır. Nuvita İlaç, otomasyon kontrollü havalandırma sistemi ve saf su üretim sistemiyle birlikte son teknoloji ürünü alt yapı sistemlerine sahip merkezimiz, takviye edici gıda üretim ihtiyaçlarını karşılayan modern üretim teknolojileri ve makineler ile en üst düzeyde donatılmıştır” diye konuştu.

Yeni yatırım 2025’te devrede

Orzaks İlaç fabrikasının yılda yaklaşık 30 milyon kutuluk kapasiteyle çalıştığını kaydeden Alimoğlu, “Hammaddelerin endüstriyelleşmesine yönelik Ar- Ge yatırımıyla birlikte yeni bir üretim hattını da devralıyoruz. Bu hattın kapasitesinin de yaklaşık 30 milyon kutu olması hedefleniyor. Yeni fabrikamıza 1,2 milyar TL’lik yatırım yaparak istihdam alanımızı genişletmek, üretim kapasitemizi artırmak istiyoruz. Bu fabrikada 2025 yılında üretime geçmeyi hedefliyoruz” ifadelerini kullandı. Çalışmaların doğal kaynakların ve modern bilimin olanaklarıyla işlendiğinde daha konforlu bir yaşam sürmenin mümkün olduğunu ortaya koyduğuna dikkat çeken Alimoğlu, doğadaki bu potansiyeli toplumsal sağlığın hizmeti için kullanırken teknoloji trendlerini de takip ettiklerini, üstün kaliteye sahip özgün üretim süreçleriyle sağlığa ve çevreye duyarlı ürünler geliştirdiklerini ifade etti. Teknoloji trendlerinin yanı sıra tüketici tercihlerini de yakından takip ettiklerine değinen Alimoğlu, “Gıda takviyesi alanında probiyotikler, çiğnenebilir jel formdaki ürünler ile mood ürünleri ön plana çıkmaya başladı. Biz de bu noktadan hareketle çiğnenebilir formda multivitamin destekleri üreten Gummy Worlds firmamızı kurduk ve ürünlerimizi piyasaya yakın zamanda çıkardık” şeklinde konuştu.

53 ülkeye ihracat yapıyor

İhracat faaliyetlerine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Orzaks İlaç Genel Müdürü Yunus Emre Alimoğlu, şöyle devam etti: “Şu an itibariyle 53 ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. Başlangıçta Orta Doğu ve Avrupa’ya ulaştırdığımız ürünlerimizi yıllar içerisinde, Asya ve Amerika kıtalarına ulaştırdık. 2022 yılında ABD’de Orzax INC.’i kurduk. Orzaks İlaç, iç pazardaki büyümesini devam ettirirken, ihracatta da her geçen gün hacmini artırmaya devam ediyor. Önümüzdeki 5 yıllık dönemde ise ihracat hacmimizi artırarak ciromuzun yüzde 30’unu iç pazardan, yüzde 70’ini globalden olacak şekilde dengelemeyi hedefliyoruz. Bu yılın sonunda globalde 85 aktif müşteri hedefimiz bulunuyor.” Türkiye’de en çok D vitamini, magnezyum demir B12 ve kolajen ürünlerinin ihracatının artış gösterdiğini kaydeden Alimoğlu, “Bizler de Orzax, Ocean, Day2Day, NBT, NaturalNest, Zaroza, İyon ve Dr.Thomson markalı 750’nin üzerinde ürünümüzle ihracat yapmaktayız. Kutu bazlı ihracat listemizin ilk 3’ünde Rusya, Amerika ve Vietnam yer alıyor” ifadelerini kullandı.

 

“Gıda takviyesi pazarında büyük fırsatlar var”

Her geçen gün büyüyen gıda takviyesi pazarında çok ciddi boşluk ve büyük fırsatlar olduğunu kaydeden Yunus Emre Alimoğlu, “Bu boşluğu yerli ve milli üretimle doldurmak istiyoruz. Bu anlayışın, Anadolu’da özellikle endemik bitkilerin korunması yönünden de kritik önemi olduğunu düşünüyoruz. İstihdam yaratmanın ve yatırım yapmanın, işletmelerin sadece kâr amacı gütmelerinin ötesine geçen bir sorumluluk olduğunun bilincindeyiz. Sektörün genişlemesi ve gelişmesi için yapacağımız yatırımların ülkemize katacağı değerin en büyük gurur kaynağımız olacağına inanıyoruz” şeklinde konuştu.

Atabay İlaç ve Kimya 85 yaşında

Türkiye’nin köklü ilaç üreticilerinden Atabay İlaç ve Kimya 85’inci yaşını kutluyor. Atabay’ın Türkiye’nin en önemli ilaç etkin maddesi ve ilaç üreticilerinden biri olduğunu belirten Atabay İlaç ve Kimya Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Atabay Taşkent, “Atabay’da her nesil el birliğiyle halkımızın sağlığı için çalışıyor. Hedefimiz ülkemizde teknolojik know-how geliştirerek etkin madde üretim başarılarımızı birçok alana yaymak ve yerli ilaç üretimini ileriye taşıyarak, ilaçta dışa bağımlılığı azaltmak. Bu alandaki faaliyetlerimizi ve Ar-Ge çalışmalarımızı sürekli ileriye taşıyoruz. Bizden sonra gelecek nesillerin de şirketimizin değer ve hedeflerini daha da ileriye taşıyacağına inanıyoruz. Parasetamol, Oseltamivir, Asetilsisteyn hammaddelerinin geriye dönük entegrasyonu ve zamanla geliştirilen iyi sentez yöntemi sayesinde bu ürünlerde Avrupa ve yakın coğrafyadaki tek üretici konumundayız. Bu ham maddeleri 67 ülkeye ulaştırıyoruz” diye konuştu.

Sandoz’da enflasyonun ilacı ‘daha fazla’ büyüme

Sandoz Türkiye Ülke Başkanı Cengiz Zaim, firmaların çoğunun enflasyon ortamında küçülmeyi konuştuğu dönemde ortodoks yöntemlerin dışına çıktıklarını söyleyerek, “Bizim enflasyonla tek mücadele yöntemimiz var, o da büyümek... Etkin çalışmalarla Sandoz Türkiye'nin satışlarını 2,5 yılda nominal olarak iki katına çıkararak da bunu başardık” dedi.

MERVE YİĞİTCAN

İsviçre merkezli uluslararası ilaç şirketi Sandoz, 1955 yılında Türkiye’de başladığı faaliyetlerine hız kesmeden devam ediyor. Gebze’deki üretim tesisine son iki yılda 30 milyon dolarlık yatırım gerçekleştirerek ihracatını iki katına çıkaran firma, yeni alan yatırımı için de ülkedeki yatırım ekosisteminin ‘biraz daha’ iyileşmesini bekliyor. Türkiye’deki en eski yabancı ilaç firmalarından Sandoz Türkiye’nin Ülke Başkanı Cengiz Zaim ile biraraya gelerek hem sektördeki gelişmeleri hem de şirketin faaliyetlerini konuştuk. Zaim, kısa bir süre önce mevcut görevine ek olarak, Sandoz Rusya yönetiminde de göreve başlamıştı. Zaim sohbete, Sandoz Türkiye’nin odaklandığı faaliyetlerden bahsederek başladı. Türkiye'nin tablet ve kapsül üretiminde bir mükemmeliyet merkezi durumuna geldiğini söyleyen Zaim, Sandoz'un dünyadaki tablet- kapsül talebinin yarısından fazlasının Gebze’deki tesiste üretildiğini söyledi. Son 2 yılda 30 milyon doları aşan yeni yatırımlarla Türkiye’deki üretim kapasitelerini iki katına çıkardıklarını kaydeden Zaim, 5 milyar adet olan tablet üretimini 10 milyar adede yükselttiklerini, bunun da yaklaşık 50 milyon adet kutuya tekabül ettiğini dile getirdi. Türkiye’deki üretim tesisinden yaklaşık 55 ülkeye ihracat gerçekleştirdiklerini vurgulayan Zaim, “Kanada'dan İngiltere'ye, Güney Afrika'dan Japonya'ya kadar çok geniş bir yelpazede ihracat pazarımız var” dedi.

120 milyon dolarlık ihracat

Son yapılan yatırımla beraber Sandoz Türkiye’nin ihracatını da geçen yıl iki katına çıkardığını anlatan Zaim, 2023’te 120 milyon dolarlık bir ihracat performansı sergilediklerini aktardı. Türkiye’nin ilaç ihracatında ikinci sırada olduklarını söyleyen Zaim, hedeflerinin ilk sıraya yerleşmek olduğunu da belirtti. Önümüzdeki dönemde Gebze’deki üretim tesisine yönelik yeni alan yatırımı yapmayı da planladıklarına işaret eden Zaim, tablet-kapsül üretiminin yanına ambalajı da ekleyebileceklerini ifade etti. Sandoz olarak dünyada biyolojik ajanlarda ve biyobenzerde ilk sırada yer aldıklarını kaydeden Zaim, “Burası Türkiye'de daha önceki dönemlerde yeterince üstüne düşülmeyen bir alan olmuş. Biz de buranın üzerine gidip biyobenzerleri çıkararak hem kamuya fayda sağladık hem de de daha fazla hastanın bu ilaçlara erişimin sağlamasına katkı sunduk. Dolayısıyla bu da bizim Türkiye’deki büyümemizi hızlandırdı” dedi.

“İsviçre, bizim lensimizden Türkiye’ye bakıyor”

Bu zamana kadarki yatırımlarını öz sermayeyle gerçekleştirdiklerini dile getiren Zaim, yeni yatırım için faiz oranlarının bir miktar aşağıya gelmesini beklediklerini ifade etti. Bu noktada İsviçre’deki global merkezin Türkiye ekonomisindeki gelişmeleri nasıl gördüğüne ilişkin soru yönelttiğimiz Zaim, şöyle devam etti: “İsviçre’deki merkez Türkiye’yi tamamen bizim lensimiz üzerinden görüyor ve bizim lensimiz biraz büyütücü. Ben bu göreve iki buçuk yıl önce geldiğim zaman dedim ki, ‘Arkadaşlar bizim enflasyonla tek mücadele yöntemimiz var, o da büyümek... Etkin çalışmalarla Sandoz Türkiye'nin satışlarını 2,5 yılda nominal olarak iki katına çıkardık. Herkesin enflasyon ortamında küçülmeyi konuştuğu bu dönemde biz ortodoks yöntemlerin dışında bir yöntem izledik ve başarılı da olduk. İşte İsviçre bu lensten baktığı zaman şu an iki katına çıkmış bir net satış görüyor. Kârlılık oranında yukarıya giden bir ivme görüyor. Ve buraya yatırım yapıyor. Türkiye için zorlu geçen son 2 yılda 30 milyon dolar yatırım yaptı, hem de kendi kaynaklarını kullanarak. Makro ekonomi bize daha fazla yardımcı olsa buraya daha da fazla yatırım gelebilir.”

“Türkiye’den çıkma hevesinde bir firma değiliz”

Türkiye’de faaliyetleri olan ancak sanayici ve ihracatçı kimliği olmayan bazı yabancı ilaç firmalarının Türkiye operasyonlarıyla ilgili zaman zaman fevri kararlar alabildiğini söyleyen Zaim, bu durumun da bazı ilaçlara erişimi sekteye uğratabildiğine işaret etti. Zaim, bu noktada Sandoz Türkiye’nin yaklaşımını yaşanmış bir olay üzerinden şöyle anlattı: “Türkiye'de büyüme hormonu eksikliği tedavisi önemli bir alan. Bazı çocuklar maalesef büyüme hormonu eksikliğiyle karşı karşıya kalıyor. Burada dört firma faaliyet gösteriyor. Sandoz da bunlardan biri… Ama iki firma iki yıl önce bir anda Türkiye’den çekildi. Ama Sandoz kaldı, çünkü biz buradan çıkma hevesinde olan bir firma hiç olmadık. O iki firma çıkınca biz ülkemizdeki çocukların ihtiyacını karşılayabilmek için İsviçre'ye sorduk. Ben genel merkeze mailimi yazarken, ‘Ülke başkanı olarak değil, iki çocuk babası olarak size yazıyorum’ diyerek başladım. Merkez, ‘Bu ilaç Türkiye’de bizim için karsız’ dedi. Biz de ‘Bu ilacı Türkiye’ye nasıl getirebiliriz, bize yol gösterin, nasıl iki kat daha fazla getirebiliriz?’ diye sorduk. Çünkü getirmezsek çocuklar ilaca erişemeyecek. Dediler ki, ‘Türkiye’de tüm ilaçlarınızla daha fazla hastaya erişirseniz, biz size bu üründen iki kat daha fazla göndereceğiz.’ Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak biraz duygusal baktım ama yine şirketimizi zarara uğratmadan ve başka alanlarda daha fazla ilaç erişimi ve satış sağlayarak o hormon ilacını normalden Türkiye'ye getirmeyi başardık.”

‘Eşdeğer’de hedefi ilk 5

Sandoz Türkiye’nin, yüzde 1,4 pazar payıyla Türkiye ilaç pazarında 21’inci sırada olduğunu aktaran Cengiz Zaim, eşdeğer ilaç alanında da Türkiye’de 8’inci sırada olduklarını kaydetti. Zaim, “Sandoz Türkiye’de ülke müdürü olduğumda 2027 yılı itibarıyla Türkiye ilaç pazarında ilk 20, eşdeğer ilaç firmaları arasında da ilk 5'e girmeyi hedeflemiştim. Bunu söylediğimde ilaç pazarında 27’nci sıradaydık, şimdi 21'e geldik. Eşdeğer ilaç firmaları arasında da 14’üncü sıradaydık, şimdi 8’inci sıradayız. Hedeflerimiz doğrultusunda ilerliyoruz. Önümüzdeki yıl yine en az birer puan daha yukarı gideceğiz” diye konuştu.

Polifarma, hastanenin yanına eczane pazarını da ekledi

İSO Birinci 500 listesinde yer alan ve Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi kuruluşundan biri olan Polifarma’nın hedefi hastaneye ek olarak eczane pazarında da yaygınlaşmak.

Yüzde 100 yerli sermayeli olarak 1986’dan beri faaliyet gösteren Polifarma, hastaneye ek olarak eczane pazarında da faaliyet göstermek için çalışmalara başladı. Yurt dışı pazarlardaki bilinirlik ve yayılımı artırma amacıyla farklı kıtalarda gerçekleşen fuarlarda sağlık profesyonelleri ile bir araya gelen şirket, ayrıca yurt dışında da stratejik iş birlikleri kurarak yeni pazarlara açılmayı mevcut pazarlardaki payını artırmayı planlıyor. Bu kapsamda şirket, yeni hat yatırımları ile bitmiş ürün üretim kapasitesini artırmayı da hedeflemektedir. İnşaatı devam eden yaklaşık 11 bin 234 m2 kapalı alana sahip yeni AR-GE merkezinin tamamlanmasıyla birlikte ise Polifarma, ürün geliştirme ve ham madde üretim kapasitesini artırmayı planlıyor.

315 milyon adet ilaç ve serum üretim kapasitesine sahip

Tekirdağ – Ergene1 OSB alanında 62 bin metrekare alana kurulu üretim tesisinde faaliyet gösteren şirket, iç pazarın yanı sıra dünyanın farklı ülkelerine ürün gönderiyor. 2023 yılında yaklaşık 315 milyon adet ilaç ve serum üretim kapasitesine sahip Polifarma, Ergene’deki üretim tesisinde toplam 16 farklı üretim hattında, farklı ambalaj formlarında; PP, cam ve PVC torbalara, liyofilize ve enjektabl ampullere, flakonlardan alüminyum tüp şişelere kadar geniş bir yelpazede ürün üretim kapasitesine sahip. Farklı terapötik alanlarda tüm canlıların sağlığı için var olan, yurt içi ve yurt dışında 500’e yakın ürün ruhsatı ile 50'den fazla ülkeye ihracat gerçekleştiren Polifarma, 1500’ü aşkın çalışanıyla ülkemize istihdam anlamında fayda sağlamakta. 12 farklı ülkenin GMP sertifikasına sahip olan, özellikle yurt içinde hastane ürünlerindeki konumunu eczane pazarında da devam ettirmeyi hedefleyen Polifarma, ARGE alanındaki çalışmaları ile de öne çıkmayı hedefliyor.

Çelik üretimi dünyada düştü, Türkiye’de yükseldi Fiyat/kazanç oranı ile hisse senedi seçimi stratejileri! Milyonlarca iPhone kullanıcısını sevindiren gelişme: Önümüzdeki hafta geliyor Milyonları ilgilendiriyor: En düşük memur maaşı kaç TL olacak? İşte tahminler BYD, Türkiye'deki fabrikası için Fransız şirketle anlaştı Vural Çelik'in ailesi sessizliğini bozdu! Gülse Birsel'e yanıt verdiler