Dünya genelinde 155 milyon kişinin gıda güvencesi yok

Pandemi koşulları, çatışmalar ve ekonomik şoklar sebebiyle 2020’de 155 milyon kişi gıda güvencesizliğine maruz kaldı. Afrika en acil müdahalenin gerektiği kıta olarak öne çıkarken, otoriteler krizin engellenmesi için gıda-tarım sistemlerinde radikal dönüşüm gerektiği konusunda hemfikir.

Deniz Kılınç |

Deniz KILINÇ

Avrupa Birliği (AB), Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ile Dünya Gıda Programı (WFP) tarafından oluşturulan Gıda Krizine Karşı Küresel Ağ’ın (GNAFC) hazırladığı Küresel Gıda Krizi raporuna göre, 2020 yılında dünya genelinde akut gıda güvencesizliği ile mücadele eden kişi sayısı 155 milyona ulaştı. Bu, son beş yılın en yüksek rakamı oldu.

Gıda güvencesizliğinin ağırlıklı olarak Afrika kıtasını etkilediği görülürken, 2020 genelinde dünyada 55 gıda krizi yaşandı. Raporda pandeminin de etkisiyle gün geçtikçe acil durum haline gelen gıda güvencesizliği için gıda-tarım sistemlerinde radikal dönüşüm çağrısı yapılıyor.

Pandemi, aşırı hava koşulları, çatışmalar ve ekonomik şoklar

Pandemi sebebiyle alınan kısıtlama önlemleri, ekonomik şoklar, çatışmalar ve iklim değişikliğine bağlı olarak ekstrem hava koşulları, 2020 yılında küresel gıda krizini daha da kötüleştirdi. Geçen yıl itibariyle artan rakamlarla 2030’a kadar dünya genelinde “sıfır açlık” hedefleri de artık mümkün görünmüyor. GNAFC raporuna göre, toplam 55 ülke/bölgede gıda güvencesizliğinden muzdarip kişi sayısı 2020’de bir önceki yıla göre 20 milyon arttı. Akut gıda güvensizliğine yol açan unsurlar arasında çatışmalardan etkilenenlerin sayısının 2019'daki 77 milyon düzeyinden 2020'de 100 milyona çıktığı belirtilen raporda, COVID-19’un da aralarında olduğu ekonomik şoklardan etkilenenlerin sayısı 24 milyondan 40 milyona yükseldi. Aşırı hava olaylarından ötürü gıda güvencesizliği çeken insan sayısının ise 34 milyondan 16 milyona gerilediği vurgulandı.

Afrika’da riskli kişi sayısı 94 milyondan 147 milyona çıktı

2016’dan bu yana rapora dahil edilen 39 ülke/bölgede ise gıda krizinde olan (gıda güvencesizliğinde Faz 3 veya üzeri gruplar) olan kişi sayısı 94 milyondan 147 milyona ulaştı. Gıda krizi olarak adlandırılan Faz 3’te 126 milyonu aşkın insan bulunuyor. Acil durumda olan Faz 4 ve üzeri kategoride ise 43 ülkeden 38’inde 28 milyon kişi yer alıyor. Bu insanlar için derhal harekete geçilmesi gerektiğine dikkat çekilen raporda, gıda kriziyle karşı karşıya kalmış kişilerin ağırlıklı olarak Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Sudan ve Yemen’de yaşadığı belirtildi. Bu üç ülkenin her birinde en az 2 milyon kişi Faz 4’te ve acil destek bekliyor.

Rapora göre, 2020’de tespit edilen 55 gıda krizinden 10’u kriz veya daha kötü (faz 3 ve üzeri) kategorilerde olarak nitelendirildi. En acil müdahale gereken 10 ülkenin 6’sı Afrika kıtasında (Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Sudan, Nijerya, Etiyopya, Güney Sudan ve Zimbabwe), ikisi Orta Doğu’da (Suriye ve Yemen), biri Americas’da (Haiti) ve biri Güney Asya’da (Afganistan) görüldü. 

15,8 milyon çocuk tehlike altında

Gıda güvencesizliğinin çocukları da olumsuz etkilediği belirtilen rapora göre, gıda krizindeki 55 ülkede 5 yaş altında toplam 15,8 milyon çocuk akut yetersiz beslenme sebebiyle zayıf düştü. Bu rakamın neredeyse yarısı olmak üzere 7,2 milyon çocuk ise gıda krizinin en kötü olduğu (Faz 3 ve üzeri) 10 ülkede yaşıyor. Öte yandan, söz konusu 15,8 milyon çocuk nüfusunun neredeyse üçte birini barındıran Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Etiyopya ve Sudan’da durum özellikle endişe uyandırıyor.

2021’de durum daha da kötüleşebilir

Gıda krizinin pandemi, çatışmalar ve ekonomik şoklar sebebiyle halihazırda kötüleştiği 2020 yılının ardından durum 2021’de daha da endişe verici bir hale gelebilir. Raporda, söz konusu 55 ülkeden 40’ında 142 milyon kişinin daha gıda güvencesizliğiyle karşılaşarak Faz 3’te yer alabileceği belirtilirken, 108 bini Güney Sudan ve 47 bini Yemen’de olmak üzere toplam 155 bin kişinin de Faz 5’te yer alacağı öngörülüyor. Öte yandan beş büyük gıda krizinin 12 milyon kişiyi Faz 3 gıda güvencesizliğine sürükleyebileceği tahmin ediliyor. Öngörülere göre, 2021’de gıda güvencesizliğine karşı mücadele verecek kişi sayısına 27,3 milyonla Demokratik Kongo Cumhuriyeti öncülük edecek. Bu ülkeyi 16,1 milyon kişiyle Yemen’in, 13,2 milyonla Afganistan’ın, 12,9 milyonla Etiyopya’nın ve 12,8 milyonla Nijerya’nın izleyeceği tahmin ediliyor.

“Gıda-tarım sisteminde radikal bir değişime ihtiyaç var”

GNAFC’nin kurucuları AB, FAO ve WFP tarafından yayınlanan ortak açıklamada, pandeminin birinci yılı geride kalırken gıda güvencesizliği açısından 2021 ve sonrası için görünümün “korkunç” olduğu belirtildi. COVID-19’un küresel gıda sisteminin kırılganlığını ve 2030 yılına kadar 8,5 milyar insanın beslenebilmesi için adaletli ve dirençli sistemlerin ihtiyacına dikkat çekilen açıklamada, “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı elde edebilmek için gıda-tarım sistemlerine radikal bir dönüşüme ihtiyaç var” denildi. Açıklamada, çoğu gıda krizinin uzun süreli çevresel, toplumsal ve ekonomik eğilimlerin artan çatışma ve güvensizlikle birleştiğinde gıda-tarım sistemlerinin direncini yok ettiğinin altı çizildi. Bu kapsamda mevcut eğilimlerin tersine dönmemesinin gıda krizlerinin sıklığını ve şiddetini artıracağı uyarısı yapıldı.

Gıda Güvencesizliği Nedir?

Gıda güvencesizliği aktif ve sağlıklı bir yaşam ile normal bir gelişim için gerekli yeterli miktarda güvenli ve besleyici gıdaya sürekli erişimden yoksun kalma durumudur.

Tarım Bakanlığı'nın da kabul ettiği GNAFC tanımına göre, insanların gıda güvencesinde olması için;

*Gıdanın yeterli miktarda –evde üretilmiş, yerel yetiştirilmiş ya da herhangi bir yerden ithal edilmiş- olması,

*Gıdanın erişilebilir olması –insanların yeterli miktarda ve çeşitlilikte gıdaya satın alma, evde üretme, takas, bağış veya gıda yardımı v.b. yoluyla düzenli olarak sahip olması;

*Aynı zamanda mevcut ve erişilebilir gıda insanlar için olumlu besin değerine sahip olmalıdır.

*Ve nihayet gıdanın mevcudiyeti, erişilebilirliği, güvenilir ve besleyici olması koşullarına her zaman erişimin olması gerekmektedir.

Akut gıda güvencesizliği ve beslenme bozukluğu vahamet zamanında sebeplere, ortama ve süreye bağlı olmaksızın belli bir bölgede hayatı ya da geçim yolunu veya ikisini birden tehdit eden gıda güvencesizliğinin göstergesidir. Değişime çok müsaittirler ve bir popülasyonda kısa bir süre içinde gıda güvencesizliği ve malnutrisyonun olumsuz belirteçleri olan ani değişiklikler ve şoklar sonucu ortaya çıkabilirler.

AKOM açıkladı: İşte fırtına ve yağışın İstanbul'a bilançosu Finansal performansın anahtarı: Dupont analizi Öğretmenlerin 24 Kasım beklentisi: Birer maaş ikramiye Türkiye dünyanın en sinirli ikinci ülkesi oldu! Trump Hazine Bakanı adayını açıkladı: 'Amerikan rüyasının' bir örneği AKOM'dan İstanbul için saatli uyarı: Fırtına, yağış, kar...