BMD, TASD ve TGSD'den ortak açıklama: “Lobisi olan değil hak eden gözetilsin”
Hem iç hem de dış piyasada güç kaybeden ayakkabı, hazır giyim ve perakende sektörü temsilcileri, kötü gidişi durduracak kurtuluş reçetelerini açıkladı. Ana sanayiden çok alt sektörlerin güçlü lobileri nedeni ile desteklenmesini eleştiren sektör temsilcileri, taleplerini bölgesel asgari ücret, düşük faizli kredi, özel kur uygulaması, ithalatta korumanın kalkması ve SGK yüklerinin azaltılması olarak sıraladı.
Yener Karadeniz |YENER KARADENİZ/İSTANBUL
Yüksek girdi maliyetleri nedeniyle fiyat tutturmakta zorlanan ve ihracatın yanı sıra iç pazarda da daralma yaşayan hazır giyim ve ayakkabı üreticilerinin yanı sıra markalar, kötü gidişi durduracak çözüm önerileri için ortak basın toplantısı düzenledi. Bugüne kadar daha fazla şirketin faaliyet gösterdiği, daha fazla istihdam sağlayan ve daha fazla katma değer üreten sektörlerden ziyade tekstil gibi Ankara’da lobileri daha güçlü olan yan sanayinin daha fazla desteklendiğini ve bir anlamda kendilerinin görmezden gelindiğini dile getiren sektör temsilcileri, acil olarak verilmesi gereken destekleri, bölgesel asgari ücret, düşük faizli kredi, özel kur uygulaması, hammaddede ithalatta korumanın kalkması ve SGK yüklerinin azaltılması olarak sıraladı. Yan sanayinin de önemli olduğunu ve elbette korunması gerektiğini dile getiren iş insanları, bunun üreticinin fiyat avantajını kaybettirecek şekilde yapılmaması gerektiğini vurguladı.
Kurtuluş reçetesini sıraladılar
Salgın sonrası değişen tedarik zincirinin etkisi ile 2021 ve 2022’de ihracat ve iç pazarda turist alışverişinin de katkısı ile verimli dönemler geçiren sektörler, 2022’de şartların normalleşmesi ve artan maliyetler nedeni ile rekabetten kopmuş ve hem iç hem de dış pazarda önemli oranda pazar kaybetmişti. Ayakkabı sektöründe bu durum bu yılın ilk 7 ayına geçen yılın aynı dönemi ile kıyaslandığında yüzde 27,1 düşüş olarak yansırken, hazır giyimde ise yüzde 10,2 düşüş görüldü. Perakende ise temmuz ayında yıllık bazda satışlarında düşüş olduğunu belirten üyelerin oranı yüzde 58’e çıktı. Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel ile Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı Berke İçten ve Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Ramazan Kaya da gerçekleştirilen ortak basın toplantısı ile bu kötü gidişata ‘dur’ demek ve ibreyi yeniden yukarıya çevirmek için kurtuluş reçetelerini açıkladı. Kurtuluş reçetesinde öne çıkan taleplerin başında ise ham madde ve yarı mamul ithalatında uygulanan ek vergi oranlarının acilen düşürülmesi geldi.
Temmuz ayında satışlara sert fren
Toplantıda konuşan BMD Başkanı Sinan Öncel, 211 üyesi ve çatısı altındaki 514 marka ile her ay düzenli yaptıkları anketin temmuz ayı sonuçlarını paylaşarak, “Temmuz ayında satışlar sert fren yaptı. Markalarımızın yüzde 66’sının adet satışı hazirana göre geriledi. Aynı dönemde cirosunun daraldığını beyan eden markalarımızın oranı ise yüzde 35. Yani hazirandan temmuza geçişte her üç firmadan ikisinin adet satışında, birinin de cirosunda daralma yaşandı. Temmuzdan temmuza yıllık değişime baktığımızda ise markaların yüzde 58’inde adet satışlarının düştüğünü görüyoruz. Temmuz 2023’e göre ciro artışının resmi enflasyonun altında kaldığını beyan eden markalarımızın oranı yüzde 66’ya ulaşmış bulunuyor. Bu tablo söz konusu markaların cirolarındaki artışın giderleri karşılayamadığı anlamına geliyor” dedi. Markalar için işçiliğin yanı sıra kira ve ortak alan giderlerinin en önemli maliyet kalemleri olarak öne çıktığını belirten Öncel, 10 uzama yılı sona eren kontratlarda 4-5 kat kira artış talepleriyle karşılaştıklarını belirtti. Öncel, “Son bir yılda kiralarda dolar bazında yüzde 32,11 artı. Fahiş kira artış talepleri ve ham madde ithalatında uygulanan yüksek vergiler başta olmak üzere tüm maliyet artışları er veya geç fiyatlara yansıyor ve enflasyonla mücadeleyi olumsuz etkiliyor” açıklamasını yaptı. Turist alışverişinde de ibrenin geçmiş yıllara göre tersine döndüğünü işaret eden Öncel, yıl önce yüzde 10 olan turist satış oranının yüzde 4 düzeyine indiğini dile getirdi.
Makul vergi, maliyetini yüzde 25 düşürür
TASD Başkanı Berke İçten de ayakkabı endüstrisinin son iki yılda dış ticaret fazlasından açık verir pozisyonuna gerilediğini belirtti ve ekledi: “Maliyet artışlarına paralel olarak sektör yurt dışında pazar kaybederken ithalat adeta patladı. 2023’ü 1 milyar 270 milyon dolarlık ihracat ve 1 milyar 400 milyon dolarlık ithalatla tamamladık. Dış ticaret dengemizdeki bozulma bu yıl hızlanarak devam ediyor. Bu yıl ilk yarıda ihracat adet bazında yüzde 20,3, değer olarak yüzde 13,8 geriledi. İthalatımız ise 6 aylık dönemde yaklaşık yüzde 22 artışla 817 milyon dolara yükseldi. 2023’ün tamamında 130 milyon dolar olan cari açığımız bu yılın ilk 6 ayında 190 milyon dolara ulaştı.” İhracattaki dramatik düşüşe karşılık ithalatın patlamasının temelinde sektörün rekabetçiliğini kaybetmesinin yattığını vurgulayan İçten, “Örneğin bir çift spor ayakkabı için kullanılacak malzemeyi hesapladığımızda Çin ile Türkiye arasında 3,9 dolarlık fiyat farkı oluşuyor. Ayakkabı sektörünün yıllık 70-80 milyon dolarlık ham madde ve yan sanayi ithalatı var. 6 milyar dolarlık ticaret hacminin olduğu sektörde bu miktarın normal olduğunu değerlendiriyoruz. Dolayısıyla yan sanayicilerin ithalat vergilerin artırılması yönündeki taleplerine katılmıyoruz. Yan sanayiye getirilecek ek vergilerin bitmiş ürün fiyatını artırmaktan başka bir işe yaramayacağını değerlendiriyoruz. Bu yüksek vergiler makul düzeylere inerse, bitmiş ürün maliyetinde en az yüzde 25’lik düşüş sağlar” açıklamasında bulundu. İçten, bir diğer sorunun da yıllık 200 milyon çifte ulaşan sahte ayakkabı pazarı olduğuna dikkat çekerek, Ticaret Bakanlığı’nın başlattığı mücadeleyi daha etkin bir şekilde sürdürmesini beklediklerini dile getirdi.
Hazır giyimde 2 yılda 110 bin istihdam kaybı yaşandı
TGSD Başkanı Ramazan Kaya ise salgın sonrası yaşanan sıkıntılardan dolayı getirilen mali yükümlülüklerin sektörde bir takım olumsuz sonuçlara yol açtığını belirterek, “Ciddi maliyetler ile karşı karşıyayız. 7 ay geride kaldı. Ciroda yüzde 10,8, adette yüzde 15 ve en can alıcı nokta bu, kg birim fiyatta yüzde 3,3 düşüş var. Bu da karsız bir duruma yol açtı. Hem maliyet, hem anti damping ve koruma önleminin oluştuğu noktada sermaye yetersiz kalıyor. Son 2 yılda 25 yıldır yaşamadığımız maliyet artışları ile karşılaştık. Enflasyon ile kur dengeli gitmiyor. Bu da bizi pahalı değil çok pahalı bir ülke halilene getirdi. Ciro ve istihdam kaybı ile karşı karşıya kaldık. Dip dalgadayız. Değişim ve dönüşüm yaşıyoruz ama bu kez hızlı çıkamayacağız. Çünkü finans, destekler gibi birçok konuda musluklar kapalı. Bir taraftan da ithalat artıyor. Yerel markalar yurtdışından alıma yöneldi” dedi. Yan sanayi vergileri ile ilgili de Kaya, “Yan sanayiyi korurken ihracatı ve sanayiciyi de öldürmemek gerekiyor. Sektörde 2 yılda 110 bin istihdam kaybı yaşandı. Yan sanayicilerin lobileri Ankara’da daha güçlü. Biz de çalışmalar yapıyoruz. Geçen sene yüzde 85 cari açığa pozitif desteğimiz var. Bu göz ardı edilecek bir rakam değil. Şu an istihdam çıkışı durma noktasına geldi. Üretici sermayesi derecesinde iş yapıyor. Öz sermaye ile herkes gayrimenkulünü satıyor sermayesine destek olmak için” dedi.
ORTAK TALEPLER AÇIKLANDI
▶ Dünyanın çok üzerindeki girdi maliyetleri rekabetçiliğe büyük zarar verdi. Ham madde ve yarı mamul ithalatındaki ek vergiler düşürülmeli. Yan sanayi için farklı bir teşvik mekanizması geliştirilmeli.
▶ Sahte ve kayıt dışı üretim nedeniyle devlet milyarlarca liralık zarara uğruyor. Türkiye’nin yurt dışındaki imajına da zarar veren sahte ve kayıt dışı üretimle mücadele daha kararlı bir şekilde yürütülmeli.
▶ Finansman ihtiyacı artan ya da bu zor koşullara rağmen yatırım yapmayı planlayan, teknolojisini yenilemek isteyen firmalar için uzun vadeli ve düşük faizli finansman imkânları geliştirilmeli.
▶ Fahiş kira artışları ürün fiyatına yansıdığı için enflasyonla mücadeleye zarar veriyor ve ticari hayatı sekteye uğratıyor. Tüm ticari gayrimenkullerde kira artışı ile ilgili düzenleme gözden geçirilmeli.