Eğitimde tarih belli, süreç belirsiz!
Okulların açılacağı tarih Milli Eğitim Bakanı Selçuk tarafından 21 Eylül olarak açıklandı ancak sektördeki soru işaretleri yanıtlanmış değil. Devlet okullarının hijyen açısından nasıl hazırlandığı, uzaktan eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması için neler yapılacağı gibi konular öne çıkıyor.
YASEMİN SALİH
Okulların ne zaman açılacağı sorusu önceki gün Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un saatler süren Bilim Kurulu toplantısı sonrasında yaptığı açıklamayla yanıt buldu. Selçuk, kademeli bir takvim vererek; “Okullar 31 Ağustos’ta uzaktan eğitimle, 21 Eylül’den sonra ise aşamalı ve seyreltilmiş olarak yüz yüze başlayacak. Özel okullarda ise isteyenler 17 Ağustos’ta açılabilecek” dedi. Sınıfların Bilim Kurulu tarafından tavsiye edilen şartlarda eğitime hazırlanacağını vurgulayarak, hangi yaş grubunun okula ne zaman başlanacağının da yine kurulun verdiği kararlar doğrultusunda belirleneceğini ifade etti. Selçuk’un yaptığı açıklamaya göre okullarda ders başlayana kadar maske hususundaki standartlar uygulanacak. Ayrıca bakanlığın öğrenciler, öğretmenler ve veliler için hazırladığı kılavuzlarda birçok konuda sürecin nasıl işleyeceği anlatılacak.
Üniversitelerin açılışı
1 Ekim sonrasına Yüksek Öğrenim Kurumu’ndan (YÖK) yapılan açıklamada ise "Üniversitelerimizin eğitim öğretim takvimlerini 1 Ekim 2020 tarihi sonrasında başlayacak şekilde planlamaları istenmiştir" denildi. DÜNYA, eğitim sektörünün temsilcilerine Bakan Selçuk’un açıklamalarını nasıl değerlendirdiklerini sordu. Yapılan değerlendirmeler bahar dönemindeki aksaklıkların çözümüne ilişkin soru işaretlerinin hala devam ettiğini gösteriyor.
Devlet okullarında hiçbir hazırlık yok!
Eğitim-Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, “Biz yüz yüze eğitimin başlamasını istiyoruz çünkü uzaktan eğitim, fırsat eşitsizliğini derinleştiriyor” diye başladı sözlerine. Yeni döneme ilişkin bir çalıştay düzenlediklerini belirten Aydoğan’a göre eğitim sürecine ilişkin en büyük sorun, okullardaki hijyen ve temel sağlık imkanlarıyla ilgili hazırlık süreçlerinin tamamlanmamış olması. “Bu çok büyük bir soru işareti. Sayın Bakan’ın açıkladığı kararla birlikte anladık ki, 21 Eylül kararı çok önceden belirlenmiş. Salgın yayılımı sürerse 21 Eylül’le ilgili de soru işaretleri devam ediyor. Şu çok kritik; okullarda sağlıklı koşullar sağlanması için bir bütçe açıklanmadı” diyen Aydoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’de 18 milyon öğrenci, 1 milyon eğitim emekçisi var. Sağlık hakkı elbette çok önemli ama eğitim hakkını da göz ardı etmemek gerekiyor. Pandemi yokken okullarda yaz boyu yapılan hiçbir hazırlığı bu yıl göremedik. Temizlik görevlisi ihtiyacı söz konusu. Okullar yeterli bütçe ayıramıyor. Yine öğretmen ihtiyacı çok temel sorun. Öğretmen ataması yapılmadı. Türkiye’deki 57 bin okulun 52 bininde revir dahi yok. Okullarda hekim ve revir yok. Son olarak uzaktan eğitim için içerik ve erişim açığı var. Bu açık nasıl kapanacak? Cihaz ve internet ücretsiz sağlanacak mı? Bunlar hala belirlenmiş değil. Sahadan aldığımız bilgiler sistemin çok verimsiz çalıştığını gösteriyor.”
‘İki aydır milyonluk yatırımlar yaptık’
OKULLARIN bir an önce yüz yüze eğitime açılmasını, toplumsal sağlık açısından kritik önemde gören özel okullar ise yeni normal için kesenin ağzını açtıklarını belirtiyorlar. Türkiye Özel Okullar Derneği (TÖZOK) Yönetim Kurulu Başkanı Nurullah Dal, 21 Eylül kararıyla ilgili, “Önceden bir tarih belirlenmiş, ona göre herkes hazırlanmış. Üç haftalık ertelemeyle ne değişecek ki?” diyerek başladı sözlerine. Eğitime hazır olan ve salgın açısından sorun yaşanmayan bölgelerde bir an önce yüz yüze eğitime başlanması gerektiğini belirten Dal, özel okulların iki aydır ciddi yatırımlarla yeni döneme hazırlandığının altını çizdi. Dal, “Sağlık Bakanlığı ve TSE’nin belirlediği standartlara göre hazırlıklarımızı yaptık. 7 milyon TL’lik yatırım yaparak binada her yeri sensörlü hale getiren okullarımız var. Okuluna göre 500 bin TL’lik yatırım yapan da var. 12 bin özel okul olduğunu düşünürsek ciddi yatırımlar yapıldı. Biz başlamaya hazırız. En az 1.000 okul 17 Ağustos’ta eğitime başlayacak” dedi. Özel okullarda toplam 300 bin kişinin istihdam edildiğini, bunun 210 bininin öğretmen olduğunu söyleyen TÖZOK Başkanı, bunun yanında koronavirüs nedeniyle finansal sıkıntıya girip kapanan başta anaokulları olmak üzere birçok eğitim kurumu bulunduğunun da altını çizdi. Dal, “Devlet çalışmayan öğretmenin maaşını ödüyor, biz ne yapalım?” diye konuştu. Nurullah Dal’a göre bakanlığın il bazında okul açılımını değerlendirmesi gerekiyor. “Edirne gibi öğrenci kentlerinde esnaf da düşünülmeli. Orada vaka yok. 200 bin öğrenci var. Okullar açılmazsa tüm esnaf biter” diyen Dal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Özel okulların yarattığı ekonomik değer yıllık 1.4 milyar TL. Yıllık ücreti 10 bin TL olan okul da var 100 bin olan da. Ortalama 25-30 bin bandında. Zamma gelince her yıl ocak-mayıs arasında bu oranlar belirleniyor. Bu yıl için hiç yapmayanlar da var, yüzde 25 yapanlar da. Ortalamada yüzde 15 artış söz konusu ama finansal sıkıntı bütün sektörlere yayıldığı için ödemelerde erteleme taleplerini çok alıyoruz.”
‘Okul servisleri ücretin % 40’ını peşin alsın’
EĞİTİMDEKİ süreç tıkanıklığı, okul servisi işletmelerini de finansal olarak zorladı. İstanbul Umum Servis Aracı İşletmecileri Esnaf Odası Başkanı Hamza Öztürk, İstanbul’da sektörün 22 bin araçla yeni döneme hazırlandığını belirtti. 14 hijyen kuralına göre araçların hazırlandığını söyledi. Türkiye’de 200 bin okul servisi olduğunu, bunun 150 bininin hostes çalıştırdığını aktaran Öztürk, “Taşımalı sistemle birlikte 250 bin okul servisinden bahsediyoruz. Yaklaşık 400 bin kişinin ekmek yediği bir iş koluyuz ve esnafımız beş aydır kemer sıkmıyor, kemerini yiyor. Kimi plakayı satmayı düşünüyor. Hepimiz vergi mükellefiyiz ama koronavirüs sürecinde verilen hiçbir destekten yararlanamadık” diye konuştu. Sorunlarını anlatmak üzere 20 gün önce Naci Ağbal’la bir araya geldiklerini ifade eden Öztürk, 13 Mart’tan bu yana çalışmadıkları için vergi borçlarında mahsuplaşma talep ettiklerini söyledi. Öztürk şöyle devam etti: “Hükümetten ciddi bir beklenti içindeyiz. Naci Bey, çözüme kavuşturacakları sözünü verdi. Okul servislerini yeni standartlara uygun hale getirmek için araç başına 15 bin TL’lik yatırım gerekiyor. Bu zorunluluğun ertelenmesini istedik. Okullarda öğretmeni, çalışanı maaşını aldı, kimse servisçiden bahsetmedi. Biz de kendimizi sağlama almak için bu yıl ücret sözleşmesine yüzde 40 peşin ödeme maddesi konulmasını talep ettik. Bu bizim hak edişimiz olsun.”