Milyonlarca gencimiz bugün itibariyle ÖSYM sınavındaki puanlarına göre tercihlerini yapmaya başlıyor. Başvurular 5 Ağustos 2022 tarihinde sona erecek. DÜNYA'nın hazırladığı 'Üniversite Kariyer Rehberi' 2022, üniversite adaylarına seçimlerinde ışık tutacak uzman görüşlerini ve ipuçları sunuyor...
1- UZMANLARLA GÖRÜŞÜN, SORULAR SORUN
Karar vermek için süreniz az. Bu dönemde aileniz ve yakın çevrenizin görüşleri de sizi etkileyecektir. Seçeceğiniz bölüm, okul, kent ve bölge hakkında araştırma yapın. O üniversitenin eski mezunlarıyla, öğrencileriyle ve akademik kadrosuyla konuşmaya çalışın. Merak ettiğiniz tüm sorulara cevap arayın. Seçeneklerinizi öğrenin. Bilgi toplayın. Uzmanlarla görüşün…
2- “NEREDE OKUMALIYIM” DEĞİL, “BU ÖZELLİKLERİMLE NEREDE ÇALIŞIRIM” DİYE SORUN
Tercihlere doğal olarak kazandığınız puan yön verecek. Ancak, öncelikle “ben kimim ve bu hayatta ne yapmak istiyorum?” diye sormayı ihmal etmeyin. Uzun bir yolculuğun başında olduğunuzu unutmayın. Kendi yeteneklerinizi, becerilerinizi, sınırlarınızı düşünerek, karar verin. “Nerede okumalıyım?” sorusu yerine, “Bu özelliklerimle nerede çalışırım” sorusu üzerinde düşünün. Doğuş Teknoloji CEO’su Semih İncedayı diyor ki... “Kendinizi o bölümde, o üniversitede okurken hayal edin… Mezun olduktan sonra yaptıklarınız, ürettikleriniz sizi mutlu edecek mi? Değerlerinize, hayat amacınıza uyuyor mu, sizi heyecanlandırıyor mu? Bu soruların çoğuna cevabınız “evet” ise o zaman doğru bir karar vermiş olursunuz. Üretmek, gelişmek ve geliştirmek için işi tutkuyla yapmak çok önemli. Sevilmeden yapılan işler kişinin hayat enerjisini sekteye uğratır, işin çıktısını sıradanlaştırır. Bu da kişiyi mutsuzlaştırır. Bu nedenle genç arkadaşlarımın her şeyden önce, emin olarak karar vermelerini temenni ediyorum.”
3- KENDİ KARAKTERİNİZE, HAYALLERİNİZE VE İDEALLERİNİZE UYGUN BİR YOL SEÇİN
İstanbul Ticaret Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gülay Öztürk’e göre, bir öğrencinin her şeyden önce hayallerini fark etmesi ve kendini tanıması gerekiyor. “Eğitim sistemimiz dengeli ve eşit düzeyde olmadığı için öğrenciler yeteneklerini tamamen keşfedemiyor. Aile de baskı unsuru oluşturabiliyor. Okuyacağı bölümün aldığı puana göre belirlenmesi en büyük handikap. Çünkü, öğrenci istenilen düzeyde bir puana erişiyor, stres unsurundan kurtulmuş oluyor fakat gerçekten istiyor mu o mesleği sorusu daha geri planda kalıyor. 4 yıl da çok uzun bir süre” diyen Gülay Öztürk adaylara şu mesajı veriyor: “Herkes doktor olacak, avukat olacak diye bir durum yok. Mesela çok öğretmen var ama eğitim yapabilecek bir kapasitesi yok. O yüzden yanlış mesleği seçtiği zaman aslında çok erken yaşta topluma hizmet edecek olan bireyin kendine ait olan dünyasında yaptığı küçük bir hamle aslında bütün bir ülkeyi etkileyecek bir potansiyele sahip. O yüzden kendinizi keşfetme yolunda birazcık uğraşmanız lazım. Ama deneyin, hangi alanda nasıl bir yetkinliğiniz olduğunu anlayın. Yüksek not almak ya da çok iyi üniversitelerden mezun olmak tabii ki çok önemli ama Niğde’de de ya da Afyonkarahisar’da bir üniversiteden mezun olup da belli bir alanda dünyaya açılmayacak diye bir şey yok.”
4- AKIL VE DUYGUYU DENGELEYİN
Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Gürgen , adaylara “Mutlu olma hakkınızı nasıl kazanacaksınız? diye soruyor ve seçim konusunda şu yorumu yapıyor: “Hayatımızın en önemli kararları arasında önemli bir yer tutan üniversite ve alan seçimi konusunda seçim yapmak, karar vermek çok kolay değil. Dikkate almamız gereken çok fazla sayıda değişken, faktör var. Her birini akılcı bir şekilde değerlendirmek konusunda kendimizi ne kadar donanımlı kılmış olursak olalım işin bir de duygusal boyutu var. Bilirsiniz çoğu zaman aklımızın dediğiyle, duygularımızın dediği birbiriyle çatışabiliyor. Bu çatışmayı ortadan kaldırmanın yolu ise akıl ve duyguyu dengelemekten, her ikisinin de gönlünü yapmaktan geçiyor. Ama bunu da her zaman laikiyle becerebilmek doğrusu pek kolay değil. Tabii bir de büyüklerin kararımızı etkileme konusunda, ‘senin aklın ermez büyük sözü dinle, yoksa yarın çok üzülürsün, ama iş işten geçmiş olur’ türünden, baskılarına da karşı çıkabilme zorluğunu da hesaba katarsak seçimin ne derece sıkıntılı olduğu daha da iyi anlaşılabilir.”
Haluk Gürgen,öğrencilere mesleklerinin hayatlarını nasıl yaşayacaklarını belirlemede birinci derece rol oynayacağını hatırlatıyor: “O nedenle bu kararın sorumluluğunu siz üstlenin.. Nasıl bir insan olduğunuzu, neyi başarmak, kazanmak, hangi özelliklerinizi korumak, hangi yeterliliklerinizi geliştirmek istediğinizi, kısaca neyi nasıl yaparsanız mutlu olacağınızı anlamaya çalışın. Yani siz kimsiniz? Kendinize, çevrenize, topluma, insanlığa ve gezegenimize yapacağınız iyiliklerin yolu size göre nereden geçiyor? Üreterek, paylaşarak değer yaratarak mutlu olma hakkınızı nasıl kazanacaksınız? Eğer kendinizi sıkıntıya sokmadan sakin bir şekilde geleceğinizi hayal ederken, düşünürken yüzünüz gülüyor, içiniz ferahlıyorsa bilin ki yapacağınız seçim sizin en iyi seçiminiz olacaktır.“
5- SORUNLARA ÇÖZÜM ARAYAN MESLEKLER ÜZERİNDE DÜŞÜNÜN ODTÜ
Mimarlık Fakültesi Endüstriyel Tasarım Bölümü Başkanı Prof. Dr. Gülay Hasdoğan, adayın kendisine sorular sormasını ve gündemi takip etmesini öneriyor. “Bir sorunu çözerken hangi yeteneklerimi kullanmayı tercih ediyorum? Sözel mi, sayısal mı, görsel mi? Kendimi ifade ederken bu yeteneklerden hangilerini kullanmaktan hoşlanıyorum? Bu soruların cevapları adaya meslek tercihi konusunda yön gösterecektir. Kuşkusuz meslek dalları kendilerine uygun puan türleri ile adayların üniversite sınavlarındaki performanslarını ölçmekte ve adaylar da bu puan türlerindeki başarılarına göre üniversiteye hazırlanmaktadır. Öte yandan günümüzdeki meslek çeşitliliği ve değişen küresel gündem karşısında giriş sınavlarının puan kategorizasyonu yeterli bilgiyi vermemektedir. Adayların meslek alanlarındaki gündemi çok iyi takip etmeleri gerekmektedir.”
6- AKADEMİK KADROYU İNCELEYİN
Hayat Kimya Global Kurumsal İletişim Direktörü Çağlayan Kent, “Gençlerin pratik hayatta kendilerini geliştirebilmeleri çok önemli ve Türkiye’nin dört bir çok kıymetli akademisyenler var” diyor ve gençlere seçim yaparken, okulun akademik kadrosuna dikkat etmelerini öneriyor. Kent, “Bir üniversiteyi başarılı kılan temel unsur öğretim kadrosudur. Akademik araştırmalar yapan, öğrencilerinin kişisel gelişimine destek veren, onlara yol gösteren ve ilham kaynağı olan hocaların olduğu okulların öğrencisi olmaya çalışın” diyor.
7- TERCİH EDECEĞİNİZ OKULU ZİYARET EDİN, KAMPÜSÜ GÖRÜN, OKULUN SUNDUĞU İMKANLARI İNCELEYİN
Hayatınızın- seçtiğiniz bölüme göre- 3-4 yılını geçireceğiniz okulun ortamını yakından görmek için, okulun kampüsünü ziyaret edin. Okulun sunduğu sosyal imkanları araştırın. Ulaşım imkanları hakkında bilgi alın. Yurt sorunu önemli. Uzakta bir okul seçiyorsanız, nerede yaşayacağınızı da saptayarak karar verin. Seçeceğiniz okulun sunduğu sosyal imkanları araştırın. Yaratıcı olmanıza yardımcı olacak okullara öncelik verin. Prof. Dr. Gülay Öztürk okul seçimi konusunda şu önerileri paylaşıyor: “Adaylar öncelikle gidecek oldukları bölümün hocalarını, ne gibi çalışmalar yaptığı gibi durumlara da baksın. Üniversitelerin network alanlarına, uluslararası işbirliklerine, yatırım yapma alanlarına dikkat etsinler hatta üniversiteleri gitsin, görsünler. Mesela iletişim fakültesinde en önemli nokta mutfaktır, var mı güzel bir stüdyosu? Ya da halkla ilişkiler yapıyorsa atölye var mı diye gitsin görsün deneyimlesin.“
8- GELECEĞİN TEKNOLOJİLERİNE YÖNELİK PROGRAMLARI ARAŞTIRIN
Kendisi de bir bilgisayar mühendisi olan Doğuş Teknoloji CEO’su Semih İncedayı, teknoloji alanındaki mesleklerin ön plana çıktığını hatırlatıyor: “Bilgisayar mühendisliğinin uygulama alanları popülerliğini her geçen gün artırıyor. Yeni yazılım dilleri, veri analizi, yapay zekâ, makine öğrenmesi, derin öğrenme konuları, Blockchain, Metaverse gibi yeni nesil teknolojilerin geliştirilmesinden uygulanmasına, hatta şirketlerin bu dönüşüm yolculuğundaki kültür tasarımına kadar birçok konuda daha fazla yeteneğe ihtiyaç duyulacak. Geleceğin teknolojilerine dokunan bölümleri tercih eden genç arkadaşlarım gerek ülkemizde gerekse dünyadaki iş fırsatlarında her zaman bir adım önde olacaklar.”