EYT’de yeni düzenleme kimi, nasıl etkileyecek?
İşverenler dikkat! EYT düzenlemesi sonrası işten ayrılacak çalışanlar nedeniyle bazı teşvik ve desteklerden mahrum kalabilirsiniz.
Haber Merkezi |■ PwC Sosyal Güvenlik Hizmetleri Direktörü, DÜNYA yazarı Celal Özcan, olası bir EYT düzenlemesinde, sigortalılık sürelerine göre kadın ve erkek çalışanların durumunu kaleme aldı.
■ EYT düzenlemesinin en geç 2023 yılı Ocak ayı başında kanunlaşması beklendiğinden, kıdem tazminatı ödemelerinde işverenlerin karşılaşacakları yük de önemli miktarda artacak.
Genel olarak yaşlılık sigortası kolundan bir kişinin emekli olabilmesi için (istisnai durumlar hariç) kural olarak “sigortalılık süresi”, “prim gün sayısı” ve “yaş şartını” birlikte yerine getirmesi gerekmektedir.
İlk kuruluş yıllarında da Emekli Sandığı, SSK ve Bağ-Kur’a tabi kişilerin emekli olabilmesi için belirli prim gün sayısını/sigortalılık süresini/hizmet yılını doldurmalarının yanı sıra ayrıca belirli bir yaş şartı da aranmaktaydı. Bu yaş şartı genel olarak kadınlarda 55, erkeklerde 60 olarak uygulanıyordu. Ancak, daha sonra yapılan yasal düzenlemeler ile emeklilik sisteminde önemli değişiklikler yapılmış, belirli prim gün sayısını/ sigortalılık süresini /hizmet yılını dolduranlara, yaş şartı aranmaksızın emekli olma imkanı getirilmişti.
Bir taraftan, ülkemizde sosyal güvenlik sisteminin açık vermeye başlaması, diğer taraftan emeklilik sisteminde yapılan bu değişikliklerle yaş şartının kaldırılması, erken (genç) yaşta kişilerin emekli olmalarına, dolayısıyla da devletin uzun yıllar emekli aylığı ödeme riskiyle karşı karşıya kalmasına, bu durum da sosyal güvenlik sisteminin açıklarının daha da artmasına yol açtığı, sistemi sürdürülebilir olmaktan uzaklaştırdığı için, 4447 sayılı Kanunun 8 Eylül 1999 tarihinde yürürlüğe giren hükümleri ile emeklilik için belirli prim gün sayısını/sigortalılık süresini /hizmet yılını doldurma şartı yanında, yaş şartı tekrar getirilmiştir.
Yapılan düzenleme ile bazı sigortalıların emekliği için gereken prim gün sayıları / hizmet süreleri artırılmış, emeklilik yaşı da sigorta başlangıcı 9 Eylül 1999 ve sonrasında olan kadınlar için 58, erkekler için 60 olarak sabitlenmiştir.
Sigorta başlangıcı bu tarihten önce olanlar için ise kademeli yaş şartı, SSK kapsamındaki sigortalılarda ayrıca kademeli prim gün şartı getirilmiş. Ancak sigorta başlangıcı 8 Eylül 1999 tarihinden önce olanlar için 4447 sayılı Kanun’la getirilen kademeli yaş ve prim günü şartı düzenlemesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi üzerine, 23/05/2002 tarihli ve 4759 sayılı Kanun’la kademeli yaş ve prim gün şartı yeniden belirlenmiştir.
Dolayısıyla emeklilik sisteminde bir ara yapılan kanuni düzenlemelerle yaş şartı kaldırılmışken, 1999 yılında 4447 sayılı Kanunla yapılan yasal düzenleme ile diğer şartlar yanında emeklilik için belirli yaşı da doldurma şartının getirilmesi, emeklilik için gerekli prim gün sayısını/hizmet yılını doldurduğu halde birçok kişinin yaş şartına takılmasına yol açmıştır. Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) konusu /sorunu işte bu şekilde ve belirtilen nedenlerle ortaya çıkmıştır.
4447 sayılı Kanun öncesindeki emeklilik şartları
4447 sayılı Kanun’un 8 Eylül 1999 tarihinde yürürlüğe girmesinden önceki emeklilik şartları aşağıdaki şekildedir.
4447 sayılı Kanun’la getirilen düzenleme
4447 sayılı Kanun’un 8 Eylül 1999 tarihinde yürürlüğe giren hükümleri ile, ilk kez sigortalı olunan tarihe göre emeklilik yaşı ve prim gün sayısı kademelendirilmiştir.
Bu çerçevede, aşağıdaki tablolardan da görülebileceği üzere SSK (5510/4 (a) kapsamında çalışanlardan EYT kapsamına ilk sigortalılık başlangıcı 8/9/1999 ve öncesi olup, prim gün sayısı ve sigortalılık süresini doldurmuş, ancak yaşını dolduramamış olanlar girmektedir.
SSK (5510/4 (a) kapsamında çalışanlardan ilk sigortalılık başlangıcı 8/9/1999 ve öncesi olan kadın ve erkek çalışanların mevcut emeklilik şartları yandaki tablolarda gösterildiği şekildedir.
Dolayısıyla, olası bir EYT düzenlemesinde, kadın ve erkek çalışanlar ilk sigortalılık başlangıcına göre belirlenecek olan sigortalılık süresi (kadınlar için 20 yıl, erkekler için 25 yıl) ve prim gün sayılarını (5000 ila 5975 gün) doldurmuş olmaları durumunda (farklı bir prim gün sayısı ve yaş şartı getirilmeyecek olursa) yukarıda belirtilen yaşları doldurup doldurmadıklarına bakılmadan emekli olmaları mümkün olabilecektir.
Cumhurbaşkanı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ve bazı yetkili kişiler tarafından yapılan açıklamalara göre, EYT konusu ile ilgili düzenlemenin Aralık/2022 veya Ocak/2023 ayında TBMM’ye geleceği anlaşılmaktadır.
Dolayısıyla, EYT ile ilgili olası düzenlemenin yasalaşma süreci ve SGK’nın bilgisayar programı hazırlığı ve ikincil mevzuat düzenlemeleri için gerekli olan süre de dikkate alındığında, EYT ile ilgili düzenlemenin Temmuz/2023 ayında yürürlüğe gireceği ve bu tarihten sonra başvuruların alınabileceğini söyleyebiliriz.
EYT kapsamında kaç kişi olduğuna dair resmi bir açıklama olmamakla birlikte bu durumda toplam 4-5 milyon kişi olduğu, ancak, yaş dışında prim gün sayısı ve sigortalılık süresini doldurmuş (hemen emekli olabilecek) yaklaşık 1-1,5 milyon kişi olduğu ifade edilmektedir.
SGK istatistiklerine göre yılda ortalama 300 bin kişiye emekli aylığı bağlanmaktadır.
Dolayısıyla, EYT ile ilgili yasa çıktığında ve 1-1,5 milyon kişinin emekli olmak için başvuru yaptığında SGK'nın mevcut iş yükü 3-4 kat artacağından, Kurumun bununla ilgili gerekli planlamayı da şimdiden yapması gerekecektir.
EYT düzenlemesinin çalışma hayatına olası etkileri
Yaş şartı aranmadan, kişilerin belli prim gün sayısı ve sigortalılık süresini dolmalarına bağlı olarak emekli olmalarının gerek mikro düzeyde işletmelere, gerekse makro düzeyde genel ekonomik göstergelere bazı yansımaları olacaktır.
AŞAĞIDA BAZI OLASI ETKİLERE DEĞİNİLMİŞTİR.
1) EYT düzenlemesi nedeniyle vergi ve sigorta prim yükünün artma olasılığı
Bakanlık ve SGK tarafından çıkacak olası EYT düzenlemesinden kaç kişinin hemen emekli olabilecek şartları taşıdığına ilişkin resmi bir sayı belirtilmemiş ise de, yapılan bazı açıklamalara göre, EYT kapsamına giren kişi sayısının yaklaşık 4-5 milyon kişi olduğu, bunlardan yaklaşık 1,5 milyon kişinin prim gün sayısı ve sigortalılık süresini tamamladığından hemen emekli olabileceği, geriye kalanların da zaman içinde prim gün sayısı ve sigortalılık süresini tamamlamalarına bağlı olarak emeklilik hakkı elde edecekleri anlaşılmaktadır.
Şu anda en düşük emekli aylığı 3.500 olup, bu tutarın altında bağlanan SGK aylıkları ile aradaki fark ise genel bütçeden karşılanmaktadır. EYT kapsamında 1 milyon kişinin hemen emekli olduğunu varsaydığımızda, EYT nedeniyle SGK'ya aylık 3,5 milyar, yıllık 42 milyar lira ilave yük (bütçe açığı) gelecektir. 2023 yılında alt sınır emekli aylığı seviyesinin yükseltilmesi durumunda bu açık daha da artacaktır.
EYT düzenlemesinin ortaya çıkaracağı mali yük, ya sigorta prim oranlarının/prime esas kazanç matrahının artırılması, ya vergi oranlarının yükseltilmesi, ya da genel borçlanma yoluyla finanse edilmeye çalışılacaktır.
Bu durum ise, işletmelerin iş gücü maliyetlerini artıracak, finansmana erişimlerini güçleştirecektir.
2) Kıdem tazminatı yükü
1475 sayılı İş Kanunu’nun “Kıdem tazminatı” başlıklı halen yürürlükte olan 14. maddesine göre;
- 4857 İş Kanunu’na tabi işlerde çalışmakta olup, yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla işten ayrılan ve işveren nezdindeki bir yıllık çalışma/kıdem süresini de doldurmuş olan işçilere,
- Mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 60. maddesinin 1. Fıkrası’nın (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı Kanunun Geçici 81.maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılanlara,
İşe başladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince her geçen tam yıl için 30 günlük ücreti tutarında ve bir yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden kıdem tazminatı ödenmesi gerekmektedir.
Buna göre, EYT düzenlemesinden yararlanarak emekli olup, işten ayrılacaklara yapılacak olan kıdem tazminatı ödemeleri, fesihle birlikte muaccel hale gelecek olup 14. madde ve 4857 sayılı İş Yasası’nın 120. maddesi gereğince iş sözleşmesinin feshi tarihinde nakden ve def'aten ödenmesi gerekecektir.
EYT düzenlemesinin en geç 2023 yılı Ocak ayı başında kanunlaşması beklendiğinden, hem 2023 yılının seçim yılı olması, hem de 2022 yılı enflasyonunun yüksek olacağına ilişkin tahminler nedeniyle asgari ücrette de %40 gibi bir artış olabileceğine ilişkin beklentilerin ve dolayısıyla kıdem tazminatı hesabına katılan giydirilmiş ücret kalemlerinde de aynı oranlarda yapılacak iyileştirmelerin de etkisine bağlı olarak kıdem tazminatı ödemelerine ilişkin işverenlerin karşılaşacakları yük de önemli miktarda artacaktır.
3) Yıllık izin ücreti yükü
Yıllık ücretli izin alacağı bir ücret olmasına karşın akdin feshinde kesinleşen bir alacak olduğundan ve fesih tarihi itibarı ile yıllık izin kullanılmamış olduğundan yerleşik Yargıtay kararlarına göre tazminatlar gibi iş sözleşmenin feshi ile muaccel hale gelmektedir.
Ancak, uygulamada genellikle kullanılmamış yıllık izin ücretleri iş sözleşmesinin feshi tarihini izleyen ilk ücret ödeme döneminde ödenmektedir.
EYT düzenlemesi sonrası çalışanların işten ayrılmaları halinde, hak edipte kullanmadıkları izin sürelerine ilişkin ücretlerinin de işyerlerince ödenmesi gerekecektir.
4) Bazı istihdam teşviklerinden yararlanamama
Şu anda işverenlerin yararlanabileceği pek çok istihdam teşvik ve desteği bulunmaktadır.
Ancak, bazı istihdam teşviklerden yararlanılabilmek için diğer şartların yanı sıra belli dönemdeki (6 ay, 1 yıl) işyeri işçi sayısına ilave olarak işçi çalıştırma şartı bulunmaktadır.
Dolayısıyla, EYT düzenlemesi sonrası işten ayrılmalar nedeniyle ilgili ayda söz konusu sigortalı sayılarının altına düşülmesi halinde yararlanılmakta olan bazı teşviklerden yararlanamama söz konusu olabileceğinden işverenlerce bu teşvik kayıplarının giderilebilmesi için teşvik hakkı olan sigortalıları işe alma yönünde planlama yapmaları gerekecektir.
5) Emekli olup, SGDP'li çalışmaya devam edecek personelden dolayı teşviklerden yararlanamama
Halen teşviklerden yararlanma hakkı olan, ancak EYT düzenlemesi sonrası emekli olarak aynı veya başka bir işyerinde sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışacak olan sigortalılardan dolayı 5 puanlık prim indirimi teşviki de dahil sigorta primi teşviklerinden yararlanılması mümkün olmadığından bu durumun da işverenlerce dikkate alınması gerekecektir.
Bu bağlamda, 2022 yılı 01.07.2022 – 31.12.2022 dönemi için geçerli olan 6.471,00 TL asgari ücret üzerinden %5 teşvik tutarı 323,55 TL olup, EYT düzenlemesi ile emekli olup çalışacaklardan dolayı söz konusu teşvikten yararlanılamayacaktır.
6) Emekli personel istihdamının işveren açısından daha maliyetli olması
2022 yılı 01.07.2022 – 31.12.2022 dönemi için geçerli olan 6.471,00 TL asgari ücret üzerinden normal çalışan için işveren maliyeti 7.603,43 TL iken, emekli olarak çalışmakta olanın maliyeti ise 8.056,40 TL’dir. Dolayısıyla, EYT düzenlemesinden yararlanarak emekli olan personelin çalıştırılması durumunda işveren maliyeti kişi başı 452,97 TL daha fazla olacaktır.
7) Deneyimli ve tecrübeli personelin işten ayrılması
EYT kapsamında emekli olacak kişilerin büyük bir çoğunluğu 20 yıldan daha fazla iş hayatında olan kişilerdir. Bunların önemli bir bölümü de görevleri ve yaptıkları işler gereği işletmelerin kilit personel pozisyonundadır.
Bazı işletmeler, personelini emekli olduktan sonra da istihdam edebilmekte ise de, bazı global firmaların emekli personel çalıştırmama politikası bulunmaktadır.
Dolayısıyla, olası EYT düzenlenmesinden yararlanarak emekli olmayı tercih edecek olan personelden dolayı pek çok işletme tecrübeli ve deneyimli personelini kaybedebilecektir.
8) Kayıtdışı istihdamın artma olasılığı
Henüz emeklilik hakkını elde etmemiş kişiler, hem prim gün sayısını tamamlayabilmek, hem daha yüksek emekli aylığı alabilmek, hem de sağlık güvencesinden yararlanabilmek için sigortalı (kayıtlı) çalışma konusunda daha hassas ve bilinçli davranmaktadırlar.
Emekli olduktan sonra Sosyal Güvenlik Destek Primi (SGDP) ödeyerek çalışma durumunda ise, sosyal güvenlik sistemine ödenen primlerin emekli aylığına hiçbir katkısı olmamakta, sadece iş kazası ve meslek hastalığı durumunda bir sosyal koruma sağlamaktadır.