“Yapay Zekâya Giriş”
Teknoloji, yaratıcılık ve inovasyon bileşenlerini küçük yaşlardan başlayarak eğitim süreçlerine entegre eden Hisar Okulları’nın “Yapay Zekâya Giriş” isimli kitabı, konuya meraklı herkesin yapay zekâ kavramı ile tanışıp, giriş seviyesinde bilgi edineceği etkili bir rehber tadında hazırladığı görülüyor.
Haber Merkezi |Hisar Okulları, ‘Yapay Zekâ’ için kitap yayımladı
“Yapay Zekâya Giriş”
Prof. Dr. Cem Say ile Lise öğretmenleri Bahadır Yıldız ve Sedat Yalçın tarafından hazırlanan kitap yapay zekâ kavramını somut örneklerle anlaşılır hale getirmeyi ve herkese sevdirmeyi amaçlıyor. Bu gelişmelerin bilincinde; teknoloji, yaratıcılık ve inovasyon bileşenlerini küçük yaşlardan başlayarak eğitim süreçlerine entegre eden Hisar Okulları’nın, “Yapay Zekâya Giriş” isimli kitabı, konuya meraklı herkesin yapay zekâ kavramı ile tanışıp, giriş seviyesinde bilgi edineceği etkili bir rehber tadında hazırladığı görülüyor.
Kitabın yazarlarının ‘yapay zekâ’ ile ilgili sorularımıza verdiği yanıtlar oldukça keyifli ve öğretici.
Prof. Dr. Cem Say |
Yapay zekâda dünya ve Türkiye nerededir? Eğitimde inovasyon açısından önemi nelerdir?
Sedat Yalçın |
Yapay zekâ çok geniş bir kavram… Her alandaki uygulamalarıyla hayatımıza girmekte ve etkileri giderek artacak. Birçok ülke yapay zekâ teknolojisinin ekonomik ve toplumsal hayata getireceği değişiklikleri öngörmekte ve eğitim programlarına bu konuda dersler eklemektedir. Türkiye’de de özellikle üniversiteler bu konuda daha erken davrandılar. Biz de Hisar Okulları’nda bu konuda ilgili derslerin içinde konuyu işliyoruz. Okulumuzda ayrıca hayata geçirdiğimiz Hisar İnovasyon Merkezi, teknoloji toplumu ile etkileşimi ve K-12 eğitiminde mükemmeliyete ulaşma çabasını destekliyor.
Gelecekte yapay zekâ destekli yaklaşımlardan geleneksel eğitim yöntemlerine alternatif olarak, öğrenme deneyimini geliştirmek, öğrencilerin ilgisini artırmak ve öğrenmeyi daha etkili hale getirmek amacıyla yararlananların sayısı da giderek artacak. Bu yaklaşım her
Bahadır Yıldız |
öğrencinin kendi bilgi düzeyine, öğrenme hızına ve istenen hedeflere göre kişiselleştirilmiş bir eğitim almasına destek olacak. Yine yapay zekâ modellemeleri öğrenci davranışlarını ve eğilimlerini analiz ederek öğretmenlere daha iyi pedagojik stratejiler geliştirmeleri konusunda da yardımcı olacak.
Araştırmalar her geçen gün yapay zekâ ile ilgili ilginç bulgular ortaya koymaktadır. Yapay zekânın hedefleri nelerdir? Neler olmalıdır? Konunun etik ve felsefi yönleri hakkındaki düşünceleriniz?
Yapay zekâ ile desteklenen eğitimin hedefi öncelikli olarak, öğrencilere sadece akademik bilginin verilmesi değil, aynı zamanda eleştirel düşünme, problem çözme, iletişim, işbirliği gibi insanlara özgü becerilerin geliştirilmesi de olmalıdır. Yapay zekâ, öğrencilerin yetenekleri, ilgileri ve öğrenme hızları gibi unsurları değerlendirerek, onlara uygun içerik, ödevler ve geri bildirimler sağlayabilir. Böylece öğrenciler, yapay zekâ sistemleriyle etkileşimde bulunarak, bu becerileri pratiğe dökebilir ve geliştirebilir.
Yapay zekânın felsefesi gereği insan zekâsına yapay bir şekilde benzetilmesi veya geliştirilmesi fikri, teknolojinin ilerlemesiyle birlikte etik problemlerini de ortaya çıkardı. Yapay zekânın kötü niyetli kullanılması, bilgi kirliliği, önyargı ve ayrımcılık gibi sorunlara neden olabilir. Bu sebeple eğitimciler olarak bizlere yapay zekânın daha verimli ve etik ilkelerle uyumlu bir şekilde kullanılması için büyük bir görev düşüyor.
Yapay zekânın beraberinde getirdiği riskler ve fırsatlar nelerdir?
Yapay zekâ, hali hazırda gelişmekte olan bir teknoloji olduğu için, riskleri ve fırsatları da beraberinde getiriyor. Yapay zekânın yakın zamanda dünyayı ele geçireceğine dair haberler de gündemde yer almaya başladı. Öncelikle zekânın sadece kafada olan bir şey olmadığını kabul etmemiz gerekiyor. Dünyada şu zamana kadar her jenerasyondan çıkan üstün zekâlı insanlar, dünyayı ele geçirmediler. O yüzden üreteceğimiz şey çok üstün bir zekâ olacaksa onun dünyayı ele geçirmesi söz konusu değil. Benzer bir şekilde yapay zekânın insanları işsiz bırakacağı söylemleri de öne çıkıyor. Burada yapay zekânın nasıl konumlandırıldığı önemli olmalıdır.
Türk eğitim sistemi yapay zekâya nasıl bir yaklaşım içinde olmalıdır? Nasıl bir model ortaya koymalıdır?
Ülkelerin hızla ilerleme kaydettiği bu çağda yapay zekâ teknolojileri uygulamaları toplumlardaki refah düzeyini yükseltmeye başladı. Türkiye de yüzde 15’e varan genç nüfusu ile gerçekleştireceği çalışmalar ile iddiasını ortaya koyabilecek ülkelerin başında geliyor. Bu gelişmelerin bilincinde olarak; teknoloji, yaratıcılık ve inovasyon bileşenlerinin küçük yaşlardan başlayarak eğitim süreçlerine entegre edilmesi, önceliğimiz olmalıdır.
(*) Bu eğitim haberi, 26 Mayıs 2023 tarihinde EKONOMİ Gazetesi iç sayfalarında yayımlanan ‘EĞİTİMDE İNOVASYON ve TEKNOLOJİ’ dosyası için hazırlanmıştır.