Geleceğin katma değerli ekonomisinde stratejik madenler belirleyici olacak

Dünyanın yeşil dönüşüme önem vermesi, elektrikli araçların ve teknolojik altyapıların gelişmesiyle stratejik madenlere olan talep artacak.

Haber Merkezi |

İmam GÜNEŞ / İSTANBUL

Kobalt, nikel ve lityum, bakır, alüminyum, grafit ve silisyum gibi ürünlerin talep yoğun elementler olması bekleniyor. Sektör temsilcileri de bu ürünlerdeki rezervlerin işlenerek üretime kazandırılmasına odaklanırken, böylece ihracat ve ekonomiye sağlanan katkının da artacağına dikkat çekiyor.

Dünyanın her ülkesinde sanayiye, tarıma hammaddeyi sağlayan sektör madencilik olarak göze çarpıyor. Türkiye, 7 bölgesinde de maden çıkarabilen hatta dünyada ticareti yapılan 90 çeşit madenden 77’sine sahip bir ülke. Türkiye, maden çeşitliliği olarak dünyada 10’uncu sırada yer alıyor. Bugün, Zonguldak’ta manganez, kömür, Elazığ ve Muğla’da krom, Artvin, Rize, Elazığ, Balıkesir ve Kastamonu’da şehirlerde bakır, Sivas ve Malatya’da demir gibi madenler çıkarılıyor. Keza, stratejik madenlerden borda da dünya rezervinin yüzde 60’ından fazlasına sahibiz. Ancak, madenler işlenmediği sürece ekonomiye değer kazandıramıyor. Geçen yıl ihracatta 6 milyar dolara ulaşan sektörün, diğer sektörlere sağladığı hammadde kaynağı ile ülke ekonomisine yaklaşık 40 milyar dolar kazandırdığı tahmin ediliyor. Yeşil dönüşüme uygun madenler değer kazanacak “Yeşil dönüşüm” dünyanın önceliği haline geldi. Dolayısıyla yeni madenler de ön plana çıkacak. Yeniden dönüştürülebilir, sürdürülebilirlik sağlayan madenler değer kazanacak. Boksit, bu madenlere bir örnek oluşturuyor. Başta AB olmak üzere dünyanın önem verdiği alüminyumun hammaddesi olan boksit, özellikle Mersin ve civarında ciddi bir rezerve sahip. Elektrikli araçlara olan talebin artmasıyla alüminyuma olan talebin de artacağı düşünüldüğünde boksit rezervlerinin çıkarılıp işlenerek ülke ekonomisine kazandırılması Türkiye’ye avantaj yaratacaktır. Stratejik ürünlere olan talep artacak 2040 yılına gelindiğinde bazı madenlere bugünden 15-16 kat daha fazla ihtiyaç duyulacağı tahmin ediliyor. Uzun vadede özellikle kobalt, nikel ve lityumun çok daha büyük talep görmesi bekleniyor. Bu ürünlere ek olarak, bakır, alüminyum, grafit ve silisyum gibi birçok maden stratejik öneme sahip olacak. Bu madenlerin geleceği şekillendirecek elementler olacağı tahmin ediliyor. Pil, batarya ve katalizörlerin yanı sıra 21’inci yüzyılın kilit sektörleri olan mobil iletişim cihazları, petrokimya, elektrikli otomobil, uçak endüstrilerinde yoğun kullanılan kobalt, dünyada katma değerli sanayi ürünlerinin en önemli elementlerinden biri kabul ediliyor. Kilogram değeri 48 dolarlarda olan kobaltta işlenmesiyle 60 dolarları buluyor. Maden sektörünün temsilcileri de, bu değişime göre pozisyon almak gerektiğini belirterek, var olan kaynakların acilen üretime kazandırılması gerektiğinin altını çiziyor.

Türkiye’de madenciliğin GSMH’den aldığı pay dünya ortalamasının çok altında

2020 yılında 1,6 trilyon dolarlık büyüklüğe sahip olan küresel madenciliğin 2021’de yüzde 12’lik bir büyüme oranıyla 1,8 trilyon dolara ulaştığı tahmin ediliyor. 2025 yılında ise bu hacmin 2,4 trilyon dolarlık büyüklüğe ulaşması bekleniyor. Oluşan hacimde Türkiye’nin geçen yıl yaptığı 6 milyar dolarlık ihracat, var olan rezerv büyüklüğü düşünüldüğünde potansiyelinin oldukça altında kalıyor. Türkiye’de madenciliğin toplam gayri safi milli hasıladan aldığı pay yüzde 1,3 civarında. Madencilik zengini ülkelerin gayri safi milli hasıladan aldığı pay ise ortalama yüzde 7. Bu rakamlar çerçevesinde Türkiye’nin aldığı pay, potansiyelinin oldukça altında. Yıllar içinde değişmekle birlikte Çin’in aldığı pay yüzde 23, Rusya’nın yüzde 7, Avustralya’nın yüzde 9, ABD’nin yüzde 7, Kanada’nın ise yüzde 5. Türkiye, potansiyelimizi kullanabilir ve madenciliğin gayri safi milli hasıladan aldığı payı dünya ortalaması olan yüzde 7 seviyelerine çekebilirse, ihracatımızı 30 milyar doların üzerine çıkarabilir.

222 maden sahası 57,8 milyon lira taban bedelle ihaleye çıktı

Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü, 222 adet maden sahası için ihaleye çıkıyor. İhaleye ilişkin genel duyuru Resmi Gazete’de yayımlandı. Açık artırma usulüyle gerçekleştirilecek ihalede, başvuru gelmeyen sahalar yeniden ihale edilecek ve teklif tutarının yüzde 20’si oranında teminat alınacak. İhaleler 9 Ocak ile 20 Ocak 2023 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Ağırlıklı olarak 2 ve 4’üncü grup madenlerin yer aldığı ihalelerde, sahaların 66 tanesi için 339 bin 396 lira, 155 tanesi için 226 bin 264 lira, 1 tanesi için de 361 bin liralık taban bedel belirlendi.

EKONOMİ’nin yaptığı hesaplamaya göre 222 maden sahası için belirlenen toplam bedel 57 milyon 827 bin lira. İhalesi gerçekleştirilecek maden sahalarının bulunduğu iller şöyle: Adana, Adıyaman, Afyon, Ağrı, Amasya, Ankara, Antalya, Ardahan, Aydın, Balıkesir, Bayburt, Bilecik, Bitlis, Bolu, Burdur, Çankırı, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Edirne, Erzincan, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Giresun, Gümüşhane, Iğdır, Isparta, Kahramanmaraş, Karaman, Kayseri, Kırıkkale, Kırşehir, Konya, Kütahya, Malatya, Manisa, Mersin, Muğla, Muş, Nevşehir, Niğde, Ordu, Osmaniye, Sakarya, Siirt, Sivas, Şırnak, Tekirdağ, Tokat, Uşak, Van, Yozgat.

ABD'den Rus bankası Gazprombank'a yaptırım Finansal performansın anahtarı: Dupont analizi Anayasa Mahkemesinden Pasaport Kanunu'na kısmi iptal İstanbullular dikkat! AKOM uyardı, saat verildi: Sıcaklık 8-10 derece birden düşecek! Otomobil devi binlerce kişiyi işten çıkaracak Putin'in nükleer savaş durumunda hedefindeki ilk ülkeler açıklandı