Bakan Nebati: Haksız kazanca izin vermeyeceğiz

Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, "Bazı kişilerin açıkladığımız bu konut paketini kendilerine haksız kazanç elde etme yoluna gitmelerine de asla göz yummayacağız" dedi.

Haber Merkezi |

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, "Enflasyonist ortamı fırsatçılığa çevirmeye çalışan kimseye asla izin vermeyecek, kesinlikle müsamaha göstermeyeceğiz. Enflasyonla mücadele, bugün en öncelikli konularımızdan biri." dedi.

Nebati, Ziraat Bankası Tarım Ekosistemi Buluşması’ndaki konuşmasına Dünya Çiftçiler Günü'nü kutlayarak başladı.

Güncel ekonomik gelişmeler ve Türkiye Ekonomi Modeli hakkında değerlendirmelerde bulunan Nebati, Türkiye'nin COVID-19 salgınına rağmen, 2020 ve 2021 yıllarında dünyada en iyi büyüme performansı gösteren ülkelerin başında yer aldığını aktardı.

Nebati, öncü göstergelerin, bu yılın ilk çeyreğinde de güçlü büyüme eğiliminin dengeli şekilde sürdüğünü gösterdiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Sanayi üretimimiz güçlü şekilde artmaya devam ediyor. Çarklar dönüyor çok şükür. İstihdam 30 milyona ulaştı. İhracatta her ay yeni rekorlar kırıldığına hep beraber şahit oluyoruz. Nisan ayında enerji hariç ihracatımız, ithalatı geçti. Yatırım iştahı da gayet güçlü bir şekilde seyrediyor. Bizler bu güçlü performansın devam etmesi, sürdürülebilir olması için var gücümüzle çalışıyoruz. Yüksek katma değerli üretime büyük önem veriyoruz. Üretimi, yatırımı, ihracatı ve istihdamı artırmak Türkiye Ekonomi Modeli’nin merkezinde yer alıyor. Bunun yanında, cari açık sorununu çözmek ve küresel değer zincirlerinde daha üst sıralara çıkmak da öncelikli hedeflerimiz arasında yer alıyor.

Bu amaçla, yatırım yapana, istihdam oluşturana devletimizin kaynaklarını en etkin ve verimli bir şekilde kullandırıyoruz. Krediler konusunda özellikle selektif davrandığımızı vurgulamak istiyorum. Bu kapsamda, yakın zamanda yatırım, ihracat ve işletme harcamalarına yönelik KGF paketlerini kullanıma sunduk. Uygun faizli, uzun vadeli TL cinsinden kredi imkanı da sağlıyoruz. Selektif kredi yaklaşımımızın bir çıktısı olarak sanayi ve turizm yatırımlarına yönelik 150 milyar TL'lik kredi paketini uygulamaya koyduk."

Nebati, son açıklanan konut sektörüne yönelik 3 destek paketinin yine hedef odaklı bakış açılarını yansıttığına işaret ederek, bu 3 paketle, ilk konutunu alacak vatandaşların uygun maliyetli kredi imkanıyla konuta erişimini artıracaklarını, ters dolarizasyonu destekleyeceklerini, tamamlanmamış inşaatların bitirilerek konut arzının artırılmasını sağlayacaklarını söyledi.

"Fiyat İstikrarı Komitemiz enflasyonu düşürmeye yönelik çalışmalarını aralıksız sürdürüyor"

İnşaat firmalarına da bir yıl boyunca konut satış fiyatlarını sabit tutmaları şartıyla destek vereceklerini bildiren Bakan Nebati, konuşmasına şöyle devam etti:

"Diğer taraftan, bazı kişilerin açıkladığımız bu konut paketini kendilerine haksız kazanç elde etmek için bir bahane yoluna gitmelerine göz yummayacağız. İş ve yatırım ortamını iyileştirmek amacıyla, devrim niteliğindeki birçok vergisel düzenlemeyi uygulamaya geçirdik. Türkiye ekonomi modelinde en önemli önceliklerimizden biri de finansal istikrarın güçlendirilmesidir. Bunu gerçekleştirmek için, öncelikle ters para ikamesini sağlayan politikaların uygulanmasına ve TL cinsinden finansal araç ve varlıklarda yatırımların teşvik edilmesine yönelik güçlü adımlar attık. Tüm paydaşlarımızla eşgüdüm içerisinde çalışmalarımızı sürdürmeye devam ediyoruz. Her ne kadar pandemiyle tetiklenmiş ve Rusya-Ukrayna savaşıyla derinleşmiş bir küresel enflasyon sorunuyla karşı karşıya kalmış olsak da ülkemizde enflasyon ataletini beraberce yeneceğiz. Tıpkı dövizdeki hızlı yükselişi yenilikçi bir yöntem olan kur korumalı mevduat gibi adımlar ile durdurduğumuz gibi. Enflasyonla mücadele, bugün en öncelikli konularımızdan biri. Para ve maliye politikalarının etkin koordinasyonuyla önümüzdeki süreçte enflasyonu kalıcı olarak tek haneli rakamlara indirmeyi hedefliyoruz."

Nebati, Fiyat İstikrarı Komitesi'nin enflasyonu düşürmeye yönelik çalışmalarını aralıksız sürdürdüğünü belirterek, "Piyasadaki fiyatları mercek altına alan Enflasyon ile Mücadele Timlerimiz, birçok sektöre ilişkin denetimlerini kesintisiz bir şekilde sürdürüyor. Bu kapsamda birçok kez farklı ortamlarda ifade ettiğim gibi enflasyonist ortamı fırsatçılığa çevirmeye çalışan kimseye asla izin vermeyecek, kesinlikle müsamaha göstermeyeceğiz." ifadelerini kullandı.

Bakanlığın tüm kaynaklarıyla süreçleri her an izlediğini, analiz ettiğini ve denetlediğini aktaran Nebati, bu süreçlerin aynı şekilde devam edeceğini bildirdi.

Bakan Nebati, "Bizim insanımız ferasetlidir, ahlaki olgunluk sahibi ve özverilidir. Bunu biliyorum. Bu yüzden enflasyon sorununu el birliğiyle çözeceğimizden, kimsenin fırsatçılara göz açtırmayacağından da şüphe duymuyorum. Dün, gün boyunca gıdadan çimontaya kadar farklı sektörlerde faaliyet gösteren iş insanımızla oldukça verimli toplantılar gerçekleştirdik. Enflasyon meselesini masaya yatırdık. İşin güzel tarafı kendilerinin de enflasyonla mücadele doğrultusunda çeşitli adımlar atmaya yönelik düşüncelerinin olması. İş insanlarımızın da ellerini taşın altına koymaya hazır olduklarını görmekten büyük memnuniyet duydum." değerlendirmesinde bulundu.

Son 10 yılda, Türkiye'nin tarım sektörünün yüzde 28 büyüyerek, 2021 yılında tarımsal gayri safi yurt içi hasılanın (GSYH) 407 milyar TL seviyesine ulaştığını belirten Nebati, çalışanların da yüzde 17’sinin tarım sektöründe istihdam edildiğine işaret etti.

Nebati, 2021 yılı itibarıyla yaklaşık 5 milyon kişinin geçimini tarımdan sağladığını dile getirerek, şunları kaydetti:

"2021 yılında tarım ürünleri ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 20 artarak 7,2 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. 2022 yılı mart ayı itibarıyla yıllıklandırılmış tarım ürünleri ihracatımız 7,5 milyar dolar ile tarihin en yüksek seviyelerine ulaşmıştır. Türkiye, dünya çapında çok çeşitli destinasyonlara önemli miktarda meyve, sebze ve kuruyemişte ana ihracatçı konumuna gelmiştir. Ülkemiz fındık, kayısı, incir, kuru üzüm ve kirazda dünyanın önde gelen üreticisi olup 20 farklı tarım ve gıda ürünü bakımından en büyük 5 ila 10 küresel üretici ülke arasında yer alıyor. Küresel salgın sürecinde tarım sektörümüz, hükümetimizin yerinde ve zamanında müdahaleleri neticesinde salgının olumsuz etkisine nispi olarak daha düşük derecede maruz kalmıştır.

Sosyal yardım önlemleri, tarım işçileri de dahil olmak üzere vatandaşlarımızın krizden daha az etkilenmesine katkı sağladı. Çiftçiler ve tarımsal gıda işletmelerinin kritik öneme sahip tarımsal değer zincirlerini işletmeye devam etmesini sağlamak amacıyla kredi ve teşvik paketlerimizi devreye aldık. Salgın sonrası toparlanma aşamasında da tarım ve gıda sektöründe üretken, sürdürülebilir büyümenin geliştirilmesine katkıda bulunmak için gayretli çalışmalarımız devam ediyor. 2000’li yıllarda tarımsal hasıladaki büyüme, ağırlıklı olarak emek, arazi, hayvan varlığı ve makine kullanımı gibi temel üretim faktörlerine yoğunlaşarak gelişti."

Nebati, bundan sonraki dönemde, Türkiye’de tarım sektörünün, kaynakları verimli kullanarak ve teknolojiden maksimum seviyede yararlanarak sürdürülebilir bir şekilde büyümesinin amaçlandığına işaret ederek, böylece, sektörün iklim değişikliğine adapte edileceğini ve AB gibi önemli ihracat pazarlarındaki politika gelişmelerine uyumlu hale getirileceğini dile getirdi.

"Türkiye, kuraklık stresi ve yenilenebilir su arzındaki değişkenlik nedeniyle tarım için suyun mevcudiyeti açısından riskli durumda"

Bakan Nebati, konuşmasında iklim değişikliği ve tarım başlığına da değindi.

Sıcaklık ve yağış rejimindeki değişikliklerin, gıda üretimini olumsuz yönde etkileyerek, gıda fiyatlarında kayda değer fiyat artışlarına neden olduğuna vurgu yapan Nebati, "Bununla birlikte, yapılan araştırmalar, 2050 yılında dünyamızın ulaşacağı toplam nüfusu beslemek için bugünkünden yüzde 60 daha fazla gıdaya ihtiyaç duyacağımızı gösteriyor. Bu orandaki gıda üretimi için de yüzde 15 daha fazla suya gereksinim duyulacaktır." dedi.

Diğer taraftan, iklim değişikliği neticesinde yüzey suyu mevcudiyetinin azalacağının ve kurak mevsimlerin uzayacağının tahmin edildiğini anımsatan Nebati, konuşmasına şöyle devam etti:

"Türkiye, kuraklık stresi ve yenilenebilir su arzındaki değişkenlik nedeniyle tarım için suyun mevcudiyeti açısından riskli durumdadır. Bu nedenle, su talebi düşük olan ürünlere yönelik ürün modelleri geliştirirken eş zamanlı olarak modern sulama yöntemleriyle su kullanımını verimli hale getirmeliyiz. Türkiye'nin en büyük ticaret ortağı olan AB, yakın zamanda başlattığı Yeşil Mutabakat aracılığıyla iklim ve çevresel zorluklarla mücadele etme iradesini vurguluyor ve ticaret ortaklarını da bu yönde teşvik ediyor. Tarım ve kırsal alanlar, Avrupa Yeşil Mutabakatı'nın merkezinde yer alıyor.

Bu bağlamda Türkiye, AB Yeşil Mutabakatı tarafından öngörülen kapsamlı değişikliklere yanıt vermeyi amaçlayan 'Yeşil Mutabakat Eylem Planı'nı Temmuz 2021 tarihinde yayınlamıştır. Planın ana başlıklarından bir olan sürdürülebilir tarım kapsamında yer alan gıda kayıplarının ve atıkların azaltılması ve organik üretimin teşvik edilmesi gibi eylemler yer almaktadır. Bunlara yönelik gerekli adımlar atmasına Tarım ve Orman Bakanlığımıza katkı sağlamaktayız."

"Güneş enerjisi sistemleri için kredi desteği veya hibe desteği imkanlarını çiftçilerimizin kullanımına sunuyoruz"

Bakan Nebati, tarım sektörünün kritik önemi çerçevesinde yeterli ve güvenilir gıda arzının sağlanması ve verimliliğin artırılması gibi hedefler çerçevesinde üreticileri desteklemeye devam ettiklerini dile getirdi.

Bu kapsamda son 5 yılda çiftçilere yaklaşık 90 milyar TL tutarında tarımsal destek ödemesi gerçekleştirdiklerini belirten Nebati, "2022 yılı için 25,8 milyar TL olarak belirlenen tarımsal destek bütçesine hububat üreticilerine ödenmek üzere 3,2 milyar TL ek girdi desteği ilave ederek 29 milyar TL'ye çıkardık." dedi.

Nebati, ayrıca, 2004 yılından bu yana tarımsal üreticilere, Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığıyla Hazine faiz destekli kredi kullandırarak üreticilerin finansman ihtiyacını uygun koşullarda karşıladıklarına dikkati çekerek, şu bilgileri verdi:

"Bu kapsamda, 2021 yılı içinde 896 bin üreticiye 75 milyar TL tutarında Hazine faiz destekli kredi kullandırdık. Bu kredilerin faizinin, ortalama yüzde 70'i Bakanlığımızca karşılanmıştır. Böylece, tarımsal üreticilerimize 4,6 milyar TL tutarında faiz desteği sağladık. 2022 yılında da tarımsal üreticilere bir önceki yıla göre iki katından fazla bir artışla 9,8 milyar TL tutarında faiz desteği sağlamayı öngörüyoruz. Nisan ayı başında Hazine faiz destekli kredilerin tamamında üst limitleri yükselttik. Bu kapsamda, geleneksel bitkisel üretim ve hayvansal üretim konularında sıfır faizli kullandırılan kredilerin üst limitlerini 2 katına çıkardık.

Böylelikle küçük ölçekli üreticilerin yoğun olarak kredi kullandıkları başlıklardan geleneksel hayvansal üretimde 100 bin TL olan sıfır faizli kredi tutarı 200 bin TL'ye, geleneksel bitkisel üretimdeki 50 bin TL olan sıfır faizli kredi tutarı da 100 bin TL’ye yükselttik. Ayrıca, 15 Nisan tarihinde borçları aciz vesikasına bağlanmış üreticilerimize ödeme kolaylıklarının sağlanmasına yönelik düzenlemeyi uygulamaya koyduk. Tarım sektöründe verimliğin artırılmasına katkı sağlayan en önemli hususlardan bir tanesi de modern sulamanın yaygınlaştırılmasıdır. Bu da enerji ihtiyacı doğurmaktadır. Giderek artan enerji maliyetleri ekimi yapılamayan arazilerin artmasına yol açıyor. Bu durum alternatif enerji kaynaklarının kullanımını gerektiriyor."

Bakan Nebati, Türkiye'nin güneş enerjisinde yüksek bir potansiyele sahip olduğuna dikkati çekerek, "Bu kapsamda, tarımsal sulamada güneş enerjisi sistemleri için kredi desteği veya hibe desteği imkanlarını çiftçilerimizin kullanımına sunuyoruz. Tarımsal sulamada güneş enerjisi santrali kurulumunda Ziraat Bankası vasıtasıyla 12 ay ödemesiz 84 ay vadeli kredi imkanı getirdik. Uygulama süresi 2023 yıl sonuna kadar devam eden bu imkanla 7,5 milyon TL azami kredi kullanma limiti, yurt içinde üretilen makine teçhizat için yüzde 100, bunun dışındaki makine teçhizatta da yüzde 75 oranında faiz desteği sağlıyoruz." ifadelerini kullandı.

Ayrıca, tarımsal sulama projeleri kapsamında DSİ ile TOKİ arasındaki iş birliği ile 830 bin hektar olarak planlanan projelerden öncelikli olarak 390 bin hektarlık alanı içeren 143 sulama projesini hayata geçireceklerini bildiren Nebati, çiğ süte litre başına 20 kuruş olarak uygulanmakta olan destek tutarını 1 Mart-15 Mayıs dönemine yönelik olarak 4 kat artırarak litre başına 1 TL seviyesine çıkardıklarını, böylelikle çiftçilere aylık yaklaşık 930 milyon TL destekleme ödemesi yapmayı öngördüklerini aktardı.

"Sıfır faizli kredi uygulamasıyla 1,7 milyon yetiştiricimiz toplam 42 milyar TL faizsiz kredi kullandı"

Nebati, 2022 Üretim Yılı Sertifikalı Tohum Kullanım Desteği ödemelerinin aynı yıl başlamasını sağladıklarını belirterek, bu destekle başta hububat, bakliyat ve yağlı tohumlu bitkiler için olmak üzere daha verimli bir tarımsal üretimin teşvik edilmesini, üreticilerin girdi maliyetlerinin azaltılmasını amaçladıklarını anlattı.

"Stratejik ürünlere ilave desteklerle çiftçimizin yanında olduk. 2002'de 5 ürüne prim desteği verilirken bugün 18 ürüne prim desteği sağlıyoruz. Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi proje sayısını son 3 yılda 27'den 50'ye çıkardık. Bu bölgelere güncel rakamlarla 450 milyon lira altyapı kredisi sağladık." diyen Nebati, hayvancılık sektörüne yönelik sıfır faizli kredi uygulamasıyla 1,7 milyon yetiştiricinin toplam 42 milyar lira faizsiz kredi kullandığını bildirdi.

Nebati, ayrıca, 3. Tarım Orman Şurası'nın en önemli çıktılarından birisi olan sözleşmeli üretim modelinin geliştirilerek yaygınlaştırılması için çalışmaların sürdüğünü aktardı.

Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, yapılan tüm çalışmaların yanı sıra çiftçileri desteklemek için çeşitli vergisel düzenlemeler yaptıklarını da anımsattı.

Meskenlerde ve tarımsal sulamada elektrik teslimlerinde KDV oranını yüzde 18'den yüzde 8'e indirdiklerini hatırlatan Nebati, "İndirimli vergi oranı uygulanan tarım makinelerinin kapsamını genişlettik. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından sertifikalandırılan tüm tohumluk fide ve fidanların KDV oranını yüzde 1 olarak belirledik. Gıda ürünlerindeki yüzde 8 oranındaki KDV’yi yüzde 1’e indirdik. Gıda ürünlerinin toptan ve perakende satışlarında uygulanan KDV oranlarını eşitleyerek farklılığı ortadan kaldırdık. Böylece uygulama kolaylığı sağladık. Yeme içme hizmetlerinde KDV oranını yüzde 8 olarak belirledik." diye konuştu.

Bakan Nebati, konuşmasının ardından katılımcılarla aile fotoğrafı çektirdi.

Sıfır araçlarda kampanya yarışı başladı! İşte yılsonu fırsatları... Sıfır faiz, takas desteği! Finansal performansın anahtarı: Dupont analizi AKOM açıkladı: İşte fırtına ve yağışın İstanbul'a bilançosu Öğretmenlerin 24 Kasım beklentisi: Birer maaş ikramiye Türkiye dünyanın en sinirli ikinci ülkesi oldu! Trump Hazine Bakanı adayını açıkladı: 'Amerikan rüyasının' bir örneği