Aşırı likidite korkutmuyor
Bankacılık sisteminde net likidite fazlası 1 trilyon lirayı aştı ve rekor seviyeye ulaştı. Bankacılık sektörü kaynakları daralan faiz koridoru nedeniyle önceki dönemlerdeki kadar likidite fazlasının sorun yaratmadığını belirtirken Merkez Ban kası’nın likidite fazlasını çekmek için yeni adımlar atabileceğini dile getirdi.
Şebnem Turhan |ŞEBNEM TURHAN
Merkez Bankası’nın yüklü döviz alımları net likidite fazlasının 1 trilyon lirayı geçerek rekor kırmasına neden oldu. Bankacılık sektörü kaynakları Merkez Bankası’nın cephanesini güçlü tutmak için rezervlere döviz alımlarını devam ettirdiğini döviz rezervlerinde yükselişin ise süreceği görüşünde. Merkez Bankası’nın daha önce bu konuyla ilgili önlemlerinin yetersiz kaldığını vurgulayan kaynaklar aşırı likiditenin faiz koridoru daraltıldığı için enflasyonla mücadelede çok negatif bir etki yapmadığını dile getirdi.
Merkez Bankası’nın rezerv biriktirme adımları kapsamında Haziran 2023’ten sonra sık sık piyasadaki likidite fazlası gündeme geldi. Merkez Bankası likidite fazlasını zorunlu karşılık adımları ve ihale yöntemleriyle çekmek için çaba gösterse de yeni yılın ilk 10 gününde likidite fazlası rekor seviyeye ulaştı. Merkez Bankası verilerine göre negatif net fonlama 1 trilyon 69 milyar 647 milyon lira ile rekor seviyeye yükseldi. Bankacılık sistemindeki bu aşırı likidite Merkez Bankası’nın son günlerdeki yoğun döviz alımlarıyla da doğrudan ilişkili.
Geçen haftanın ilk 3 günü 3 milyar dolara yakın alım
Piyasa uzmanlarının yaptığı hesaplamalara göre 10 Ocak ile biten hafta itibariyle Merkez Bankası yaklaşık 8.4 milyar dolarlık net döviz alımı gerçekleştirdi. Geçen haftanın ilk üç gününde de Merkez Bankası’nın döviz alımları devam ederken yine bankacıların hesaplamalarına göre bu alımlar 2.9 milyar dolar daha arttı. Merkez Bankası verilerine göre Mayıs 2023’ten 10 Ocak ile biten haftaya kadar swap hariç net rezervlerde ise 115 milyar dolarlık artış yaşandı ve 55 milyar dolara yükseldi. Bu yoğun döviz alımları karşılığı TL likiditesi piyasaya çıktığı için de aşırı likidite gündemde kalmaya devam ediyor.
Daralan faiz koridoru sorunu azaltıyor
Bir bankacılık sektörü kaynağının verdiği bilgiye göre geçen yılın son aylarında yavaşlayan döviz alımları yeni yılın ilk ayında oldukça arttı. Cari açığın mevsimsel olarak yüksek olduğu ocak ayında bile döviz arzının çok arttığını ve bu yüzden Merkez Bankası’nın döviz biriktirebildiğine işaret eden kaynak, zaten açıklanan haftalık verilerde yabancının tahvile girişinin sürdüğünün görüldüğünü, geçen haftaki tahvil ihalelerine de yabancı talebinin olduğunu vurguladı. Kaynak, net fonlamanın 1 trilyon lirayı aşarak rekor kırmasının geçmiş dönemlere göre şu an enflasyonla mücadelede daha az etkili olduğuna dikkat çekerek bunun nedeninin ise daralan faiz koridoru olduğunu açıkladı. Faizin en fazla yüzde 46’ya düşebildiğini hatırlatan kaynak Merkez Bankası’nın Para Politikası Kurulu toplantısı sonrasında likidite fazlasındaki rekor nedeniyle yeni bir adım atma ihtimalinin de bulunduğunu dile getirdi.
Bir diğer bankacılık sektörü kaynağı ise bankacılık sistemindeki aşırı TL likiditesinin devam edeceğini Merkez Bankası’nın bu alanda önceki önlemlerinin ise yetersiz kaldığını dile getirdi. Aşırı likiditenin enflasyonla mücadelede Merkez Bankası’na yardımcı olmadığını kaydeden kaynak, aşırı likidite nedeniyle mevduat faiz oranlarının gerileyebildiğini, bu nedenle yurtiçi yerleşiklerin döviz alternatifine kayma ihtimallerinin oluşabildiğini ifade etti.
Carry trade için uygun ortam devam edecek
Merkez Bankası’nın likidite fazlası için zorunlu karşılıklar kanalından bir adım atabileceğini söyleyen kaynak ancak bunun çok da anlamlı bir fark yaratabileceğini düşünmediklerini vurguladı. Bundan sonra döviz rezervlerinin yükselişinin sürmesini beklediklerini ve bunun daha fazla TL likiditesi yaratacağını ifade eden kaynak, bunun da Merkez Bankası’nın sıkı para politikası söyleminin aksine finansal koşulları rahatlatacağına dikkat çekti. TL’de oynaklığın önümüzdeki 6 ay boyunca düşük kalacağını tahmin ettiklerini belirten kaynak bunun da enflasyonun 2025 sonunda yüzde 30’un altına düşmesi için önemli olduğunu belirtti. Kaynak, Merkez Bankası’nın bu politikalarla beklenen faiz indirimlerine rağmen TL’nin dünyadaki en yüksek nominal faiz oranlarından birini sunmaya devam edeceğini ve düşük oynaklığıyla da carry trade’i besleyeceğini vurguladı.
Merkez Bankası’ndan beklenti 250 baz puanlık indirim
Merkez Bankası bu yılın ilk Para Politikası Kurulu toplantısı kararını bu hafta perşembe günü açıklayacak. Politika faizinde indirime geçen yılın son ayında başlayan Merkez Bankası’nın bu yıl 12’den 8’e düşürülen PPK toplantıları nedeniyle ocakta da faiz indirimine devam etmesi bekleniyor. Anketlere göre piyasanın ocak ayı PPK’sından beklentisi 250 baz puan daha indirim yapılarak politika faizinin yüzde 47,5’ten yüzde 45’e indirilmesi yönünde şekillendi. Piyasanın yılsonu faiz tahminleri yüzde 30 civarında oluşurken, yılsonuna ilişkin beklentiler ise yüzde 27,5 ile yüzde 40 arasında değişiyor. Merkez Bankası Haziran 2023’te yüzde 8,5 olan politika faizini Mart 2024’te sonuncusu olmak üzere 41.5 puan artırarak yüzde 50’ye yükseltti. Mart 2024’ten bu yana politika faizinde değişiklik yapılmazken ilk faiz indirimi de Aralık 2024’te 250 baz puan olarak yapıldı.