Faiz indirim döngüsü güçlü başladı kontrollü sürecek
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu yüzde 50 olan politika faizini 250 baz puanlık indirimle yüzde 47,5’e çekti, faiz koridorunu da daralttı. Uzmanlar artık yılda sadece 8 toplantı yapacak olan Merkez Bankası’nın faiz indirim döngüsüne başladığını ancak bundan sonraki adımlarını ihtiyatlı ve kontrollü bir şekilde alacağını dile getirdi
Şebnem Turhan |ŞEBNEM TURHAN
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu Şubat 2023’ten sonra ilk kez Aralık 2024 toplantısında politika faizinde indirim yaptı. Merkez Bankası’nın önceki gece yayımladığı Para Politikası Metni’nde yıllık toplantı sayısını 12’den 8’e düşürmesi sonrasında 150 baz puan seviyesinde olan indirim beklentisi 250 baz puana kadar yükselmişti.
Merkez Bankası PPK’sından da son beklentiye uygun 250 baz puanlık indirim geldi ve böylece yüzde 50 olan politika faizi yüzde 47,5’e indirildi. Faiz koridoru da 300 baz puandan 150 baz puana düşürüldü, uzmanlar para politikasının etkinliğinin artacağı vurguladı. Henüz yıllık PPK toplantı takvimi açıklanmasa da ocakta yılın ilk toplantısında da faiz indiriminin 200-250 baz puan ile sürdürülmesi beklenirken, metinden ihtiyatlı duruş çıkarılarak enflasyon görünümü odaklı, ihtiyatlı ve toplantı bazlı bir yaklaşımla kararlarını alacağı eklendi. Metinde, sıkı duruşun korunacağı vurgulanırken uzmanlar indirim sürecinin kontrollü şekilde sürdürüleceğini vurguladı.
Bankacılık endeksinde dalgalı seyir
Merkez Bankası Haziran 2023’te yüzde 8,5 olan politika faizinde başlattığı artırım sürecini en son Mart 2024’te 500 baz puan ile tamamladı, takip eden toplantılarda politika faizini yüzde 50’de sabit tuttu. Yılın son toplantısında ise verilen mesajların ışığında Merkez Bankası PPK politika faizinde indirim döngüsünü 250 baz puan ile güçlü başlattı. Faiz koridorunun da daraltılmasıyla borçlanma faizi yüzde 47’den yüzde 46’ya indi, borç verme faizi ise yüzde 53’ten yüzde 49’a geriledi.
PPK kararından sonra ilk tepkide BİST100’de yükseliş yüzde 1’i geçse de ilerleyen saatlerde geriledi ve bankacılık endeksi dalgalı bir seyir izledi. PPK metninde kasım PPK’sından farklı enflasyonun ana eğiliminin kasımda yatay seyrettiğini belirterek öncü verilerin aralıkta ana eğilimde düşüşe işaret ettiği yer aldı. Metinde son çeyreğe ilişkin göstergelerin yurtiçi talebin yavaşlamayı sürdürerek enflasyondaki düşüşü destekleyici olduğu kaydedilerek “İşlenmemiş gıda enflasyonu önceki iki aydaki yüksek seyrin ardından aralıkta ılımlı görünmektedir. Enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları iyileşme eğilimi sergilemekle birlikte, dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam etmektedir” denildi.
TL reel değerlenmenin katkısı vurgulandı
PPK metninde dikkat çeken bir diğer değişiklik ise TL reel değerlenmenin dezenflasyon sürecini güçlendirmeye katkı vermesi değil artık güçlendirdiği ifadesinin yer alması oldu. Uzmanlar Merkez Bankası’nın PPK’da yaptığı faiz indirimine destek almak için de TL’nin reel değerlenmesine dikkat çektiğini vurguladı. PPK metninde, “Para politikasındaki kararlı duruş; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşürmekte ve dezenflasyon sürecini güçlendirmektedir” ifadesi eklendi.
Maliye politikasının artan eşgümününü de dezenflasyon sürecine katkı sağlayacağı yinelenirken aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşunun sürdürüleceği de vurgulandı.
Enflasyon görünümü odaklı karar verilecek
Metinde “Bu doğrultuda, politika faizinin seviyesi, enflasyon gerçekleşmeleri ve beklentileri göz önünde bulundurularak öngörülen dezenflasyon sürecinin gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirlenecektir. Kurul, kararlarını enflasyon görünümü odaklı, ihtiyatlı ve toplantı bazlı bir yaklaşımla alacaktır. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda para politikası araçları etkili şekilde kullanılacaktır” denildi.
Önceki metinlerde enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşunu yinelediği ifadesinin çıkarılarak kararlarını enflasyon görünümü odaklı, ihtiyatlı ve toplantı bazlı bir yaklaşımla alacağının eklenmesi de kontrollü bir faiz indirim döngüsü süreci yaşanacağı yorumlarına yol açtı.
■ UZMANLAR PPK KARARINI NASIL YORUMLADI
MANEVRA ALANI İÇİN 8 TOPLANTIYA ÇEKTİ
■ TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Atılım Murat: Asgari ücret zammını gördükten ve para politikası metninde 8 toplantı kararından sonra indirimde 250 baz puan beklentisi artmıştı. Zaten o beklentiyle de piyasada bankacılık hisselerinde ciddi artışlar gördük. Dün 100-150 baz puan indirim gelseydi bankacılık hisseleri negatif tepki verirdi. Merkez Bankası kritik bir hamle yaptı ve önceki gün yayımladığı yıllık 8 toplantı kararıyla aslında sinyali vermişti.
Merkez Bankası’na sorsak neden 12 değil 8 toplantı diye, Fed, ECB gibi büyük merkez bankalarına uyumlandıkları açıklamasını yapacaklardır. Ama aslında kendilerine manevra alanı açmak istediler. Faiz indirim döngüsüne başladığınızda herkes her toplantı için beklentiye girer ve sizden faiz indirimi beklerler.
Merkez Bankası da bu baskıyı kırmak için toplantı sayısını 12’den 8’e düşündü. Eğer 12 toplantı olsaydı 250 baz puan ile başladıktan sonra ben bu ayı pas geçiyorum diyemezdiniz. Merkez Bankası ay ay enflasyon gelişmelerini gözlemleyecek ve karar alacak. Özellikle gerekli görünürse sıkı duruş sürdürülecektir ifadesi de PPK metninde yer alıyor. Yani, kredi sınırlamaları likidite yönetimi makroihtiyati terbirlerle sürdürülecektir. Faiz indirim sürecine başladı ve 2025 boyunca bu devam edecek. Enflasyonda sıkıntılar görürse de Merkez Bankası makroihtiyati tedbirler üzerinden müdahale edecektir.
KARAR NORMALLEŞME ADIMLARINDAN İBARET
■ Virtus Glocal Yönetici Ortağı Dr. İnanç Sözer: TCMB politika faizini yaklaşık iki yıl aradan sonra ilk kez indirerek yüzde 50’den yüzde 47,5’e düşürdü. Dahası faiz koridorunu 300 baz puandan 150 baz puana indirdi. Karar uzunca zamandır konuştuğumuz gibi normalleşme adımından ibaret ve karar sonrası yayımlanan notta da ilave faiz indirimlerinin miktarı ve zamanlamasına fiyatlama davranışlarının seyri ile dezenflasyon sürecine toplumun ne kadar destek olduğu karar verecek.
Bugünkü faiz indiriminin faiz indirim sürecine başlanmış olması nedeniyle motivasyon, koridorun daralmasının da etkisiyle para piyasası fonu getirileri ve yüksek faizli (faktoring gibi) kredi faiz oranları dışında piyasa faizlerine ve kura bir etkisi olmasını beklemiyorum. Asgari ücret zammındaki yüzde 30’luk görece kontrollü artış, yüksek rezerv ve deregülasyonlar nedeniyle TCMB’nin enflasyon görünümü konusunda iyimserleştiği görülüyor. Toplantı sayısını yılda 12’den 8’e düşürmüş olması da TCMB’nin kur ve enflasyon üzerindeki kontrolünü kolaylaştırıyor. Bu doğrultuda 2025 sonu için yüzde 26’lık tüketici enfasyonu, 42’lik Dolar/TL ve yüzde 30’luk yılsonu politika faiz oranı tahminimizi koruyoruz.
İLK ÇEYREKTE 250’ŞER BAZ PUANLIK İNDİRİM
■ QNB Baş Ekonomisti Erkin Işık: Para Politikası Kurulu (PPK), mart ayından beri koruduğu yüzde 50 politika faizinde 250 baz puanlık indirime gitti. Piyasada beklentiler 150 ile 250 baz puan arasında yoğunlaşmıştı. Ancak dün TCMB, son yıllardaki 12 toplantı yerine önümüzdeki sene 8 PPK toplantısı yapacağını duyurmuştu. Daha az sayıda toplantı olması, her toplantıda biraz daha yüksek oranlı indirimler yapılabileceğini düşündürmüştü.
TCMB ayrıca operasyonel çerçevede yapılan değişiklikle, gecelik vadede borçlanma ve borç verme oranları bir hafta vadeli repo faiz oranına kıyasla -/+ 150 baz puanlık bir marj ile belirlenmesine karar vermiştir. Daha önce 300 baz puan olan bu marjın azaltılması, piyasadaki faizlerin, politika faizine daha yakın oluşmasını sağlayarak, para politikasının etkinliğini arttıracaktır. TCMB, “politikaların dezenflasyon sürecinin gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirleneceği” yönlendirmesi korunmuştur. Yeni eklenen bir cümle ile de önümüzdeki toplantılarda faiz kararlarının “enflasyon görünümü odaklı, ihtiyatlı ve toplantı bazlı bir yaklaşımla” alacağını söylemiştir.
Bu da, TCMB’nin faiz indirimlerini kontrollü bir şekilde yürütme niyetinde olduğunu göstermektedir. Yıllık enflasyonun 2025 Mart ayında yüzde 40’ın hafif altına gerilemesini bekliyoruz. Bu doğrultuda, ilk çeyrekteki iki toplantıda, tarihleri henüz açıklanmamış olmakla birlikte, 250’şer baz puanlık indirim ihtimalinin güçlü olduğunu düşünüyoruz. Önümüzdeki sene sonunda enflasyonun yüzde 26 seviyesine gerilemesini, bununla birlikte politika faizinin de yüzde 28,5’e indirilmesi yönündeki tahminimizi koruyoruz.
İNDİRİM SÜRECİNDE DURAKLAMALAR OLABİLİR
■ Deniz Yatırım Strateji ve Araştırma Genel Müdür Yardımcısı Orkun Gödek: Merkez Bankası’nın merakla beklenen faiz kararında süreci -250bp’lık adımla başlatması ilk etapta “sürpriz güvercin” karar niteliğinde okunabilir. Ancak, operasyonel çerçevede yapılan değişiklik ile birlikte borç alma ve verme faizlerinin belirlenmesindeki makası +/- 150bp olarak güncellediğini duyurması, likidite fazlasının ciddi anlamda gündem oluşturduğu bu dönemde, piyasa faizlerinin aşağı yönde baskılandığı/ baskılanacağı günler için alanı sınırlamış oluyor. Hatırlatalım: son veriye göre, piyasadaki fonlama açığı nette -586 milyar lira seviyesinde gerçekleşirken, son 1 aydaki ortalaması da -500 milyar lira seviyesine yakın (-468 milyar lira) seyrediyor. Bu nedenle, politika faizindeki indirimin boyutu yüksek gibi görünse de atılabilecek en temkinli adımlardan birisi ile sürecin başlatıldığı yorumunu yapmak fazlasıyla mümkün.
Kamuoyu ile paylaşılan metinde yer alan detaylara baktığımızda ise, enflasyonun ana eğiliminin “yataya yakın” şeklinde değerlendirilmesi ve aralık ayı için öncü göstergelerin de “düşüşe işaret ettiği” eklemesinin yapılması, faiz indirimine başlanırken genel değerlendirmelerin destekleyici şekilde olduğunu gösteriyor. Keza hizmet enflasyonundaki iyileşme belirginleşme şeklinde tanımlanırken, işlenmemiş gıda enflasyonu da ılımlı olarak ifade ediliyor. Bugüne dair önemli gördüğümüz bir diğer detay ise, ileride alınacak kararların toplantı bazlı yaklaşımla olacağının belirtilmesi. Bu, uzun bir süredir belirttiğimiz, faiz indirim döngüsünden ziyade, faiz indirim sürecinin dikkatle değerlendirilerek ve belki de bu esnada duraklamaların da olabileceği fikrimizi teyit ediyor.