“Enerji verimliliği olmadan Paris İklim Anlaşması'na uyum çok zor"

VERİMDER, Anadolu Buluşmaları’nın 25’incisini Kayseri’de gerçekleştirdi. Toplantıya katılan uzmanlar ve yerel yönetim temsilcileri, enerjinin önemli bir bölümünün konutlarda tüketildiğine ve yapılarda enerji verimliliğinin kritik önem taşıdığına vurgu yaptılar. Konuşmacılara göre; “Binaları enerji verimli hale getirmeden Paris İklim Anlaşması’nın yükümlülüklerini yerine getirmek mümkün değil.”

Hilal Sönmez |

Hilal SÖNMEZ/KAYSERİ

Yapılarda Enerji Verimliliği Derneği (VERİMDER) 2017’de başladığı Anadolu Buluşmaları toplantısının 25’incisini Kayseri’de gerçekleştirdi. Dalmaçyalı sponsorluğunda gerçekleştirilen toplantının ana gündem maddeleri binalarda enerji verimliliği ve ısı yalıtımı olurken, bu konuda toplumsal bir bilinç oluşturulması ve hızlı bir şekilde harekete geçilmesi gerektiği üzerinde duruldu.

Türkiye’nin dört bir yanında enerji tasarrufu ve ısı yalıtımı seferberliği başlatan VERİMDER’in İcra Kurulu Başkanı ve toplantının moderatörlüğünü yürüten Prof. Dr. Emre Alkin, “Sanayi bakanlığımızın kendi verisini söylüyorum, sanayide tüketilen enerjiden daha fazlası binalarda tüketiliyor. Maalesef Türkiye’de binalarımızın yüzde 80'i enerji verimliliğine uygun değil. Yani bizim bir seferberlik başlatmamız gerekiyor. Hem inşaatı yapan müteahhidi hem de binayı alan vatandaşı bilgilendirmek lazım. Bunun ne kadar önemli bir konu olduğunu ve kendisine ne kadar fazla fayda sağlayacağını anlatmalıyız. Biz de bunun için bu toplantıları düzenliyoruz” dedi. Alkin, ayrıca Rusya-Ukrayna Savaşı’nın döviz kuruna, enflasyon ve kaynak maliyeti üzerindeki etkisine de dikkat çekerek, “Dolayısıyla bizim yapacağımız iş enerji verimliliği sağlayacak yatırımları yapmak. Hep beraber bu konuda toplum bilinci oluşturmalıyız. Enerji verimliliğini bize yakıştığı şekliyle ortaya koymalıyız. Bu israftan kurtulmalıyız” diye konuştu.

“Enerji üzerinden siyaset yapılmamalı”

Alkin’den sonra Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç söz aldı. Büyükkılıç, Kayseri’de bu alanda yapılan çalışmalar hakkında bilgiler verdi ve yerel yönetimlerin bu konuda daha fazla sorumluluk üstlenmesi gerektiğini söyledi. Büyükkılıç şöyle konuştu: “Şu ana kadar Kayseri’de doğalgazda hiçbir sıkıntı yaşamadık. Yalıtımda da aynı durumdayız. İlçe belediyelerimiz ve büyükşehir olarak özellikle merkezlerdeki binalarımıza hem görüntü kirliliğini önleyecek hem de ısı yalıtımını sağlayacak çalışmalar yaptık. Yalıtım konusunda Kayserili bu işi çok sevdi, çünkü bu işe inandı. Şu anda zaten hem bakanlığın verdiği talimat hem de aklın gerektirmesiyle eski binaların izolasyonunu, yeni binaların da konuya uyması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bir kişi bir grup değil, toplum olarak bu konuya inanmalı ve sahiplenmeliyiz. Türkiye’nin İran ve Rusya ile dostluk ilişkilerini sürdürmesi kadar doğal bir şey olamaz. Çünkü koridor konumundayız. Yine kendi doğalgaz çalışmalarımızı da sürdürüyoruz. Buradan harekette şunu söyleyeyim, enerji üzerinden siyaset yapılmamalı. Bizim devletimiz enerjiyi ucuza maliye edip, pahalıya satmıyor. Halkı için en uygun şekilde yardımcı oluyor. Bedava dağıt şeklinde popülist bir söylemle hareket etmek doğru değil. Yerel yönetimler olarak mevcut enerjimizi en verimli nasıl kullanırız konusunu sahiplenmemiz gerekir. Üzerimize ne düşüyorsa biz varız. Tüketim konusunda da toplumu bilinçlendirmemiz gerekiyor. Üreterek değil, tüketerek kazanalım felsefesini hayata geçirmeliyiz.”

“Sadece bilinç oluşturmak değil harekete geçmek de önemli”

VERİMDER Dernek Başkanı Çağdaş Korkmaz ise konuşmasına VERİMDER hakkında bilgiler vererek başladı. Ardından dünyada ve Türkiye’de özellikle konutlardaki enerji verimliliğinin önemine yönelik açıklamalarda bulunarak, “Dünya şu anda enerji krizinin eşiğinde. Dolayısıyla enerji verimliliği ve tasarruf konuları çok daha öne çıkıyor. Binaların enerji verimliliğinin sağlanması da kritik bir noktaya geldi. Ülkemizde 25 milyon konuttan yüzde 80’e yakının enerji verimsiz olarak imal edildiğini biliyoruz. Binaların enerji verimli hale getirilmediği durumda sürdürülebilir bir geleceğin gerçekleşme şansı söz konusu değil” dedi. En önemli konu başlıklarından birinin iklim olduğuna da dikkat çeken Korkmaz, “2021 yılında Türkiye Paris İklim Anlaşması’nı imzaladı. Bu anlaşma imzalandıktan sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın adı değişti. Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı oldu. Bizim artık bir iklim politikamızın oluşması gerekiyor, çünkü bu anlaşmayı imzalayarak 2030 yılında, mevcut şartlara göre karbon emisyonlarımızı karbon salınımlarımızı azaltmayı taahhüt ettik. Ülkemizdeki sera gazı salınımlarının yüzde 40’a yakını binalardan kaynaklanıyor. Biz binalarımızı enerji verimli hale getirmeden ne o anlaşmanın yükümlülüklerini ne de gelecekte çok daha yaşanır bir ülke ve dünya oluşturma şansımız ne yazık ki söz konusu değil. Bu kapsamda bilinç seviyesi önemli, ancak sadece bilinç oluşturmak değil harekete geçmek de önemli” ifadelerini kullandı.

“Türkiye üretmeye devam edecek”

DÜNYA Gazetesi (NBE) Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ da, konuşmasında “tüketirken kazanma ve döngüsel ekonomi” başlıkları üzerinde durdu. Tasarrufun da üretim kadar önemli olduğunu ifade eden Güldağ şunları söyledi: “Karadeniz’de çıkan doğalgazımız önemli ama binalar, sanayi ve diğer alanlarda da bunu hayata geçirebilirsek Karadeniz’de çıkaracağımız gaz kadar bir tasarrufu da binalarımızdan elde etmiş olacağız. Kötümser-iyimser yaklaşımlarının çağımızda, hele ki bu karışıklık ve belirsizlik ortamında çok geçerli olduğunu düşünmüyorum. Sorunlarımızı mutlaka masaya koyacağız, eleştirilerimizi de yapacağız ama hepimizin pozitif olması gerekiyor. Pozitif gerçekçilik en iyisi diye düşünüyorum. Türkiye olarak biz zaten bu konuda iddialı bir hedefi ortaya koyduk. 2053 yılında karbon emisyonlarımızı nötr hale getireceğimizi söyledik. Bu durumun ister istemez bir takım bedelleri olacak. Durgunluklar olabilir ama bizim üretimlerimiz artıyor. Yatırımlarımız büyüyor. Dünyada karbon emisyonlarının yüzde 50’sinden fazlasını ABD, Çin, Hindistan ve Avrupa Birliği ülkeleri ortaya çıkarıyor. ABD’de de kişi başına düşen karbon salınımı yılda 19.8 ton, Çin’de 9.7 ton, Avrupa’da 6.1 ton, Türkiye 7.1 ton. Çin ve Hindistan’la birlikte bizimki de artıyor. Çünkü biz üretmeye devam ediyoruz. Ve önümüzdeki dönemde muhtemelen tedarik zincirleri hasar gördüğünde Türkiye’nin karşısına ticaret fırsatları daha da fazla çıkacak. Türkiye daha da fazla üretmeye devam edecek. Bizim buna bütünlüklü bakmamız lazım. Sanayimizde de bunlara el atarken mutlaka bozuk tarafında, sosyal hayatta da enerji verimliliğini ön plana çıkarabiliyor olmamız lazım. Çünkü bu bizim için artık hayat memat meselesi. Bu işe bütünlüklü bakarken yeşil dönüşümü de kendimiz için bir avantaja dönüştürmeliyiz. Bu işin içinde bütünlüklü olarak yer almalıyız.”

“Dünyada ilk 10 ekonomi arasına girmek hepimizi mutlu eder”

Konutlardaki ısı yalıtımları için çeşitli desteklerin verilmeye başlandığını ancak bunların yeterli seviyede olmadığını kaydeden Hakan Güldağ, şöyle devam etti: “Seferberlik ilan edeceğimiz bir tarzda bu işi yapmamız gerekir. Çünkü resmen para yakıyoruz. Bizim o paraya ihtiyacımız var. Yatırım için ihtiyacımız var. Diğer alanlarda da ihtiyacımız var. Ayrıca çevreyi de korumamız lazım. Bu iş son derece ciddi. Dünya 1800’den bu tarafa bir derece ısındı ama o ısınma hızla artıyor. 1800’den bu tarafa dünya nüfusu 6 kat artmış, ama dünya ekonomisi 68 kat büyümüş. Şimdi biz hala büyümeye devam ediyoruz. Ülkemiz ve başka ülkelerde büyümeye devam ediyor. 1800’lerde 36,5 dere olan sıcaklık 37,5 dereceye geldi ve rahatsızlıklar başladı. İklim değişiklikleri, seller ve benzeri durumlar daha da çok artacak. Söylendiği gibi bir buçuk derece daha artarsa sıcaklık, 39 derece doğru gelmeye başlayacağız ve bu hastalık demek. Ağaç böcek romantizmine kendimizi kaptırmayalım, neyin ne olduğunu bilelim. Bunun bir rekabet gücü stratejisi olduğunu anlayalım ve ona uygun davranalım, teşvik edelim. Ama aynı zamanda dünyayı da düşünerek hareket edelim. Dünyada ilk 10 ekonomi arasına girmek hepimizi mutlu eder. İlk 10'a gireceksek dünya vatandaşlarına nerede yaşamak istersin diye sorulduğunda, onların da ilk 10 içinde Türkiye’yi söyleyebilmesi çok önemli. Bu da burayı temiz tutmakla, buraya değer vermekle, gereken değişimi gerçekleştirmekle mümkün.”

“İhtisas GES ve RES OSB’ler kurulsun”

Toplantıda konuşan KAYSO Meclis Başkanı Abidin Özkaya, konunun tüm paydaşları ve yöneticiler tarafından değerlendirilmesini isteyerek bir öneride bulundu. Özkaya, “Enerjiyi en verimli haliyle kullanmamızın zamanı geldi. Enerji kullanımından çok sıkıntılı bir sanayiciyim. Bir önerim var. Kamuoyunda gündeme gelmesinde fayda var. Enerjimizin büyük kısmını ithal ediyor ve çeşitli ülkelere de döviz ödüyoruz. Ayrıca yeni yatırım için enerjiye ihtiyacımız var. Enerjiye bu kadar ihtiyacımız varken, tarım bakanlığımızın tarım alanı dediği ama ekilip biçilmeyen yerler gözden geçirilerek, sanayi bölgelerine en yakın yerlere ihtisas güneş OSB’ler ve RES OSB’ler kurulabilir. Örneğin herhangi bir A OSB’nin toplam enerji ihtiyacına göre, A OSB’ye en yakın kullanılmayan bir mera ya da tarım alanı gibi yerlerde İhtisas GES, ihtisas RES OSB’ler kurularak enerji üretimi yapılabilir” dedi.

Toplantıya, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, Kayseri Üniversitesi (KAYÜ) Rektörü Prof. Dr. Kurtuluş Karamustafa, Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Kamil Akçadırcı, KAYSO Meclis Başkanı Abidin Özkaya, KİGDER Başkanı Sema Karaoğlu, KAYSİAD Başkanı İbrahim Yılmaz, VERİMDER İcra Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emre Alkin, VERİMDER Dernek Başkanı Çağdaş Korkmaz, DÜNYA Gazetesi (NBE) Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ ve çok sayıda katılımcı yer aldı.

Sıfır araçlarda kampanya yarışı başladı! İşte yılsonu fırsatları... Sıfır faiz, takas desteği! Finansal performansın anahtarı: Dupont analizi AKOM açıkladı: İşte fırtına ve yağışın İstanbul'a bilançosu Öğretmenlerin 24 Kasım beklentisi: Birer maaş ikramiye Türkiye dünyanın en sinirli ikinci ülkesi oldu! Trump Hazine Bakanı adayını açıkladı: 'Amerikan rüyasının' bir örneği