FAO ve Tarım Bakanlığı’ndan muzda ‘Fusarium Solgunluğu’na sıkı takip
Türkiye’de ilk kez 2019 yılında varlığı tespit edilen muzda ‘Fusarium Solgunluğu’ hastalığını FAO ve Tarım ve Orman Bakanlığı daha fazla yayılmaması için başlattığı proje ile sıkı takibe aldı. Akdeniz Bölgesi’nde yapılan saha çalışmalarda 759 dekarlık muz alanın yüzde 6,8’inin etkilendiği ortaya konuldu. Hastalığın daha fazla yayılmaması için proje kapsamında eylem planı oluşturuldu.
Haber Merkezi |Mehmet Hanifi GÜLEL / ANTALYA
Dünyada muz üretimi yapılan ülkelerde ‘Fusarium Solgunluğu’ (TR4) hastalığı 1 milyon dekardan fazla alanda zarara yol açtı. Türkiye'de son yıllarda muz üretiminde yaşanan olumlu gelişmelere rağmen zorluklar da yaşanıyor.
Ülkemizde ilk kez yapılan çalışmalarla 2019 yılında varlığı tespit edilen hastalık, Akdeniz Bölgesi’nde 759 dekarlık alanın yüzde 6,8’ini etkiledi. Hastalık bulaştığı alanlarda muz üretimini ciddi oranda etkiliyor ve mantarı topraktan tamamen yok etmek için henüz bir yöntem yok. Hastalıkla mücadelede FAO ve Tarım ve Orman Bakanlığı işbirliği ile Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nin de katkılarıyla bir teknik işbirliği projesi yürütülüyor.
Bu doğrultuda Türkiye’de muz üretiminin hastalıktan dolayı Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ile Tarım ve Orman Bakanlığı hastalığın Türkiye’de yayılmasını önlemek ve üreticileri bilgilendirmek için 10 bin çiftçiye ulaşarak konuyu sıkı takibe aldı. FAO, yürütülen çalışma kapsamında dünyada yapılan uygulamaları Türkiye’de hastalıkla mücadelede destek veriyor.
Hastalığın yayılmasını önlemek ve üreticilerde farkındalık oluşturmak, alınması gereken tedbirleri ve ileriye yönelik olarak atılması gereken tedbirleri ortaya konularak ülkesel bir stratejik program taslağı hazırlandı. Antalya’da yapılan çalıştaya konuyla ilgili kurum ve kuruşlardan teknik uzmanlar, üreticiler ve üniversiteden çeşitli paydaşların katılım gösterdi.
Hastalık 23 ülkede var
Çalıştayın açılışında konuşan FAO Tarım Uzmanı Fazıl Düşünceli, dünyada farklı ülkelerde ‘Fusarium Solgunluğu’ konusunda yaptıkları çalışmaları aktardı. Hastalığın toprak kökenli bir mantar olduğunu ve muz bitkilerinin köklerine girerek enfeksiyona yol açtığını belirten Düşünceli, “Hastalık yavaş ve kendini göstermeden ilerliyor. Bulunduğu yerde bertaraf edilmesi yüzde 100 imkansız. Yayılma şekli öncelikle bitkisel materyallerde, toprak parçacıkları, sel, sulama suyu, ayakkabı veyahut dışarıdan gelen bir araçla da bulaşabiliyor. Hastalık yavaş gelişiyor ama etkisi büyük oluyor. Dünyada muz üretiminde yarısını oluşturan cavendish çeşidini daha çok etkiliyor. Hastalık Uzakdoğu’dan ortaya çıkarak, en son Latin Amerika’ya kadar ulaşmış durumda. Şu anda 23 ülkede mevcut ve her an yeni ülkelerden bulaşı haberi gelebilir. Türkiye olarak bizim alan avantajımız var, özellikle üretimin büyük çoğunluğunun örtüaltında yapılıyor olması, fiziksel olarak seralar birbirlerinden ayrı ve bir tecrit var. Bu hastalık ile mü-cadelede çok büyük bir avantaj” dedi.
Türkiye’de muz üretimi 1 milyon tona yaklaştı
Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü’nden Bitki Sağlığı Araştırmaları Daire Başkanı Suat Kaymak ise dünyada 135 ülkede muz üretimi yapıldığını ve yıllık 120 milyon ton muz elde edildiğini söyledi. Türkiye’nin bu üretimden binde 61 pay aldığını bildiren Kaymak, “Muzun da dünyada üretimini kısıtlayan bazı faktörler var, bu faktörlere baktığımızda Fusarium Solgunluğu hastalığı önde geliyor ve ülkemizde tespit edilmiş durumda. Biz, FAO, TAGEM ve Gıda Kontrol işçiliğinde bu hastalığı önlenmesine yönelik sürveyler yapılmasını ve çiftçi bilgilendirmeleri yapılması konusunda söz konusu projeyi geçirdik. Türkiye’de 2000 yılında 64 bin ton olan muz üretimimiz 14 kat artarak 2021 yılında 883 bin tona ulaştı. 2022 yılında ise bu rakam 1 milyon tona yaklaştığı tahmin ediliyor ve kendi ihtiyacımızı karşı-layacak durumdayız” diye konuştu.
Hatalıkla mücadelede dayanıklı çeşide ihtiyaç var
Hastalıkla mücadelede uzun vadede dayanıklılık için genetik çeşitlilik ihtiyacı var. Mantar kökenli olan etmenin kolay yayılması, üretimde yaygın olarak kullanılan Cavendish çeşidinin bu ırka olan duyarlılığı, yaygın olarak yetiştirilebilecek dayanıklı çeşitlerin olmayışı ve kimyasal kontrol imkanının bulunmaması, hastalığın kontrol edilmesini güçleştiriyor. Hastalık ile mücadelenin en etkili yolları arasında etmenin yayılmasını önlemek, sürekli sürveyler, ilk belirlendiği noktada sıkı karantina tedbirlerinin uygulanması ve bütün bunlarla ilgili olarak da üreticiler ve ilgili tüm paydaşların farkındalıklarının artırılması ön sıralarda yer alıyor.