ABD yeni başkanını seçiyor: Sonuç Türkiye'yi nasıl etkiler?
ABD'de Başkan Yardımcısı Kamala Harris ve eski Başkan Donald Trump arasında geçen başkanlık yarışı dünya çapında da yakından izleniyor. Dünyanın en büyük ekonomisi ve en etkili küresel gücü olarak ABD’deki başkanlık seçimlerinin sonucu Türkiye için de kritik. Peki, Trump veya Harris’in seçilmesi Türkiye’yi nasıl etkiler?
Haber Merkezi |Amerika Birleşik Devletleri başkanlık seçimi için tüm dünya Trump veya Harris arasında geçen yarışa kilitlendi. Yatırımcılar ve piyasa uzmanları ihtiyatlı davranıyor.
ABD seçimleri dünyanın geri kalanı için önemli sonuçlar taşıyor
Her iki aday da ABD ekonomisinin geleceği için tamamen zıt vizyonlar sundu ve her biri dünyanın geri kalanı için önemli sonuçlar taşıyor. Dünyanın en büyük ekonomisi ve en etkili küresel gücü olarak, 2024 ABD Başkanlık seçimlerinin sonucunun ticaret anlaşmalarında, savunma stratejilerinde ve dış politikalarda değişiklikler getirmesine muhtemel bir gözle bakılıyor. Bu da küresel olarak ekonomileri, borsa ve piyasaları etkileyebilir. Yeni seçilen hükümetin politika duruşu, önümüzdeki yılın başlarında küresel ekonominin geleceğini ve piyasa eğilimlerini önemli ölçüde şekillendirecek.
Kamala Harris'in zaferinin küresel etkisi ne olur?
Forbes’ın raporlarına göre hisse senedi dalgalanmaları sonuçtan bağımsız olarak beklenirken, Kamala Harris'in olası bir zaferi daha büyük piyasa sürprizlerine ve değişimlerine yol açabilir.
Trump'ın kazanmasının olası sonucu ne olur?
İtalya Merkez Bankası'nın bir araştırma raporuna göre, Donald Trump yeniden seçilirse, piyasalar tahvil sektöründe artan oynaklık ve hisse senedi fiyatlarında artışla birlikte daha düşük oynaklık yaşayabilir. Ayrıca, petrol fiyatları da düşebilir ve bu da küresel hisse senedi piyasaları üzerinde daha fazla etkiye yol açabilir.
Siyasi tıkanıklık yaşanırsa ne olur?
Seçim sonuçlarından bağımsız olarak, belirtiler siyasi çıkmazın ufukta olabileceğini gösteriyor. Mevcut anket eğilimleri, Cumhuriyetçi Parti'nin Senato'nun kontrolünü ele geçirmeye hazır olduğunu, Demokratların ise Temsilciler Meclisi'ndeki hakimiyetlerini sürdürmelerinin beklendiğini gösteriyor. Bu tahminler değişebilse de, en olası senaryo, göreve gelen ABD Başkanı'nın muhalif partinin egemen olduğu bir yasama organında yolunu bulması ve politika kararlarını uygulamayı daha da zorlaştırması.
Trump veya Harris’in seçilmesi Türkiye’yi nasıl etkiler?
Trump veya Harris'in seçilmesi, Türkiye açısından kritik sonuçlar doğrubilir. İki ülke arasında bir dizi önemli konu çözüm bekliyor. Trump, ilk başkanlık döneminde 5 kez Türkiye'ye yaptırım uygulamaya çalıştı. Joe Biden’ın adayı olan Kamala Harris’in koltuğa geçmesi sonucunda Türkiye ile ilişkilerinde daha iyi olacağı yönündeki algı ön plana çıkıyor. Uzmanlar, Harris'in kabinesinde görev alması beklenen isimlerin Ankara ile ilişkiler üzerinde etkisi olabileceğini vurguluyor. Bu isimlerin arasında Harris'in Ulusal Güvenlik Danışmanı Phil Gordon da var. İki adayın da seçim öncesi siyasi söylemlerine bakarak, ilişkilerin geleceğini kestirmek zor. Uzmanlar, geçmişi analiz ederek yorumlarda bulunuyor.
Türkiye ile yeni bir dönem başlayabilir
ABD seçimi sonucu Türkiye için önemli sonuçlar yaratabilir. Yeni ABD Başkanı'nın izleyeceği politika, Türkiye-ABD ilişkileri açısından yeni bir dönemi de başlatabilir.
Trump seçilirse Türkiye nasıl etkilenir?
Donald Trump’ın Başkanlık görevinde ülke içerisinde getirdiği kısıtlamalar ABD’de ve dünya genelinde büyük eleştiriler aldı ABD’nin Trump öncesinde de, Afganistan ve Irak’a demokrasi götürmedeki başarısızlığı biliniyor. Washington’ın Mısır’da 2013 yılında gerçekleşen askeri darbeyi desteklemesi ve Trump dönemi sonunda 6 Ocak 2020 tarihinde yaşanan ABD Kongresi baskını, ülke içerisinde giderek artan popülist ve ayrıştırıcı söylemlerle birlikte liberal yönetim modelinin kendi içerisinde yaşadığı meşruiyet krizini ortaya koymaktaydı. Özellikle Trump’ın kürtaj, eğitim ve sınır güvenliği konusundaki politikalarını eleştiren Demokrat Başkan adayı Harris, eski Başkan’ın 6 Ocak 2021 Kongre baskınındaki rolüne de dikkat çekti.
Trump'ın başkanlığı döneminde dünyada neler yaşandı ve nasıl bir politika izlediğine yönelik ana başlıkları NTV derledi.
-Donald Trump yönetimi, ulusal çıkarları ön planda tutarak, çok taraflı anlaşmalar ve uluslararası iş birliklerini sorguladı. NATO'yu masraf kapısı olarak gördü.
- Trump yönetiminin göçmenlik ve iç politika uygulamaları, sistematik ayrımcılığa ve insan hakları ihlallerine yol açtığı yönünde geniş çapta eleştirilere neden oldu.
- Amerika içerisinde “biz ve onlar” söylemleri altında ifade edilen gruplar arasında siyahî ırk da yer almaktaydı.
- Trump, medya ve basın organlarını sıkça hedef almış ve “sahte haber” olarak adlandırdığı haberlerle mücadele etmiştir.
- Trump’ın Başkanlığı sırasında ortaya çıkan COVID-19 pandemisi ise dünya genelinde ve ABD’de büyük bir kriz yarattı. 2019 yılında tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 salgını, demokratik devletlerin başarısızlığını ortaya koyarak, sınırların daha belirgin hale gelmesine ve bencil davranışların daha ön plana çıkmasına yol açtı.
- Donald Trump’ın Müslümanlara yönelik artan eylemleri, İslamofobinin yükselişi, ayrımcılık ve ırkçılığın yükselişinin bir sonucu olarak görüldü.
Trump ilk dönemde Türkiye'ye nasıl baktı?
Trump, Türkiye ile iyi ilişkiler kurmaya çalışsa da, 4 yıllık süre içerisinde ülkeye yönelik artan yaptırım eylemleri ve sert söylemleri ile dikkat çekti. Trump döneminde Türk-Amerikan ilişkilerinin zayıfladığına ilişkin yorumlar yapıldı.
Trump’a selefi Barack Obama’dan miras kalan en önemli sorunlardan biri, ABD’nin “DEAŞ/IŞİD ile mücadele” bahanesiyle Suriye’de YPG/PKK terör örgütüne verilen destek oldu.
İkili ilişkilerde ön plana çıkan önemli bir konu ise Rahip Brunson’ın tutuklanmasıydı. Brunson davasında mahkeme, üç kez tahliye talebini reddedip 25 Temmuz 2018’de de Brunson’ın hapis cezasını ev hapsine çevirince, dönemin Başkan Yardımcısı Mike Pence ve Trump, Türkiye’ye yönelik yaptırım tehdidinde bulundu. 2018’de ise, Beyaz Saray, yine Brunson davası nedeniyle Türkiye’ye yönelik çelik ve alüminyumda gümrük vergisinin iki katına çıkarıldığını duyurmuştu.
Trump ile s-400 krizi yaşandı
Washington ile Ankara arasında son yılların en derin krizi, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemlerini almasıyla başladı. Bu dönemde yaşanang elişmeler ana başlıklarıyla şöyle oldu:
- Türkiye’nin NATO üyesi olmayan bir ülke ve hatta en büyük tehdit olarak tanımlanan Rusya ile yaptığı S-400 anlaşması, ABD tarafından büyük bir yaptırım (CAATSA) ile sonuç buldu.
- Pentagon, 17 Temmuz 2019’da Kongre’nin baskısıyla Türkiye’nin F-35 savaş uçağı programı ortaklığını askıya aldığını açıkladı. Donald Trump, Türkiye’ye yönelik olumlu yaklaşımına rağmen 4 yıllık görev sürecinde, ikisi Brunson davası, ikisi S-400 alımı, biri de YPG/PKK’ya yönelik operasyonlar olmak üzere “Türkiye’ye 5 kez yaptırım uygulamış ABD Başkanı” olarak tarihe geçti.
- İkili ilişkilerin geleceğine en büyük darbe ise FETÖ olayları tarafından gerçekleşti. Bu örgütün, 15 Temmuz 2016 askeri darbe girişimine kadar varan faaliyetleri de iki ülke arasındaki ilişkilerde 4 yıl boyunca masaya gelen konu oldu. Fethullah Gülen Terör Örgütü (FETÖ) kurucusunun ABD’den iadesi 7 kez istenmesine rağmen olumsuz sonuçlandı. Trump’ın, Türkiye’ye yönelik, göreceli olumlu yaklaşımına rağmen iki ülke arasında son yılların en derin çatlakları ve en çalkantılı ilişkileri Trump döneminde meydana geldi.
Trump Suriye'den çıkabilir mi?
Trump yönetiminde Washington'ın Suriye politikasında Türkiye'nin arzu ettiği bazı değişikler olabilir. Bunların arasında ABD’nin YPG’ye desteğini çekmesi ve Suriye’den çekilmesi var. Trump’ın bu yönde niyet beyanı olmuş olsa da o dönem ilk döneminde bu kararlar, o yönetimdeki yetkililer tarafından bloke edilmişti.
Biden ve Türkiye ilişkileri
Demokrasi başlığı altında önemli girişimlerde bulunan ABD’nin 46. Başkanı Joe Biden, küresel sorunlar karşısında daha aktif rol oynayan çok taraflılığı ve uluslararası ittifakları yeniden canlandırma çabası içinde bulunan, NATO ve diğer uluslararası organizasyonlarla iş birliğine önem veren bir lider oldu.
Biden yönetiminin Müslüman dünyaya yaklaşımına (örneğin Trump dönemi seyahat kısıtlamalarının kaldırılması) ve İran’la nükleer anlaşmaya dönme konusuna daha olumlu bakması önemli gelişmeler arasında yer almıştı.
Joe Biden ile Türkiye arasında Trump yönetimine nazaran daha uyumlu iş birliği ön plana çıkarken, dönemsel olarak yaşanan önemli ayrışmalarda dikkat çekmektedir. Örneğin, Biden, Ocak 2020’de New York Times editörleri ile yaptığı bir görüşme sırasında, demokratik yollarla görevden uzaklaşması için Türk muhalefetini destekleyebileceklerini ifade etti.
- Trump yönetiminde olduğu gibi Joe Biden ve ekibi de Türkiye ilişkilerde en önemli sorun olarak Rusya Federasyonu’ndan alınan S-400 hava savunma sistemlerini görüyor. Biden döneminde de en zor başlıklardan biri S-400 sorunu olmuştur. Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemlerini alması üzerine, ABD Türkiye’yi önce F-35 savaş uçağı programından çıkardı akabinde de CAATSA yaptırımlarını uyguladı.
Kamala Harris seçilirse Türkiye nasıl etkilenir?
Türk-Amerikan ilişkileri önümüzdeki dönemde geçmişte yaşanan krizlerin giderilmesine yönelik seyir izleyebilir.
Donald Trump ve ekibinin öngörülemez, tek taraflı ve çoğu zaman ideolojik yaklaşımlarının ön plana çıkmasından dolayı, Joe Biden’ın adayı olan Kamala Harris’in koltuğa geçmesi sonucunda Türkiye ile ilişkilerinde daha iyi olacağı yönündeki algı ön plana çıkmakta.Ancak, yeni liderin köklü politika değişikliğine gitmeyeceğini belirten siyasi analistler de var.
- Trump, Suriye’de, Türkiye’nin sınır ötesi operasyonuna yeşil ışık yaktı ve Türkiye’ye geçici bir avantaj sağladı ama sonuçta Suriye’yi de Rusya’ya bıraktı. NATO içinde bir çatlak istemeyen Biden yönetimi ile aynı görüşte yer alan Harris yönetiminin varlığı Türkiye için daha önemli olarak görülüyor.
Kamala Harris'in kabinesi önemli
Uzmanlar, Harris'in kabinesinde görev alması beklenen isimlerin Ankara ile ilişkiler üzerinde etkisi olabileceğini vurguladı. Bu isimlerin arasında Harris'in Ulusal Güvenlik Danışmanı Phil Gordon da var. Türkiye'yi yakından tanıyan Gordon, hem Bill Clinton hem de Barack Obama başkanlığındaki Demokrat yönetimlerde dış politikada önemli roller üstlenmişti.
Sözde Ermeni Soykırımı iddialarına yönelik politikalar, F-35'lerin satışına yönelik kısıtlama, S-400'ler konusunda uygulanan yaptırımlar, FETÖ’cülerin iadesi, Kıbrıs sorunu, İsrail’e yönelik artan ABD desteği en önemli başlıklar arasında yer alacak. Trump’ın Ukrayna Savaşı’nı bitirmeye yönelik artan söylemleri Ankara'nın dikkatini çekerken, ABD’nin İsrail’e yönelik tutumu da yakından izlenecek önemli bir konu olacak.