DÜNYA'ya konuşan Steve Hanke 'Para Kurulu' önerdi
Johns Hopkins Üniversitesi uygulamalı ekonomi profesörü Steve Hanke, Türkiye'de hiperenflasyon ihtimalinin imkansız olduğunu söyleyemeyeceğini, ancak istatistiksel açıdan bu ihtimalin oldukça düşük olduğunu belirtiyor.
Elif Karaca |Elif KARACA
Hiperenflasyon konusundaki bilimsel çalışmalarıyla öne çıkan Johns Hopkins Universitesi uygulamalı ekonomi profesörü Steve Hanke, istatistiksel açıdan Türkiye'de hiperenflasyon ihtimalinin oldukça düşük olduğunu söyledi. DÜNYA’nın sorularını yanıtlayan Hanke, “Türkiye'de hiperenflasyon ihtimalinin imkansız olduğunu söyleyemem ama istatistiksel açıdan bu ihtimalin oldukça düşük olduğunu söyleyebilirim” dedi. Hiperenflasyonun çok nadir görülen durum olduğunu ve dünya tarihinde bugüne kadar sadece 62 hiperenflasyon vakasının yaşandığını belirten Hanke, “Türkiye, kurumları çok zayıf ve merkez bankası (TCMB) kötü sicile sahip bir ülke olması nedeniyle endemik bir "yüksek" enflasyon sorunu yaşıyor” şeklinde konuştu. Hiperenflasyonun tanımını, akademik literatürde 1956’da kabul edildiği gibi “aylık enflasyon oranı %50'yi aşarsa” şeklinde yapan Hanke, geçmişte bu durumun yaşandığı ülkelerden örnekler de verdi. Bulgaristan’da para kurulu uygulamasına geçilmesiyle birlikte hiperenflasyonun hemen son bulduğunu belirten Hanke, Türkiye için de aynı uygulamayı öneriyor.
Hiperenflasyon nedir, herkesin anlayabileceği şekilde kısa bir tanımını yapabılır misiniz?
Akademik literatürde benimsenen görüşe göre, aylık enflasyon oranının %50'yi aşması durumunda hiperenflasyon sınıflandırması yapılabilir. Bu tanım, 1956'da, Phillip Cagan'ın Milton Friedman editörlüğündeki Studies in the Quantity Theory of Money adlı kitapta yer alan hiperenflasyonla ilgili analizinin yayınlanmasından sonra kabul edildi. Önemli fiyat artışları olan ülkelerde hergün enflasyonu ölçmek için yüksek frekanslı verileri ve Satın alma Gücü Paritesi teorisini kullandığım için Cagan'ın aylık %50 hiperenflasyon eşiğini geliştirdim. Gelişmiş ölçüm teknikleri ile artık hiperenflasyonu, art arda en az 30 gün boyunca aylık %50'yi aşan bir enflasyon olarak tanımlıyorum.
Hiperenflasyon bugüne kadar hangi ülkelerde yaşandı, ne gibi sonuçları oldu?
Dünya tarihinde bugüne kadar 62 hiperenflasyon vakası yaşandı ve bunların tamamı Hanke-Krus Dünya Hiperenflasyon Tablosu’nda görülebilir. En yüksek ve dikkat çekici vakaların başında ise Ağustos 1945'ten Temmuz 1946'ya kadar Macaristan’da yaşanan hiperenflasyon örneği gelmektedir. Zirvenin yaşandığı Temmuz 1946'da fiyatlar her 15 saatte bir iki katına çıkıyordu. Dikkate değer bir başka hiperenflasyon vakası, Mart 2007'den Kasım 2008'e kadar hiperenflasyonun yaşandığı Zimbabwe’de görüldü. Dünya tarihindeki ikinci en yüksek seviyenin görüldüğü ülkede Kasım 2008'de yaşanan zirvede, fiyatlar her 24,7 saatte bir ikiye katlanırken, yıllık enflasyon en yüksek seviyeye ulaştı. En yüksek üçüncü hiperenflasyon dönemi Yugoslavya'ydı, burada 1994 yılının Ocak ayında enflasyonu ayda %313,000,000 olarak ölçtüm. Dünya tarihindeki en önemli örneklerden biri de Almanya’da yaşandı. Ekim 1923'teki zirvesinde, enflasyon aylık %29.500'dü, ancak bu seviye Macaristan, Zimbabve veya Yugoslavya'dakinden çok daha düşüktü.
Yaşanan bütün vakalar ekonomik kaosa ve hiperenflasyonun yaşandığı ekonomilerin tamamen çökmesine neden oldu. Hepsinde değilse de genel olarak hükümetler, hiperenflasyonun bir sonucu olarak düştü. Zimbabve’de Mugabe ve Venezuela’da Maduro ise hiperenflasyona rağmen uzun süre ayakta kalan liderler olarak karşımıza çıkıyor.
Geçmişte hiperenflasyon yaşayan ülkeler bu sorunu nasıl çözdü?
Çözümler her zaman kapsamlı para birimi reformlarını içerdi. Örneğin, Zimbabwe'de, Zimbabwe dolarının kullanımı bırakıldı ve Kasım 2008'de dolarizasyon başladı. Ocak 2009'da Zimbabwe dolarının kullanımı resmi olarak terk edildi. Dolarizasyonun ardından ve 2009'da ulusal birlik hükümetinin kurulmasının bir sonucu olarak, ekonomi toparlandı.
Bulgaristan ise para birimi reformuyla hiperenflasyonu yenmenin bir başka örneğini temsil ediyor. Şubat 1997'de enflasyon oranı aylık %242 ile zirve yaptı. O dönemde Başkan Petar Stoyanov'un Başdanışmanı olarak çağrıldım. Bulgaristan'da uygulanmaya başlanan para kurulunu tasarladım. Para kurulu, talep üzerine sabit bir döviz kuru üzerinden yabancı bir çıpa para birimine dönüştürülebilen banknotlar ve madeni paralar çıkarır. Parasal yükümlülüklerinin %100'üne eşit çıpa döviz rezervi bulundurmak zorundadır. Parasal yetkileri yoktur ve kredi sağlayamaz. Döviz kuru politikası olsa da para politikası söz konusu değildir. Tek işlevi, ihraç ettiği yerel para birimini sabit bir oranda bir çıpa para birimiyle değiştirmektir. Bir para kurulu ön koşul gerektirmez ve hızlıca uygulamaya konulabilir. Bir para kurulunun para basabilmesi için devlet maliyesinin, devlete ait işletmelerin ve ticaretin reforme edilmesi gerekmez. 70'e yakın ülkede para birimi kurulları oluşturuldu. Hiçbiri başarısız olmadı. Temmuz 1997'de kurulan Bulgar para kurulu ile hiperenflasyon kısa sürede son buldu. 1998 yılına gelindiğinde, bankacılık sistemi güç kazanmıştı, para piyasası faiz oranları üç haneli rakamlardan ortalama %2,4'e geriledi. Devasa mali açık fazlaya dönüşürken, ekonomide yaşanan derin bunalımı büyüme izledi. Bulgaristan'ın döviz rezervleri üç katından fazla arttı. Bulgaristan sadece Türkiye'nin komşusu olduğu için değil, aynı zamanda burada uygulanan para kurulunun yapısı açısından da önemli. Benim Türkiye için önerdiğim sistem tam olarak bu şekilde. Bütün bunlar Dr. Kurt Schuler ile birlikte kaleme aldığım ve Türkiye’de de yayınlanmış olan Gelişmekte Olan Ülkeler İçin Para Kurulları adlı kitapta da bulunabilir.
Bildiğimiz kadarıyla Türkiye'yi yakından izliyorsunuz. Türkiye’de hiperenflasyon tehlikesi görüyor musunuz?
Hiperenflasyon nadir görülen bir durum. Yukarıda belirttiğim gibi, dünya tarihinde sadece 62 hiperenflasyon vakası yaşandı. Türkiye'de hiperenflasyon yaşanmasının imkansız olduğunu söyleyemem ama istatistiksel açıdan ihtimalin oldukça düşük olduğunu söyleyebilirim. Bununla birlikte Türkiye'nin, kurumları çok zayıf ve merkez bankası (TCMB) kötü sicile sahip bir ülke olması nedeniyle endemik bir "yüksek" enflasyon sorunu var.
Türkiye 2000’li yıllarda enflasyonu tek haneye düşürmeyi başarmıştı, sizce yine yapabilir mi? Türkiye’nin enflasyonla mücadelede başarılı olması için ne yapması lazım?
TCMB'nin sicili kötü. Türkiye'nin nispeten düşük enflasyona ve düşük faiz oranlarına sahip olmasını sağlamanın tek yolu, Bulgaristan'da yapılanı tam olarak yapmaktır. Bulgaristan Merkez Bankası'na ilişkin yasa, para kurulu yasasıyla değiştirildi ve bu ülkeye son 25 yıldır önemli katkılar sağladı. Bu arada, şimdiye kadar var olan 70'in üzerinde para kurulunda da durum böyle oldu. Hatırlatmak gerekirse, en ünlü para kurulu Hong Kong'da. 1997-98 Asya Mali Krizi ve Hong Kong'da yaşanan daha yakın tarihli siyasi sıkıntılar da dahil olmak üzere her türlü koşulda mükemmel bir şekilde uygulandı.
Para Kurulu nedir?
Ekonomist ve ekonomi gazetecisi Faruk Türkoğlu’nun DÜNYA için hazırladığı Ansiklopedik Ekonomi ve İş Hayatı Sözlüğü’ne göre PARA KURULU (currency board) döviz kuru rejimlerinden biridir.
Bu tür bir uygulamada, ulusal paranın değeri yabancı bir para birimine veya yabancı para birimlerinden oluşan bir sepete karşı sabitlenir. Para politikası uygulaması açısından bakıldığında kurul sistemi, parasal tabanın sadece yabancı para karşılığında yapılan işlemlerle değişmesine izin verir. Diğer bir deyişle, merkez bankasına önceden belirlenmiş sabit bir kurdan döviz satıldığı zaman para miktarı artar, merkez bankasından döviz alındığı zaman azalır.