ASO Başkanı Nurettin Özdebir: Sanayi sektörü borcu borçla çeviriyor
Sanayi sektörünün borcu borçla çeviren bir yapıda olduğunu belirten ASO Başkanı Özdebir, “Firmaların doğrudan finansal destekler ile genişletilmiş vergisel desteklerden oluşan çizgi üstü desteklere ihtiyacı bulunmaktadır" dedi.
Haber Merkezi |ANKARA(DÜNYA) - Ankara Sanayi Odası(ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, sanayi sektörünün borcu borçla çevirdiğini belirterek, sanayicilerin borcu artıran değil, borcu azaltan destek istediğini söyledi.
Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın konuk olduğu ASO Meslek Komiteleri Ortak Toplantısında konuşan Nurettin Özdebir, ekonominin genel durumuna ilkin değerlendirmeler yaparken, iş dünyasının beklentilerini de sıraladı.
Salgın döneminde ekonomik yapıda ortaya çıkan olumsuz gelişmelerin sanayicinin üretim gücünün azalmasına yol açtığını söyleyen Nurettin Özdebir, kurdaki yukarı yönlü haraketliliğin belirsizliği önemli ölçüde azalttığını aktardı.
"Yüksek kurun ithalat maliyetlerini yükseltti"
Yüksek kurun, hem özel sektörün hem kamunun dış borç çevrimini zorlaştırarak ithalat maliyetlerini yükselttiğini söyleyen Özdebir, “Ayrıca ekonominin genelinde dolarizasyonun artmasına neden olmaktadır. Kurun yükselmesinin yanı sıra önemli ölçüde oynak olması da ekonominin genelinde belirsizliğe neden olmakta ve reel sektöre öngörülebilirliğin azalması olarak yansımaktadır” diye konuştu.
Yüksek faizin üreticisi kesim açısından da yüksek finansman maliyeti anlamına geldiğini söyleyen Özdebir, “Makroekonomik ve finansal istikrarsızlıktan, yüksek sermaye maliyetlerinden olumsuz etkilenen üretim kesimi, katlanılacak olan maliyet artışına rağmen, kurun makul seviyelere getirilebilmesi ve oynaklığının azaltılması hedefiyle son dönemde faiz artırımına da razı olmuştu” ifadelerini kullandı.
Ekonominin son dönemde hem yüksek faiz hem de yüksek kur kıskacında kaldığının altını çizen Özdebir, birinci çeyrek verilerinin tüm olumsuzluklara rağmen reel sektörün ayakta kalarak büyümenin en önemli taşıyıcısı olmasını sağlandığını anlattı.
Geçmiş dönemlerde büyümenin ana kaynaklarından birisinin inşaat olduğunu hatırlatan Nurettin Özdebir, bu kompozisyonun değişmeye başladığını ve imalat sektörünün payının giderek arttığını söyledi.
Emtia, ara mal ve yarı mamul ürün fiyatındaki döviz bazındaki artışların, sanayicinin üretim gücünü önemli ölçüde azalttığını anlatan Özdebir, küresel emtia endeksinin yüzde 72 arttığını, kredi kullanarak üretim yapanların ilançolarının bozulduğunu belirtti.
"Borcu azaltıcı destekler devreye girmeli"
Mevsimsel düzeltilmiş aylık verilerin sanayi sektöründe yavaşlamaya işaret ettiğini söyleyen Özdebir, “Maliyet kaynaklı gelişmeler de üreticinin üretim yapma yeteneğini ciddi anlamada azaltmaya devam ediyor. Bu gelişmeler sonraki çeyreklerde büyüme dinamiklerini olumsuz yönde etkileyebilecektir” dedi.
Son dönemlerde uygulanan teşviklerin daha çok borcu artıran destekler şeklinde gerçekleştiğini söyleyen Nurettin Özdebir, sanayiciler olarak borcu artıran değil, borcu azaltıcı desteklerin devreye girmesini istediklerini belirtti.
Bu kapsamda, düşük faizli kredi ve vergisel teşvikler verilmesi gerektiğini vurgulayan Özdebir, “Bunların devreye girmesi, biz sanayicilerin üretime devam edebilmesi ve büyümenin sürülebilmesi açısından en önemli şarttır” diye konuştu.
Pandemi sürecinde OECD ülkelerinde ve gelişmiş ülkelerde devletlerin doğrudan gelir, nakit ve vergi desteklerinin ağırlıkta olduğunu dile getiren Nurettin Özdebir, “Türkiye’de ise 2020 yılının önemli bir kısmında parasal genişleme politikaları uygulanmış, Kasım ayından itibaren de parasal sıkılaşma yönünde politikalara geçilmiştir” dedi.
Dar tanımlı para arzı olan M1’in geçen yıl yüzde 75 büyüdüğünü hatırlatan Özdebir, pandemi sürecinde doğrudan desteklerin GSYH’ye oranı yalnızca yüzde 1.9’da kaldığını anlattı.
Türkiye’deki temel destek araçlarının kredi ve kredi garantileri olduğunu söyleyen Özdebir, “Bu politika tercihi, finans-dışı reel sektör firmalarına yeterli desteği sağlayamamıştır. Nitekim pandemi sürecinde dünya genelinde uygulanan destek ve kurtarma programları neticesinde, firma iflas ve borç ödeyememe oranları pandemi öncesindeki değerlerin altına inmişken (OECD, IMF), Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF), verilerine göre 2020 yılında Türkiye iflas artışı bakımından dünyada ilk sıradadır” ifadelerini kullandı.
"Sanayi sektörü borcunu borçla çeviriyor"
Parasal genişleme yoluyla sağlanan fonun, krizden negatif etkilenen ekonomik birimlere tahsis edildiği ülkelerde parasal genişlemeye bağlı enflasyon artışı görülmediğini dile getiren Özdebir, “Ülkemizdeki durumun tersi yönde olması, uygulanan genişlemeci politikaların nicel büyüklüklerinden ziyade, tahsis edilme biçiminin enflasyonist etkilerin oluşumuna zemin hazırladığı görülmektedir” dedi.
Türkiye’de katma değere katkısı en yüksek sektör olan sanayi sektörünün, borcu borçla çeviren bir yapıda olduğuna değinen Nurettin Özdebir, şunları söyledi: “Firmaların doğrudan finansal destekler ile genişletilmiş vergisel desteklerden oluşan çizgi üstü desteklere ihtiyacı bulunmaktadır. Krediler ve kredi garantileri tek başına uygulandığında yetersiz olup, ancak doğrudan nakit destekleri ve güçlü vergisel desteklerle birlikte uygulandığında sanayi sektörü sürdürülebilir bir finansman yapısına kavuşabilecektir”
Bir çok ülkede kurumlar vergisi düşürülürken, Türkiye’de bu oranın yüzde 25’e yükseltildiğini dile getiren Özdebir, bunun finans dışı reel sektör firmalarının finansman zorluklarını artıracağını aktardı.
Özdebir, “Özellikle sanayi firmalarının hayatta kalıp ekonomik faaliyetlerine devam edebilmeleri, borçluluk oranlarını arttırmayan desteklerin ve vergisel desteklerin bir arada uygulanmasıyla mümkün olabilecektir” dedi.
Firmaların borcunu azaltacak ve dış finansman gereksinimini azaltacak nitelikteki desteklerin döviz talebinde azalmaya yol açacağını söyleyen Özdebir,. Bunun da kurdaki yukarı yönlü baskının azalmasını sağlayacağını belirtti.