Hükümet ısrarlı, işçi ve işveren tarafı tedirgin
Ortak Paylaşım Forumu’nda, çalışma hayatını düzenleyen kanunların tek bir kanunda toplanması ve yenilenmesine yönelik bir çalışmanın tamamlanma aşamasına geldiğinin açıklanmasının ardından hem işçi hem de işveren kanadının süreçten tedirgin olduğu kaydedildi.
Mehmet Kaya |MEHMET KAYA / ANKARA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, TİSK tarafından organize edilen işçi, işveren ve uluslararası kuruluşların temsilcilerinin 5 Ocak’ta yapılan Ortak Paylaşım Forumu’nda, çalışma hayatını düzenleyen kanunların tek bir kanunda toplanması ve yenilenmesine yönelik bir çalışmanın tamamlanma aşamasına geldiğini açıklamasının ardından taraflar arasındaki sessiz tartışma sürüyor. Takip eden günlerde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda iki ayrı toplantıda işçi ve işveren kuruluşlarının temsilcileri bir araya geldi. Her iki toplantıda da süreçten tedirginlik duyulduğu mesajı verildi.
Hükümet kanadından kararlılık mesajı
Tartışmanın hızlandığı ortamda, geçen hafta Cumhurbaşkanlığı’nda yapılan bir toplantıyla kararlılık mesajı da verildi. Hukuk Politikaları Kurulu Başkanı Mehmet Uçum, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ile Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile bürokratların katıldığı bir toplantı düzenleyerek, 2019’da başlayan sürecin işletileceği ve Hükümet tarafından hazırlanacak taslağın kamuoyuna açıklanarak TBMM’ye gönderileceğini ilan etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı, Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu’nun, İş Kanunu ile Basın İş Kanunu ve Deniz İş Kanunu’nun yanında, diğer kanunlardaki çalışma hayatına yönelik maddelerin de taşınacağı yeni bir kanun yapılması süreci hızlandı. Yakın zamanda peş peşe üç önemli toplantı yapıldı. Ancak hem işçi, hem de işveren kanadının tam destek vermediği bir sürecin yaşandığı ortaya çıktı.
Her iki taraf kaygılı
Geçen hafta içinde tartışmanın alevlenmesinin ardından işçi-işveren sendika ve konfederasyonları, diğer işveren örgütlerinin temsilcilerinin de bulunduğu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda Çalışma Genel Müdürlüğü’nün başkanlık ettiği iki ayrı toplantıda da tüm tarafların sürecin teknik ve bilimsel yönüne vurgu yaptığı, çalışma hayatına yönelik bir düzenlemeye ihtiyaç olmakla birlikte bu düzenlemenin mutlaka işçi, işveren ve hükümetten oluşan üçlü yapı içinde gerçekleştirilmesi gerektiğini vurguladılar. EKONOMİ’ye bilgi veren taraflar, hem işçi hem de işveren kanadının süreçten tedirgin olduğu kaydedildi.
İşçi kesimi, ücretleri baskılayacak bir modelden endişeli
EKONOMİ’nin görüştüğü işçi kanadı temsilcileri, uzun süredir gündemde tutulan başta esnekleşme olarak nitelenen iş ve işçiyi korumaya yönelik düzenlemelerin gevşetilmesi yönündeki olası düzenlemelerden endişe ettiklerini kaydettiler. Öte yandan, işçi kanadı ücretlerin baskılanmasıyla sonuçlanabilecek bir esnekleşmeden de endişeli görünüyor. Yeni iş modelleri ve esnekleşmeye yönelik adımlar konusunda işveren kanadı da geçmişte çalışmalar yürütmüş ve özellikle iş ile işçilerin sosyal haklarının, iş güvencesinin de korunması amacıyla, “güvenceli esneklik” olarak adlandırılan kavram çerçevesinde bir model oluşturulmasının gerekliliği sıklıkla vurgulanmıştı. İşveren kanadı ise çalışma mevzuatının teknoloji ve yeşil dönüşümle ortaya çıkan ikiz dönüşüm eğilimini kavrayacak şekilde yeniden yapılandırılması ve güvenceli esneklik kavramı içinde yeni bir çalışma mevzuatı oluşturulmasına sıcak bakmakla birlikte, geçmişte örnekleri görünen şekilde bunun tarafların olası en fazla uzlaşmasıyla gerçekleştirilmesini istiyor.
■ 2019’daki ilk toplantıda taraflar endişelerini dile getirmişti
EKONOMİ’nin görüştüğü taraflar, sürecin 2019’da başladığını ve o dönemde yapılan toplantıda dahi sürecin işçi, işveren ve hükümetin dahil olduğu, bilim insanlarının da destek verdiği bir çalışma modelinin yapılması gerektiği yönünde görüş bildirdiğini vurguladılar. Hatta bu görüşlerin yazılı olarak da kayda geçirildiği belirtildi. Geçen zaman içinde yapılan toplantılarda da benzer kaygıların dile getirildiği, çalıştay toplantılarında da çalışma hayatı gibi son derece karmaşık, ekonomik yönü kadar sosyal yönü de bulunan bir alandaki düzenlemelerin gerektirdiği kadar teknik ve kapsamlı bir sürecin işletilemediği, çoğu toplantıya işçi ve/veya işveren kanadının temsilci dahi göndermediği kaydedildi.