Dolar/TL rekor yaptı, yabancı analistler ve finans kuruluşları: "TL’de kayıpların sürmesi olası"
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faize ve parlamenter demokrasiye ilişkin ifadeleriyle dolar/TL’de yeni rekor görülmesi, yabancı finans kuruluşlarının da gündemindeydi. Tapering endişelerinin de gölge yaptığı bir dönemde uzmanlara göre TL’deki kayıplar tarihi rekora rağmen devam edebilir.
Hilal Sarı |Yabancı finans kuruluşları eski MB başkanının görevden alınmasından beri yüzde 16 değer kaybeden TL’nin - bu yıl birçok kuruluş tarafından öngörülen yüzde 5’lik büyümeye rağmen - dış borç yükü, büyüyen cari açık ve döviz rezervlerinde yaşanan erimeyle birlikte, döviz getirebilecek turizm sektöründeki kısıtlamaların da sürmesiyle birlikte kırılgan seyrini sürdürüceği görüşünde.
Tapering endişeleri de TL’deki kayıplarda etkili
Gelişmiş dünyada rekor üstüne rekor görülen ve enflasyon baskılarının arttığını ortaya koyan İmalat PMI verileri de TL’nin de aralarında olduğu gelişen ülke paralarında kayıplara neden oluyor. İsviçre merkezli UBS şimdilik gelişmekte olan ülke paralarının gevşek ABD Merkez Bankası (Fed) politikalarından faydalandığını ancak yatırımcıların “daha şahin bir Fed’e hazırlanması gerektiğini” söylüyor. Fed ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) gibi merkez bankalarının varlık alımlarını “bir noktada” azaltmaya (tapering) başlayacağı endişeleri de TL’nin son dönemdeki değer kaybında etkili. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TRT’deki açıklamaları TL’nin muadillerinden negatif ayrışmasına neden oluyor. Kredi derecelendirme kuruluşu Capital Intelligence Ratings, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faize ilişkin “Merkez Bankası Başkanımla görüştüm. Faizleri düşürmemiz şart” ifadelerinin “ülkenin zaten varolan dışa dönük kırılganlıklarını artırdığı ve daha fazla yatırımcının politik riskler nedeniyle ülkeden çıkmasına neden olabileceğini” söylüyor.
Commerzbank 2 gün önce “9,00’a ralli bekliyoruz” demişti
Commerzbank analisti Esther Reichelt ise şöyle değerlendiriyor: “Erdoğan giderek sabırsızlaşıyor (ve) bu durum açık bir şekilde MB başkanı üzerindeki baskıyı artırdığı anlamına geliyor.” Banka 31 Mayıs’ta Erdoğan’ın TRT programı öncesi yayınladığı bir müşteri notunda dolar/TL’nin psikolojik bir sınır olarak görülen 9,00 düzeyine doğru ralli yapacağını öngörmüştü.
Bloomberg’de yer alan bir habere göre aralarında Barclays ekonomisti Ercan Ergüzel’in de yer aldığı bazı analistler, nisan ayında görülen rallide “muhtemelen zirvenin henüz görülmediği” görüşünde. Bloomberg ekonomistlerinin bugün açıklanacak mayıs enflasyon verisi için de medyan tahmini yüzde 17,1’den yüzde 17,3’e yükseldi.
Citi dolar/TL portföyünü %1’den %2’ye yükseltti
Citi ise orta vadede enflasyonun yükselmesi ihtimali ve haziran ayında yurtiçi döviz arzındaki dengesizliklerin TL’de yeni değer kayıplarına yol açabileceğini söylüyor. Citi, dün yayımladığı raporda model portföyünde TL'ye karşı dolar alım pozisyonunun ağırlığını yüzde 1'den yüzde 2'ye yükseltti.
IIF: Adil değer 1 ay önce dediğimiz gibi 9,5
Uluslararası Finans Enstitüsü Başekonomisti Robin Brooks, Erdoğan’ın parlamenter demokrasi ve faiz yorumları sonrası kurda sıçrama olunca Twitter’dan şu paylaşımı yaptı: “Merkez Bankasının faizleri indireceği beklentileri TL’nin keskin şekilde değer kaybetmesine yol açıyor. Dolar/TL adil değerimiz (makul düzey) halen bir ay önce de revize ettiğimiz 9,50 düzeyidir” (IIF CEEMA bölgesi Araştırma Direktörü Uğraş Ülkü ile birlikte).” Kredilerdeki yavaşlamanın aslında TL için iyi olduğunu belirten Brooks, yabancı yatırımcı nezdinde endişelerin devam etmesi nedeniyle adil değeri son gelişmelere rağmen değiştirmediklerini söyledi. Brooks, daha önce kuruluşun dolar/TL kurunda adil değer öngörüleri Türk basınında büyük tepki aldığında “Lira tartışmasının her iki tarafında yer aldık” demiş, 2018 kur krizinde kur 7’ye fırladığında IIF olarak adil değerin 5,5 olduğunu söylediklerini vurgulamış ve kuruluşun öngörülerinin spekülasyondan ziyade analiz olduğuna dikkat çekmişti. Ünlü Alman ekonomist ve Die Welt piyasa yazarı Holger Zschaepitz ise ralli 8,70’i gördüğü sırada yaptığı paylaşımda, yükselişin Erdoğan’ın faiz indirimi söylemlerinden kaynaklandığını söyledi.
Enflasyon kaygısı zirve yaptırmıştı
Dolar/TL bir haftadan kısa bir süre önce küresel enflasyon baskılarının artması ve ABD’de yükselen tahvil getirileriyle birlikte S&P Global’in atladığı kredi notlaması öncesinde 28 Mayıs’ta 8,6125 ile tarihi rekorunu görmüştü. Atlantik’in iki yakasında da son enflasyon verileri Merkez Bankası hedeflerinin üzerinde geldi ve bu baskıların kısa vadede artacağı konusunda ekonomistler neredeyse hemfikir. ABD Merkez Bankası’nın gevşek para politikası söylemlerine rağmen FOMC tutanaklarında da ifade edildiği gibi “bir noktada” varlık alımlarını azaltmaya başlayacağına yönelik endişeler, Türkiye gibi dış şoklara karşı daha kırılgan olarak değerlendirilen ekonomilerde para birimleri için en büyük negatif risklerden biri olarak görülmeye devam ediyor. S&P Global planda yer almasına rağmen - bu takvimin kesin olarak güncelleme yapılacağı anlamına gelmediğini hatırlatarak - Türkiye için “döviz cinsi kredi notu B+, TL cinsi kredi notu BB- ve görünüm durağan” değerlemesine herhangi bir güncelleme yapmamıştı.
“Büyüme krediyle olunca, gemiyi yüzdürmek için gevşeme gerekiyor”
Kanada merkezli yatırım bankası TD Securities’den portföy stratejileri direktörü Cristian Maggio ise beklenti üzerinde gelen yüzde 7’lik büyümenin büyük ölçüde kredilerle gerçekleştiği değerlendirmesini yaparak “bu da gemiyi yüzdürmek için parasal koşulların olabildiğince gevşetilmesini gerektiriyor” diyerek faiz-büyüme ilişkisine dikkat çekiyor.
TL hangi gelişmelerle tekrar güçlenebilir?
Gelişen piyasalar konusunda uzman ünlü ekonomist Timothy Ash ise 128 milyar doların merkez bankasının yanlış faiz politikaları nedeniyle TL’yi savunmak için harcandığını söyleyerek, Erdoğan’ın söyleşisinin bu bölümünden bir video paylaştı. Ash’e göre TL’nin güçlenmesi için “Turizmin toparlanması, Biden zirvesinin iyi geçmesi (S400’lerden vazgeçilmesi), enflasyon ve cari açığın düşmesi ve MB’nin 2021’in sonlarına kadar faizleri indirmemesi” gerekiyor.
Reuters’a isim vermeden konuşan bir yabancı yatırımcı da Cumhurbaşkanının bu ifadelerini “gece yarısı müdahalesi” olarak değerlendirdi ve MB Başkanı Kavcıoğlu’nun dün yabancı yatırımcılarla gerçekleştireceği görüşmeye de zarar verdiğini söyledi.