5 Türk Devleti KKTC'ye karşı anlaşmaya imza attı! Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'dan ilk açıklama geldi
KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Türkmenistan'ın Avrupa Birliği (AB) ile yaptığı anlaşmayla ilgili, "Türk devletleri, Rum tarafıyla ilişkilerine biraz daha dikkat etmeli" değerlendirmesinde bulundu.
Haber Merkezi |Orta Asya ülkeleri Kazakistan, Türkmenistan ve Özbekistan, geçtiğimiz günlerde Güney Kıbrıs’a büyükelçi atayarak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 541 ve 550 sayılı kararlarına bağlılıklarını vurguladı.
AB-Orta Asya Zirvesi’nde alınan bu diplomatik pozisyon, Kıbrıs’taki Türk varlığının meşruluğu için mücadele eden Türkiye açısından diplomatik dengelerde yeni bir baskı oluşturuyor.
KKTC Cumhurbaşkanı Tatar'dan ilk açıklama geldi
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) üyesi bazı devletlerin AB ile yaptıkları anlaşmanın normal olduğunu belirterek, "AB ile ilişkileri bağlamında böyle bir sürece girdikleri için herhalde böyle durum ortaya çıkmıştır. Bu normaldir, neticede bu ülkelerin AB ile çeşitli farklı projeleri ile özel sektör, devlet anlamında her türlü kendi menfaatleri ve çıkarları vardır. İfade edildiği gibi maddi projeler, maddi katkılar, aynı zamanda farklı ticari boyutlarıyla AB'nin kendilerine verebileceği ticari imkanlar vardır." dedi.
Tatar, KKTC olarak TDT üyesi tüm devletlere karşı sevgi ve muhabbetleri bulunduğunu belirterek, ülkesinin aynı kültür ve dili konuşan ülkelerin birliğinde bulunmasından daha doğal bir şey olmayacağını kaydetti.
"AB'nin anlaşmayı yapmasındaki temel hedef, KKTC'yi engellemek"
TDT bünyesinde bulunan Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve diğer üye devletlerle KKTC'nin de ilişkilerinin geliştiğini aktaran Tatar, bugüne kadar o coğrafyada bu tür ilişkiler içine girmeyen AB'nin, bugün bu anlaşmayı yapmasındaki temel hedefinin 2022'den beri teşkilata gözlemci üye olan KKTC'yi engellemek olduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs'la ilgili Türk tezinin iki devletli çözüm olduğunu anlatarak, Türk devletlerinden, Rumlarla ilişki kurdukları kadar KKTC'yle de kurmaları yönünde beklenti içinde olduklarını ifade etti.
"BM kararlarına atıf yapan maddelerin sonucunun nereye varacağını biliyorlar mı?"
Tatar, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Türkmenistan'ın AB ile imzaladıkları son anlaşmada yer aldığı belirtilen Kıbrıs meselesinde BM kararlarına atıf yapan maddelerin, Türk devletleri tarafından gözden kaçırılmış olma ihtimaline dikkati çekerek, "Bu maddelerin sonucunun nereye varacağı ve kimlere nasıl sonuç doğuracağını biliyorlar mı?" diye konuştu.
"Kıbrıs Rum Kesimi'nin oynadığı oyun bambaşkadır"
AB ile anlaşmanın Türk devletlerine hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Tatar, şunları kaydetti:
"Türk devletleri, Rum tarafıyla ilişkilerine biraz daha dikkat etmeli. AB'yle ilişkileri olabilir. Avrupa Birliği, bir birlik fakat nüfusu 800 bin olan Rumların egemenliğinde değil. Türk devletleri Rum ile de ilişki kurabilirler fakat dikkat etmeleri gerekir çünkü Kıbrıs Rum Kesimi'nin oynadığı oyun bambaşkadır. Esasında Rumların oynadığı oyun insanlığa sığmaz. Türk devletleri tarafından Kıbrıs Türk halkının hakkı, hukuku tescil edilene kadar Rumlara 'Bekle.' denilmesi gerekir. 'Bir anlaşma olduktan sonra tekrar görüşürüz.' şeklinde bir muamele olması gerektiğini düşünüyorum."
Ne olmuştu?
Orta Asya ülkeleri Kazakistan, Türkmenistan ve Özbekistan, geçtiğimiz günlerde Güney Kıbrıs’a büyükelçi atayarak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 541 ve 550 sayılı kararlarına bağlılıklarını vurguladı.
3-4 Nisan tarihlerinde Özbekistan’ın Semerkand kentinde düzenlenen AB-Orta Asya Zirvesi’nde alınan bu diplomatik pozisyon, Kıbrıs’taki Türk varlığının meşruluğu için mücadele eden Türkiye açısından diplomatik dengelerde yeni bir baskı oluşturuyor.
Türkiye’nin öncülüğünde Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) çatısı altında yakın ilişki içinde olduğu bu ülkelerin KKTC’ye yönelik tanıma adımı atmaları beklenirken, Güney Kıbrıs’ın egemenliğine açık destek verilmesi dikkat çekti. Zirve sonunda yayımlanan ortak bildirinin 4. maddesinde, “Tüm devletlerin uluslararası tanınmış sınırlar içerisindeki bağımsızlığına, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı” vurgulanırken, BMGK’nin 541 (1983) ve 550 (1984) sayılı kararlarının uygulanmasının esas olduğu belirtildi. Bu ifadeler, KKTC’nin tanınmasının önünü kapatıcı nitelikte görülüyor.
541 ve 550 sayılı BMGK kararları ne diyor?
541 sayılı karar (18 Kasım 1983): KKTC'nin ilan edildiği 15 Kasım 1983 tarihinden hemen sonra kabul edilen bu karar, adadaki Türk devletinin tek taraflı bağımsızlık ilanını "yasa dışı" olarak nitelendiriyor. Tüm ülkelerden yalnızca Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımaları isteniyor ve KKTC’nin tanınmaması çağrısı yapılıyor. 550 sayılı karar (11 Mayıs 1984): 541 sayılı kararın devamı niteliğinde olan bu karar, özellikle Maraş bölgesindeki yasa dışı yerleşim faaliyetlerini ve KKTC’nin tanıtım çalışmalarını kınayarak, uluslararası toplumun KKTC’yi tanımaması gerektiğini yeniden vurguluyor.
Türk tarafının yorumu ve endişeleri
Yabancı Basın'ın haberine göre, Türkiye, KKTC’nin bağımsızlık ilanını halkın iradesi ve adadaki Türk toplumunun güvenliği için gerekli bir adım olarak değerlendirirken, bu kararların Kıbrıs Türk halkının siyasi eşitliğini yok saydığı görüşünde. Ayrıca, Orta Asya’daki kardeş ülkelerin Batı ile yakınlaşma adına Türkiye’nin kırmızı çizgilerini ihlal edebilecek adımlar atması, Ankara’da dikkatle izleniyor. Bu gelişmenin, TDT içinde Türkiye’nin bölgesel liderliğine dolaylı bir darbe niteliğinde olup olmadığı tartışılıyor. Diplomatik kaynaklara göre, Türkiye'nin bu süreçte Orta Asya ülkeleriyle üst düzey temaslarını artırarak KKTC’ye yönelik daha açık bir destek arayışına gireceği değerlendiriliyor.
Orta Asya ülkelerinin Güney Kıbrıs’a büyükelçi atamaları ve BMGK kararlarına açık bağlılık beyanları, Türkiye'nin Kıbrıs meselesinde uluslararası alanda karşılaştığı diplomatik engellerin bir yenisi olarak kayıtlara geçiyor. Ankara'nın bu gelişmeye nasıl bir karşılık vereceği ise önümüzdeki dönemde Türk dış politikasının seyrini şekillendirebilir.
İlham Aliyev'den KKTC'nin yanındayız mesajı gelmişti
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, geçtiğimiz hafta Bakü'de, ADA Üniversitesi'nde düzenlenen, 44 ülkeden 80'den fazla uzmanın katıldığı "Yeni Dünya Düzenine Doğru" başlıklı uluslararası foruma katılarak konuşma yaptı.
KKTC ile ilişkileri de değerlendiren Aliyev, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'la temas halinde olduğunu söyledi.
KKTC bayrağının TDT Zirvesi'nde Şuşa'da dalgalandığını anımsatan Aliyev, şu ifadeleri kullandı:
"Biz her zaman kardeşlerimizin yanındayız. Bizim politikamız her zaman net olmuştur. Bu hususta başka bir gündemimiz yok. Biz sadece kardeşlerimizin devletlerini koruyabilmeleri için onlara nasıl yardımcı olabileceğimizi düşünüyoruz. Onlar bunu tarihsel olarak ve yaptıkları dolayısıyla hak ediyor."
Aliyev, Annan Planı'na KKTC'nin "evet" dediğini, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin ise karşı çıktığını hatırlatarak, "Sonrasında ne oldu? Kıbrıs Rum Kesimi AB'ye üye kabul edildi. Bu adil mi? Bu çifte standartlara açık örnektir. KKTC'li kardeşlerimiz emin olsun ki, ülkelerinin bağımsız bir devlet olarak uluslararası toplum tarafından tanınması için her zaman yanlarında olacağız." diye konuştu.