Hisse piyasasını bu kez de getiri makası vurdu!
Borsada son dönemde yaşanan kayıplara karşılık bazı piyasa oyuncuları VİOP’taki kısa pozisyon fazlalığını sorunun nedeni olarak gösteriyor. Ancak piyasa uzmanları küçük resme bakarak yorum yapmanın yanlış olduğunu belirtti, asıl sorunun açığa satış yasağı ile risksiz getiri ile borsa getirisi arasındaki farkın yükselişinden kaynaklandığına vurgu yaptı.
Şebnem Turhan |ŞEBNEM TURHAN
Türkiye’de geçen yıllarda coşkulu yükselişiyle ve halka arzlarla gelen yüksek getirisiyle vatandaşın hücum ettiği Borsa İstanbul’da bu yıl mayıstan sonra işler iyi gitmiyor. Borsa İstanbul BİST100 endeksi sadece ağustos ayında reel olarak yatırımcısına yüzde 10,76 kayıp yaşattı. Yaşanan olumsuz koşullara yorum getirmek isteyen yatırımcılar Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası’nda kısa pozisyonların yüksek olmasına dikkat çekerken piyasada kısa pozisyon tartışması yoğunlaştı. Peki durum ne? Gerçekten borsayı kısa pozisyon fazlalığı mı bu hale getirdi?
6 Şubat depremlerinden beri açığa satış yasak
Önce neler oldu bir yakından bakalım. Türkiye’de 6 Şubat 2023’te yaşanan deprem felaketinin ardından pay piyasalarına olumsuz etkilerini azaltabilmek amacıyla Sermaye Piyasası Kurulu Borsa İstanbul Pay Piyasası’nda açığa satış işlemlerini yasakladı ve yasak devam ediyor. Yasak nedeniyle kayıp yaşayan ve elinde hisse senedi olan yatırımcı kayıplarını hedge edebilmek için yönünü VİOP’a kırdı. Bu kısa pozisyonları arttırdı.
BİST100 3 ayda yüzde 11,46 kaybettirdi
Borsa İstanbul BİST100 endeksinde mayıs ortasından bu yana bir gerileme eğilimi var. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre ağustos itibariyle BİST100 endeksi TÜFE’ye indirgenmiş olarak aylık yüzde 10,76, 3 aylık yüzde 11,46 ve 6 aylık yüzde 7,49 ve yıllık yüzde 13,87 reel olarak kaybettirdi yatırımcısına. Bu yıl ise yüzde 27 yukarda ama enflasyon oranı dikkate alındığında yine reel olarak kayıp devam ediyor.
Mevduattan 3 ayda yüzde 4,42 reel getiri
Buna karşılık yüksek enflasyon ve reel değerli TL politikası standart TL mevduat faizlerini yükseltti. TÜİK verilerine göre TL mevduat faizi ağustosta TÜFE ile indirgendiğinde yatırımcıya yüzde 0,86, üç ayda yüzde 4,42, 6 ayda yüzde 1,92 reel getiri verdi. BİST100’ün yüzde 11’e yakın reel olarak kayıp yaşattığı yatırımcı eğer parasını mevduata koysa reel olarak yüzde 1’e yakın kazanacaktı. İşte bu büyük getiri farkı da yaşananlarda etkili oluyor. Tüm bunların yaşanırken kısa pozisyonların yükselmesi borsa yatırımcısını paniğe sürükledi. Öyle ki bazı kurumların yüksek kısa pozisyon alması ‘bir bildikleri mi var’ yorumlarına neden olup satışları hızlandırdı. Bu işin aslını uzmanlara sorduk.
Spottan farklı olarak VİOP’ta vade üçüncü boyut
Yatırım Finansman Direktörü Dr. Nuri Sevgen, öncelikle piyasaya uzak olan herkesin kafasını karıştırabilen türev işlemlerin nasıl işlediğine dair bilgi verdi. Sevgen, hisse senedi piyasasının normal şartlarda iki boyutlu olduğunu, hisse senedinin spot piyasada alınıp satıldığını alındığında takas günü parasının verildiğini, satıldığında ise takas günü parasının alındığını hatırlattı.
Türev piyasada VİOP’ta ise üçüncü bir boyutun devreye girdiğini vurgulayan Sevgen, şöyle konuştu: “Üçüncü boyut vadedir. İleri bir vadede takası yapmak üzere şimdiden anlaşma yaparsınız. Bu yüzden araya başka beklentiler girer. Bunların en önemlisi de faiz oranıdır. İlgili vade için parayı faize koysaydım bu kadar param olacaktı dersiniz ve taşıma maliyeti modeli future kontrat hesaplamasında vadeli fiyatlar spot piyasadaki fiyatların üzerinde işlem görür. Hisse 10 liraysa faiz yüzde 4 ise o vadede vade sonunda hisse senedi fiyatının 10.4 olması gerekir.” Sevgen faizin yanı sıra şirketle ilgili beklentilerin de hissenin fiyatını etkileyeceğini beklenti kötüyse spot fiyatın altında işlem görebileceğini dile getirdi, yani iyi veya kötü gelişmenin fiyatı yukarı veya aşağı çekebileceğini bunun standart bir yapı olduğunu vurguladı.
Türkiye’de matematik neden işlemiyor?
Sevgen, Türkiye’de bu işleyişi bozanın ise açığa satışın yasağı olduğuna işaret ederek şunları söyledi: “Bu nedenle spotta 10 liralık hisseyi satamayan yatırımcı, vadeli kontratta kısa pozisyon alarak kendini korumaya gidiyor. Vadeli kontratların fiyatları da, faiz oranı da çok aşağılarda oluşuyor. Şu anda faiz oranı ortalama yüzde 42’lerde ama TLREF oranı yüzde 52’ye yakın. Bu aradaki fark ve insanlar kısa pozisyon alma eğilime girdiğinden, vadelide hisse spot fiyatın altında satılabiliyor.”
100-200 milyon liradan fazla değildir
Tartışılan kısa pozisyon fazlasına ilişkin de açıklama getiren Sevgen öncelikle bu işlemlerin mutlaka karşılıklı olduğuna dikkat çekti. Sevgen şöyle anlattı: “Siz bir tane vadeli uzun pozisyon yapıyorsanız karşı taraf kısa pozisyon yapıyor demektir. Bu işlemler karşılıklı olmalı başka türlü olamaz. Son dönemde bazı kurumlar yoğun şekilde kısa pozisyon alıyor diyorlar. Ama o kadar kısa varsa karşısında uzun pozisyon vardır. Tartışmalara bakarak bir kurum örneğin 120 bin bloke kısa pozisyon aldı diyelim. Net olarak 120 bin kısa pozisyon var diyelim. BİST30 üzerinden gidersek endeksin değeri 11 bin. Ama hesaplamada her bir kontrat büyüklüğü göz önüne alınarak çarpı 10 yapılır böylece 110 bin TL hesaplamada kullanılır. 120 bin ile 110 bin TL’yi çarptığımızda 13.2 milyar lira yapar. Dolar cinsi 390 milyon dolar. Böyle bir açık pozisyon bırakın kurumu piyasayı batırır.”
Karşılıklı işlem olduğu unutulmamalı
Tek taraflı bakılırsa böyle düşünülebileceğini ancak bunun karşı tarafının olduğunun unutulmaması gerektiğini bunun yanı sıra kurumların ve müşterilerin takas limitleri bulunduğunu dile getiren Sevgen, “Bunun karşı tarafında arbitraj işlemi, yabancı işlemi gibi bir sürü işlem olabilir. 13.2 milyar lira kısa pozisyon gerçekte maksimum 100- 200 milyon lirayı geçmez. Karşı tarafı olmayan çıplak pozisyon alanlar çok azdır” diye konuştu.
Neden yüksek enflasyon ve çok yüksek faizler?
Rota Portföy Yatırım Danışmanlığı ve Dağıtım Kanalı Bölüm Direktörü Kerem Aksoy da kısa pozisyonların artmasının borsada kayıplar yaşattığı yorumuna katılmıyor. Hisse senetleri piyasasının temelde iki nedeni olduğunu dile getiren Aksoy, birinin enflasyonun halen daha çok yüksek seviyede olması, aylık enflasyonun beklenilen patikaya bir türlü inmemesi olduğunu belirtti.
Aksoy ikinci nedeninin de çok yüksek faiz oranları olduğunu kaydederek şunları söyledi: “Politika faizi yüzde 50 seviyesinde bileşiği bizi yüzde 64’e götürüyor. En basit yatırımcılar 5 TL’sine bile para piyasası fonu alsalar onun getirisi yüzde 52-53’lerde bileşiği yüzde 67-69 bandına kadar gidiyor. Mevduatların bileşiği de yüzde 65’lerde. Dolayısıyla böyle hiçbir şey yapmadan büyük sabit getirili enstrümana karşı borsa bize ne vaat ediyor, hiçbir şey. An itibariyle gri liste bitti, not artırımı bitti, bir S&P kaldı, bir kademe artırsa bile yine yatırım yapılabilir seviyeye gelmeyeceğiz.
Fitch not artırdı ama görünümü durağana çevirdi, artık belli süre seri not artırımı yapmayacağım, rezervlerdeki değişime odaklanacağım diyor. Bizim için 2025 ödev yılı olarak geçecek. 2025’te sıkılaşmanın devam ettiği ilk çeyrekte yüksek faiz hadlerinin olacağı patikaya ilerletiyor. Borsada yukarı potansiyel bulmak zorlandığı için yerli yatırımcıların çoğu para piyasası fonlarına kaçmış durumda. Yılbaşından bugüne para piyasası fonlarına giriş 600 milyar TL sevişesine gelmiş durumda. Dolayısıyla para piyasası fonları çok ciddi anlamda yerli yatırımcının gözdesi.
Yabancı da tahvil tarafında pozisyon açıyor hisseye gelmiyor. Maktro anlamda ortada başarmamız gereken enflasyonu düşürme hikayemiz var. Yabancı şu anda TL verim eğrisinde kısa tarafta çok pozisyonlanmış durumda. 2 yıllık tahvil 42 bandında düşme kaybedersen enflasyon bu pozisyonların getiri eğrisi aşağı geldiği için yabancı çıkmaya başlayacak. İşte gelirse ondan sonra hisseye gelecek ki o da 2025 ilk çeyreğe kadar zaman var demek oluyor.”
Kısa pozisyonlar çözülünce bitecek mi?
Bir diğer piyasa uzmanı da yılsonuna yaklaşılması nedeniyle piyasadaki bazı oyuncuların daha fazla risk almak istememesinin bir de mevduat faizinin çok cazip olmasının kısa pozisyondan daha etkili olduğunu dile getirdi. Borsa İstanbul tarafında yüzde 4 kaybederken 1 ay vadede mevduatta 3-4 getiri bulunduğunu hatırlatan bilgi veren uzman, kısa pozisyonların çok olmasının bir nedeninin ise borsada yerliye açığa satışın yasak olması olduğuna işaret etti. Sadece VİOP’teki kısa pozisyonlara bakarak yorum yapılırsa yanlış olacağına vurgu yapan uzman, hissede kalanların kendini korumak için mecburen alıcının zayıf olduğu noktalarda VİOP’ta kısa pozisyon aldığını dile getirdi.
Uzman, elbette bunun içinde manipülatif işlemlerin de bulunduğunu ancak çoğunluğun bu şekilde olmadığını kaydederek hisse ile mevduat arasında getiri farkının çok yüksek olmasının sorunu büyüttüğünü belirtti. Bazı piyasa oyuncularının kısa pozisyonlar çözülürse sorun çözülecek sandığını ancak bunun gerçek olmadığını söyleyen uzman, resmin küçük kısmına bakıp yorum yapmanın yanlış olduğunu açığa satış yasağı ile getiri farkının asıl neden olduğuna dikkat çekti.