İstihdamı bekleyen tehlike: Çok iş, az işçi
Doğum oranlarının hızla düşmesi, Baby Boomer neslinin işgücünden ayrılması, göç hareketlerindeki durgunluk ve yeni nesil çalışanların "iş karşıtı" hareketleri, yatırım bankası Goldman Sachs ve istihdam analitiği şirketi Emsi Burning Glass gibi kurumlarca istihdam piyasası için çok önemli bir risk oluşturuyor.
Hilal Sarı |Hilal SARI
Yaşlanan dünya nüfusu, Baby Boomer neslinin istihdam piyasasından ayrılması, pandeminin göç hareketlerini durdurmuş olması ve Çin’den ABD’ye birçok ekonomide genç nüfusun adaletsiz bulduğu sistemden ve çalışma hayatından uzaklaşmak istemeye başlaması, küresel ekonomi için önemli bir risk oluşturmaya başladı.
İşgücü piyasası analitiği şirketi Emsi Burning Glass’tan kıdemli istihdam ekonomisti Ron Hetrick “Bu gidişat sadece mükemmel fırtına değil, kasırga, hortum ve deprem bir arada” ifadeleriyle durumun ciddiyetine dikkat çekmek istiyor. Baby Boomer neslinin istihdam piyasasından ayrılışı, tarihin en düşük istihdama katılım oranı ve dünyada giderek düşen doğum oranları Hetrick’in deyimiyle “Demografik Kuraklık” veya “Sansdemic” (insan kıtlığı) yaratacak ve pandemi ana sebep değil sadece süreci hızlandıran bir unsur.
“Göçmenler işgücü darboğazını gevşetebilir, enflasyonu düşürür”
Pandemi nedeniyle işgücünün sınırlar arası hareketine de ciddi bir darbe vurulmuş oldu. Nisan 2021’den bu yana her ay en az 3,6 milyon çalışanın işini bıraktığı ABD’de Ticaret Odası CEO’su Suzanne Clark “ABD’ye gelmek, burada okumak ve kalmak isteyen insanları hoş karşılamalıyız. Daha fazla çalışana ihtiyacımız var” diyor. Clark’a göre hükümetin bu konuda atacağı adımlar ABD’nin 40 yılın zirvesine çıkan enfl asyon sorununu çözmeye de yardımcı olur. Kasım ayında ABD’de 4,5 milyon insan istifa etti ve bu veri tarihinin rekoruydu. Birçok çalışan daha iyi bir iş teklifi için işinden ayrılmış olsa da, istihdama katılım oranı pandemi öncesi düzeylerde takıldı ve ayrılan nüfusun bir kısmı hala işe dönmedi.
“Uzun vadede istihdama katılım için büyük risk”
ABD’li yatırım bankası Goldman Sachs kasımdaki bir araştırma notunda bu hareketin uzun vadede istihdama katılım için önemli bir risk teşkil ettiği konusunda uyardı. Bankanın uyarıları şimdiden istihdam piyasasında çalışan bulmakta zorlanan şirket haberleriyle de teyit ediliyor. Tyson Foods, FedEX, Target, Best Buy, McDonald's, Amazon, çalışan bulmakta zorlanan ve kimisi cazip işe alım bonusları ve ücret artışlarıyla bu gidişatı düzeltmeye çalışan şirketlerden sadece bazıları. İngiltere’de hem kamyon şöförü hem de avukat bulmak zorlaştı. Londra’da hukuk firmaları boş pozisyonları dolduracak avukat bulmakta zorlandıklarını söylüyor. Kanada’da öğretmenden doktora birçok yetkinlik gerektiren işte yeterli işgücü bulunamıyor.
Reddit’te “antiwork” hareketi çığ gibi büyüyor
Geçtiğimiz yıl bireysel yatırımcıların organize olup dünyanın en büyük hedge fonlarına kafa tuttuğu online forum Reddit’te “iş karşıtlığı” anlamına gelen “anti-work” forum açıldı ve bu foruma ilgi pandeminin başından bu yana hızla artıyor. ABD’de ve dünya genelinde milyonlarca çalışanın daha iyi bir iş veya daha huzurlu bir hayat için istifa ettiği/etmeyi planladığı “Büyük İstifa” dalgasının konuşulduğu bu günlerde Reddit antiwork forumunun üyeleri 1,6 milyona yükselmiş durumda. Ekim 2020’de forumun üye sayısı sadece 180 bindi. Perakende sektöründeki işini bırakan ve haftada birkaç gün köpek gezdirerek geçimini sağlayan Doreen Ford, aynı zamanda forumun moderatörlerinden. Ford, FT’ye verdiği demeçte geleneksel işlerde çalışmayı “aşağılayıcı ve sömürücü” olarak nitelendiriyor ve “Hiç olmadığım kadar mutluyum şimdi” diyor. Kurulduğu ilk yıl olan 2013’te sadece 1.600 üyesi olan forumda kendilerine “aylak” diyen üyeler insanların olabildiğince az çalışarak ve mümkünse kendileri için çalışarak yaşam maliyetlerini düşürmelerini ve sadece geçinmelerine yetecek kadar çalışmalarını salık veriyor. Forumun üyelerinin yarısı hala tam zamanlı işlerde ancak paylaşımların büyük çoğunluğunda çalışanlar “patronlarının onları umursamadığından” şikayetçi. En çok ilgi çeken paylaşımlar ise istifa mektup ve mesajlarının ekran görüntüleri. Bu paylaşımlar o kadar popülerleşmiş ki moderatörler istifa paylaşımlarını sadece pazar günleriyle sınırlamak zorunda kalmış.
2026’da gelirin yarısı yeni işlerden gelecek
Yönetim danışmanlığı şirketi McKinsey & Company’nin yeni küresel bir araştırması ise bu dönüşümün başka bir bacağına dikkat çekiyor: Yetkinliklerin yeni ürün ve hizmetlere göre değişmesi gerekiyor. Yeni İş Kurmanın Durumu Küresel Araştırması’na göre 2026 yılı itibariyle küresel gelirin yarısının, şu anda varolmayan yeni ürün, hizmet ve şirketlerden gelmesi bekleniyor. Tüm bölgeleri, endüstrileri ve farklı ölçekteki şirket büyüklüklerini temsil eden bin 178 üst düzey yöneticinin katıldığı araştırma yeni iş kurmanın küresel bir trend olduğunu, yeni kurulan şirketlerin yüzde 80’inin 50 milyon dolarlık yıllık gelir çıtası altında kaldığını ortaya koyuyor. McKinsey & Company Doğu Avrupa, Orta Doğu, Afrika ve Türkiye Leap Lideri ve Kıdemli Ortağı Can Kendi özellikle dijitalleşme ve sürdürülebilirlik odağındaki şirketlerin büyümesine yardımcı olduklarını belirterek “Yeni şirketlerin yarısından fazlası 1 milyon dolar gelir çıtasının altında kalıyor veya kapanıyor” diyor. Araştırmaya göre iş liderlerinin yüzde 81’i sektörde yaşanan olumsuzluklardan korunmak amacıyla yeni iş kurmaya yöneliyor.
Çinli gençler arasında da “tang ping” hareketi başladı
Benzer bir hareket Çinli milenyum kuşağı arasında da baş göstermiş durumda. Profesyonel ve ekonomik hırslarını kenara bırakarak daha basit ve huzurlu bir hayat yaşamayı tercih eden Çinli gençlerin bir yaşam biçimi olarak tercihi etmeye başladığı “tang ping” hareketi 2021’de Çin kamuoyunun en önemli gündemlerinden biriydi. Acımasız uzun mesai saatlerinden, haftanın 6 günü 9-6 çalışılan 966 işkültüründen, aşırı tüketimden, hızla artan konut fiyatlarından ve “sistemin kölesi olmaktan” yorulmuş birçok Çinli genç minimum hayat standartlarına razı gelerek iş hayatının stresinden kaçmayı tercih ediyor. Bu konuya ilişkin sosyal medya paylaşımları ise Çinli otoriteler tarafından sansürleniyor.
Doğum oranları hızla düşüyor, nüfusu azalan ülkeler bile var
Birleşmiş Milletler hızla düşen doğum oranları nedeniyle şu anda yaklaşık 7,7 milyar dünya nüfusunun 1950’lerden bu yana en düşük hızda arttığına dikkat çekerek 2100 itibariyle 10,9 milyara ulaşacağını öngörüyor. Ancak Hindistan gibi en hızlı büyüyen nüfuslarda bile doğum oranlarının artış getirmesi için gerekli olan 2,1’e doğru yaklaşması (Hindistan’da bu oran şimdiden 2,179’a inmiş durumda) The Lancet’te yayınlanan bir araştırmaya göre dünya nüfusunun 2060’larda 9,7 milyarla zirve yapmasına ve 2100’e gelindiğinde tekrar 9 milyarın altına düşmesine neden olacak. 2030 yılına gelindiğinde “Baby Boom” nesli 65 yaşını geçmiş olacak. Bulgaristan’da 2021 yılında nüfus yüzde 11,5 azalarak 6,5 milyona geriledi. Macaristan’da nüfus son 145 yılın en sert düşüşünü kaydetti. Yunanistan’da da nüfus 2021’de 2020’ye göre azaldı. Ayrıca pandemi İngiltere’de yaşam sürelerini de yaklaşık 5 yıl kısalttı.