Afet illeri, üretime acil durum desteği bekliyor
Depremin vurduğu 11 ilde sanayi de büyük yara aldı. Bazı OSB’lerde fabrikalar çökerken, bina hasarının fazla olmadığı fabrikalarda da ya makineler zarar gördü, ya da depremzede çalışanlar işe dönemedi. Öte yandan tedarik zincirinin kopması, alacak, verecek ödemelerinin durması gibi birçok yönden sıkıntılar yaşanıyor.
Haber Merkezi |ALİ ESKALEN-ERAY ŞEN-TALİP ÖZTÜRK-MAHİR SOLMAZ
Depremin etkilediği illerde sanayi de ciddi zarar gördü. Bazı organize sanayi bölgelerinde fabrikalar çöktü, ağır hasar alanlar oldu. Bazı illerde hasar fazla olmasa da haftalar süren üretim duruşları yaşandı. Fabrikalar çalışabilecek durumda olsalar veya küçük onarımlarla üretime hazır hale gelseler de çalışacak işçi bulamadılar. Depremzede çalışanlar, haliyle işe dönemediler. Büyük kısmı illerinden ayrıldı. Otel yıkılmaları nedeniyle bölgede turizm sektörünün toparlanması, diğer sektörlere göre daha uzun zaman alacak. Köylerdeki küçük aile işletmelerinde ağılların çökmesi sonucu tahminlere göre yüzbinlerce küçük baş hayvan telef oldu. Yemlikler göçük altında kaldığı için köylüler ellerinde kalan hayvanlara yem bulamadı, fırsatçılara üçte bir fiyatla satarak elden çıkardılar.
Birçok uzman kuruluş depremin yaratabileceği milli hasıla kaybı, hasarın giderilmesi için gerekli harcamalar için tahminlerde bulunuyor. ABD’li yatırım bankası JP Morgan sadece hasar zararı için 25 milyar dolar harcama gerekeceği tespitini yaptı. Morgan Stanley, doğrudan konut hasarına ilişkin maliyetin 24 milyar dolar civarında olduğunu, fakat bu rakamın ilave birtakım maliyetler hesaba katıldığında 38 milyar doları bulabileceğini öngördü. Gelecek Partisi ekonomistleri fiziki hasar için 26 milyar dolar harcama gerekeceği, ancak diğer harcamalarla birlikte toplamın 40 milyar dolara çıkabileceği görüşünde. Bu konuda en önemli çalışmayı yapan TÜRKONFED, 10,5 milyar dolarlık GSYH kaybı, 3 milyar dolarlık işgünü kaybı hesapladı. Konut ve diğer maliyetlerle birlikte toplam 84 milyar dolarlık bir harcama gerekeceğini tahmin etti. Reuters'ın hesaplamalarına başvurduğu ekonomistler depremin GSYH'ye etkisini 0.6 ila 2 puan arasında kayıp olarak hesapladı.
Çalışanın depremzede olması ayaktaki işletmeyi de dudurdu
İllerde duruma gelince… En büyük etki Hatay’da yaşandı. İl yöneticilerinin verdiği bilgiye göre bu ilde bin 500 küçük ölçekli, yan sanayi niteliğindeki işletmeden bin 400’ünün binasında, iş yerinde çökme oldu. Bu durum büyük sanayi işletmelerini de durdurdu. Binaların görece güçlü oluşu, inşasında deprem riskinin dikkate alınması nedeniyle büyük fabrika binalarındaki hasar konutlar kadar olmamakla birlikte, bütün bölgede çalışanların depremzede haline gelmesi sağlam, ayaktaki işletmeleri bile durdurdu. Birçok yönden destek talebi olmakla birlikte iş gücünü bölgede güvenli barındırabilmek için konteyner talebi acil talepler listesinin başında geliyor. Antakya OSB Başkanı Tahsin Kabaali, personel konusunda çok büyük sıkıntı yaşadıklarını vurguladı. Kabaali “Tesisler çalışmaya başlayacak ama ben kendi fabrikamdan örnek vereyim; 215 çalışanımdan sadece 60’ı burada, geri kalanları yok” dedi.
Bölgedeki iş örgütleri, Adana, Osmaniye gibi bazı illerde üretime dönüldüğünü, kısa duruşların yaşandığını ancak bazı illerde deprem öncesi kapasiteye dönüşün bir ay kadar zaman alacağını söyledi.
Fiziki hasarlar (bina ve makine), işgücü kayıpları, tedarik zincirinin kopması, alacak–verecek ödemelerinin durması gibi birçok yönden sıkıntılar yaşanıyor. Bölgede sanayinin, üretimin ayağa kaldırılabilmesi ve deprem öncesi kapasitelere ulaşabilmesi için özel önlemlere ihtiyaç var. Birçok ilde kurumlar halen kapalı. Yetkililere ulaşma zorlukları var. Bölgede üretim kayıplarını tespit etmek için çalışmaların başladığı belirtildi. Bu çalışma bittiğinde kaybın bütün boyutları tam olarak görülebilecek. Ön hasar tespiti için Ekonomi Gazetesi olarak yaptığımız çalışmada elde ettiğimiz bulgular il il şöyle:
■ DEPREMLERİN VURDUĞU İLLERDE SANAYİNİN DURUMU
ANTAKYA
KÜÇÜK SANAYİ YOK OLDU OSB’Yİ DAĞLIK ARAZİ KORUDU
Depremde en büyük maddi kayıp Antakya’da yaşandı. Küçük sanayi işletmeleri yerle bir olurken, dağlık arazide kurulu Organize Sanayi Bölgesi yıkımdan az hasarla kurtuldu. Antakya OSB Başkanı Tahsin Kabaali, “İlk kez OSB’nin dağlık bir alanda ve şehrin dışında olmasının faydasını gördük” dedi. Antakya OSB’de tesislerin 20 Şubat pazartesi itibariyle çalışmaya başlayacağını belirten Kabaali, personel konusunda çok büyük sıkıntı yaşadıklarını vurguladı. Kabaali “Tesisler çalışmaya başlayacak ama ben kendi fabrikamdan örnek vereyim; 215 çalışanımdan sadece 60’ı burada, geri kalanları yok” dedi.
Antakya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Hikmet Çinçin de küçük sanayinin ‘tamamen yıkıldığını’ söyledi. Çinçin, “Antakya’nın sanayi ihtiyaçlarını gideren buradaki yan sanayi işletmelerden bin 500’ünün bin 400’ü göçük altında kaldı. Yan sanayinin yeniden çalışması ve ayağa kalkması için hibe ve uzun vadeli kredi lazım. Hızla, geçici, palyatif çözümlere ihtiyaç var, çünkü yan sanayi olmadan ana sanayi ihtiyaçlarını gideremez. Bunun için de ciddi şekilde konteyner kurulumu ile yan sanayiyi bir şekilde faaliyete sokmamız gerekiyor. Sonuç olarak cıvatacı, tornacı, perdeci, elektrikçi, kablocu, döşemeci ayağa kalkmadan Antakya’da sürdürülebilir bir hayat mümkün değil. OSB’nin yüzde 95’i ayakta ama burada da insan kaynağı sıkıntısı var. Hem mavi hem de beyaz yakalı personeli güvence altına almamız gerekiyor. Fabrikaların tek başına ayakta kalması bir şey ifade etmiyor” dedi.
Fabrikalar personelini kaybetti
Depremin ilk günlerinde limandaki büyük yangınla dikkat çeken, Hatay’ın sahil ilçesi İskenderun’da özellikle sahil kesiminde denize dolgu üzerinde tesisleri bulunan çelik üreticilerinde hasar ortaya çıktı. İlçedeki durumu anlatan İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası (İTSO) Başkanı Levent Hakkı Yılmaz, depremde İTSO’nun 2 meclis üyesinin yaşamını yitirdiğini, birisinin eşi ve iki çocuğuyla birlikte vefat ettiğini söyledi. Yılmaz, “Halen insanlar korkudan kapalı mekanlara giremiyor. Sanayide hasarlar var, hemen faaliyete girmesi beklenemez. Pek çok fabrika personelini kaybetti, yakınlarını kaybedenler, şehri terk edenler var. Bunların tekrar rayına girmesi zaman alacak” dedi.
KAHRAMANMARAŞ
TÜRKOĞLU OSB’DE 8 İŞLETMEDE AĞIR, 18’İNDE HAFİF ASAR MEYDANA GELDİ
Türkoğlu OSB Başkan Yardımcısı Furkan Bayazıt, OSB’de hepsi tahsisli 30 adet sanayi parseli bulunduğunu, inşaat halinde 4 işletme yer aldığını belirterek, “Bu parsellerdeki firmaların mevcut durumları göz önüne alındığında 8 tanesi ağır hasarlı, 18 tanesi hafif hasarlıdır” dedi. OSB’de toparlanma ve hızla yeniden üretime dönüş için destek isteyen Beyazıt, “TSK, DSİ ve KGM başta olmak üzere Kamu Kurum ve Kuruluşlarındaki araç ve gereçlerin fabrikalardaki çalışmalara yardım etmesini bekliyoruz. Süreç hakkında bir yol haritası çizilerek depremzede sanayicilere hasar süreçleriyle bilgilendirme yapılmasını istiyoruz” diye konuştu.
Daha önce ilde sanayinin durumu ile ilgili basına açıklamalar yapan İstanbul Tekstil Ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) başkanı ve Kahramanmaraş merkezli Kipaş Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olan Ahmet Öksüz, “Kahramanmaraş’ta durum çok kötü. Çöken çok fabrika ve hasar alan çok fabrika var. Yaraların sarılması çok zaman alacak” dedi. Kahramanmaraş Ticaret Borsası (KTB) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Narlı’nın fabrikası da yıkılanlar arasında.
MALATYA
TÜM FABRİKALARDA HASAR OLDU, ÜRETİM DURDU, DURUM AĞIR
Depremde yakınlarını da kaybeden Malatya Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu da kentteki tüm fabrikalarda zarar meydana geldiğini söyledi. Sadıkoğlu durumu şöyle anlattı: “Maalesef depremden zarar görmeyen bir işletme bile yok. Fabrikaların yüzde 25’inde çökme vb. zararlar söz konusu olsa da hammadde ve makine zararıyla tamamı zarar gördü. Şu an üretim tamamen durmuş durumda. Siparişler de haliyle durdu. Üretim ve ihracattaki düşüş oranı yüze 100. Birçok çalışan da aileleri ile birlikte kentten ayrıldı. İşçi bulmakta zorlanıyoruz. Firmaların bir işçiyi yetiştirmesi çok kolay. İşçiyi burada tutalım desek barınma amaçlı konteynerler çok pahalı. Büyük işletmeler yine bunu tedarik eder ancak küçük işletmeler için bu çok zor. Devletin bu konuda küçük sanayicilere konteyner desteği vermesi gerekiyor ki çalışanlar tekrar Malatya’ya dönsün ve barınma sorunu ortadan kalksın. Mevcut şartlarda gelmesi çok güç. İşçi bulamama kısa ve uzun vadede çok büyük sorun olacak. Kalıcı konut olursa 1-2 ayda eskiye döneriz. Diğer taraftan ‘yaraları saracağız’ deniliyor ama bu yaralar nasıl sarılacak bilen yok. Devletin ne yapacağını bilmiyoruz ve bu konuda açıklama bekliyoruz. Bu zorlu süreci de en hızlı şekilde atlatmak destek bekliyoruz. Önce 2 yıl ödemesiz faizsiz kredi desteğiyle firmaların yeniden ayağa kalkması sağlanmalı. Tadilatlar için de destek gerekiyor. SGK konusunda da destek sağlanmalı ve gerekirse 1 yıl boyunca asgari ücret desteği verilmeli. Vergi ödemeleri de 1 yıl boyunca alınmamalı. Firmalarımızın çek-senet ödemeleri de var. Bu konuda da bir destek verilmeli ki firmalarımız yarın sorunlar yaşamasın.”
ADIYAMAN
10 FABRİKA BÜYÜK HASAR GÖRDÜ, İŞÇİLER AYRILDI
Adıyaman OSB Başkanı Abdulkadir Çelenk toparlanmak ve üretime başlamak için çalıştıklarını söyledi. Çelenk, ilde sanayinin durumu hakkında şunları söyledi: “Adıyaman OSB çok büyük zarar aldı. 10 fabrika da büyük çaplı zarar gördü. İşçilerin birçoğu da gitti. Burada tutmak için seferberlik başlattık. 120 bin kişi başka illere gitti. Konteyner kent kurulursa bu sorun çözülmüş olur. En az 4 bin kişilik konteyner kente ihtiyacımız var. Barınma sorunu çözülürse üretime başlarız. Bu yıl OSB’de hedefimiz 27 bin istihdamdı. Adıyaman’ın yok olmaktan kurtarmanın tek yolu da OSB. Şu an 22 binin üzerinde kişi istihdam ediliyor. Bu bakımdan barınma sorunu acilen çözülmeli. Toparlanabilmemiz için de finansal desteğe çok fazla ihtiyacımız var. İşletmelere düşük faizli 2 yıl ödemesiz kredi desteği verilmesi de bu süreyi kısaltacaktır.”
GAZİANTEP
BÜYÜK ÇAPLI HASAR OLMADI AMA ÜRETİME 15 – 20 GÜN ARA VERİLDİ
Gaziantep OSB Başkanı Cengiz Şimşek, işletmelerde depremden kaynaklı küçük çaplı zararlar meydana geldiğini söyledi. Şimşek, “Gaziantep, çarkların sürekli döndüğü bir sanayi şehri. Depremden dolayı çok şükür işletmelerde büyük çaplı bir zarar oluşmadı. Ancak ufak çaplı hasarların yanında makinelerde arızalar meydana geldi. Kimi fabrikalarda makineler bozuldu, kimilerinde de yer değiştirince ayarlar bozuldu. Üretime bir hafta ara vermek zorunda kaldık. Böyle bir aranın ardından da bir makineyi kapattıktan sonra yeniden açıp kaldığımız yerden devam edemiyoruz. Tekrardan ısınması, ayarların yeniden yapılması ve aynı ürün kalitesini sağlamak zorundayız. Bu da ortalama 15 günlük bir süreç. Şubat sonuna kadar da düzeltip Mart ayıyla 6 Şubat öncesi kapasiteye ulaşmayı umut ediyoruz. Diğer taraftan 1 aylık bir ara işletmeler çok uzun bir süre. Gaziantep her zaman devletinin yanında ve ülke ekonomisine değer katan bir şehir. Yaşanan felaketin ardından bazı destekler şart oldu. Bu anlamda bankalardan pozitif ayrımcılığın yanında hibe ya da düşük faizli kredi destekleri işletmelerin yükünü azaltacaktır” dedi.
KİLİS
YIKILAN FABRİKA YOK
100 adet fabrikanın faaliyet gösterdiği Kilis'te organize sanayi bölgesinde yıkılan fabrika olmadı. Kilis Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Sönmez, Kilis’in depremden etkilenen diğer illere göre daha iyi durumda olduğunu söylemişti. Sönmez, “Yıkılan bir fabrikamız yok. Bölgede elektrik var, doğalgaz yok. Üretim yapılamıyor. Depremin yaralarını sarmak için ve en çok etkilenen bölgelere yardım ulaştırmak için uğraş veriyoruz” demişti.
Kilis Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hacı Mustafa Celkanlı da depremden zarar gören işletmelerin hızlı bir şekilde ayağa kalkması için taleplerini şöyle sıraladı: “6 Şubat 2023 tarihinden önce düzenlenmiş çekler ile ilgili olarak bankaların düşük faizli, 6 ay ödemesiz kredi açarak, çek karşılığının alıcıya kredi karşılığı bankalarca ödenmesini istiyoruz. Deprem bölgesindeki 10 ilde 6 Şubat 2023 tarihinden önce tahakkuk etmiş ve bu tarihten sonra tahakkuk edecek su, doğalgaz, elektrik faturalanın ödemesi Ağustos ayı sonuna kadar faizsiz ertelenmeli. Bu kentlerde su, doğalgaz, elektrik faturalarındaki birim fiyatlan yüzde 50 indirimli olarak uygulanmalı. Deprem bölgesindeki illerde kiracı ise 2 bin TL, ev sahibi ise 5 bin TL uygulanacak kira yardımı ev sahibi veya kiracı olmasına bakılmaksızın 5 bin TL olarak uygulanmalı. İş yerlerine de kira yardımı yapılmalı. Bu illerde BAĞ-KUR primleri de devlet tarafından karşılanmalı. Sanayici ve iş insanlarının tahakkuk eden SGK primlerine yüzde 50 indirim yapılmalı” dedi.
DİYARBAKIR
YIKILAN FABRİKA YOK, HAFTA BAŞI ÜRETİME BAŞLANDI
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası başkanı Mehmet Kaya, kentte yıkılan fabrika olmadığını söyledi. Kaya, “Sadece ağır hasarlı veya yıkılacak olan binaların altındaki işyerlerimiz var. OSB’lerimizde yada büyük işletmelerimizde sorun yok. Bizdeki işletmelerimizin önemli kısmı sağlam ve hafta başı itibariyle faaliyete başladılar. Bir sorun yok. Gerek odamıza kayıtlı ve gerek Esnaf odasına kayıtlı işletmelerimizde küçük onarımlar gerektiren durumlar var.
Bir hafta tamamen hem işçinin gelmemesi hem de depremin yarattığı psikolojik nedenlerden dolayı tamamen durduk. Sivil koordinasyon ekibinin hem valilik hem de AFAD ile işbirliği sağlamasıyla işletmeler faaliyetlerine başladı. Üretim ve ihracatımızda ülke olarak kayıplar var. Şu anda ise bürokratik ve fiziki anlamda üretilenin ihraç edilmesi ve piyasaya sunulması ile ilgili sorunlar devam ediyor. İhracatımıza ve bölge dışı satışımıza önemli oranda yansıyacak. Rakamsal bir şey söylemek için erken. Bu ayın tamamlanması ve geçen yılın aynı dönemi ve bir önceki ay rakamları ile ortaya çıkacaktır.
Birkaç adımın atılması doğrusu eski kapasitemize dönmemizi sağlayacak. Faaliyete geçen işletmelerde yüzde 20 iş gücü kaybı var. Deprem nedeni ile oluşan korku ve göçten kaynaklı. Bunların aşılması gerekiyor. Ayrıca mal tedariği sorunu var. Çeşitli destekler ile bunlar hızla çözülebilir. İş-Kur bölgede yaşanacak iş gücü göçünün önüne geçebilir. Bir diğeri ise İşletmelere faizsiz kredi desteği sağlanması gerekiyor.”
ADANA
SANAYİ TESİSLERİ BÜYÜK HASAR GÖRMEDİ, ÜRETİME DEVAM EDİYOR
Adana depremde lojistik aktarma merkezi olarak önemli rol oynadı. İldeki Şakirpaşa Havaalanı ile İncirlik Hava Üssü, yurt içi ve yurt dışından uçakla gönderilen kurtarma ekipleri ve yardım malzemelerinin, ağır hasarlı illere sevk edilmesinde büyük katkıda bulundu. Gelen yardım malzemelerinin bir kısmı doğrudan diğer illere sevk edildi, bir kısmı da depolara alınıp ayrıştırıldıktan sonra gönderildi. Şehirde kamu ve özel sektöre ait 200 bin metrekare depo alanı kullanıldı.
Adana Valisi Dr. Süleyman Elban, “Adana yaralarını saran ilk il oldu ve işi biten ekip ve ekipmanı hemen ağır hasarlı illere sevk ettik” dedi. Hasar tespitinin devam ettiği ilde şu ana kadar yaklaşık 70 ağır hasar, 400’e yakın orta hasar, 2 bin 200 az hasar ve 7 bin hasarsız bina tespit edildiğini açıklayan Vali Elban, sanayi tesislerinde ise üretime engel olacak bir durum yaşanmadığını açıkladı.
Adana iş dünyası ise afet bölgesindeki 11 ilde ekonominin ayağa kaldırılması için atılacak adımlarla ilgili olarak; kısa çalışma ödeneğinin yürürlüğe girmesi, yapılacak yardımlarda bu şehirlerdeki firmalar ile iş yapan ancak bu bölgede olmayan firmaların da göz önünde bulundurulması gerektiğini dile getirdi.
OSMANİYE
OSB’DE TESİSLER AÇIK, ÇALIŞANLAR İŞE GİTMİYOR
Osmaniye’de OSB ve küçük sanayide işler sürdürülmeye çalışılırken, çalışanların işe gelmemesi nedeniyle sorun yaşanıyor. Osmaniye OSB Bölge Müdürü Musa Gönül, tesislerin yeniden çalışmaya başladığını ancak fabrikalarda sorun olmamasına karşı personel problemi yaşandığını açıkladı.
Yaklaşık 160 evin yıkıldığı ilde ayakta kalan binalara halen girilmiyor. İlk tespitlere göre orta hasarlı ve ağır hasarlı bina sayısının çok fazla olması, insanları binalardan uzak tutuyor. Bu ilde 3 bin 500 – 4 bin konut ihtiyacı olduğu belirtiliyor. Konteyner kent için çalışmalar sürüyor.
ELAZIĞ
OSB’DE ZARAR YOK, YOĞUN GÖÇ ALIYOR
Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İdris Alan, kentte 2020 yılında meydana gelen depremden dolayı depreme hazırlıklı oldukları için büyük çaplı bir zarar yaşanmadığını kaydetti. Alan, “Çok şükür OSB’de zarar olmadı. Yavaş yavaş da düzeliyor. Ancak demografik yapıda değişimler oldu. Dışarıdan 70-80 bin kadar göç aldık. Kentte barınma ve ulaşım sorunu var. Bunun çözülmesi gerekiyor. Elazığ, depremin yaşandığı 10 kentle de ticaret yapan bir şehir. Buralarda da çek-senetle ticaret yapılıyor. Bu konuda ödeme sıkıntısı yaşıyoruz ve bu konuda bir destek verilmesi gerekiyor. Düşük faizli ya da hibe desteğiyle Elazığ, yeniden eski günlerine dönecektir” diye konuştu.
Kısmen etkilenen illerden Şanlıurfa ve Mersin’de de fabrikalarda önemli bir hasar meydana gelmedi. Üretim devam ediyor.
Ne bekliyorlar?
Deprem bölgesinden sanayiciler, iş örgütü başkanları üretimin deprem öncesi kapasitelere dönebilmesi için yapılacaklar yanı sıra, aylar, yıllar sürecek etkilerine karşı da önlemler alınmasını istiyor. En önemli destek kalemleri finansal destek, çalışanların depremzede olması nedeniyle işgücü kaybı, göçüne karşı bölgede acil güvenli konteyner kentler yaratılması ve borçlar, giderler yönünden yapılabilecekler olarak öne çıkıyor. Ekonomi Gazetesi’ne yapılan açıklamalara göre dile getirilen talepler şöyle:
■Finansal destek, uzun vadeli kredi ve yapılandırma kolaylıkları
■Firmalara çalışan sayısı kadar zimmetli konteyner verilmesi
■Deprem öncesi düzenlenmiş çekler için bankaların düşük faizli, ödemesiz dönem içeren krediler açması
■Deprem öncesi tahakkuk etmiş ve bu tarihten sonra tahakkuk edecek su, doğalgaz, elektrik faturalanda indirim ve erteleme
■İşyerleri için kira yardımı
■BAĞ-KUR primlerinin devletçe karşılanması
■SGK primlerinde indirim
■Sigorta şirketlerinin süreci hızlandırması için hasar tespit tutanaklarının hızlı ve nitelikli kişiler tarafından yapılması, etkin bir uzlaştırmacı kurum
■Depremzede çalışanların iş hukuku açısından durumlarının netleştirilmesi
■Tüm depremzede çalışanlara işsizlik maaşı bağlanması
■Dışarıdan gelecek işçilerin maaşlarına ek olarak yüzde 50 oranında işsizlik maaşı bağlanması
■Kapanmamış teşvik belgelerinin en az 3 yıl uzatılması
■Firmaların nakit akışı bozulmayacak şekilde alacak, borç, kredi, çek senet alacak ve borçları kurala bağlanması
■Tarım ve hayvancılık işletmelerine, çiftçilere yem desteği
■Yeni imar gereken yerlerde mutlaka zemin etütleri yapılması.
Kentsel alanın %6,6’sı hasar gördü
Yapısal mühendislik ve afet riski azaltma alanlarında küresel olarak faaliyet gösteren Miyamoto International, 7,8 ve 7,5 büyüklüğündeki depremlerin yarattığı yıkımı NASA uydularından alınan veriler eşliğinde analiz etti. Miyamoto uzmanları ilk depremin yerin 1 km aytında gerçekleşmesi nedeniyle çok şiddetli hissedildiğini vurguladı. Kentlerin deprem öncesi ve sonrası görüntülerini karşılaştırarak hasarlı binaların kapladığı alanı hesaplayan analistler, en büyük hasarın gerçekleştiği kent merkezlerini yüzde 76,2 ile Kahramanmaraş’ın Ekinözü ve Malatya’nın Yeşilyurt ilçe merkezleri olarak belirlendi. Ekinözü’nde 1,25 km2’lik kentsel alanın 0,84 km2’si hasar görürken, Yeşilyurt’ta da 0,61 km2’lik alanın 0,41 km2’sinde yıkım yaşandı. Deprem bölgesindeki tüm kentsel alanlarda hasar oranı ise yüzde 6,6 olarak hesaplandı.
■ DEMOGRAFİK YAPI KORUNARAK, ÜRETİM DEVAM ETMELİ
Otelleriyle, depremzedelerin mağduriyetini azaltmak için ilk gününden itibaren depremzedelere kapılarını açan Antalya iş dünyası, resmi kayıtlara göre, Antalya’ya 140 binin üzerinde depremzede geldiğini kaydetti. Bunun yanı sıra kendi imkanları ile bölgeye gelerek, gerek yakınının yanında gerekse kendi imkanlarıyla şehirde kalan depremzedeler de olduğunu aktaran iş dünyası, kurulabilecek çadır ya da konteyner gibi geçici yerleşim alanları, Antalya’da geçici yerleşim alanları yaratmak yerine, deprem bölgesinde bu kapasiteyi yaratmanın en sürdürülebilir çözüm olacağının altını çiziyor. Deprem bölgesinde tüm yerleşim yerlerine yaygınlaştırılmış kalıcı konutlar ve konteyner kentler inşa etme hamlesine girişilmesi gerektiğini vurgulayan iş dünyası, “İnsanlar yaşadıkları yerlere yakın tutulmalı. Yerleşik hafızayı unutmalarına izin verilmemeli. Bu yerler kadim yerleşim alanlarıdır. Bölgenin demografik yapısı korunmalı. Bölgede güvenli yaşam alanları oluşturularak, üretimin devam etmesi sağlanmalı. Ekonomik potansiyeli yüksek olan bölgenin üretim gücü ayakta tutulmalı” yorumunu yapıyor.