Dövizdeki şok dalgası, reel sektörü vurdu
Reel sektör kurdaki şok dalgası karşısında pozisyon almaya çalışıyor. İthal girdi ile iç pazara üretim yapanlar, TL vadeli satışlardan dolayı zararını hesaplamaya çalışıyor. İhracatçılar yabancı müşterilerin ‘Kur yükseldi fiyat düşür’ baskılarına maruz kalıyor. Tüm piyasa, maliyet hesabı için 22 Haziran’daki PPK kararını bekliyor.
Haber Merkezi |MERVE YİĞİTCAN
Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turundan itibaren kesintisiz yükselen ve 7 Haziran günü bir anda yüzde 7 civarında değerlenen döviz kuru karşısında reel sektör pozisyonunu alıyor. İthal girdi kullanıp iç piyasaya mal yapanlar yüzde 15-25 arası fiyat geçişlerine başlarken; ihracatçılar 22 Haziran’daki faiz kararı sonrası kurun duracağı yeri görmeden büyük kontratlar yapmaktan kaçınıyor. Piyasadaki dolar kuru beklentisi 25-26 TL civarında, üzerinde bir rakam için senaryolar çok iyimser değil. Bu nedenle ekonomi yönetiminin dümenine Mehmet Şimşek’in geçmesinin ardından piyasalar yeni Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan yönetimindeki ilk Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantısına konsantre olmuş durumda.
Uzun zamandır baskılanan döviz kurunun seçim sonrası yükseleceği beklentisi piyasada hakim olsa da 7 Haziran’da yaşanan sert yükseliş kısmen bir şok etkisi yarattı. Konu İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) haziran ayı meclis toplantısında da gündeme geldi. İTO Başkanı Şekib Avdagiç, ani yükselişi ‘sert kur düzenlemesi’ olarak tarif ederken, “Son iki çeyrek ve bu son 5 aya bakıldığında enflasyon eğrisi ile kurun eğrisi arasında bir makas oluşmuştu. Son 3 günde bir düzeltme hareketi ile karşı karşıya kaldık. Sert düzeltme hareketi önemli. Kurun daha makul bir görüntüsünün ortaya çıkması beklentimizdi. Bunu tasvip ediyoruz. Ancak bu düzeltme hareketinin akabinde önümüzdeki süreç için tahmin edilebilir, tutarlı, enflasyona paralel fiyat hareketlerinin yaşanmasını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Fayat: Mevcut kurla maliyet yapmıyoruz
‘Kur şoku’ ya da ‘kur düzeltmesi’ olarak tarif edilen sert yükselişin, piyasanın çeşitli kesimlerinde farklı yansımaları oldu. Kurda yaşanan yükselişi EKONOMİ’ye değerlendiren TOBB Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektör Meclisi Başkanı Şeref Fayat da bu yükselişi ‘düzeltme’ olarak yorumlayanlardan…
İhracatçıların bu düzeltmeyi beklediğini kaydeden Fayat, “Ancak bunun kademeli ve kontrollü şekilde gelişmesini, böylece herkesin yöneteceği şekilde olmasını temenni ediyorduk. Yani her ay yüzde 1-2 gibi artışlarla ayın içine yayılarak olması, herkesin önünü görmesi ve hesaplarını yapabilmeleri için önemliydi. Ama bu şekilde olduğu gibi bir günde yüzde 7-8 artışlar ihracatçı için iyi değil, ithal alıp içeriye çalışanlar için hiç iyi değil” diye konuştu.
Ani yükselişin ihracatçıların müşterilerinde bir indirim beklentisi doğurduğunu vurgulayan Fayat, “Müşteriler hemen ‘Kur yükseldi, fiyat düşür’ diyor ama biz de hemen fiyat düşüremiyoruz. Eğer öncesinde resmi bir açıklama yapılmazsa 22 Haziran’da yapılacak PPK toplantısında faizin nereye konulacağı, dövizin nerede duracağı belli olur. Bu nedenle mevcut kurlarla maliyet yapmıyoruz, çünkü kurun nereye gideceği belli değil. Böyle bir iki günlük sert yükselişlerle hesap kitap yapılamaz. Eğer öncesinde resmi bir açıklama olmazsa ben de şirketimde 22 Haziran öncesinde büyük bir kontrat yapmama kararı aldım, bunu da tavsiye ediyorum” ifadelerini kullandı. Kurun geleceği seviyeye ilişkin tahminlerini sorduğumuz Fayat, “Bu sene dolar 25-26 TL olup, pariteye bağlı da Euro olmalı” diyerek sözlerini tamamladı.
Önel: TL vadeli satışlarda zarar edildi
İthal girdi kullanıp iç piyasaya üretim yapanlar için geçen haftadan bu yana sıkıntı sürüyor. Özellikle vadeli TL satış yapanlar, şu an ithal girdi payına bağlı olarak zararlarını hesaplamaya çalışıyor. Kendisi de gıda üretimi ve ticareti yapan İstanbul Tüccarlar Kulübü Başkanı İlker Önel, beklentinin kurların yükseleceği yönünde olduğunu, ancak TL’de bir günde yaşanan bu kadar sert bir değer kaybının çok fazla olduğunu söyledi.
29 Mayıs’tan bu yana TL’deki kaybın yüzde 15-16 seviyesinde olduğuna dikkat çeken Önel, “Günlük ani gelişmelerde reel sektör pozisyon anlamında çok etkilenmemiş gibi görünebilir ama mesela siz limandan ithalat malı çekiyor ve bir beyanname ödüyorsanız onu o günkü kurdan ödüyorsunuz. Eğer bankaya ithalat evrağını ayırtmışsanız, onu alırken TL’den döndüğünüzde kurdaki sert yükseliş nedeniyle daha büyük bir maliyetle karşılaşıyorsunuz. Özellikle ara malı ithalatı yapan işletmeler bu dönemde maalesef bütün nihai fiyatlara geçiş yapacak. Yaklaşık yüzde 15-25 bandında fiyat artışları görülebilir” diye konuştu.
Bu denli sert yükselişlerin yaşandığında ithal girdinin çok olduğu yerlerde satışların durduğunu da söyleyen Önel, “Çünkü satamazsınız. Birçok işletme biz dahil, o gün sipariş geldiğinde fiyat veremedik. Bir günde bu kadar değer kayıp olunca nerede duracağını okuyamadık maalesef” diyerek yaşanan sıkıntıları tarif etti. Önel’e göre, iç piyasaya çalışan işletmeler için dolar kuru 25 TL üzerine çıkarsa zorlar, ama piyasa şartları ve ihracatçı açısından doların 25 TL civarında olması gerekiyor.
Turhan: Kur artışı, stokları değer olarak korudu
Ambalaj sektöründe faaliyetlerde bulunan Geri Dönüşüm ve Geri Kazanımcılar Derneği (GEKADER) Başkan Yardımcısı İsmail Turhan da kurdaki yükselişin ihracat tarafında olumlu yansımaları olduğunu, ancak iç piyasaya çalışanların fiyatları noktasında bu artıştan mustarip olduğunu kaydetti.
Turhan, “Bizim sektörün ithal girdisi yüksek. Kur baskısı bizim ihracat tarafımızda işimizi çok zorluyordu. Rekabetçi fiyat veremiyorduk. Orijinal hammadde fiyatlarındaki düşüş baskısı karşısında kur artışı elimizdeki stokları TL değer olarak korumamızı sağlayacak. Ancak yükseliş çok hızlı oldu, bir günde olması şok etkisi yarattı. Şu an özellikle içeriye çalışanlar fiyat konusundan mustarip. Eldeki stok döviz bazlı, ama müşteriye bu fiyat artışını yansıtamıyor, çünkü talep o kadar güçlü değil” ifadelerini kullandı.
“Seçimden sonra hammadde satışları yüzde 40 düştü”
Peki hammadde ticaretinde seyir ne durumda? Aynı zamanda polistan hammadde tedarikçisi olan PAGEV Danışma Kurulu Üyesi Zeki Kebudi, seçim öncesi piyasada 3-4 farklı kurun olduğunu, hammaddeyi dolarla sattıkları için müşterileriyle sürekli ‘kur kavgası’ halinde olduklarını anlattı.
Genel olarak piyasada bir talepsizlik olduğunu aktaran Kebudi, seçim sonrası kurda yükseliş beklediklerini, ancak sert yükselişlerin piyasayı olumsuz etkilediğini belirterek, “Hammadde tarafında satışlar seçimden sonra yüzde 40 düştü. Bir sanayicinin en büyük maliyet kalemi hammadde. Piyasa dolarda 24-25 TL’yi kaldırır. 26-27 TL’de ise piyasa zorlanabilir, ama 28 ve üstünü ise piyasa kaldıramaz, biz iş yapamayız” şeklinde konuştu.