MİT Akademisi’nden ABD analizi: Türkiye dahil birçok ülke ilişkilerini yapılandıracak
Donald Trump’ın yeniden başkan olarak seçilmesi Türkiye- Amerika Birleşik Devletleri ilişkilerini nasıl etkiyeceği merak konusu olurken Milli İstihbarat Akademisi ‘ABD seçimleri ve Türkiye'ye olası etkileri’ isimli analiz yayınladı.
Haber Merkezi |Milli İstihbarat Akademisi, ‘2024 Amerika Birleşik Devletleri seçimleri ve Türkiye’ye Olası Etkileri’ başlıklı bir analiz hazırladı. Analize göre yeni dönemde Türkiye dahil olmak üzere pek çok ülke ABD ile ilişkilerini gözden geçirme ve yeniden yapılandırma sürecine girecek.
“Trump öngörülemezlik stratejisini araç olarak kullanabilir”
Yeni dönemde ABD’nin rakiplerini caydırma kapasitesini artırmak isteyen Trump’ın öngörülemezlik stratejisini bir araç olarak kullanması bekleniyor. Özellikle Türkiye’nin ABD’nin bölgesel politikalarıyla örtüşen çıkarları üzerinden bir iş birliği zemininin ortaya çıkabileceğine de dikkat çekiliyor.
Analizde, Trump yönetiminin, klasik cumhuriyetçi duruş olan küresel askeri ve diplomatik angajmanı sınırlandırmayı, yani ABD'nin mevcut krizlere angaje askeri varlığını azaltmayı amaçlasa da ABD'nin küresel cezalandırıcı gücünü koruması ve güçlendirmesi gerektiğinden bahsettiği belirtilerek, "Washington'un temel amacı, rakiplerin kontrolünden sağlamayı umduğu maksimum faydayı anlamsız kılacak ve rakiplerin bu durumdan fayda sağlamasını engelleyecek düzeyde güçlü bir caydırıcılığa sahip olmasıdır." ifadesi kullanıldı.
Çözüm odaklı liderlik ve kimya uyuşması fırsat olabilir
Analizde, yeni dönemde Türkiye ABD ilişkilerinin fırsatlar ve riskler barındırdığının da altı çiziliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Donald Trump arasındaki çözüm odaklı liderlik ve kimya uyuşmasının bir fırsat olabileceği belirtiliyor. Trump’ın Ukrayna savaşını sonlandırması ve Netanyahu’nun kısmen dizginlenmesinin Türkiye’yi olumlu etkileyebileceği ifade ediliyor.
F-35 programı konusundaki kısıtlamaların aşılması kritik
Öncelikle savunma sanayisinin ve F-35 programı konusundaki kısıtlamaların aşılmasının, Türkiye-ABD ilişkilerinde pozitif bir gündemin oluşturulması açısından kritik bir başlık olarak öne çıktığı vurgulandı.
Terörle mücadelede iş birliği zemini oluşturulabilir
Trump’ın denizaşırı ülkelerdeki askeri varlıklarını azaltma eğiliminin ve PYD/YPG’ye verilen desteği yeniden değerlendirme potansiyelinin terörle mücadelede iş birliği zemininin oluşturulabileceğinin altı çiziliyor.
Çin’e yönelik politikalar Türkiye için fırsat yaratabilir
Yeni dönemde Trump yönetiminin Çin’e yönelik politikalarının da Türkiye için yeni tedarik zincirleri ve enerji projeleri fırsatları yaratabileceği belirtiliyor.
Politikasını sertleştirirse bölgesel çatışmalar tetiklenebilir
Riskler bölümünde ise Trump’ın öngörülemez politikalarının olumsuz taraflarına dikkat çekildi. ABD’nin yeni dönemde politikasını sertleştirmesinin bölgesel çatışmayı tetikleyebileceği ve bu durumun Türkiye’nin güvenlik politikalarını olumsuz etkileyebileceği belirtiliyor. ABD’nin kayıtsız şartsız desteğini alan İsrail’in bölgede etkinliğini daha da arttırmasının Doğu Akdeniz’deki güç dengelerini Türkiye’nin aleyhine çevirebileceği ifade ediliyor.
Türkiye'nin bölgesel çıkarlarını etkileyebilir
Bölgesel düzeyde ise Trump'ın İran politikasının yeniden sertleşmesi ve İsrail ile Arap ülkeleri arasındaki normalleşme süreçlerinin desteklenmesinin, Türkiye'nin bölgesel çıkarlarını hem olumlu hem de olumsuz yönde etkileyebileceği belirtilen analizde, şu değerlendirmede bulunuldu:
"İran'a yönelik sert politikaların bölgesel bir çatışmayı tetikleme riski, Türkiye'nin güvenlik politikalarını doğrudan ilgilendirecektir. Aynı şekilde Trump yönetiminin kayıtsız şartsız desteğini elde eden İsrail'in bölgedeki etkinliğinin artması, Doğu Akdeniz'deki güç dengelerini Türkiye'nin aleyhine çevirebilir. Bu gelişmeler, Türkiye'nin bölgesel işbirliği ve dengeleme politikalarını daha da derinleştirme ihtiyacını ortaya çıkarabilir."
Analizde, özellikle Mısır ve Yunanistan ile diyalog süreçlerinin derinleştirilmesinin ve bölgesel istikrarı önceleyen girişimlerin sürdürülmesinin, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki çıkarlarını koruma çabalarına katkı sağlayacağı belirtildi.
Dünya düzeninin şekillenmesinde kritik bir dönemeç olabilir
Analizde, 2024 başkanlık seçimlerinin, ABD'nin küresel liderlik rolünü koruma, yeniden tanımlama ya da bu rolü diğer büyük güçlerle paylaşma konusunda nasıl bir tercih yapacağını ortaya koyacak nitelikte olduğu belirtilirken, seçim gelecekteki dünya düzeninin şekillenmesinde kritik bir dönemeç olarak değerlendirildi.
"Amerika'yı yeniden büyük yapalım" söylemi benimseniyor
Cumhuriyetçi Partinin dış politika stratejisinde "caydırıcılık, hibrit müdahale yöntemleri, teknolojik üstünlük ve ekonomik güce odaklandığı ifade edilen analizde, Trump'ın benimsediği "Amerika'yı yeniden büyük yapalım" söyleminin ise geleneksel cumhuriyetçi yönelimin bir uzantısı olarak görüldüğü bilgisi verildi.
Analizde, Trump yönetiminin, klasik cumhuriyetçi duruş olan küresel askeri ve diplomatik angajmanı sınırlandırmayı, yani ABD'nin mevcut krizlere angaje askeri varlığını azaltmayı amaçlasa da ABD'nin küresel cezalandırıcı gücünü koruması ve güçlendirmesi gerektiğinden bahsettiği belirtilerek, "Washington'un temel amacı, rakiplerin kontrolünden sağlamayı umduğu maksimum faydayı anlamsız kılacak ve rakiplerin bu durumdan fayda sağlamasını engelleyecek düzeyde güçlü bir caydırıcılığa sahip olmasıdır." ifadesi kullanıldı.