Associated Press araştırdı: Türkiye'de yoksulluk, ‘kayıp bir nesil’ yaratıyor
Associated Press yaptığı araştırmaya göre, Türkiye’de yaklaşık 22,2 milyon çocuğun 7 milyonunun yoksulluk içinde yaşadığını gösteriyor. Özellikle İstanbul’daki yoksul çocukların, ailelerine destek olabilmek için seyyar satıcılık yaparak gece geç saatlere kadar çalışmasının “kayıp bir nesil” yarattığı ifade ediliyor.
Haber Merkezi |Associated Press’in (AP) Robert Badendieck imzalı, “Türkiye'deki yükselen maliyetler, ailelerine destek olmaya çalışan çocuklardan oluşan ‘kayıp bir nesil’ yaratıyor” başlıklı haberinde, İstanbul’da bir aileye konuk olunuyor.
Haberde, “İstanbul’un en yoksul mahallelerinden birinde, karanlık bir odalı bir apartman dairesinde, 11 yaşındaki Atakan Şahin, kardeşleriyle birlikte eski bir kanepede kıvrılmış televizyon izliyor. Bu sırada annesi bir tencerede makarna pişiriyor” denilirken, bunun 6 kişilik bir ailenin tek akşam yemeği olduğu belirtilerek, ailedeki çocukların “Türkiye’de yoksulluk içinde yaşayan çocukların üçte birine dahil” olduğu da ekleniyor.
Anne 28 yaşındaki Rukiye Şahin, “Çocuklarımın haline bir bakın. Dört çocuğum var. Tavuk yiyemiyorlar, et yiyemiyorlar. Okula yırtık ayakkabılarla gönderiyorum” diyor.
7 milyon çocuk yoksulluk içinde yaşıyor
2021 yılında uygulanan ve sonradan terk edilen alışılmadık ekonomik politikalarının Türk Lirası’nda yarattığı değer kaybı nedeniyle oluşan yüksek enflasyonun, birçok aileyi gıda ve barınma masraflarını karşılamakta zorlanır hale getirdiği belirtiliyor.
Uzmanlar, bu durumun çocukların erken yaşta ailelerine destek olmaya zorlandığı ‘kayıp bir nesil’ yarattığını söylüyor.
UNICEF ve Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2023 raporuna göre, Türkiye’de yaklaşık 22,2 milyon çocuğun 7 milyonu yoksulluk içinde yaşıyor.
Bu yoksunluk, Şahin ailesinin yaşadığı İstanbul’un Tarlabaşı semti gibi mahallelerde belirgin hale geliyor. Tarlabaşı, birkaç dakikalık yürüme mesafesindeki, parlak vitrinleri ve lüks restoranlarıyla ünlü İstiklal Caddesi’ne rağmen derin yoksulluk barındırıyor.
Şahin ailesi akşam yemeklerini odanın zeminine oturarak yiyor. Rukiye ve eşi yerde uyurken, çocuklar odanın kanepelerinde uyuyor. Aralık ayının soğuk bir gecesinde, odadaki soba birkaç odun parçasıyla ısınmalarını sağlıyor. Ancak zaman zaman farelerin binada dolaşma sesleri eşliğinde uykuya dalıyorlar.
Atakan, günlerini babasıyla birlikte çöp kutularında geri dönüştürülebilir malzeme arayarak geçiriyor.
“Okula gidemiyorum çünkü param yok”
İstanbul’daki yoksul çocuklar, ailelerine destek olabilmek için kalem, mendil ya da bileklik gibi küçük eşyalar satarak gece geç saatlere kadar çalışıyor.
“Okula gidemiyorum çünkü param yok” diyor Atakan ve şöyle devam ediyor:
“Hiçbir şeyimiz yok. Söyler misiniz, nasıl gideyim? Güneşli günlerde okula gitmediğimde, babamla plastik topluyorum. Bulduklarımızı satıyoruz.”
Bu kazanç, temel gıda maddelerini ve kardeşlerinin okul masraflarını karşılamaya yardımcı oluyor. Ancak Atakan, okula gidebildiği günlerde bile düzgün ayakkabılar, bir palto ve sevdiği İngilizce dersinde kullanabileceği ders kitaplarından yoksun.
Şahin ailesi, kira, faturalar ve diğer temel ihtiyaçları karşılamak için mücadele ediyor. Türkiye’nin yaşam maliyeti krizinde, enflasyon kasım ayında yüzde 47 seviyesindeydi. Gıda fiyatları ise bir önceki aya göre yüzde 5,1 artmıştı.
Sosyal yardım yetmiyor
Rukiye ve eşi, çocuklarının okul masraflarına yardımcı olmak için devletten aylık 6,000 lira (173 dolar) yardım alıyor. Ancak bu miktar, kira giderlerine eşit.
“Oğlum, ‘Anne, yağmur yağıyor, ayakkabılarım sırılsıklam’ diyor. Ama ne yapabilirim?” diye soruyor Rukiye ve “Devlet bana yardım etmiyor. Çocuklarımla birlikte bu odadayım. Onlardan başka kimim var?” diyor.
Türkiye’nin dışarıya sunduğu güçlü ekonomi ve etkili dünya gücü imajı, çocukların çöp karıştırarak ailelerine destek olduğu görüntüleri yansıtmıyor.
Uzmanlar hükümet yardımlarının yetersiz olduğunu ve milyonlarca insanı zorlu tercihler yapmaya zorladığını söylüyor:
“Kira mı ödemeli yoksa çocuklar için kıyafet mi almalı? Çocukları okula mı göndermeli yoksa birkaç lira daha kazanmak için evde mi tutmalı?”
“Bu çocuklar, derin bir yoksulluk içinde”
Gönüllüler, bu yoksunluk döngüsünü hafifletmeye çalışıyor. Eski bir restoran sahibi olan Mehmet Yeralan, Tarlabaşı’ndaki yoksul ailelere palto, defter ve pirinç gibi temel ihtiyaçlar götürüyor.
“Çocuklarımız bunu hak etmiyor,” diyor. “Aileler çok zor durumda. Çocuklarına yemek alıp okula göndermekte zorlanıyorlar. Çocuklar, ailelerine destek olmak için mendil satıyor. Derin bir yoksulluk görüyoruz.”
Yoksulluk araştırmacısı Hacer Foggo ise, Türkiye’nin bir ‘kayıp nesil’ yetiştirdiğini belirtiyor. Çocuklar eğitimden koparak çalışmaya zorlanıyor ya da haftada dört gün çalışıp bir gün okula gittikleri programlara yönlendiriliyor. Foggo, şunları söylüyor:
“Bu çocuklar, derin bir yoksulluk içinde. Çocuk işçiliği çok yaygınlaştı. Bu programlar gerçek bir eğitim değil, sadece ucuz iş gücü sağlıyor.”
Türkiye çocuk yoksulluğunda ikinci sırada
UNICEF, Türkiye’nin 2019-2021 arasında çocuk yoksulluğunda Avrupa Birliği ve OECD ülkeleri arasında 39 ülke arasında 38. sırada yer aldığını hesapladı.
Sonuç olarak, Rukiye durumlarını şöyle özetliyor:
“Bazen aç, bazen tok uyuyorum. Ama ilerleyemiyoruz, hep geride kalıyoruz. Elinde para olmayınca hep geride kalıyorsun.”
Atakan ise hayallerine tutunmaya devam ediyor:
“Kendi odam olsun istiyorum. Okula düzenli gitmek istiyorum. Her şey yolunda olsun istiyorum. Bir gün futbolcu olup ailemi desteklemek istiyorum.”