Ekonomide daralma ufukta göründü, enflasyon hedefleri zorlanıyor

Üretim ve ihracata yönelik son dönem verilere bakıldığında işaret ettikleri ortak nokta, ekonomide soğumanın beklenenden zor mu olacağı sorusunu da beraberinde getiriyor. Ekonomide daralma beklentileri artarken, enflasyonda hedefin tutması zor görünüyor.

Şeyda Uyanık |

Yüksek enflasyon sürecinde Türkiye’de sürdürülen enflasyonla mücadele programında veriler de yakından izleniyor. Üretim ve istihdama yönelik verilerle tüketim verilerinde görülen trendler, enflasyonda iyileşmeye ne kadar etkili olduğu da inceleniyor.

Bugün açıklanan İSO Türkiye İmalat PMI 47,9 puandan, temmuz ayında 47,2 puana gerileyerek, üst üste beşinci ayda da azalış gösterdi. Eşik değer olan 50,0’nin altında kalan veride, Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Ünalmış’ın paylaşımında ifade ettiği veriler grafikte görülebiliyor:

“İstanbul Sanayi Odası Türkiye Sektörel PMI verisi sanayi üretiminde yavaşlamanın sürdüğüne işaret ediyor. Gıda dahil tüm sektörlerde üretim yavaşlamış temmuz ayında.”

Uzun süredir ilk defa tüm alt sektörlerde daralma 

Prof. Dr. Ali Hakan Kara’nın da dikkat çektiği gibi tüm alt sektörlerde daralma görülüyor.

Bir gün önce açıklanan MÜSİAD SAMEKS (Satınalma Müdürleri Endeksi) verisinde de bileşik endeks aylık bazda 9,3 puan azalırken, 45,6 değerinde ve 50 olan eşik değerin altında gerçekleştiği görüldü.

Hem sanayi sektörü hem de hizmetler sektöründe gerileme dikkat çekti.

"Üretim, tüketimden daha hızlı tepki veriyor"

Yine bir gün önce açıklanan dış ticaret verilerinde de açığın daraldığı görülürken, Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ensar Yılmaz’ın dış ticaret verilerine yönelik değerlendirmesi de şu şekilde oldu:

“i. Cari açıktaki iyileşme ithalattaki düşmeden kaynaklanıyor büyük oranda.

ii. Tüketim ithalatı durmuyor, ara malı ithalatı hızlı düşüyor.

iii. Üretim (ara-malı) tüketimden (tüketim ithalatı) daha hızlı tepki veriyor.

iv. Eşitsizlik bu talebin temel dinamiği.”

Tüketimdeki daralmanın istenilen seviyede olmadığı dış ticaret verilerine yansırken, üretimdeki yavaşlamanın parasal sıkılaşmanın sürdürülmesiyle görülmeye devam edeceği de verilerden anlaşılıyor.

Ekonomi daralıyor mu?

Prof. Dr. Fatih Özatay’ın “Ekonomi daralıyor mu?” başlıklı Nasıl Bir Ekonomi gazetesindeki köşe yazısında da bahsettiği öncü göstergeleri ele alan akademik çalışmalar da büyüme verilerinde “daralmaya” işaret ediyor.

Özatay, yazısına yönelik paylaşımında, “3. çeyreğin 2. çeyreğe kıyasla daha zorlu geçeceği aşikâr. 2. çeyrekte küçüldüyse ekonomi, 3. çeyrekte haydi haydi küçülmesi beklenir. 4. çeyreği ve 2025’i kurtarmanın yolu erken bir faiz indirimi değil; programın eksikliklerinin azaltılması ve zamanında faiz indirimi. Özellikle de ilki.” derken, işaret ettiği Ozan Bakış ve Tarık Kocar imzalı BETAM araştırmasında da büyüme değerlendirmesi şu şekilde oldu:

“Kesinleşen nisan, mayıs ve kısmen açıklanan haziran ayı GSYH öncü göstergeleri ile yaptığımız hesaplamalara göre Türkiye ekonomisinin 2024 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine kıyasla yüzde 0,5 oranında küçülmesini bekliyoruz. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış verilerle yaptığımız hesaplamalarla ise 2024 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki çeyreğe kıyasla GSYH’nin yüzde 0,6 azalacağını öngörüyoruz.”

Enflasyon için iyi değil

Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Cem Çakmaklı, Prof. Dr. Selva Demiralp ve Dr. Sevcan Yeşiltaş ile hazırladıkları büyüme tahminlerini şu şekilde paylaştı:

“GSYH 2. çeyrek büyüme tahminimizi güncelledik. 2024 2. çeyrekte önceki çeyreğe göre büyüme %-0,33. Aslında Nisan ayındaki büyük düşüşlere bakarsak bundan daha da düşük olmalıydı, ama soğumanın şiddeti sonraki aylarda durmuş görünüyor. Fakat 2. çeyrekte küçülme hafif de olsa 3. çeyrekte şiddetli küçülmenin kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum.

2024 2. çeyrekte 2023 2. çeyreğe göre büyüme %3,34.

Bütün hesaplamalar (önceki yıla göre büyüme de dahil) mevsimsellikten arındırılmış olarak verilmiştir. Doğrusu budur, herkese TUIK dahil, bunu yapmasını tavsiye ederim.

Ezcümle:

Nisan'da çok şiddetli bir daralma yaşandı. Bazılarımız bunun o ay yaşanan Şeker Bayramı'ndan dolayı olduğunu düşünüyor ama bu tam olarak doğru değil. TUIK mevsim ve takvim etkisi hesaplamalarında dini bayramları da dikkate alıyor. Ama takvim farklarından dolayı hala ufak da olsa bir hata kalıyor. Ama bu kadar şiddetli değil. Fakat, mayıs, haziran ve temmuz aylarında eldeki veriye bakarsak bu daralmanın şiddeti çok azaldı.

Kanımca özellikle kamu tarafı hala topyekûn bir resesyona izin vermiyor. He bu kötü bir şey mi?

Enflasyon açısından bakarsak, evet kötü bir şey.

Merkez Bankamız ne kadar iyi performans gösterse de hedeflerin tutması mümkün değil.”

Deniz Demir'den GSS borçları için soru önergesi Finansal okuryazarlığınızı ücretsiz eğitimlerle geliştirin! Ceyhan Belediye Başkanı'na hapis ve siyasi yasak kararı Kiralık ve satılık ev sayısı arttı, reel fiyatlar düştü! Merkez Bankası faiz kararını açıklayacak: Piyasalar ne bekliyor? “Fed’in faiz indirimi Kamala Harris’i ABD’nin 47. Başkanı yaptı”