Cevdet Yılmaz "başka bir çıkışımız yok" diyerek büyük sermaye gruplarına çağrıda bulundu
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İzmir Enternasyonal Fuarı'nın açılışında yaptığı konuşmada, büyük sermaye gruplarına AR-GE ve teknolojik girişimcilik için daha fazla kaynak ayırmaları çağrısında bulundu. Yılmaz "Lütfen AR-GE'ye daha fazla kaynak ayırsınlar, genç, özellikle teknolojik girişimcilik yapan gençlere daha fazla destek olsunlar daha çok yenilikçi üretime ve ihracata odaklansınlar. Başka bir çıkışımız yok. " dedi.
Haber Merkezi | AA |Bu sene 93. kez kapılarını açan İzmir Enternasyonal Fuarı'nın (İEF) açılış resepsiyonu Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu'nda gerçekleştirildi. Resepsiyona katılarak bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten miras olan İzmir Fuarı'nın açılışının Zafer Haftası'na denk gelmiş olmasını son derece anlamlı bulduğunu ifade etti.
Yılmaz, kuruluşun ve kurtuluşun şehri olan İzmir'in İktisat Kongresi ve İzmir Fuarı ile kalkınmaya açılan kapı ve ekonomik bağımsızlık için yükselen ses olduğunu belirterek, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile İstiklal Mücadelesinin tüm kahramanlarını ve şehitlerini rahmetle andı. Hukuki anlamda bağımsızlıkla gerçek anlamda bağımsızlığın farklı olduğunu, ekonomisi, bilim ve teknolojisi, insan kaynağı güçlü olan ve üreten ülkelerin gerçek anlamda bağımsız olabildiğini anlatan Yılmaz, Türkiye'yi gerçek anlamda bağımsız hale getirecek bir kalkınma arayışında olduklarını aktardı.
Geçen yıl milli gelir 1,1 trilyon doları aştı
Yılmaz, Türkiye'nin son dönemde yatırım, üretim, istihdam ve ihracat odağında aldığı mesafe hakkında bilgi vererek, geçen yıl milli gelirin 1,1 trilyon doları aştığını, dünyanın 17, satın alma gücü paritesine göre ise 11. büyük ekonomisi konumunda olduklarını, kişi başı gelirin 13 bin 110 dolar olduğunu, bu yıl kurdaki istikrarla birlikte bu rakamların üst noktalara çıkmasını beklediklerini ifade etti.
"Artan ihracat azalan ithalatla birlikte cari dengemizde ciddi bir iyileşme var"
Dış pazarda dünya genelinde talebin düşük seyrettiğini, bölgede jeopolitik gerilimlerin arttığını anlatan Yılmaz, "Tüm bu jeopolitik ortam içinde ekonomik zorluklar içinde ihracatımızı artırmaya devam ediyoruz. Tüm ihracatçılarımızı gönülden tebrik ediyorum. Zorlu talep koşulları ve jeopolitik koşullara rağmen ihracatımızı artırmaya devam ediyorlar. Temmuz ayı itibarıyla ihracatımız 261,5 milyar dolara yükseldi. İthalatta azalış sürecimiz var. Artan ihracat azalan ithalatla birlikte cari dengemizde ciddi bir iyileşme var. Cari açık bizim kalkınma sürecimizde en kritik unsurlardan biridir, en önemli darboğazımızdır, dış dengemiz. Geçen yıl bu zamanlar yüzde 6 civarı bir cari açığımız vardı. Bu yıl geldiğimiz noktada mutlulukla ifade etmek isterim ki cari açığımız yüzde 2'nin altına gerilemiş durumda. Yıl sonu itibarıyla göreceğiz yüzde 2'nin altında bir cari açık bekliyoruz. Bu da ne getiriyor dövize olan ihtiyacımızı azaltıyor, dış borçlanma ihtiyacını azaltıyor. Döviz üzerindeki baskıyı hafifletmiş oluyor. Bu açıdan çok kıymetli." dedi.
Merkez Bankası rezervlerinde artış olduğunu, kur korumalı mevduatta ciddi bir gerilemenin söz konusu olduğunu dile getiren Yılmaz, ülke tarihinin en büyük deprem afeti için 2 yılda bütçeden ayrılan 2 trilyon liraya rağmen bütçe açığını kontrol altında tuttuklarını ifade etti.
"Yıl sonu itibarıyla inşallah bu yılki bütçe açığımız yüzde 5'in altına gelece"
Yılmaz, sözlerinin devamında "Geçen yıl Orta Vadeli Program'da bütçe açığının milli gelire oranını 2023 sonu için yüzde 6,4 demiştik. Gerçekleşmemiz bundan iyi oldu, yüzde 5,3 şeklinde gerçekleşti. Bu yıl henüz güncel Orta Vadeli Programı açıklamadık ama birkaç hususta tespitlerimi de ifade etmek isterim; yıl sonu itibarıyla inşallah bu yılki bütçe açığımız yüzde 5'in altına gelecek. Bu da çok olumlu bir gelişme. Cari açığın, bütçe açığının düştüğü, risklerimizin azaldığı, istikrarın arttığı bir dönemdeyiz. CDS oranlarımız, ülke risk primlerimiz düşüyor, kredi notlarımız artıyor, dış finansa erişim kolaylaşıyor, döviz cinsi borçlanmanın maliyeti düşüyor." dedi.
"Eylül enflasyonu çıktığında yüzde 50 enflasyon oranının altını göreceğiz"
Temel önceliklerinin en büyük problem olan enflasyonu düşürmek olduğunu kaydeden Yılmaz, Orta Vadeli Program'da birinci yılı geçiş yılı olarak tanımladıklarını, bunun haziran ayı itibarıyla tamamlandığını, ikinci yılı dezenflasyon dönemi ve üçüncü yılı da kalıcı fiyat istikrarı yılı olarak belirlediklerini hatırlattı.
Yılmaz, geçiş sürecinde sağlam bir zemin oluşturulduğunu, bu zeminde enflasyonla mücadele edildiğini aktararak, "Haziranla birlikte dezenflasyon sürecimiz başladı. Ağustos rakamları çıktığında göreceksiniz. Yüzde 50'ye yakın bir oran çıkacak. Baz etkisi ve program etkisiyle. Eylül enflasyonu çıktığında yüzde 50 enflasyon oranının altını göreceğiz. Yıl sonu itibarıyla da Merkez Bankamızın ortaya koyduğu bant çerçevesinde bir sonuç bekliyoruz. Güncel Orta Vadeli Programımızda tüm bu makro rakamlarda daha kesin tahminlerimizi, beklentilerimizi ortaya koymuş olacağız." diye konuştu.
Türkiye'nin savunma sanayinde elde ettiği başarının bir model olduğunu, göreve geldiklerinde yüzde 80’leri bulan dışa bağımlılığın yüzde 20 seviyelerine indiğini aktaran Yılmaz, geçen yıl 5,5 milyar dolar olan savunma ürünü ihracatının bu yıl 7 milyar dolara yaklaşmasını beklediklerini bildirdi.
"Yalnız büyük sermaye gruplarına da buradan bir mesajım var"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Türkiye'nin küresel bir cazibe merkezi haline gelmesine öncülük edecek yatırım taahhütlü avans kredisi, yüksek teknolojili yatırımlar için HIT-30 Programı gibi destek programlarını devreye aldıklarını dile getirerek, İEF'in bu seneki temasının teknoloji olarak belirlenmesini çok anlamlı bulduğunu kaydetti.
Gençlere güvendiklerini ve inandıklarını aktaran Yılmaz, "Gençlerimiz bu alanlarda desteklendikleri sürece Türkiye'nin de onların da önü çok açık. Yalnız büyük sermaye gruplarına da buradan bir mesajım var; Lütfen AR-GE'ye daha fazla kaynak ayırsınlar, genç, özellikle teknolojik girişimcilik yapan gençlere daha fazla destek olsunlar daha çok yenilikçi üretime ve ihracata odaklansınlar. Başka bir çıkışımız yok. İnanın bunu yaparlarsa özellikle büyük sermayeye sahip şirketlerimiz mutlaka sermayelerinin, imkanlarının bir kısmını teknoloji alanına, genç girişimciliğe ayırırlarsa hem kendileri daha çok kazanırlar hem de ülkemiz ve gençlerimiz daha çok kazanır. Buna da yürekten inanıyorum." diye konuştu.
İzmir'in ihracatının ithalatından fazla olduğunu, bu nedenle İzmirlilere ve İzmir iş dünyasına teşekkür ettiğini aktaran Yılmaz, İzmirli ihracatçılara Ticaret Bakanlığınca sağlanan destek tutarının 2024 Ağustos ayında yaklaşık 560 milyon lirayı aştığını, geçen yıl mart ayında açtıkları Batı Anadolu Serbest Bölgesi'nin tam kapasiteye ulaşmasıyla bölgeye 20 bin civarında istihdam katkısı sağlanmış olacağını dile getirdi.
İzmir Enternasyonal Fuarı'nın tarihine yakışır bir şekilde güçlendirilmesi, zenginleştirilmesi ve uluslararası niteliğinin kuvvetlendirilmesi gerektiğini kaydeden Yılmaz, bu konularda yapılacak her türlü çalışmaya katkı vermeye hazır olduklarını sözlerine ekledi.