“Devlet vergi alacağını banka gibi takip etmeli”
Pandemi sürecinin kapsamlı bir vergi reformu yapılması için bir fırsat olduğunun altını çizen Nazmi Karyağdı, mevcut vergi sisteminin sıfırlanarak, organik bir reforma gidilmesini önerirken, ödeme alışkanlığının kaybolmaması için vergi affını yasaklayan düzenlemenin Anayasa’ya eklenmesini istedi.
Hüseyin Gökçe |Yeni Ekonomi Danışmanlık AŞ Kurucu Ortağı ve Gelir İdaresi E. Strateji Geliştirme Daire Başkanı Nazmi Karyağdı, 97’nci yılını kutladığımız Cumhuriyet tarihinin vergiyle ilgili 36’ncı af yasasının çıktığını belirterek, daha önce hayata geçirilen 35 düzenlemenin de sorunu çözmediğini bildirdi. Pandemi sürecinin kapsamlı bir vergi reformu yapılması açısından bir fırsat olduğunun altını çizen Karyağdı, mevcut vergi sisteminin sıfırlanarak, bu alanda organik bir reforma gidilmesini önerirken, ödeme alışkanlığının tamamen kaybolmaması için vergi affını yasaklayan düzenlemenin Anayasa’ya bir hüküm olarak eklenmesini istedi. Karyağdı, bir veya iki yıllık periyodlarla vergi barışı veya varlık barışı adı altında geçirilen düzenlemelerin vergi ve sosyal güvenlik alanlarında bir türlü barışın tesis edilemediğini söyledi.
Karyağdı, gelinen noktada vergi sisteminin tüm yönleriyle yozlaşarak, gelir ve servet yerine halkın zorunlu harcamaları üzerinden vergi alınmasını içeren bir yapıya dönüştüğünü belirtti.
“Yapılandırma 2021’den başlamalı”
Hâlen yaşanan ekonomik krizin birikmiş borçlar konusunda taksitlendirme taleplerini destekler mahiyette olduğuna değinen Karyağdı, TBMM Genel Kurulu’nda bekleyen düzenlemenin kapsadığı dönemin yeniden değerlendirilmesini önerdi. COVID-19 salgını sebebiyle yaşanan ekonomik sıkışıklığın halen devam ettiğini vurgulayan Karyağdı, 31 Ağustos yerine 2020 yılı 31 Aralık tarihinin esas alınarak, yapılandırmanın 2021 yılından itibaren başlamasının zamanlama olarak daha anlamlı olacağını bildirdi.
Yapılandırmaya ekonomik zorluklar nedeniyle yükümlülüklerini yerine getiremeyen mükelleflerle, kazancını kayıt dışı bırakan, beyan ettiği vergiyi kasten ödemeyenleri ayırarak başlanması gerektiğini söyleyen Karyağdı, “Türk vergi idaresi, denetim ve tahsilatta piyasanın ardından gelen değil, piyasayla eşdeğer zaman dilimini yaşayan bir organizma haline getirilmelidir” dedi.
“Aflara son verilip Anayasa’ya konulmalı”
Artık aflara son verilerek, bunun Anayasa’ya hüküm olarak konularak vergi kaçırmaya ya da ödememeye niyetli kesimlerin af beklentisinden çıkarılması gerektiğini vurgulayan Karyağdı, vergi yönetiminde de çok başlılık giderilerek denetim ve risk yönetimi fonksiyonunun Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesinde toplanmasını önerdi. Karyağdı, bu yapılmadan vergi kaçırılmasının önlenmesiyle, alacakların ödenmesini sağlamanın mümkün olmayacağını dile getirdi.
“Risk ve süreç yönetimine geçilmeli”
Vergi idaresinin tahsilat fonksiyonu güçlendirilerek, bir bankanın alacaklarının peşine düştüğü etkinlikle çalışması gerektiğine değinen Karyağdı, “Bu kapsamda yeni bir organizasyon, risk ve süreç yönetimine geçilmelidir. Gelir İdaresi’nin 2005’te başlayan ve akamete uğrayan yapılanma çalışmaları, stratejik bakış açısıyla yeniden başlatılmalıdır” diye konuştu.
“Vergi sistemi sıfırlanarak baştan yazılmalı”
Vergi sisteminin, uzun süredir kanunların yetersizliği, yönetseldenetimsel etkinlik ve verimlilik sorunlarıyla adil olmayan yapıya dönüştüğünü söyleyen Nazmi Karyağdı, bunun sıfırlanarak yeniden yazılmasını önerdi. COVID-19 döneminin vergide kapsamlı reform için bir fırsat olduğunun altını çizen Karyağdı, “Bu dönemde büyük çaplı, organik bir reformla vergide adaleti tesis eden, halkın refahını sağlayan, ekonomik büyümeye destek, istihdama katkı sağlayan, mükelleflere ve vatandaşlara taşıyabilecekleri vergi yükünü yükleyen bir yapı kurulmalıdır” şeklinde konuştu. Karyağdı, önerilen planların uluslararası danışmanlık şirketlerine veya uluslararası finans kuruluşlarının eski yöneticilerine değil, Türkiye’yi ve dünyayı iyi bilen, tecrübeli kişilere yaptırılması gerektiğinin altını çizdi. Hazine ve Maliye Bakanlığı çalışanlarıyla, Gelir İdaresi Başkanlığı çalışanlarının yeniden yapılandırma süreçlerinin en mağdur kesimleri olduğunu dile getiren Karyağdı, maddi ve manevi olarak mağdur edilenlerin, bu eksikliklerinin giderilerek etkinlik ve verimliliklerinin artırılmasını önerdi.