Dünya Bankası: Şirket ve banka bilançoları üzerindeki baskı artacak
Dünya Bankası, Türkiye için büyüme tahminini yüzde 4.7 olarak revize etti. Avrupa ve Orta Asya Bölgesi raporunda; yatırımcı güveninin zayıflamasının ve TL değer kaybının şirket ve banka bilançoları üzerinde baskı oluşturacağı değerlendirmesi yapıldı.
ANKARA Haber Merkezi |ANKARA (DÜNYA)
Dünya Bankası, Avrupa ve Orta Asya bölgesel ekonomik raporunda, Rusya-Ukrayna savaşının bölgenin gelişmekte olan ülkelerinin COVID-19 salgını sonrası ekonomik iyileşmesini durdurduğunu açıkladı. Banka bölgenin 2022’de yüzde 0,2 küçüleceğini, 2023 büyümesinin ise yüzde 0,3 olacağını tahmin etti. Türkiye’ye yönelik olarak ise 2022 büyümesinin yüzde 4,7 olacağı tahmin edildi. Genel dünya ekonomisine yönelik raporda Türkiye büyüme tahmini 2022 için yüzde 2,3 düzeyindeydi.
Raporda, yılın ilk yarısındaki büyümenin güçlü ekonomik aktivite, güçlü özel sektör ve ihracat performansıyla geldiğini ancak enflasyon ve TL’nin değer kaybındaki yükselişe rağmen gevşek para politikasıyla bunun sağlandığına işaret edildi. Bu görünüm ışığında, 2022 büyümesinin 4,7 olacağı, yatırımcı güveninin zayıflamasının ve TL değer kaybının şirket ve banka bilançoları üzerinde baskı oluşturacağı rapora yansıdı. Dünya Bankası istihdamdaki artışa karşılık enerji ve gıda fiyatlarındaki yükselişin düşük gelirli hanelerin bütçesini bozduğunu ve COVID salgını sonrası yoksulluk oranındaki azalmanın yavaş kaldığı kaydedildi.
“Bankaların sermaye tamponları zorlanıyor”
Raporun Türkiye bölümünde, ekonomide canlanma için para politikasındaki gevşeme ve faiz indirimlerine işaret edilirken, makroekonomik istikrarsızlıkla mücadele için ise para piyasalarına müdahaleler ve makroihtiyati tedbirler uygulandığına dikkat çekildi. TL’nin değer kaybı ve yüksek enflasyon nedeniyle bankaların sermaye tamponlarında azalmalar olduğu ve şarta bağlı yükümlülüklerinde artış gözlendiği kaydedilen raporda, hane gelirlerini artırmak için çeşitli uygulamalar yapıldığına dikkat çekildi. Raporda, Rusya-Ukrayna savaşının Türkiye’ye doğrudan etkisinin düşük olmakla birlikte yükselen enerji ve gıda fiyatları yoluyla enflasyonist baskı ve cari işlemler açığının yüksek seyretmesine yol açtığına; olumlu tarafta ise Rusya’dan mali girişlerin artışına dikkat çekildi.
Mevcut gelişmeler yorumunda Türkiye’deki yüksek enflasyon, cari işlemler açığı ve son dönemde ortaya çıkan durgunluk işaretlerine dikkat çekilirken, olumlu tarafta ise yüksek turizm gelirleri ile artan ihracat vurgulandı. Aynı bölümde, bankaların ticari kredi uygulamalarına yönelik kısıtlayıcı adımlar, ticari borç vermedeki kaçınma gibi nedenlerle ve özellikle TL’nin değer kaybının bankaların sermaye tamponlarını zorlamasına özel vurgu yapıldı. Makroekonomik anlamda ise merkezi yönetimin borç servisinin sınırlı olmakla birlikte, döviz cinsinden borçların yüzde 68’e yükselmesinin ilave bir kırılganlık olduğuna dikkat çekildi.
Türkiye’nin yoksulluğu yüzde 11’in üstünde
Makroekonomik ve sosyal göstergeler bölümünde, raporda da dikkat çekilen yoksulluğun azaltılmasındaki hız düşüşüne yönelik veriler yer aldı. Türkiye’nin genel küresel yoksulluk standardı olarak alınan, satınalma paritesine göre günlük 2.15 doların altında gelir elde edenler bakımından 2022 yoksulluk oranı yüzde 0,7 olarak belirlendi. Alt orta gelir grubundaki ülkelerin günlük 3,65 dolar olan standardına göre yoksulluk oranı 1,8 olarak belirlenirken, Türkiye’nin dahil olduğu orta üst gelir grubu ülkeleri standardı olan günlük 6,85 dolak gelire göre yoksulluk oranının 11,5 olduğu kaydedildi.
Bölge ekonomisi belirsizliklerle dolu
Raporda, Avrupa ve Orta Asya bölgesinin ekonomik olarak savaş nedeniyle belirsizliklerle dolu olduğuna dikkat çekildi. Gelişmekte olan bölge ülkelerinin büyük kısmının 2023 büyüme tahminlerinin düşürüldüğü hatırlatılan raporda, “Savaşın uzaması veya şiddetlenmesi daha büyük ekonomik ve çevresel zarara yol açabilir. Uluslararası yatırım ve ticarette de olumsuz etkilerin yayılmasına neden olabilir. Yüksek (kamu) borç seviyesi ve yüksek enflasyon düşünüldüğünde finansal risk halen yüksek seviyede” denildi. Raporda, bölge ekonomilerinde enflasyonun yükselişinin, 2021 yılı başından itibaren görülen enerji ve gıda fiyatları artışının Rusya’nın Ukrayna işgaliyle daha da hızlanmasından kaynaklandığı belirtilirken, bölge ekonomilerinin finansal maliyetlerinin arttığı, şirketlerin verimliliği ve hane halkı refahını negatif etkilediğine dikkat çekildi.