Ekonomistler Merkez'in kararını nasıl yorumladı?
Merkez Bankası deprem felaketi sonrasında Kasım 2022’de ara verdiği faiz indirimlerine yeniden başladı. 50 baz puanlık ‘ölçülü’ indirimi sonrası ekonomistler gerek yatırım kredileri gerekse finansal koşullarda Merkez Bankası’nın daha aktif olacağı yorumları yaptı.
Haber Merkezi |Şebnem TURHAN - Şenay ZEREN
Merkez Bankası, Türkiye’nin yaşadığı büyük deprem felaketi sonrası ilk Para Politikası Kurulu toplantısında politika faizini 50 baz puan indirerek yüzde 9’dan yüzde 8,5’e çekti. 50 baz puanı ‘ölçülü indirim’ olarak tanımlayan Merkez Bankası’nın kararı hem deprem hem de seçim kaynaklı enflasyonist etkileri gözettiği yorumlarına yol açtı.
Ekonomistler Merkez Bankasının faiz kararını ve karar metnindeki detayları değerlendirdi.
Yatırım kredilerinde daha aktif olabilir
TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Atılım Murat
Merkez Bankası’nın yaptığı sembolik bir indirim. Yüzde 57,68 enflasyon varken politika faizini 50 baz puan indirmiş, beklenti 100 iken 50 gelmiş önemi yok. Merkez Bankası en azından piyasaya deprem ortamında desteklemeye hazırız mesajı veriyor. Depremin etkilerinin değerlendirdiğini söylüyor çok da etkili olmayacağını söylüyor ki makul bir açıklama. Bir iki çeyrek görebiliriz etkisini sonrasında muazzam bir yatırım harcaması olacağı için kamu harcamalarının ve özel sektör yatırımlarının pozitif etkilerini sonraki çeyreklerde görebiliriz. Merkez Bankası depremin etkileri gözleniyor derken enflasyon üzerinde çok fazla etkisi olmayabileceğini söylüyor.
Deprem bölgesinin Türkiye’nin tarım sektörünün payının yüzde 15 olduğunu biliyoruz, gıda fiyatları üzerinden enflasyona 5-10 puanlık katkı rahat gelir. Kamu harcamaları artacak, Hazine borçlanacak ama depremin enflasyona etkileri konusunda Merkez Bankası rahat görünüyor. Ancak enflasyon başımızı ağrıtacak gibi görünüyor. Destek konusunda ise uzun süredir kalkınmacı merkez tartışması var. Deprem ekonomisi çerçevesinde Merkez Bankası’nın bürünmek istediği bir rol yine bu. Bir süredir yatırım kredileri veriyorlar bunun daha fazla verileceğini ve selektif direkt deprem bölgesine yatırım odaklı olarak verilmesi öne çıkabilir. Yatırım kredisi çerçevesinde daha aktif Merkez Bankası görebiliriz.
Deprem bölgesine yönelik selektif kararlar gelebilir
Fortuna Capital CEO'su Dr. Altuğ Özaslan
Merkez Bankası, 100 baz puan indirim beklentisine karşın 50 baz puan indirim yaparak piyasayı şaşırttı. Politika faizi ile reel ve finansal piyasalardaki faizler arasındaki ilişki koptuğu için mevcut faiz seviyesinin etki alanı Merkez Bankası ile bankalar arasındaki repo ve swap fonlama maliyeti, kredi kartı gecikme ve nakit avans tavan faizi ve selektif kredi faizi ile sınırlı hale gelmişti. PPK metninde, faiz indiriminin yeterli olduğunu düşünüyoruz diyerek de arz-talep dengesizliği sebebiyle zaten sıcak olan iç tüketimin daha da fazla ısınmasını istemiyoruz deniliyor çünkü kredi kartı gecikme ve nakit avans faizleri tavanının çok aşağı gelmesi, negatif reel faizin daha da genişlediği bir ortamda iç tüketimin ateşini harlayacaktı. Her ne kadar %9 politika faizi de mevcut konjonktürde bana göre ne kadar yeterli olsa da Merkez Bankası’nın buradayız, izliyoruz ve görüyoruz demek amacıyla faiz indirim miktarını düşük tutmasını olumlu ve yapıcı bulduğumu belirtmek isterim.
Ülkemizde yaşanan vahim afetin, kısa vadede büyümeye sınırlı negatif etkileri olacağı ve orta vadede pozitif katkıları olacağı görüşüne de katılıyorum. Ocak ayındaki PPK metninden sonra da aldığım mesaj şubat ayında faiz indirimi olacağı yönündeydi, bu minvalde bugün yapılan faiz indiriminin sınırlı kalması Merkez Bankası’nın seçim sebebiyle mali genişlemenin olduğu, ihracat piyasalarımızdaki büyüme endişeleri ve enerji ithalatı sebebiyle ödemeler dengesi üzerinde risklerin bulunduğu bir dönemde, enflasyonu kontrol etmek konusunda da, ödemeler dengesine gösterdiği hassasiyeti göstermeye başladığına işaret ediyor. Metinde geçen, yaşanan felaketin etkilerinin en düşük seviyelere indirilmesi ve gerekli dönüşümün desteklenmesi amacıyla uygun finansal koşulların oluşmasını önceliklendirecektir, vurgusu da faiz kararından ziyade bölgesel olarak gerekli finansal desteklerin ve koşulların farklı şekilde sağlanacağını bize gösteriyor. Yakın zamanda TCMB’den sadece deprem bölgesine yönelik selektif yeni kararların gelebilme ihtimalini yüksek buluyorum.
Makroihtiyati önlemler ön plana çıkabilir
Coface Türkiye Ekonomisti Seltem İyigün
Merkez Bankası’nın geçen ay metinde yaptığı değişiklikle zaten faiz indirimine gitmesini bekleniyordu. Ancak depremin kısa vadede büyüme üzerindeki beklenen etkisinin aşağı yönlü olması nedeniyle, geçen toplanı sonunda oluşan beklentilerden daha yüksek bir faiz indirimine gideceğini piyasa tahmin etmişti. Metinden anladığımız kadarıyla Merkez Bankası, depremin enflasyon üzerinde de olası yukarı yönlü etkileri nedeniyle temkinli bir adım atmayı tercih etti ve bu faiz seviyesinin yeterli olduğunu takdir etti. Deprem nedeniyle gerekli dönüşümün desteklenmesine ilişkin ifade, depremin kaynak ihtiyacını artırdığına işaret ediyor. Bu kapsamda, hem para politikası hem de makroihtiyari önlemler ile mevduatların desteklenmesi ve kredilerin söz konusu dönüşümün gerçekleştirilmesi amacıyla kullanılması ön plana çıkabilir. Fakat bu ortamda, aktarım mekanizmasının işlevsel çalışmasının gerekliliği de ortaya çıkıyor. Bunun için de enflasyon beklentilerinin kontrol altına alınabilmesi lazım. 12 ay sonraki beklenti %30 civarında sabit ancak sene sonu beklentileri şubat ayında yine bozulma gösterdi. Ekonomide kullanılan kaynak vadesinin uzayabilmesi için aktarım mekanizmasının sağlıklı çalışması önem taşıyor.
İndirim deprem nedeniyle şirketlere verilen destek olarak görülebilir
Hikmet Baydar - Ekonomist
Yabancı yatırım kuruluşları 100-150 baz puan indirimden bahsederken, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) 50 baz puan indirim yaptı. Ekonomistler ikiye ayrılmıştı. Burada orta yol bulunmuş oldu. Merkez Bankası, ihtiyatlı davrandı.
Merkez Bankası, son yaptığı düzenlemelerde mevduat tavanını kaldırarak bankaların önünü açmıştı. Bankalar da faiz yükselterek, mevduatları korumak hatta artırma imkanı buldu. Deprem nedeniyle kaynak ihyacı arttı. O yüzden tasarruf daha önemli hale geldi. O yüzden Merkez Bankası, bir yandan indirim beklentilerine cevap verirken; diğer yandan tasarruf birikmesi konusundaki hassasiyetini de ortaya koydu.
50 baz puan indirimi de deprem nedeniyle şirketlere verilen destek şeklinde değerlendirebiliriz.
Kararın etkili olabilmesi için sektörleri destekleyici adımlar atılmalı
Murat Özsoy - Biz Finansal Danışmanlık Kurucusu
Merkez Bankası’nın küresel ve yurt içi ekonomik görünüme dair genel tespitlerinde herhangi bir değişime gitmediğini görüyoruz. Eğer deprem felaketi de olmasaydı politika faiz oranında da bir indirime gitmeyeceğini anlıyoruz. 50 baz puanlık indirim ile alakalı ‘ölçülü’ nitelendirilmesinin yine bu gerekçe ile örtüşmek amacıyla kullanıldığını düşünüyorum.
Merkez Bankası en basit anlamda ve yalın bir ifade ile, aslında faiz indirmeyecektim ama deprem felaketi nedeniyle gerekli toparlanmaya bir destek vermek amacıyla bunu yaptım diyor. Genel görünümde ise, mevcut enflasyonist ortama baktığımızda bu indirimin genel ekonomik görünümde herhangi bir etki yaratacağını da pek düşünmüyorum. Bu kararın etkili olabilmesi için bankaların reel sektörün uygun maliyetler ile finansmana ulaşması konusunda kredi fiyatlamalarında da aynı paralelde sektörleri destekleyici adımlar atmaları gerekiyor.
Depremin etkilerini sadece 10 ilimiz ile sınırlı kalmayacağını, tüm ülke genelindeki tedarik zincirlerini de etkileme riskini de göz önüne alırsak, finansmana erişim konusunda ülke genelinde topyekün bir eylem planı uygulanması gerekiyor. Merkez Bankası “Depremin 2023 yılının ilk yarısındaki etkileri yakından takip edilecektir” derken de bu konuda durumun takipçisi olacağı mesajını vermiş oluyor diye düşünüyorum. Faiz indirimi genellikle deprem ile ilişkilendirildiği için de haliyle 50 baz puanlık indirimin bankaların hisse fiyatlarındaki sınırlı yukarı yöndeki hareket haricinde faiz kararı ardından piyasada çok ciddi etkiler gözlemlemediğimi de söyleyebilirim.