Hayvan COVID'i salgına dönüşüyor
Halsizlik, nefes darlığı, yüksek ateş gibi semptomları benzer olduğu için besicilerin ‘Hayvan COVID’i adını taktığı üç gün hastalığı güney illerinde salgına dönüştü. Hastalık nedeniyle toplu inek ölümleri yaşanıyor.
ERAY ŞEN / ADANA
Dokuz yıl önce Suriye kaynaklı olarak yaşanan ve birkaç yıllık mücadelenin ardından ortadan kalkan hastalık, yine başladı. İlk olarak bir ay önce Kilis, Mardin ve Şanlıurfa’da görülen salgın, kısa sürede Adana, Osmaniye, Tarsus ve Hatay’a yayıldı. Sinekler tarafından taşınan ve bulaştığı hayvanı, tedavi edilmezse üç gün içerisinde öldüren hastalığın kısa zamanda Anadolu’nun diğer illerine de yayılacağını söyleyen üreticiler, ateş düşürücü ilaçlar ve vitaminlerle çözüm aradıklarını, yurt dışında üretilen aşının ise şu anda Türkiye’de bulunmadığını söyledi.
Bilimsel adı Bovine Ephemeral Fever (BEF) olan, halk arasında ‘üç gün hastalığı’ olarak bilinen hastalık, semptomları benzediği için bu kez hayvan COVID’i diye anılmaya başladı. Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru, Adana Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Yaşar Kahya ve Hatay’ın Erzin İlçe Ziraat Odası Başkanı Ahmet Keskin, hastalığın yol açtığı tahribat hakkında DÜNYA’ya bilgi verdi.
"Bakanlık konuya el atmalı"
Mutlu Doğru, üç gün hastalığının ilk kez 2011 yılında Suriye ve Kuzey Irak’tan gelen hayvanlarla birlikte Türkiye’de görüldüğünü söyledi. Ortadoğu’ya özgü olan bu hayvan hastalığının, uçucu, emici böcekler ve özellikle sivrisinek ile bulaştığını vurgulayan Doğru, “O dönemde ülkenin birçok kesimine yayılmıştı. Dünyada bunu ilacını, aşısını bulmuş bir iki şirket var fakat her sene görülen bir hastalık olmadığı için aşı şirketleri bunu getirip, depolarında bulundurup pazarlamaya pek girişmediler. Tarım ve Orman Bakanlığı konuya el atmalı. Bakanlık her sene aşıdan bir miktar getirip veteriner enstitülerimizde bulundurur, belki bunu kendisi çoğaltabilirse, salgın çıktığı anda köylere dağıtıp, önleyebiliriz” dedi.
Hastalığın özellikle küçük hayvanları, buzağıları etkilediğini, genç düvelerden itibaren çok ani ölümlere sebep olduğunu anlatan Doğru “Nefes yolunda tahribat yapıyor, akciğer yolunda pnömoniye neden oluyor, hayvan nefes zorluğu çekiyor, bir süre sonra da ateş yükselmesi, nefes darlığı ve boğularak ölüyor” diye konuştu.
Adana Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Yaşar Kahya, bir ay önce Güneydoğu illerinde başlayan hastalık bölgeye ilk geldiğinde İl Tarım Müdürlüğü ile diyalog halinde olduklarını, hastalık şüphesi görülen hayvanların çoğundan kan örnekleri alındığını belirterek, şöyle devam etti: “Götürülüp analizler yapıldı, hep negatif çıkıyordu. Bir süre sonra pozitif çıkmaya başladı. Kesin rakamlar yok ama duyumlarımıza göre işletmenin birisinde 16 hayvan yakalanmış, dördü ölmüş. Bir başkasında 100 hayvanı olan işletmede 65 civarında hayvan hastalandı, iki kaybı var. Benim 30 hayvanlık işletmemde iki günde 14 hayvan hastalandı.” Kahya, “Henüz onay alınmamış yerli bir aşının bazı çiftliklerde kullanıldığı yönünde duyumlar aldık. Ancak aşının olumlu sonuç vermediği belirtiliyor” açıklamasını yaptı.
“Hastalık TARSİM kapsamında ama anaç hayvan kaybediyoruz”
Erzin İlçe Ziraat Odası Başkanı Ahmet Keskin, hastalığın ithal ineklerden kaynaklanmış olabileceğini belirterek, “Gemilerle ithal edilen hayvanların üzerinde geldiğini düşünüyoruz. Çünkü beş altı yıldan beri yoktu. Bu yıl tekrar çıktı ortaya. Kuraklık da buna sebep olmuş olabilir” yorumunu yaptı. Erzin’de toplam hayvan varlığı 2 bine yakın üç çiftlik olduğunu aktaran Keskin “Bunlarda hasta olan hayvan sayısı 100’ü geçti, bende iki tane öldü, diğerinde üç tane, toplam kaç ölüm olduğunu şu anda bilemiyoruz” dedi. Hastalığın TARSİM kapsamında olduğunu söyleyen Keskin, “TARSİM’in para ödemesi bir şey ifade etmiyor, çünkü anaç hayvan kaybediyoruz. Süt üretimi, buzağı üretimi kaybediyoruz. Bir dişi hayvanın anne olma yaşı üç yıl, bir anaç üretmek üç yılımızı alıyor ama biz şu anda anaçlarımızı kaybediyoruz” dedi.