Suudi Arabistan'da 'buğdaya' özgürlük!
Ekonomik kalkınma planının bir parçası olarak dört un değirmenin özelleştirilmesinde son aşamaya gelindi. İki değirmeni satan ve ikisi için de ihaleye çıkan Riyad yönetimi, değirmenleri alan şirketlere diğer ülkelerden ithalat izni vereceğini duyurdu.
EVRİM KÜÇÜK
Küresel tahıl pazarında önde gelen ithalatçılar arasında yer alan Suudi Arabistan’ın buğday ve un pazarında büyük bir özelleştirme hamlesi yaşanıyor. 1980 ve 1990’larda tarımsal üretimde muazzam bir büyüme yaşayarak dünyanın beşinci büyük buğday üreticisi haline gelen ancak su ihtiyacı göz önünde bulundurularak üretimi sert bir şekilde düşüren Krallık, 2016’dan bu yana hububatta net ithalatçıya dönüştü. Kendine yeten bir ülke olma politikasından yıllar önce vazgeçen ve sonrasında dünyanın önde gelen tahıl ithalatçıları arasında yer alan Suudi Arabistan, şimdi ise ekonomik kalkınma planının bir parçası olarak un değirmenlerini özelleştiriyor. Özelleştirdiği un değirmenlerine de doğrudan küresel pazarlardan buğday ithalat izni veriyor.
Suudi Arabistan, un değirmenciliği endüstrisinde başlayan özelleştirme hamlesi kapsamında ülkenin tahıl ithalatını kontrol eden Suudi Hububat Örgütü SAGO tarafından işletilen dört değirmenin satışı konusunda son aşamaya geldi. Temmuzda iki değirmenin satışını tamamlayan Riyad, iki değirmen için teklif toplamaya başladı. Satışa çıkan Cidde merkezli ilk Mills Company 540.1 milyon dolara Raha AlSefi konsorsiyumuna satıldı. Hamis Muşit merkezli üçüncü Mills Company ise 199.9 milyon dolar karşılığında Alrajhi-Ghurair-Masafi konsorsiyumu tarafından alındı. Riyad merkezli ve Dammam merkezli diğer iki değirmen için de teklifler alınmaya başlandı. SAGO yetkilileri bu iki değirmenin satışının da 2020 içinde gerçekleşmesini beklediklerini söylüyorlar.
Günlük kapasiteleri yaklaşık 13 bin ton
Riyad’ın değirmencilik sektöründeki bu satışı, dünyanın en büyük tarım işletmelerinden bazılarının da ilgisini çekti. Dünyanın en büyük tarım işletme şirketinden ikisi Archer Daniels Midland ve Bunge, bir konsorsiyum çerçevesinde SAGO mülklerine teklif vermeye istekli olan çok sayıda uluslararası şirket arasına katılmıştı.
Söz konusu un fabrikalarının toplam günlük öğütme kapasitesi 12,630 ton (buğday eşdeğeri) olup, yılda 3.3 milyon ton buğday işleniyor. Buğday silolarının tamamen kontrolü dışına çıkmasını istemeyen, bunları gıda güvenliği açısından stratejik gören Riyad, bu siloların ancak bir kısmını özelleştiriyor. Yabancı yatırımcıların, söz konusu un değirmenlerinin ortak mülkiyeti ve işletmesi için Suudi yatırımcılarla ortak olmalarına izin veriliyor. Yabancı yatırımcıların un fabrikalarında yüzde 49'a kadar mülkiyetine izin veriliyor.
ABD Tarım Bakanlığı (USDA) Ateşesi tarafından hazırlanan bir rapora göre satış sonrası oluşacak yeni değirmencilik şirketleri SAGO'nun müşterileri olacak. Raporda, "İşlenen buğday unu, sübvansiyonlu fiyatlarla devlet onaylı müşterilere dağıtılacak” denildi.
Yabancıya buğday ithalat izni
Diğer yandan SAGO, ülkenin tahıl sektörünün liberalleştirilmesi çerçevesinde bu dört değirmeni alan şirketlerin doğrudan küresel pazarlardan buğday ithal edebileceğini duyurdu. SAGO şimdiye kadar ülkenin tüm buğday ithalatını kendisi yapıyordu. Değirmenlerin satışının tamamlanmasının ardından şirketlerin hem kendisinden hem de başka ülkelerden alım yapabileceğini açıkladı.
Buğday üretimi yeniden başladı
Sulama için gerekli su tüketimine ilişkin endişelere rağmen Suudi Arabistan yerli buğday üretimini yeniden başlattı. 2017/19 döneminde hiç üretim yapılmazken, Uluslararası Tahıl Konseyi (IGC) Suudi Arabistan'ın 2019-20 buğday üretimini, 201819 dönemindeki 500 bin tondan 700 bin tona çıkmasını bekliyor. Gelecek mali yılda ise beklenti 500 bin ton üretim.
Suudi Arabistan'ın 2019-20 tahıl ithalatının, bir önceki yıl gerçekleştirilen 13.7 milyondan 14.8 milyon tona çıkacağı tahmin ediliyor. Önceki yıl 3.1 milyon ton olan buğday ithalatının ise 2.9 milyon tona ineceği öngörülüyor. 2019-20 yılında mısır ithalatı beklentisi 5 milyon tonken, arpa ithalatının 6.9 milyon ton olacağı tahmin ediliyor. Suudi Arabistan'ın da 2019-20 yılında 1.4 milyon tonluk pirinç ithal etmesi bekleniyor.
Suudi Arabistan'da su tüketimiyle ilgili kaygılar nedeniyle 2016 yılında buğday üretimine yasak getirilmişti. Ancak yasak 3 yıl aradan sonra kısmen kaldırıldı. Orta ve küçük ölçekli yem üreticilerine alternatif bir mahsul elde etmeleri için buğday üretim izni verildi. Suudi hükümetinin yerli yem üretimini 3 Kasım 2018'den itibaren yüzde 42.5 oranında azaltma kararı nedeniyle birçok firma yem üretimini durdurmak zorunda kalmıştı. % 5 KDV talep artışını sınırladı Suudi Arabistan'da son yıllarda buğday talebinde sınırlı bir artış yaşanıyor. Bunun en önemli nedeni kamu hizmetleri fiyatlarındaki artış ve Ocak 2018'de başlayan yüzde 5 katma değer vergisi (KDV)uygulanmasının gıda masraflarını artırması. USDA raporuna göre bu iki faktör, ekmek ve buğday unu israfı da dahil olmak üzere gıda atıklarının önemli ölçüde azaltılmasına katkıda bulundu. Diğer yandan ithal makarna ürünleri, pirinç ve meyve ve sebze tüketimindeki artış da buğday talebini sınırlandırdı. Kişi başı tüketim yılda 39 kg Buğday, çoğunlukla yassı (pide) veya "Samoli” olarak bilinen yerel hamburger ekmeği ve Fransız baget ve pizza gibi diğer Batı tarzı ekmek şeklinde tüketiliyor. Suudi Arabistan'da ortalama kişi başına buğday tüketimi, günde yaklaşık 107 gram veya yıllık yaklaşık 39 kg olarak tahmin ediliyor. En çok talep beyaz un için olmakla birlikte, sağlıklı beslenme alışkanlıklarının artmasına paralel olarak kepekli un için de talebin artmaya başladığı görülüyor.
Tahıl ithalatı için yeni bir terminal inşa edilecek
Suudi Arabistan Tarım ve Hayvancılık Yatırım Şirketi (SALIC) ve Suudi Liman İdaresi (MAWANI), Yanbu Ticaret Limanı'nda bir tahıl terminali inşa edilmesi konusunda anlaşmaya vardı. İki aşamalı olarak tahıl ithal edilecek, işlenecek ve ihraç edilecek olan terminalin yıllık kapasitesi 5 milyon tonu bulacak. SALIC Yönetim Kurulu Başkanı Abdul Rahman bin Abdul Muhsin El-Fadhli, proje ile ülkeye tahıl girişinin ana kapısı olan limanlarda işlem hızının artırılmasının planlandığını belirtti. Kızıldeniz'de bulunan Yanbu Limanı, yerel ve bölgesel pazarlara erişimde kritik bir lokasyonda bulunuyor.