ASELSAN YKB Haluk Görgün: ASELSAN’IN kilogram başına ihracatı 1000 doları buluyor
Bu haftaki Kanaat Önderi'nin konuğu, Defens News Top 100’ listesinde 48. sırada yer alan ASELSAN’ın Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, Türkiye’de savunma sanayiinin okulu olduklarını vurguluyor. 6 bin Ar-Ge personeli ile çalıştıklarını bildiren Görgün, kilogram başına ihracatın 1000 doları bulduğuna dikkat çekiyor.
Haber Merkezi |Şeref OĞUZ - Hakan GÜLDAĞ- Vahap MUNYAR
ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Prof. Haluk Görgün, “Gündem Özel” sorularımızı yanıtlarken ASELSAN’ın 1975 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) haberleşme ihtiyacını karşılayacak telsizleri üretmek üzere kurulduğunu anımsattı, “ASELSAN, zamanla TSK’nın ihtiyaçları doğrultusunda savunma sanayi şirketine dönüştü. ‘Defens News Top 100’ listesinde 48’inci sıraya yerleşti” dedi. ASELSAN’ın zamanla faaliyet alanlarında ‘yetenek mıknatısı’ haline geldiğini, milli savunma sanayi ekosisteminin dev lideri konumuna yükseldiğini kaydedip, ekledi: “TSK’nın bir ürünümüzü kullanması, dünyanın çeşitli ülkelerindeki potansiyel müşterilerimiz için önemli bir göstergeye dönüşüyor” dedi.
ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Prof. Haluk Görgün’e sorularımız ve yanıtları şöyle:
ASELSAN ARTIK GLOBAL ŞİRKET
● Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı tarafından 1975 yılında kurulan ASELSAN’ın ülkemiz savunma sanayiinde söz sahibi olması, dünya savunma sanayi liginde adından söz ettirebilmesi zaman aldı. Özellikle gelişmiş ülkelerde benzeri kuruluşlar için de yolculuk uzun sürmüş müdür? ASELSAN’ın bugünlere ulaşmasında yolculuğunun uzun sürmesini hangi etkenlere bağlamak gerekir? Geçilen yolları, yaşanan süreçleri normal mi karşılamak lazım?
Elbette her gelişimin ve yükselişin bir anda olması mümkün değil. Şirketimiz yaklaşık 50 yıl önce ilk kurulduğunda temel misyonu, ordumuzun haberleşme ihtiyacını, üretilen telsiz sistemleriyle milli olarak karşılayabilmekti. Bir süre sonra ihtiyaçların artmasıyla birlikte farklı alanlarda da çözümler üretilmeye başlandı. Burada ASELSAN’ın sahiplendiği ilham verici dava, “dışa bağımlılık statükosunu” sorgulayarak yenilikçi olmaktı. Bu davaya sahip çalışanlar ve liderler ASELSAN’ı bugün kendi alanındaki milli liderliğe ve global oyunculuğa taşıdı.
Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı’nın bir kuruluşu olan ASELSAN’ımız, dünyanın ilk 100 Savunma Sanayii Şirketi (Defense News Top 100) listesine ilk kez 2006 yılında 97’nci sıradan girmişti. Milli savunma sanayinin lideri ASELSAN, geçen yıl yükseldiği dünya çapında 48’inci sıradaki yerini bu yıl da korudu. Türk ordusu ve güvenlik güçlerinin elektronik cihaz ve sistem alanında en önemli kaynağı olan, sivil alanda da birçok öncü teknolojiyi Türkiye’ye kazandıran ASELSAN’ımız, daha yükseklere tırmanıyor.
SAVUNMA SANAYİ OKULU GİBİYİZ
● ASELSAN’ın Türk savunma sanayiindeki yerini ve önemini nasıl anlatırsınız? ASELSAN’ın Türk savunma sanayiinde oynadığı kilit rol veya roller nelerdir?
“ASELSAN” dediğimizde sektörü yakından tanıyanlar bilir ki aslında dev bir tasarım, üretim ve geliştirme ekosisteminden bahsediyoruz. Bu ekosistemin içinde güvenlik güçlerimiz, sivil kuruluşlarımız, çok sayıda yerli tedarikçimiz ve üniversiteler var. ASELSAN hem bu ekosistemden besleniyor hem de bu ekosistemin ihtiyaçlarını karşılamak için çalışıyor. 1975 yılında kurulan ASELSAN, modern Türk savunma sanayi için de bir okul oldu. Bugün Türkiye’nin neredeyse tüm savunma sanayi şirketlerinin kurucuları veya üst düzey yöneticileri ASELSAN’da yetişti. ASELSAN’daki bilgi, birikim, kuruluşundaki milli ruhun bu vesile ile tüm sektörümüze yayılmasından mutluluk duyuyoruz. Bu aslında en kilit rollerden biri olarak ifade edilebilir. Uzun yıllar sistematik olarak çözülen zor problemler, ciddi bir tecrübe ve birikim, en üst seviye sistem ve tasarım mühendisliği yetkinliği oluşturmuş, böylece, teknik olarak da sistemler sistemi diye ifade edilen büyük kompleks ve teknolojik seviyesi en üst olan ihtiyaçların çözüm odağı olarak tanımlanabilir ASELSAN.
İnovatif teknoloji girişimcilerinin dünyamızı değiştirdiği bir çağdayız. Yüksek teknoloji çalışan girişimci profiline ulaşarak ASELSAN ve ülkemizin rekabet gücüne katkı sağlamalıyız. ASELSAN’ın girişimcilerle olan işbirliğini, etkileşimini artırmak istiyoruz. Bu anlayışla ASELSAN Girişimcilik Merkezi’ni kurduk. Girişimcilerle çok yoğun, farklı modellerle çalışıyoruz. Bununla beraber özellikle çeşitli teknolojiler ve yazılım alanlarında faaliyet gösteren girişimcilerle ürünlerimize yeni açılım getirecek konularda Girişimcilik Merkezimizde görüşmeler yapıyoruz. Bu anlamda da yakın gelecek de önemli bir katkı sağlayacak diye söyleyebiliriz.
6 bin Ar-Ge personelimiz var
● ASELSAN’da Ar-Ge ve inovasyon temposu nasıl seyrediyor? Şirket Ar-Ge ve inovasyona ne kadar bütçe ayırıyor? Ayrılan bütçenin ciro içindeki payı ne kadar? Ayrılan bütçe hedeflediğiniz düzeyde Ar-Ge ve inovasyona imza atılmasına yetiyor mu?
ASELSAN, tüm gücünü ve teknolojisini Ar-Ge ve inovasyona borçlu diyebilirim. İnovasyonu ve Ar-Ge’yi üretimden pazarlamaya, tedarikten yönetime kadar tüm iş süreçlerinde faaliyetlerinin odak merkezi haline getiren ASELSAN, ulusal ve uluslararası alanda başarılara imza atıyor. Türkiye’nin En Çok Ar-Ge Harcaması Yapan Şirketleri araştırmasına göre, 2020 yılında en fazla Ar-Ge harcaması yapan şirket biz olduk. Ar-Ge projeleri için her yıl ciromuzun yüzde 7’sini, teknolojik gelişimi destekleyen altyapı ihtiyaçları için de ciromuzun yüzde 2’sini ayırıyoruz. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızca onaylı 7 Ar-Ge merkezimiz, yaklaşık 6 bin personelimiz Ar-Ge faaliyetlerinde bulunuyor. 2021-2025 dönemi için bu kapsamdaki araştırma ve geliştirme projelerimiz ve inovasyon faaliyetleri için 1 milyar dolar kaynak ayırmış durumdayız.
TSK, ÜRÜN GELİŞTİRMEYE KATKI VERİYOR
● TSK’nın alım gücü olmasa ASELSAN bugün ulaştığı teknolojik gelişmelere imza atabilir miydi? TSK, ASELSAN’ın teknolojisini, üretim gücünü geliştirmesinde ne düzeyde rol oynadı? Ne kadar etkili oldu?
Şirketimizin ilk kuruluş amacı Türk Silahlı Kuvvetleri'nin haberleşme ihtiyaçlarının milli ve özgün olarak karşılanmasıydı. Bir süre sonra TSK’nın ihtiyaçlarının artmasıyla, bu ihtiyaçların milli mühendislik yetenekleriyle karşılanabildiğinin görülmesiyle savunma teknolojileri alanında ASELSAN’ımıza çeşitli görevler verilmeye başlandı. Bu görevleri de başarıyla yerine getiren, tasarlayan, üreten ve geliştiren ASELSAN, yüksek mühendislik tecrübeleri kazandı. İlham veren liderlerin yönettiği, ilham verici işlerin yapıldığı ASELSAN, mühendislik alanlarında zamanla bir “yetenek mıknatısı” haline gelerek, bugün milli savunma sanayi ekosisteminin dev bir lideri konumuna taşındı.
ASELSAN’a duyduğu güven, bizim için en önemli gurur vesilesi. Dünyanın en güçlü ordularından olan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bir ürünümüzü kullanması, potansiyel müşterilerimiz için de önemli bir gösterge olarak kendini gösteriyor. NATO standartlarında teknolojiyi özümsemiş, her türlü harekât ortamında Mehmetçik tarafından başarıyla kullanılmış ürünler diğer müşterilerimiz tarafından da kendini ispatlamış kabul ediliyor. Türk Silahlı Kuvvetlerinin aslında çok önemli katkısı da ürünlerin geliştirme safhasında oluyor, onu da mutlaka eklemeliyim, çünkü sahadaki bilgi ve kullanıcı ihtiyaçları bize iyi tanımlanıyor ve biz de kavramsal olarak ihtiyacı karşılayacak ürünleri üretmiş oluyoruz.
CATS Optik, 45 yıllık bağımsızlık mücadelesine en güncel örnek
● Bize ASELSAN’ın geliştirdiği en önemli ürün ve teknolojilerden örnekler verebilir misiniz? Geliştirdiğiniz teknolojilerle hangi farkları yaratabildiniz?
Geliştirdiğimiz her teknolojide kullanıcı odaklı çalışmaktayız. Her ürünümüzü başta güvenlik güçlerimiz olmak üzere onları anlayarak, ihtiyaçları kavrayarak hayata geçiriyoruz. Ülkemize sunduğumuz tüm teknolojiler yabancı rakiplerinin çok daha ötesinde, özgün ve kullanıcı ihtiyaçlarını tam olarak karşılıyor. Sistem ve ürünlerimizin uzun yıllar arkasında durarak yerli ve milli olmanın bir gereğini de yerine getiriyoruz.
ASELSAN tarafından geliştirilip üretilen CATS Elektro-Optik Keşif, Gözetleme ve Hedefleme Sisteminin kullanıma alınması 45 yılı aşkın süredir devam ettirdiğimiz bağımsızlık mücadelesinin en güncel örneği olarak vermek isterim. Bu sistem çok kritik bir alandaki dışa bağımlılığı bitirdi. CATS şu anda hem yurt içi ve dışında kullanımda. CATS, temel bilimler, temel kavramlardan başlayıp, mühendislik ve el becerilerinin son derece titizlikle uygulandığı son derece yüksek teknolojili bir ürün. Teknolojinin hızlı bir şekilde gelişiyor olması, insansız hava, kara ve deniz sistemlerinin operasyonel kullanım senaryolarının da her geçen gün değişmesini ve gelişmesini beraberinde getiriyor. Bu doğrultuda insansız hava/ kara/deniz sistemlerinin tekil kullanımlarının yanı sıra sürü halinde görev icra etmesi ve insansız hava, kara ve deniz sistemlerinin birbirleriyle iletişim halinde görev yapması gibi yeni ve oyun değiştirici konseptler gündeme geliyor. Sürü halinde görev yapabilen hava/ kara/deniz sistemlerine eklenecek mühimmat veya faydalı yük ile hedeflerin imhası kabiliyeti ve lojistik destek faaliyetlerinin etkinliğini artırılabilecek ve bu sistemlerin kullanımı, muharebe sahasına bir kuvvet çarpanı olarak yansıyacak. ASELSAN’ın geliştirdiği Radar ve Elektronik Harp Sistemleri ülkemizin fark yaptığı alanlar. ASELSAN, Savunma Sanayii Başkanlığının öncülüğü ve yol göstericiliğinde uzun yıllardır insansız hava, kara ve deniz sistemleri geliştiriyor ve üretiyor. Bu kapsamda, keşif, gözetleme, istihbarat, arama ve kurtarma, lojistik, mayın ve el yapımı patlayıcıların tespiti ve imha edilmesi fonksiyon alanlarında, muharebe sahası ihtiyaçlarına uygun, otonomi seviyesi yüksek, uluslararası alanda rekabet edebilir çözümler sunuyor.
İHRACAT İÇİN MİLLİ SAVUNMA VE DIŞİŞLERİ’NE GÖRÜŞ SORUYORUZ
● 70 dolayındaki ülkede müşteriniz, geçtiğimiz yıl da 500 milyon dolara yakın yurt dışı satışınız var. Uluslararası pazarlarda nasıl bir büyüme stratejisi izliyorsunuz? Ürün ve teknolojilerinizi ne oranda başka ülkelerin kullanımına açıyorsunuz?
İhracat ile ilgili hedef ülkelerimizi ve iş kapsamlarını belirlerken; devletimizin politikaları, Savunma Sanayii Başkanlığımız, Milli Savunma Bakanlığımız ve Dışişleri Bakanlığımızın direktifleri doğrultusunda hareket ediyoruz.
ASELSAN olarak 2019 yılından itibaren ihracata dayalı bir büyüme stratejisi benimsedik ve buna uygun organizasyonel yapılanmamamızı gerçekleştirdik. 2019 yılında 310 milyon dolar, 2020 yılında da 450 milyon dolar mertebesinde yurt dışı satış sözleşmesi imzaladık. Yine 2020 yılında; Katar’da bir MRO Center, Pakistan İslamabad’da irtibat ofisi ve Ukrayna’da ASELSAN Ukraine LLC isimli şirketimizi kurduk. 2021 yılında da uluslararası pazarlarda büyümeye devam ediyoruz
ASELSAN’IN GELİŞTİRDİĞİ SİSTEMLER İÇİN ELDE PARA YABANCI KAPISINDA BEKLENİRDİ
● ASELSAN, bundan 10-15 yıl önce Türkiye’de yapılamayan neleri yapmayı başardı? ASELSAN’ın geliştirdiği ürünler, teknolojiler yurt dışından alınırken gerçekleşen ithalata ne kadar döviz ödeniyordu? ASELSAN, savunma sanayiinde geçen 10-15 yılda ithalatın önüne ne düzeyde geçebildi?
Geride bıraktığımız 10-15 yıl içinde ASELSAN’ın, Türk savunma sanayine oldukça önemli katkılar sağladığını söyleyebilirim. Bu başarının arkasında şüphesiz Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu teknolojide tam bağımsız, büyük ve güçlü Türkiye hedefi bulunuyor. Daha önce yurt dışından temin edilen ve milyarlarca dolar ödenerek satın alınan birçok ürün artık ASELSAN’ımız tarafından milli imkanlarla yerli olarak üretiliyor. Bunların başında radarlar, elektro-optik keşif gözetleme sistemleri, hava ve füze savunma sistemleri, elektronik harp sistemleri geliyor. ASELSAN olmasaydı tüm bu sistemleri yurtdışından almak demek milyarlarca doların ülke dışına çıkması, kaynaklarımızın büyük kısmının yurtdışına aktarılması demekti. Sorunuzun cevabı savunma sanayindeki yerli ve millilik oranında geldiğimiz nokta ile daha net anlaşılır, yüzde 20 yerlilikten, yüzde 70’lere olan değişim.
Üstelik sıraladıklarımın çoğunu ekonomik gücünüzle dâhi alamazdınız. Ülke için en kritik savaş zamanlarında bile elinizde paranızla yabancıların kapısında bekler, almak istediğiniz sistemler için bin bir naz çeker; ya kısıtlı şekillerde en az gelişmiş versiyonlarını alabilir ya da alamazdınız. Alsanız bile size bunları nerede kullanıp kullanamayacağınızı dikte edecek kadar ileriye giderlerdi. Türkiye maalesef bu dönemleri de geçmişte yaşadı. Tüm bu hatalardan, ülkemize karşı yürüttükleri açık ve gizli ambargolardan ders alarak bugünlere geldik. Savunma sanayimizin gelişimine liderlik eden Sayın Cumhurbaşkanımızın şu sözlerini hatırlamak gerektiğini düşünüyorum: “Bulduğumuz alternatif tedarik kanallarının kısa sürede nasıl kapatıldığını, imzalanan sözleşmelerin uyduruk sebeplerle nasıl yerine getirilmediğini asla unutmayacağız. Biz bunu Kıbrıs’ta yaşadık. Kıbrıs’ta bize telsiz bile vermediler. ASELSAN’la telsizimizi de yapar hale geldik. Kötü komşular bizi ev sahibi yaptı. Ellerinden gelse tanklarımızı yürüyemez, gemilerimizi limandan kalkamaz, uçaklarımızı havalanamaz hale getireceklerdi.”
Millileştirmede vites yükseltiyoruz
● ASELSAN’ın üretimine imza attığı ürünlerde yerlilik oranları nasıl? Yüzde 100’ü Türkiye’den sağlanan hammadde ve ara mallarla üretilen ürünleriniz var mıdır?
ASELSAN olarak millileştirmede vites yükseltiyoruz. Üç yıl önce başlattığımız organizasyonel dönüşüm sürecine 2021’de bir kilometre taşı ekleyerek tedarik zinciri yönetimini “Genel Müdür Yardımcılığı” seviyesine taşıdık. Tedarik zinciri yönetimini sürdürülebilir, sade ve çevik bir yapıya ulaştırdık. Yerli ve milli ürün geliştirmeyi hedefleyen tecrübeli personelimizden Yerli ve Milli Ürün Üst Komisyonu kurduk, ilave olarak Yerli ve Milli Ürün ve Tedarikçi geliştirmeyi sistematik halde yönetecek bir direktörlük kurduk. Tedarikçilerimizle köprülerin güçlendirilmesini amaçlayan “Gücümüz Bir” Platformu; mevcut tedarikçilerle ilişkilerin kuvvetlendirilmesi, katma değer sağlayıcı yeni tedarikçilerin ekosisteme kazandırılması ve kazan-kazan prensibi doğrultusunda geliştirilecek işbirlikleri ile tedarik tabanının sürdürülebilirliğine katkı sağlamayı hedefleyen bir interaktif iletişim ve paylaşım platformu olarak hayata geçirildi. İthal edilen tüm ürünleri gözden geçirerek, teknolojinin kritikliği, ihraç kısıtları, maliyet etkisi ve temin süresi gibi kriterleri göz önüne alarak öncelikli ürünleri millileştirme çalışmalarını daha ön plana alıyoruz.
Ambargoya karşı, dışa bağımlılığı azaltıyoruz
● İthalata bağımlı olduğunuz ürünlerde tedarik konusunda sıkıntı yaşıyor musunuz? Bazı ülkelerin savunma sanayi üretiminde kullanılan parçaları vermeme yolunu seçtiklerini biliyoruz. Söz konusu tavırla karşılaşınca içeride benzeri ürünü geliştirmek mümkün oluyor mu?
Açık ve gizli ambargolar savunma sanayimiz için engel teşkil edebiliyor. Ancak, ithal edilen tüm ürünleri gözden geçirerek, teknolojinin kritikliği, ihraç kısıtları, maliyet etkisi ve temin süresi gibi kriterleri göz önüne alarak öncelikli ürünleri millileştirme çalışmalarını daha ön plana alıyoruz. İzlediğimiz bu strateji sayesinde hem yeni teknoloji kazanımları sağlıyor hem de dışa bağımlılığı en aza indiriyoruz. Bir zincir ancak en zayıf halkası kadar güçlüdür. ASELSAN’ın geliştirip ürettiği sistemlerde de binlerce alt bileşen bulunuyor. Ülkemizin savunma sanayinde tam bağımsızlığını sağlamak ve herhangi bir üretim darboğazı veya ambargo durumunda güvenlik güçlerimize desteğimizi hız kesmeden devam ettirebilmek için tüm kritik bileşenleri yerli firmalarımız eliyle millileştirmeyi zorunlu olarak görüyoruz. Ayrıca millileştirme çalışmalarımız vesilesiyle ülkemizin ihtiyaçları karşılanarak; ilave istihdam yaratılıyor ve ortaya çıkan yerli ve milli ürünlerin ihraç edilmesi ile ülkemize döviz girdisi de sağlanıyor.
3 binden fazla yerli tedarikçi ile çalışıyoruz
● ASELSAN, Türkiye’de kaç tedarikçi ile çalışıyor? Tedarikçileri seçerken hangi kriterlere göre hareket ediyorsunuz? Tedarikçilerle nasıl bir işbirliği yürütüyorsunuz? Tedarikçilerin ürünlerini, teknolojilerini geliştirmeleri konusunda etkili rol oynuyor musunuz?
Ülkemizin bağımsızlık mücadelesini sürdüren ve rekabet gücünde belirleyici rol oynayan ASELSAN tedarikçileri değer zincirinin en önemli parçası konumundalar. Günümüz itibariyle ASELSAN tedarikçi ekosisteminde 3 binden fazlası yerli olmak üzere 5 bini aşkın tedarikçi yer alıyor. Kuruluş misyonumuz doğrultusunda daha fazla yerli tedarikçi ile çalışmak istiyoruz. Bu kapsamda yurt içi alım oranımızı yüzde 70’lerin üzerine taşıdık.
Son 10 yılda KOBİ’lere verilen siparişlerimiz yaklaşık 6 kat artış gösterdi. ASELSAN’la çalışmaya başlayan firmalar iş yapma usullerinden teknoloji süreçlerine kadar pek çok alanda bizimle birlikte gelişip büyüyor.
Yurt içinde geliştirilmiş her türlü yetenekten azami ölçüde yararlanmak istiyoruz. ASELSAN ile çalışmak isteyen şirketlerin, ASELSAN internet sitesi üzerinden başvuru yapılabileceği bir Tedarikçi Portalımız bulunuyor. Bu portal aracılığıyla bizle iletişime geçerek hızlı, güvenilir, izlenebilir ve ölçülebilir bir platform üzerinden çalışmaya başlayabiliriz. Stratejik Partnerlik’e önem veriyoruz, ekim ayı içinde yeni stratejik partnerlerimizi açıklayacağız ve görülecek ki son üç yılda stratejik partner sayımızı 3 kattan fazla artırmış olacağız. Yeni kaynak oluşturma konusunda Savunma Sanayi Başkanlığı tarafından 2018 yılında başlatılan Endüstriyel Yetkinlik Değerlendirme ve Destekleme Programı’nın (EYDEP) çıktılarını da aktif olarak kullanıyoruz. Bu program ile tasarım ve üretim sektöründe farklı yeteneklere sahip firmaların hangi konularda kendilerini geliştirmeleri gerektiği bilgisi ortaya çıkarılarak gelişime açık noktaların belirlendiği bir yetkinlik matrisi oluşturulması hedefleniyor. Bu programın en büyük destekleyicilerinden biri olarak EYDEP kapsamında tetkik edilen 24 firmayı gereksinimlerimiz doğrultusunda uygun bularak portföyümüze kazandırdık.
Elektroşok cihazı geliştirdik, finansal teknolojiye de girdik
● ASELSAN, savunma sanayiinde günlük yaşamda hayatımıza dokunan nelere imza atıyor? Geliştirdiği hangi ürün ve yazılımlar var?
ASELSAN, savunma sanayinden kazandığı tasarımdan üretime kadar tüm yeteneklerini sivil teknolojilere de aktarıyor. İnsanımızın hayatına dokunan akıllı şehirler, sağlık, enerji, otomasyon, bilgi teknolojileri gibi alanlarda öncü projeleri hayata geçirdik. Pandeminin en vurucu etkilerinin yaşandığı bir dönemde yüzde 100 yerli imkanlarla ve sadece 14 gün içinde yüksek teknolojiye sahip bir yoğun bakım solunum cihazını paydaşlarımızla birlikte üreterek Sağlık Bakanlığımızın hizmetine sunduk. Ani kalp durmalarında kritik müdahaleyi gerçekleştirmeye yönelik geliştirilmiş bir elektroşok cihazını ülkemize kazandırdık. ASELSAN Mobil Dijital X-Işını Cihazı, Türkiye’nin ihtiyaçları göz önünde bulundurularak geliştirildi ve CE belgesi ile tescillendi. Böylece cihazın sağlık, güvenlik ve çevre standartlarına uygunluğu belgelenmiş oldu. Öte yandan ASELSAN, demiryolları ve karayollarına yönelik yaratıcı özel çözümler için gerekli sistem ve kritik bileşenleri tasarlıyor, geliştiriyor ve üretiyor. Halen günlük hayatta kullanılan kent güvenlik sistemleri, kameralar ve yazılımları, sinyalizasyon sistemleri, otoyol, köprü ve geçişler için kullanılan ücret toplama sistemleri, güç elektroniği, haberleşme, kontrol ve bilgi teknolojilerinde lider firma olarak kullanıcılarının güvenli, hızlı ve ekonomik olarak hedeflerine ulaşmalarını sağlıyor. Finansal teknolojiler alanına da girerek faaliyet alanlarımıza bir yenisini daha ekledik.
Kilo başı ihracatımız 1000 doları buluyor
● ASELSAN’ın ihracatta ulaştığı katma değerden örnekler verebilir misiniz? Kilo başına ihracat gelirini ölçebildiğiniz neler var? ASELSAN’ın yarattığı katma değer yabancı rakiplerle karşılaştırılınca nasıl görünüyor?
Savunma sanayimizin kg başına ihracatı, ülkemiz ortalamasının çok çok üzerinde ve 50 USD/kg dolaylarındadır. ASELSAN olarak, yüksek teknolojili ürünlerimizi ya sistem bazında üretmekte ya da platformlara alt sistemler olarak sağlamaktayız. Dolayısıyla ASELSAN’ımızın kg başına ihracatı yaklaşık 1000 dolar olup savunma sanayimizin ortalamasının üzerinde ve bu ortalamayı da yukarı çeken bir özelliğe sahiptir. ASELSAN, ihraç ettiği ürünler ile sadece ülkemiz ekonomisine katkıda bulunmuyor. Yüksek teknoloji ürünü savunma sistemleri ile “Made in Türkiye” markasını pekiştirecek bir bayrağı da dalgalandırıyor.